Bugün depresyonda 2 inci günüm.Dışarıya çıktığımda çamaşırları topladım tertemiz mis gibiydiler. Tus sınavına girdim,yarın ise sonuçlar açıklanacaktı. Yatıp uyumuştum.

Yarın sabah uyandım saat 7'de sonuçlar açıklandı. Baktığımda 95 puan almıştım şuan da daha mutlu olmuştum. Yemek hazırlamak için aşağı indim. Sevinçten havalara uçtum. Mutfağa girip dolabı açtım. İki yumurtayı çıkardım büyük bir patatesin yarısını küp küp doğradım,bir tavanın içinde kızarttığım patatesleri tencerenin içine attım onlar pişinceye kadar bende bir kaseye yumurta tuz ekleyerek karıştırdım,patetesin içine ekledim ve yumurta pişinceye kadarda dışarıya çıkıp,masayı hazırladım. Mutfağa girdim,yumurtalı patatesimi alıp geldim. Tam yemeğimi yiyordum ki arka kapıdan ses geldi.

Kapıya baktığımda Oğuz,Arslan ve bilmediğim bir kişi kapıda bakakaldım çünkü abimgil askere gideli 2 hafta olmuştu. İkisini görünce şaşırdım.

Oğuz:

"Ne bekliyorusun bücür,içeri almıycan mı?"

Nazende:

"Geçin içeri noldu,kim bu adam?"

Arslan:

" Başkomutan"

Nazende:

"Adı soyadı, yaşı ve durumunu söyle?"

Arlan:

"Bağatur Akyel,35 yaşında ve karnından vuruldu"

Ben hemen aceleyle tıbbi malzemeleri çıkardım. Eldivenlerimi giyince kapı tekrar kapı çaldı.Bu üçüyle birlikte 6 asker daha gelmişti.Diğer askerler geldiydi onlar ise gök timiydi:

Semih Aksaray

Demircan Demir

Hayri Şahin

Zülfikar Özkan

Deniz Seki

Metehan Aydın

Bunlar içeriye girmişti.Ben ise diğerlerine bakarak.

Nazende:

"Hoşgeldiniz çocuklar."

Zülfikar:

"Komutanımız yaşayacak mı?"

Nazende:

"Yara çok derinde gözükmüyor. Oğuz abi şu iğneyi verir misin?"

O sırada komutanın gözleri yavaş yavaş açıldı.

Bağatur:

"Yap-" diyerek acıyla "iğneden korkarım yapma" diyerek inledi.

Nazende:

"Ulan koskoca adamsın iğneden mi korkuyon."

Hayri komutanın başını çevirsene.Hayri yanına gitti başını çevirdi diğerleri gülmemek için kendini zor tutuyordu. İğneyi yaptıktan sonra herkesi dışarı çıkarttım. Yaranın içindeki kurşunu çıkarttım ve dikiş attım. Yaranın etrafını batikonlayıp gazlı bez ile yaranın üstünü kapattım.

Bugün hareket etmemesi gerekiyordu o yüzden generale haber verip iki gün kendine gelinceye kadar burda kalıcaktılar.

Oğuz abim generalle konuşmuş, iki gün burda kalıcaklar.Ben Alper ile konuşuyordum.

Alper ara sırada yanıma uğrayıp ihtiycım olan şeyleri getirirdi.

                   MESAJ 

Alper:

Abla alınacak bir şeyin var mı?

Nazende:

Antibiyotik,kan sulandırıcı iğne ve yiyecek içecek alır mısın yanıma gelde parasını veriyim.

Alper:

Tamam da antibiyotik ve kan sulandırıcı iğne ile ne yapacaksın?

Nazende:

Yaralı asker var onun için

Alper: Anladım tamam geliyorum.