@prf.kurabia_
|
Fotoğraf çok hoşuma gitti o yüzden koydum Okul yüzünden bölüm yazamıyorum o yüzden çok özür dilerim Kapıyı kilitleyip merdivenlerde adım sesi duyulan babam bir süre sonra kayboldu Peki niye buraya düştüm çünkü bahçedeki otlar yeni biçilmiş ve ben oraya oturarak onları ezmişim bahaneler ve bahaneler Şuanda kilerde kilitliydim ama asıl sorun kiler değil karanlıktı Gözlerimi kapatarak yere çömeldim ve dizlerimi kendime çekerek kendimi avutmaya başladım "Sankin ol Lucia sakin ol sadece gözlerin kapalı. Kilerin lambası yanıyor ama sen gözlerini kapattın" Hala korkuyor olsamda psikolojikmen rahatlatan bu avutmanın ne kadar sürdüğünü bir Allah bilir Kilerdeki eşyalardan korkup çığlıklarmı atmadım yerdeki şeylere takılıp burnumumu kanatmadım kısaca aklınıza ne geliyorsa yapmış olabilirim Bir süre sonra gözlerimi açmak zorunda gibi hissederek gözlerimi açmıştım Gözümdeki kaynar su izi karanlıkta olmuştu "Aptal Lucia düşünme bunları bu odada teksin kimse yok...kimse yok" Ne kadar kendimi inandırmaya çalışsamda beynim kabullenmiyordu Hala 6 yaşındaki Lucia gibi korkuyordu İnsanlar geçmiş geride kaldı der ama geçmiş insanın önüne aniden çıkar ve zihinden silinmemesini sağlar. Buna ister travma deyin ister kaderin cilvesi, ister bir anı olsun ister acı olsun içimde yankılanıp beni arayan bir ses diyorki "unutma ben senin bir parçanım" böylece asla unutmamam gerektiğini hatırlıyorum Bunları düşünürken gözüm karanlığa alışmıştı bende kafamı dağıtmak için etrafı incelemeye başladım 1 saat sonra Adım sesleri git gide yaklaşırken merdivenden inen topuklu sesleri, gelen kişinin Hestia olduğunu gösteriyordu Kısık çıkan sesimle "ne alaka bu şimdi?!" Kilerden çıktıktan sonrası pek önemli değil fakat Hestia yanıma gelmeye zahmet ettiyse işin içinde bir bit yeniği var demektir Kapı kilidinin açılma sesiyle odanın içine ışık girmeye başladı Karanlıkta çok durmaktan olsa gerek ışık gözlerimi kamaştırmışdı fakat karanlıktan kurtulmuştum "Bücür kalk gidiyoruz" "Nereye gidiyoruz?" "Ananın am- Öfff gidiyoruz işte HADİ!" Arkasındaki ışıktan yüzünü göremesemde oflamasından göz devirdiğini anlamak pek zor olmadı. Hestia'nın saçma huylarından biri işte "Yukarı çıkınca babam söyler" Hestia önden giderken merdivenleri çıkıyorduk kırmızı topukluları göze çarpıyordu hem ses olarak hem görünüş olarak bir insan evde neden topuklu giyerki Merdivenlerden çıktığımızda arka bahçedeki kulübenin içindeydik çapa tırpan vb. eşyaların olduğu kulübede ekstra olarak Çınay vardı Bana üzgün gözlerle bakıyordu içimden "Ne bakıyorsun be adam mı öldürdün" desemde yüzümde gram mimik oynamamıştı Bu özelliğimi çok seviyorum. Duygusuz olmayı seviyor muyum?!... KUlübenin kapısı açılınca yeni fark ettiğim şeylerden birisi Hestia'nın üstünde mini, dar kıp kırmızı elbiseydi İnsanlar evde böyle mi dolaşıyor Kıvırta kıvırta Çınay'ın önünden geçen Hestia'nın derdi şimdi belli oldu Çınay 1 saniye bile dönüp Hestia'ya bakmamışken. Hestia için aynısı söylenemezdi adamı gözleriyle yedi resmen Tam kulübeden çıkacak Çınay kolumu tuttu "Luc-" Bir anlık duraksasamda elimi çekerek 2-3 adım geriye kaçtım dokunduğu yeri elimde ovuştururken gözlerim dolmuş bir şekilde "DOKUNMA! ... dokunma bana..." En başta hiddetle çıkan sesim sonlara doğru kedi yavrusuna dönmüştü. Hemen kulübeden çıkarak bahçedeki muslukta Çınayın dokunduğu yeri yıkamaya başladım git gitte hızlanırken farkında olmadan derimi tırnaklamışım görenin kedin mi var diyeceği türden tırnak izleri Kolumdan kanlar aksada hiç bir şey olmamış gibi çınayın dokunduğu yeri ovuşturduğum elimide yıkamaya başladım "LUCİA YETER"diye duyduğum sesle elime baktım kolumdan farksız duran avuç içimin tek farkı birisi avucumun içinde birisi bileğimden dirseğime olan çiziklerdi Çınay yanıma gelerek yüzü donmuş bir şekilde ellerime baktı Tam dokunacakken refleksen ellerimi kendime siper ettim. Çınay'ın eli havada kalırken "ohh pekala"dedi fısıltıyla Tam bu sırada Hestia "BEN SANA İÇERİ GEL DEM-" sözü yarıda kalmışken bizi gördü ilk çınaya baktı, ellerime baktı göz devirerek ve kıvırtarak yanımıza geldikten