Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Normal bir gün

@prf.kurabia_

Bu bölümü tanıtım gibi düşünün bölüm biriktirip başlicam bu yüzden uzun bir süre bölüm gelmiyebilir.(Okunmaya göre değişiklik gösterebilirim)birde kitabın açıklamasında ufak tefek değişiklikler olabilir büyük bir değişiklik olursa zaten o bölüme yazarım

klavye kurtu Kürt'e çeviriyor gördüklerimi düzelticem ama göremezsem ( . ) Koymanız yeterli

önümde benden 2 kat daha büyük simsiyah kürkü ve altın sarısı gözleri bir elmas gibi parlıyan bir Kurt duruyordu

ne kadar korkmam gerekse de içimde bir his onun kürküne dokunmak istiyordu

ona bir adım attığımda güneşli hava bir anda geceye dönüştü

Bir adım daha atım, etrafımdaki çiçek bahçesi gibi gözüken yerde solmayan çiçek kalmadı

Pes etmiyerek bir adım daha attım bu sefer yanımdan geçen minik bir tavşan bir anda toz olup uçtu

artık koca kurtun önündeydim başını eğip sevmeme izin verdi.

tekrar kötü bir şey olmasından tereddüt ederek yavaş yavaş uzattım elimi burnunun üstündeyken durdum

daha ona deymemişken arkama baktıp hala bir şansım olduğunu biliyordum ama bu kurt bana sebepsiz bir güven veriyordu

elim uzatarak burnunu sevdim, bu sırada çiçekler geri açmıştı.

içimden bir his ona sarılmam gerektiğini söylerken onu geri çevirmedim.

Ona sarıdığımda yanımızdan bir tavşan ailesi koşarak geçti.

ben mutlulukla etrafa bakarken arkamdan gelen çıtırtı sesiyle kurta döndüm.

Kurt artık orda yoktu onun yerine bir adam vardı ama üstünde pelerin vardı yaklaşarak yüzünü görmeye çalışsamda başaramadım

sonra adam konuşmaya başladı "Az kaldı hemde çok az"

Adam bir anda yok olurken ayı kapatan bulutlar kenara çekilerek ayın ortaya çıkmasını sağladı.

Ay ortaya çıktığı anda kurtlar ulumaya başladı

kulağımın arkasından bir nefes sesi duymamla arkamı dönücekken "UYAN!"

"AAAA! "Çığlık atarak uyanmamla sağ yanağıma yediğim tokat aradında saniyeler vardı.

"Ne bağrıyorsun kulağımın dibinde!" Yüzüm kan ter içinde kalmışken birde ismi gereksiz bir ablayla uğraşıyordum abla denir mi bilmem ama

Sırf bağırdığım özür dilemem gerekiyordu gereksiz bir kural daha

"Üzgünüm"diyebildim sadece. Kollarını bir birine sarmış bana üstten bakarken "devamı?"

İçimden birazcık sövdükten sonra "üzgünüm efendim" Hestiacıma efendim demem gerekiyormuş.

Bir şeyler daha anlatıp bana işleri kitledikten sonra çok sevgili babamın yanına indi. gerçi onada baba demem yasak ama neyse...

Banyoya girerek elimi yüzümü yıkadım bir süre aynada kendime baktım

Kırmızı saçlarım griye kaçan buz mavisi gözlerim vardı. Saçları benim gibi kırmızı bir çok insan görsemde babam yeni efendi "onların ki boya ama seninki gerçek ve kan gibi iğrenç" dediği için normal olmadığını biliyorum

Belimin bir karış üstünde biten saçlarımı kesmedikleri için mutluydum. Gözümün içine baktım.

iğrenç gözüken o göze baktım. Göze dememin sebebi bir gözümde göz bandı var.

Aslında gözüm görüyor ama ufakken gözüme kaynar su döküldü elimle gözümü korusamda 6 yaşındaki minik ellerim sadece gözümü koruyabildi bu yüzden etrafına kaynar su döküldü babamda iyileşmesi için hiç çaba göstermedi ve bu yüzden iğrenç durduğunu söylediler.

Benim için aldıkları tek şey bu göz bantları olabilir.

Çok oyalanmıyarak aşağı indim. Evde İvy adında bir hizmetçi vardı bende ona yardım ederdim arada bazı istisnalar oluyordu tabii.

Bugünde o istisna günlerden biriydi diyemiyeceğim maalesef...

Ben aşağı indiğimde kahvaltı sofrası çoktan hazırdı.

Benim için olan ve salonda oturabilidiğim tek yer olan mindere oturtup kahvaltılarının bitmesini bekledim.

