Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22- Tenime Yazılmışsın

@poncikss1234

"Her kısmet, nereden çıkacağı belirsiz bir şekilde hareket eder."

"Kısmetini çok uzakta arama, ya yakınındaysa?"

Güray'ın bu sorduğu sorudan dolayı şaşırmış, daha fazla dayanamayıp kahkahayı basmıştım. Kahkahalarımın arasından konuşmaya başladım;

-Güray, Allah'ını seversen bunu nereden çıkardın?

Her kelimem ağzımdan çıkarken gülmelerimin şiddeti daha da artıyordu. Beriz bana bakmayı kesip Güray'a döndüğünde, derin bir nefes alıp konuşmaya başladı;

"Güray abi, bu konu nereden aklına esti?"

Güray, Beriz'e doğru odaklanmış bir durumdayken elimle Güray'ın bacağına vurdum. Güray ne diyeceğini düşünmüş olacak ki kısa süre de konuşmaya başladı;

"Beriz , Kağan'a nasıl baktığını, onunla konuşurken gözlerini başka bir tarafa kaçırmalarını, ellerinin tiremesini gördüm. Sen de bilmiyormuş gibi davranma. Neden mi? Çünkü, bu yaptığın hareketleri sadece Kağan yanındayken yapıyorsun, ben de oradan yakaladım."

Gerçekten kanaat getirmiştim. Güray Kaya bir gözlemci, işkolik, aynı zamanda açık sözlülüğü ile birlikte değişik de bir adamdı. Şaka yaptığını düşündüğümden dolayı konuşmaya başladım;

-Güray, Sen nereden biliyorsun bunları? Yoksa gizli gizli Beriz'in yaptığı hareketleri mi takip ettin?

Güray sorduğum soruya tebessüm etti ve kolunu omzuma koydu. Ona baktığımda, gözlerini gözlerime sabitledi ve Beriz'in de duyabileceği şekilde konuşmaya başladı;

"Hayır güzelim, sadece aynısını benimle her konuştuğunda sen de yaptın. Sonuç ne oldu? İkimiz şu an beraberiz."

Güray gerçekten de şaka yapmıyordu. Neyin ne olduğunu çabucak görür, onunla ilgili soruları, sordukları sorular saçma olsun ya da olmasın, cevaplarını direkt karşı tarafa yapıştırıyordu. Güray'a bıkkınlık gelmiş olacak ki sesli ofladı ve Beriz'e ilk sorduğu soruyu tekrar sordu;

"Beriz, Kağan'dan hoşlanıyor musun?"

Beriz'in yüzü kıpkırmızı olmuş, yere doğru bakıp hafif hafif tebessüm ediyordu. Güray'ın "Anlaşıldı." dedikten sonra kalkmış gibi yapıp cebinden telefonunu çıkardı. Bir kaç tuşa bastıktan sonra "Arıyorum" dedi ve Beriz'e gösterdi. Beriz utanarak onay verdiğinde, Güray telefonu kulağına götürdü. Kağan'ın ne tepki vereceğini düşünemiyor, Beriz'in reddedilme korkusunu çok iyi anlayabiliyordum.
Ben de o korkuyu içimde çok yaşamıştım.

Ne olacağını Beriz ile merakla beklerken Güray "Alo, Kağan neredesiniz? Evdeyseniz Elmas'a gelin. Önemli bir konu var." cedi ve Kağan'ın konuşmasını beklemeden telefonu Kağan'ın yüzüne kapattı. Güray, telefonunu hemen yan tarafında bulunan beyaz masaya koyduktan sonra bize doğru döndü.

"Kağan ve Ateş buraya gelecekler. Elmas senin için sıkıntı olur mu?"

-Tabiki olmaz, hem onları da çok özledim, bu vesile ile de görmüş olurum.

Beriz aniden ayağa kalktığında yerimden sıçradım. Karşımızda duran aynadan kendine bakan Beriz, "Ben bu kıyafetler ile hayatta onun karşısına çıkamam." dedi.Üzerinde ördekli polar, özensiz toplanmış topuz... Ben de ona onay verdiğimde konuşmaya başladım;

-Hemen üzerini değiştir. Yanında yoksa eğer odama çık ve benden bir şeyler bakın. Rahat bir şeyler giyin.

Bir şey demeden koşar adımlarla merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Merdivene baktığımda Beriz kısa süre içinde ortadan kaybolmuştu. Güray'a döndüğümde, bana baktığını fark ettim. Ona gülümsediğimde o da bana tebessüm etti. Bu tebessümleri içimi ısıtırken, merak ettiğim bir konuyu da ona sormak istediğimden konuşmaya başladım;

-Güray merak ediyorum da, acaba Kağan bu durumu kabul edecek mi? Sen ne düşünüyorsun?

