Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Kemik Vakası

@prf.kurabia_

bir süredir yazmadığım için 2 bölüm atıcaktım ama tek bölüm atıp uzun yazmak istedim o yüzden bölüm uzun olucak

 

En sonunda gözetmeni takip ederek canavar kemiklerinin olduğu yere gittim. Gözetmen bana yapmam gerekenleri anlatırken şapkamı biraz daha önüme çektim.

Erkeklerin mola saatine denk geldim ama keşke gelmeseymişim.

Hepsi yemek bulmuş dağ ayısı gibi bakıyordu "ne yani hiç mi kadın görmediniz be" Demek istesemde içimden sövmüş kadar oldum

Şapkanın altından erkeklere bakarken hepsinin hala bana baktığını gördüm bir kişi hariç o sadece bir kez bakmış sonra yemeğine geri dönmüştü.

Bana bakmayan birini görmek mutlu olmamı sağlarken onu incelemeye başladım. Kumral, kısa, dalgalı, saçları vardı. Beyaz her yeri toz toprak bir t-shirt giyiyordu. Güneş sayesinde kollarından akan terleri görebiliyordum. Kaslı çoçukmuş BİR DAKİKA NE DÜŞÜNÜYORUM BEN

Gözetmen "sen zaten yarısımda geldin şimdi yemek yok. Bitirdikten sonra yeme işin bakaruz" Erkeklerin oturduğu tarafa döndü ve "Sizinle çalışacak ve kemikleri TEK BAŞİNA taşıyacak elleyeni görürsem sonu kötü olur"

Bu benimde beklemediğim bir şeydi ama benim için kolaydı çünkü gücümle taşıyabilirim fakat diğerleri bunu bilmediği için kedi görme fareye döndüler.

İş saatlerine gelirsek, kadınlar 3 saat çalışır yemek yer akşam üstüne doğru tekrar çalışırkardı. Erkeklerde kadınlardan 3 saat önce işe başlar.6 saat çalışırlar fakat arada molaları olur yerler 6 saatin sonunda tekrar yemek yerler ve akşam tekrar çalışırlar.

Saçımın tamamını şapkaya sıkıştırmıştım herkes sıcaktan korunmak için aldığımı sanarken gerçekler farklıydı.

Gözetmen gittikten sonra herkes başıma dolaştı fakat yine aynı çoçuk gelmedi. Şapkamı çıkarsam hepsi kaçardı ama zor bal anmaktan korktuğum için katlandım. Sert tutmaya çalıştığım sesimle "çalışıcağım yeri gösterin, bir kişi!" Bana en yakın adam eliyle göstererek gitti.

Diğerleri hala başımdayken aklıma mükemmel bir fikir düştü ve sırıttım "madem işinize dönüyorsunuz gözetmeni barıyım bari" Herkes korkuyla işinin başına dönmüşken 5'er kişilik gruplara ayrıldıkladını gördüm fakat bir grup 4 kişilikti ve kumral çoçuk onların arasındaydı.

Kemiklerin yanına gittiğimde minik bir göz analiziyle hafiften ağıra doğru gitme karadı aldım. Etrafıma bakarak kemikleri nereye götürüceğimi anlamaya çalışırken

kumral çoçuk yanıma gelerek eliyle bir yeri gösterdi sert ve erkeksi sesiyle "kemikler oraya götürülcek"

Kafamı çevirerek gösterdiği yere vaktım ve "ah teşekkür ederim" diyerek Hafifçe eğildim bizim oralarda bu nezaket göstergesiydi.

"Eğilmene gerek yok ama rica ederim"ve grubuna gitti. Onun grubu hala tam değildi

Fazla düşünmeyerek bir kemiği tuttu ama kaldırmadım sonra fazla güç kullanmadan kaldırdım ve gitmeye başladım herkesin bana baktığını hisserddk saçlarım yüksek ihtimalle siyaha dönmüştü.

Kemiği yerine bırakmış geri dönüyordum. Herkes benden kormuş yaklaşmıyprdu bile göz devirerek umursamadım. Sonuç olarak benden uzaklaşmalarını sağlamıştım. nasıl uzaklaştırdığım kimin umrunda

Bana verilen bütün kemikleri taşımış sonuncusuna gelmiştim ama bu fazla büyüktü tam gücümü kullanacakken içimden bir ses "Rita! yine aynısı olsun mu istiyorsun! Onların bir suçu yok"

Kafamı yana çevirdim dümdüz bir alanda annem bana sarılıyordu bu o gündü annemi öldürdüğüm gün...

O gün benim 10. Yaş günümdü gözlerim parlıyordu ablam ve abim benden korkarak kaçmıştı annemse omuzlarımdan tutmuş ağlıyordu ablam "ANNE ÖLÜCEKSİN!"diye bağırdı annemse daha çok ağlıyarak omuzlarımı sıktı ve "RİTA GÜCÜNDEN SAKIN KORKMA bunu sen istemedin. İsminin anlamını koru ve mücadele et"

Annem bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı "seni koruyacağım ve yaptığım şey için pişman değilim" o an dediğini anlamamış olsamda sonrasınanda gayet iyi anlamıştım.

Normaşde bütün köyü patlatıcak gücüm sadece kendi eviniz yıktı gözlerimi açtığımda annem yerde yatıyordu bütün vücüdu parçalara atrılmışken eli elime kenetlenmiş bırakmıyordu.