Onlarla kahvaltı etmem yasaklı şeylerden biriydi.Hestia ablamın tek kuralı sarhoş olması yasaktı

Fakat benim kurallarım say say bitmezdi.

Akşam 10'da odadan dışarı çıkamamak, Dışarıya sadece haftada 1 gün ve 1 saat çıkabilmek, denilen her şeyi harfiyen yapma zorunluluğu vb. Şeyler sadece bir kaçı

Babamın yani Efendi'nin beni sevmeme sebebi gayrimeşru (evlilik dışı)bir çoçuk olmamdı

İçtikten sonra annemle tanışmışlar sonrasıda işi pişirince sonuç ben olmuşum. Ben doğana kadar birlikta yaşamışlar fakat annem beni hastane yatağında bırakıp kaçmış.Onların salaklığı yüzünden benim dışlanmam çok saçma!

Belkide babama veya Hestiaya benzemediğimden dolayıdır saçlarımı annemden aldığımı biliyorum çünkü babam bunun için saçlarıma lanet ederdi. gözlerimde anneme çekmişti fakat Hestia'nın gözleri babama çekmişti ve toprak rengi pas parlak gözleri vardı bu yüzden benim buz mavisi gözlerime lanet okumuştu. Ne kadar lanetli bir kızım

Onlar yemeğini bitirince İvy bana bir ekmek ve birazcık beyaz peynir vererek beni odama postaladı.

Yemeğimi odamda yemek zorundaydım ve yemeğim bitikten sonra işten kaytarmak için odamdan çıkmama durumuna karşı 20dakikam vardı.

Yemeği bitiremediysem odamdaki komidinin üstüne koyar ve akşam yemeği yapardım daha doğrusu kurallar böyle

Peyniri ekmeğin arasına koyduğumda çeyreği kadar olduğunu gördüm.

Tabii Lucia olunca para yok, Hestia olunca al gülüm ver gülüm...

Sonunda peynirli denemiyecek kadar az peynirli ekmeğimi bitirmiş İvy'nin yanına iniyordum.

İvy kahve rengi saçlı siyah denebilecek kadar kapalı kahverengi gözleri olan bir kızdı.Buda Hestia sayesindeydi İvy'den önce yeşil gözlü bir çalışan vardı ve Hestia onu kıskandığı için kıza yapmadığını bırakmamıştı kızda ne yapsın kaçtı gitti.

İndikten sonra İvy bana yapıcaklarımı söyledi ve kendi işine koyuldu bende tuvalet, banyo temizliyerek işime başladım

Ben temizlerken tabikide Hestia ablacığım günlük zorbalıklarına başlıyarak işimi manipüle etmeye çalışıyordu

"Iyyy sen böylemi temizlik yapıyorsun iğrenç! Düzgün temizle şuraları 5 yaşındaki çoçuk senden daha iyi temizlik yapar"

Bende histerik bir gülümseme ile "iyi ya, gel sen yap"

Gülümsemesi solarken yanıma geldi ve sabahki gibi bir tokat attı sonrada yanımda duran su kovasını alıp kafamdan aşağı boşaltarak

"Su deterjanlıydı dimi senide temizlemiş olduk belki o iğrenç gözün düzelir"

O gözü yapan sen ve babandı

Bir süre olduğum gibi kaldıktan sonra ayağı kalktım ve yerdeki suları silerek işime devam ettim.

Bunlar artık normal şeylerdi ve benim tek yapabileceğim ise yarını yani Çarşamba gününü beklemekti.

Çarşamba günleri 1 saat dışarıya çıkabiliyorum tabiki yanımda yada arkamda beni gizlice takip eden birisi oluyor ama hepsi babamın özel adamları olduğu için içi geçiniyorum dersem yalan olur

1 saatimi genelde evin 4-5 sokak ötesindeki kütüphanede geçiririm veya kütüphanenin karşısındaki denizin kumlarına oturur ayaklarımı tuzlu suyun ıslatması izin veririm

Bunları düşüne düşüne akşam etmiştim ve saat ona gelmeden yatağıma giderek uyukuya yumdum gözlerimi

Fakat bir kaç gün sonra işler değişecekti ve bundan kimsenin haberi yoktu bazıları hariç

 

 

İlk bölümün sonuna geldik sizce nasıldı veya anlaştış biçimi vb. Güzel mi?

Bazıları sizce kim olabilir?

Lucia'yı nasıl buldunuz?

Lucia'nın aile kurallarını nasıl buluyorsunuz?

OY vermeyi unutmayın... Oylarınız ve yorumlarınız(tek tek okuyorum) benim için çok önemli

​​​​​

​​​​

 

 

Loading...
0%