-Kabul etmezse bile saygı duymamız gerekiyor. Çünkü sen de biliyorsun ki Kağan pek kız canlısı değil güzelim. Beriz benim için değerli bir insan ve üzülmesini kesinlikle istemem. Bu durum Kağan için de geçerli. Onun da kesinlikle üzülmesini istemem lakin bana göre olacağı belli, sence de olacak mı?

Kıkırdadıktan sonra sorduğu soruya onay verdim. Birkaç dakika sonra kapının çalma sesi kulaklarıma doldu .

Güray "Ben bakarım." dedikten sonra oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru ilerledi.Kapıyı açtı. Kafamı eğip baktığımda Kağan ve Ateş'i gördüm. Güray'a selam vererek salona doğru yürümeye başladılar. Salona girdiklerinde Kağan'ın elinde bir kaç poşet vardı. Elimi uzatırken konuşmaya başladım;

-Öncelikle beyler hoş geldiniz, Kağan elindeki poşetleri bana ver de mutfağa koyayım. Sen de işten çıktıysan eğer yorulmuşsundur, koltuğa oturun, ben de şimdi geliyorum.

Kağan da "Hoş bulduk." dedikten sonra poşetleri bana uzattı. Elinden poşetleri aldığımda mutfağa doğru adımlarımı attım. İkisine de ne içeceklerini sesli sorduğumda içeriden "sıcak çikolata alabiliriz."Dediklerini duydum. Dolabın kapağını açtım ve kupaları tezgaha indirdim. Suyun kaynamasını beklerken ben de tepsiyi hazırladım. Suyun kaynadığına dair sesini duyduğumda tepsiyi kettleye yaklaştırdım. Mutfak kapısının tıkırtısından dolayı kapıya baktığımda Beriz'in mutfağa giriş yaptığını gördüm. Beriz birkaç poşete baktığında eriyecek olan malzemelerin olduğunu söyledi. Daha sonra yerleştirmem gerektiğini de söyledi. Ona onay verdiğimde tepsinin önüne geldi. Ona bakıp duruyor, bacaklarının sallayışından dolayı sesli kıkırdıyordum.

-Sanki tuzlu kahve yapıyor.

İkimizde aynı anda kahkaha attığımızda son poşeti yerleştirirken kahvelerin daha hazır olmadığını gördüm. Açıkçası birazcık tedirgindim. Kağan'ın aklında ya başka birisi varsa? O zaman Beriz'in hali ne olacaktı? Bu düşüncelerim sayesinde hemen aklımdan bir plan oluşturduktan sonra etrafta boş bir şişe aradım. Sol tarafta bulunan dolabın içine koyduğumu hatırladım. Dolabı açtığımda şişeyi buldum ve heyecanla Beriz'e doğru döndüm.

-Beriz hep oynadığımız doğruluk ve cesaretlilik oyununu oynayacağız. Bakalım, Kağan senin hakkında neler söyleyecek? Beriz sakın ha ona karşı pot kırma, yoksa hep beraber yanarız.

Kısık konuşmalarımız, Beriz'in ocağa koyduğu sütün taşması ile son bulmuş, hemen sütü ocaktan kurtardıktan sonra da sıcak çikolata tozunun üstüne dökmüştü. Kettle'den kaynayan suyu da nescafenin üstüne döktüğünde her şey hazırdı. Kupaları tepsiye yerleştirdiğimizde Beriz Kettlenin düğmesine bastı. Beriz tepsiyi alıp kendisi önden mutfaktan çıktı. İkimiz de yavaş adımlar ile salona geçtikten sonra Beriz tepsideki kupaları Kağan'a ve Ateş'e uzatmıştı. Bize doğru yürümeye başladı ve çok geçmeden kupa bardaklarımızı elimize aldık. Güray daha fazla dayanamamış olacak ki herkesle göz temasında bulunup ciddi bir şekilde konuşmaya başladı;

"Beyler, size bir şey söyleyeceğim beni iyi dinleyin."

Kağan ve Ateş kafalarını sallayıp "Dinliyoruz abi." dedikten sonra Güray bana bakıp tebessüm ederek konuşmaya başladı;

"Bundan sonra Elmas yengeniz oluyor, ona göre davranışlarınızı ayarlayın. Ona düzgün davranın."

Kağan hemen kahvesini sehpaya koydu. Alkışlar ile tebrik ettikten sonra Ateş de ona katılmış, alkışlar eşliğinde konuşmaya başlamıştı;

"Tebrik edeceğim lakin, abi Elmas kiminle çıkıyor?"

Güray ve ben şok olmuş bir şekilde birbirimize bakarken Güray parmağıyla kendini işaret etmişti.