O gün annemin dediği şey ilk defa yapmamıştım "Rita gücünden korkma onu sev" demişti ama ben bırak sevmeyi bu lanet güçten nefret etmiştim sonra zaten sürgün edildim

Her gece annesine özür dileyecek uyuyan bir kız gördünüzmü sadece tek bir hata yapmış ama annesini almış bir hata gördünüz mü?

Gözümden bir damla yaş geldi hemen silerek kemiğe döndüm ve vurdum "lanet olsun!" İçimden çığlıkşar atarken dışarıdan sesim çıkmıyordu bile

Gücümün 5 kademesi vardı 10 yaşındaki 5. Kademe büyük ve patlama yaratıyot ben en fazla 3 kadar çıktım

Kademeler sadece daha güclü yapıyor gücünü daha çok kullandırıyor 5. Kademe hariç 4. Kademe ne olduğunu bilmiyorum ama diğer kademeler gibidir

4. Kademeye çıkmadım çünkü korkuyorum ama BU SİKTİĞİMİN KEMİĞİNİ KALDIRMAM İÇİN 4. KADEMEYE BÜYÜYE ÇIKMAK GEREKİYOR.

Yere oturup bağdaş kurdum ellerim sinirden yada korkudan titriyordu. Bende gözlerimi kapatarak derin derin nefes aldım,verdim aldım, verdim, aldım, verdim

En sonunda sakinleşince gözetmenin yanına gittim "o kemiği kaldırmam için birine ihtiyacım var"

"Yasak"

"Sadece bir ki-"

"Yasak"

"O zaman bırakıyorum onlar taşısın"

"Senin taşıman emredildi"

"Pekala öğlen yemeğimi kesin ve 1 kişi verin"

"Olmaz onu taşıyabilceğini ikimizde biliyoruz"

"O kadar gücü neden kullanmadığımı ikimizde biliyoruz"

Buraya gelirken daha çoçuktum ve korkuyordum bu yüzden ona herşeyi anlattımıştım. Oda bütün gözetmenlere anlatmıştı.

Gözetmen "bu beni alakadar etmez bu senin sorunun"

"Benim ve benimle taşıyacak kişinin yemeğini kesin"

"Bunu kimse kabul etmez"

"Eden olursa"

"İzin verebilirim"

"Ama ben insanların yemeğini alamam"

"O zaman taşı"

"Sen nasıl gözetmensin be"

Herkes kemiklerini taşımış dinlemiyordu bizde onların önünde kavga ettiğimiz için herkes bizi duyuyor ve izliyordu.

"Bana bak sürtük eğer o kimiği taşımazsan bu sefer düellonu 2 değil 5 canavarla yaparsın!" Bağırmadı ama dişlerinin arasında söylediği kelimeyle gayet kızgın olduğu açıktı

Bende minik maalesef sesli bir kahkaha attım "kılıcıdüzgün yaparsanız neden olmasın!"

Gözetmen tekrar ağzını açıcağı sırada "ben kemiği taşımasına yardım ederim!" Herkes sesin geldiği yere dönerken. O kumral saçlı çoçuktan başkası değildi.

Söze girerek "yemeğinden olucaksın biliyorsun değil mi?"diye sordum

Oda dişleri gözükmeden sırıttı kollarını birbirine bağladı "bana bildiğim şeylerle gelme inatçı kız"

Ne inatçı mı? Ben mi? Hah yok daha neler

Onunla kemiğin yanına giderken "neden yardım ediyorsun?" Oda bana dönmeden

"içimde geldi"

"Kimse içinden geldiği için yemeğinden olup birina yardım etmez"

"Niye sen yapmaz mısın"

"Yaparım... Am-"

"Bak demek ki kimse yapmıyor değilmiş"

"Hey konuyu saptırmasana"

"Pekala! Cevabı söylüyorum çünkü kardeşime benziyorsun"

Gözlerim fal taşı gibi açılırken saçlarım siyaha döndü

"HAYIR!" Diye ani bir çıkış yaptım

Ellerini yukarı kaldırıp bana döndü "hoop sakın ol geveze kız"

"Beni kardeşine benzetme"

"Hmm nedenmiş o?"

"Kardeşler kötü ve acımasızlardır"

"Hee senin derdin anlaşıldı ama haberin olsun ön yargılı olma" Omuz silerek cevap vermedim

Bu sırada kemiğin yanına gelmiştik kemiği tutarak gücümle kaldırabildiğim kadar kaldırdım. Kalanınıda o kaldırdı ve yürümeye başladık kdmiği götürürken hiç konuşmadık.

Kemiği yerine bırakırken "teşekkür ederim" Dedim bu sefer eğilmedim çünkü rahatsız olduğunu söylemişti oda güldü ve "rice ederim ama gitti yemek"

Bende "eğer yarın buraya gelirsem yemeğimi size vericem efendim" Bana çok büyük bir yardımı dokunmuştu bu yüzden benimde ona yardım etmem gerekiyor.

"Yemeğe gerek yok ve bana efendim deme adım Williams"

Tam konuşacakken gözetmen beni çağırdı "GİDİŞ VAKTİ" bırda benden başka gidicek olmadığı için bana söylediği barizdi.

Williams'la vedalaştıktak sonra geri döndüm.

 

 

 

 

 

saat gece 3 ve ben kitap yazıyorum.👍👌

Baya yazdığımı düşünüyorum belki diğer bölümleride uzun yazarım

 

Loading...
0%