sonra "Çınay bunun huyu bu boşver biz alıştık sende alışırsın tabii onun iğrenç kanını görmek istiyorsan orası ayrı" Çınayı kolundan tutup içeri götürürken beni unutmuştu fakat hala konuşuyordu "bir insanın kanı bilemi kötü olur. Ah pardon benimde annem orospu olsaydı benimde kanım iğrenç olurdu" Seninde baban orospu... bir insanın suçunu neden ben çekiyorum Çınay'ın üstümdeki bakışları hissetmeme rağmen dönüp ona bakmadım Hestia'nın dediği gibi Ben alıştım sende alışırsın iğrenç saçlarımı, iğrenç gözümü iğrenç kanımı görmeye sende alışırsın elbet... Ellerime baktım sonra sağ koluma baktım büyük olan çizikler çok kanamasada eve kan damlarsa yine kilere geri dönme ihtimalim vardı Sol avucumdaki kanlara baktım sonra sağ elimle bir tutam saçımı alarak sol avucumun içine götürdüm Saç tutamının ucu kana bulaşmıştı ama saçımın renginden dolayı belli olmuyordu. Saçlarımda kan gibi iğrenç... Bahçe muslukta ellerimi yıkayarak kanları temizledim. Salona girdiğimde herkes salondaydı Babam Çınayı umursamıyarak "Hestia ben sana demedim mi gözüken bir yerine bir şey yapma diye" Hestia bacak bacak üstüne atmış mini elbisesinin eteğinin dahada yukarı gelmesini sağlamıştı kollarını bir birine sararak göz devirdi "ben bir şey yapmadım Çınay bilmediği için ona dokunmuş tabii onun elini kanatana kadar yıkmasını izlemek çok zevkli ama bu sefer ben masumum" dedi ve omuz silkti Babam kafa sallıyarak Çınay'a döndü "Sende öğrenmiş oldun" Hestia ile yumuşak sakin bir şekilde konulurken Çınay'a gelince otoriter sert bir ses ile konuşmuştu sonra bana döndü "Gece ve Ay festivaline gidicez normalde sen ile Çınay burda kalıcaktı ama Çınayın ailesi orda yaşadıpı için onları görmek istediğini söyledi yani sende bizimle geliyorsun" Hestia'ya yumuşak bir ses Çınay'a otoriter bana ise donuk nefret dolu bir ses kalmıştı Kısık çıkan sesimle "İvy burda kalmıyor mu onunla kalsam?" o festivalde çok fazla insan olduğunu az çok tahmin edebiliyorum üstüne üstlük 1 hafta sürüyor eve geri geldiğimde kolumdaki çizikleri geçtim direk derimi falan soymuş olurdum Hestia ile gülüşerek konuşuyorlardı sonra bana döndü yüzündeki gülümseme kendini nefrete bırakırken "seni İvy ile bırakalımda kaç dimi?!" Sanki Çınay olsa kaçamicakmışım gibi hem kaçsam nereye gidicem dış dünya ile alakalı ne biliyorum ki EFENDİYE cevap vermiyerek odama çıktım kendi kendime mırıldanırken "Çınay festivalin ordan mı geliyormuş" odanın kapısı çaldı Evde kapımı çalan kimse olmadığı için ne diyeceğimi bilemiyerek girmesini bekledim fakat girmedi sonra kapının arkasındaki ses "girebilir miyim?" Bu ses tabikide Çınay'ın sesiydi Kafa sallıyarak gelmesini bekledim fakat sonra beni görmediği aklıma gelerek ne yaptığımı sorguladım "gel yanii... gelebilirsin" sesim gereğinden sessiz çıksada duymuş olucakki kapının gıcırtılı açılışını izledim Çınay odaya göz attıktan sonra hafif bir yüzünü ekşitir gibi olsada hemen düzelterek "burası senin odan mı?" "Evet neden?"odamda bir şey mi var? "Odanın bir şeyi yokta sankiii... Bir tık eski gibi" Çınay'ın bunu demesiyle odama baktım: Odaya girdiğimde odanın sağ köşesinde yer yatağım vardı. Yatağın karşısındaki duvarda bir pencere vardı hemen altında 3 parça kıyafetimi koyduğum sağ tarafında kırık olan bir çekmece vardı. Kapının hemen karşısındaki duvarda minik duvara çakılmış bir raf vardı. Kitaplıkta: 3 okuma kitabı 1 defter vardı, deftere resim çizerdim ama güzel olmadığı için kimseye gösterme gereği duymamıştım. Fakat asıl sorun bu değil asıl sorun şu soru: *Odanın nesi eski ?...Acaba yerde halı olmadığı için mi ?* Ben bunları düşünürken Çınay "Aman bee boşver normal oda işte ben özür dilemeye geldim" Özür dilemek , hep benim dediğim ama bana hiç denilmeyen o kelime "Oh önemli değil bilmiyordun sonuçta" "Olsun yinede özür dilerim dikkat etmem gerekirdi" sustu Bir süre sonra fısıldamaya başladı "Özür dilediğime göre kellemi uçurmazsın dimi Kaptan" Dediklerini duyamıyarak "efendim?" Oda sakin bir tavırla "yok sana demedim yenge" "Yenge?" Yenge mi! lan neler oluyor
💥💥💥Oy ve yormlarınız çok önemli lütfen unutmayın 💥💥💥
|
0% |