Ateş hâlâ gülmeye devam ederken konuşmaya başladı; "Abi şimdi şöyle ki sen ciddi ilişki insanı değilsin ki... Bu, nasıl olur?"dediğinde konuşması arasındaki kahkahası daha da artıyordu.Güray yanında bulundurduğu yastığı Ateş'in yüzüne atmış, o da bu konuşmalara gülmüştü. Beriz'in artık oyun için konuşmasını, bir şeyler söylemesi için alttan alttan dürtüklemiştim.

"Hadi hepimiz buradayken bir oyun oynayalım. Kim kimden ne saklıyor? Hep beraber burada öğrenelim."

Güray kulağıma doğru eğilerek "Beriz ne yapmaya çalışıyor?" diye fısıldamıştı.

Ben de "Kağan'nın ondan ne sakladığını ya da saklamadığını öğrenmek" için böyle bir oyun olduğunu söyleyip geri çekilmiştim.

Beriz ayağa kalktığında yanındaki tepsiyi de eline aldı. Kupaları tek tek tepsiye yerleştirdikten sonra mutfağa doğru yürümeye başladı. Birkaç saniye içinde elinde şişeyle beraber salona geldikten sonra biz de yer ayarlaması yapmış, hep beraber istediğimiz yerlere oturmuştuk. Beriz "Ben başlıyorum, hazır mısınız?" diyerek şişeyi çevirdikten sonra durmasını bekledik. Şişenin uç tarafı bana arka tarafı ise Ateş'e gelmişti.

Ben Ateş'e soruyordum o da cevaplıyordu.

- Doğruluk mu cesaretlilik mi?
"Doğruluk."

-Hayatındaki en büyük pişmanlığın neydi?

"Kendimi değiştireceğim yerde başkalarını değiştirmeyi seçtim. O yüzden bazı sevdiğim insanları kaybettim." Güray anlamsız bakışları ile Ateş'e bakarken, Ateş şişeyi çevirmeye başlamıştı. Şişe Beriz ve Kağan'da durmuştu. Kağan soruyu Beriz'e sordu.

"Doğruluk mu cesaretlilik mi?"

"Doğruluk."

"Beni ilk o evde gördüğün zaman, benim hakkımda ne düşündün?"

Ben ve Güray birbirimize bakıp sırıtmıştık.

"Aslında dışarıdan bakılınca kaba, egolu ve insanları takmayan birisi gibi gördüm. Pişmanım çünkü sana ön yargılı davrandım. Yanılmışım, şuan çok düşünceli, dürüst ve en önemlisi de saygılı olduğunu düşünüyorum."

Beriz'in bu cevabından sonra oyun daha fazla devam etmemiş tekrar Beriz konuşmaya başlamıştı.

"Size bir şey itiraf etmek istiyorum.

Ateş merakla Beriz'e bakmış, Kağan'ın bacaklarına bacaklarını uzatmış, Beriz'i dinliyordu.

"Şey, Ben..."

Ateş hemen lafa atlamıştı;

"Artık konuşacak mısın? Yoksa sabaha kadar seni mi bekleyelim Berizciğim?"

Beriz, Ateş'in bu laflarından sonra eliyle Ateş'i susturmuş, derin bir nefes alarak cesaretini toplamıştı. Bana baktığında ben de ona baktım. Beriz'e cesaretlendirmek amacıyla onay verdiğimde gözlerini iki kere kırptı ve konuşmaya başladı;

"Ben Kağan'dan hoşlanıyorum. Biraz geç oldu lakin "geç olsun güç olmasın," kafasındayım. Kağan şu an bir şey demene gerek yok. Sadece içimde daha fazla tutamayacağım için böyle bir plan yaptım."

Kağan'ın gözleri faltaşı gibi açılmış, Ateş ise oturduğu yerden ayağa kalkıp kahkaha atmaya başlamıştı.
Bende Güray'a sarılmış onların bu haline bakıp gülüyordum. Ateş kahkahaların arasında konuşmaya çalışırken onu anlamamıştık. Güray'ın ona bakışlarından sonra sessiz olmuş, tekrar konuşmaya başlamıştı;

"Bu, bu gerçek mi? Rüyada mıyım? Yo değilim. Beriz cevap versene, rüya değil, öyle değil mi?"

Ben Ateş'e kaşlarım çatık bir şekilde bakarken Ateş ellerini yukarıya kaldırıp "Ben suçsuzum" dedi ve Kağan'a dönerek konuşmaya başladı;

"Kağan, neden konuşmuyorsun?Dur bir dakika yoksa sen, sen öyle düşünmüyor musun?"

Kağan'ın ağzından şu ana dek tek bir kelime bile çıkmamıştı. Beriz'in morali bozulmuş yüzü asılmıştı. Beriz'in moralini yüksek tutmaya özen gösterecektim. Kağan'ın konuşmamasından dolayı ben araya girip konuşmaya başladım;

-Her şey zamanla olacak, Kağan daha yeni bu durumu öğrendin. Tabii bu konu hakkında şaşırdığın için herhangi bir şey demeyebilirsin. Bu konu hakkında konuşacak mısın? Yoksa başka bir konuya mı geçelim?

Kağan kafasını iki yana sallayıp konuşmaya başladı;

"Hayır ondan değil, düşünüyorum da, daha önce neden beni sevdiğini söylemedi?"

Beriz göz devirdikten sonra araya girdi;

"Kağan sen evdeyken benim yüzüme mi bakıyordun? Hem ben sana bu konu hakkında nasıl itiraf edecektim?"

"Evet, yüzüne bakıyordum. Beriz her şeyini ezbere biliyorum. Mutfakta neler yaptığını, heyecanlandığındaki o yüz ifaden, konuşurken ellerinin birbirine dolanma hareketini... Sence, sana bakmıyor muyum?"

Güray'ın dediği hareketlerin hepsinini Kağan'da fark etmişti. Sahi fark etmeyen sadece Ateş miydi? Beriz oturduğu yerden ayağa kalkarak Kağan'ın yanına oturdu. Beriz Kağan'ın gözlerine baktığında daha fazla dayananmış olacak ki aniden sarıldı. Kağan'ın elleri havada kalmış Beriz'in bu davranışına şaşırmıştı.Ben de onlara baktığımda, Güray'ı daha da fazla sarmalamıştım. Güray saçlarımı öptükten sonra Berizgile bakmayı kesip Güray'ın yüzüne doğru bakmaya çalıştım. Oda benim baktığımı fark ettiğinde kafasını yüzüme doğru eğdi ve hızlıca burnumu öptü. Kıkırdadım ve tekrar Berizgile baktım.

Ateş'in; "Öf ! Hadi artık Beriz, yengem misin, değil misin? Kağan sen de söyle de hepimizin haberi olsun."

Kağan gülerek "Tabii ki de yengeniz."demiş, Beriz'i sevdiğini o an kendisi de kabullenmiş oldu. Onları Güray ile alkışlarken, Ateş'in aniden yapmacık ağlaması ile ona doğru döndük.

"Herkesin kız arkadaşı var benim niye yok? Benim neyim eksik? Abimin bile sevgilisi var, batsın bu dünya."

Konuşurken bir insan nasıl yalandan ağlayabiliyordu? Hepimiz Ateş'e güldükten sonra Güray, benim yanımda bulunan yastığı Ateş'e bir kez daha fırlatmıştı. Ateş eski haline gelmiş, Kağan'ı kaldırmak için çok hafif! Cimciklemişti. Kağan Ateş'e bakarken, Ateş elleri ile ayağa kalmasını söyledi. Kağan'ın kulağına eğilip "Sen de bir şeyler yap, yoksa kızı kaybedersin." diye fısıldadığını hepimiz duymuştuk.

Kağan'ın aklında bir fikir varmış gibi oynadığımız oyunun şişesini uzanıp yerden aldı. Kağan ayağa kalktı ve şişeyi mikrofonmuş gibi kullanmaya başladı.

Güray'ın; "Bütün erkeklerde şarkı söylüyor anasını satayım."dediğinde Beriz ve ben Güray'a bakıp gülmüştük.

Kağan şarkıya inceden giriş yapmıştı.

"Tenime yazılmışsın
Elimden ne gelir
İçime kazınmışsın
Beynim kalbime yenilir"

"Çıkmadın aklımdan bir gün
Yüzün hep, gözümün ucunda
Kendini bi' duvar gibi
Ördün karşıma"

"Bulursun, ararsan hata
Hep ölçer biçersen cefa
Unutulur gidersin
Kaldırırlar rafa"

"Tenime yazılmışsın
Elimden ne gelir
İçime kazınmışsın
Beynim kalbime yenilir."

Kağan şarkıyı bitirdikten hemen sonra hepimiz alkışladık. Kağan Beriz'i kendisine doğru çekip bir kere daha sarıldı. Ayrıldıktan sonra Kağan hafif bir öksürük sesi ile Beraber konuşmaya başladı; Hepimiz Kağan'ın, Beriz'e ne diyeceğini merakla bekliyorduk.

"Beriz, teninin kokusu tenime işlemiş güzelim."

"Yani?"

"Tenime yazılmış, içime kazınmışsın be Beriz..."

Selammmm Siyah ailesi, nasılsınız? Ben çok iyiyim. Evet bugün de bir bölümün sonuna geldik.

Ufak ufak özel bölümler yayınlamaya başlamak istiyorum.

Yorum ve votelerinizi bekliyorum.

Hepinizi çok seviyorum, çok öpüyorum.

İyi okumalar❤

Medyadaki şarkıyı da Kağan ile birlikte söyleyebilirsiniz 🫶🏻

 

Loading...
0%