
Aslının söyledikleriyle kaskatı kesilmiştim. Ne demek Egemenden hoşlanıyordu? Hem de benim sevgilim olan Egemenden! Aynı zamanda ne kadar kıskansam da abimin Aslıya ne kadar aşık olduğu gözlerinden okunuyordu. Bir de bana sürtük demesi vardı tabi. Asıl sürtük kendisiydi be!
Adım sesleri kapıya doğru yönelince hemen koşarak kendimi mutfağa atım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ama ben bunu bir tek Edaya anlatıp fikrini alabilirdim. Hemen telefonumu çıkarıp Edaya mesaj attım.
Siz: Ahiretliğim bu akşam kızlar gecesi yapıyoruz
Yeni bombalar var
Ahiretliğim: Lan annemler bana yine ve yine evden çıkma yasağı verdi
Sen akşam bize gel o zaman olur mu
Siz: Tamam bacıım ben gelirim
Öptüm baayy<3
Fırından kekin piştiğine dair ses yükselince hemen telefonu cebime koyup fırına koştum. Kekten bir kaba biraz koyup ayakkabılarımı giyerek evden çıktım.
Egemenlerin dairenin önüne gelince tam elimi kaldırıp kapıyı tıklatıyordum ki bir anda Egemenin kapıyı açıp belimden kavradığı gibi beni eve çekerek sırtımı kapıya yaslamasını beklemediğim için gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. O ise yüzünü boynuma gömmüş derin bir nefes almıştı. Tam "Egemen ne yapıyorsun" diyordum ki dudaklarıma kapanan dudakları buna engel oldu. Şaşkınlığı hemen bir kenara bırakıp bir elimde kek kabı olduğu için tek kolumu sıkıca boynuna dolayıp öpüşüne zevkle karşılık verdim. Dakikalar sonra geri çekildiğinde sıkıca sarıldı. "Çok özlemişim" diye mırıldanınca geri çekildim ve rujumun dudaklarına geçtiğini görünce kıkırdayıp nazikçe baş parmağımla silmeye çalıştım "bende seni çok özledim ama kek kabı birazdan elimden düşebilir o yüzden ilk şunu bir mutfağa bıraksam sonra özlem gidersek olur mu" kahkaha atarak geri çekildi ve elimden kabı alıp mutfağa doğru ilerledi, bende peşinden. "Sen kahvaltı yaptın mı" sorusuyla başımı iki yana salladım "abim sağolsun sabah apar topar evden kovduğu için" gülerek "o zaman sen süt ısıt bende kek koyayım yiyelim olur mu" başımı salladım ve buzdolabından süt aldıktan sonra cezveye biraz koyup ısıtmaya başladım.
Süt ısındıktan sonra iki tane bardağa doldurup masaya oturdum ve bir bardağı kendi önüme koyup diğerini Egemenin önüne koydum. Egemen de kekleri çoktan tabaklara koymuş elini çenesine yaslamış bir şekilde gülerek beni izliyordu. Egemenin dikkatli bakışlarına karşı ne yapacağımı bilemeyip bir tutam saçı kulağımın arkasına atarak gülümsedim "neden öyle bakıyorsun" bakışını bozmadan "nasıl bakıyormuşum" dedi. Kalbime indirecek gibi "dikkatli" dedim. Bir anda "çok güzelsin" deyince bocaladım "nereden çıktı şimdi" kekten bir çatal alıp çiğnerken dudağının bir yanı yavaşça yukarı kıvrıldı "utanınca yanakların kızarıyor ve çok tatlı oluyorsun çünkü" kaşlarımı çattığımda işaret parmağıyla yüzümü gösterdi "şuan olduğu gibi" yandan koluna vurduğumda kahkaha attı. "Ya ben senden ayrılıyorum sen sürekli benle uğraşıyorsun ama" diyerek yanından geçiyordum ki bir anda nazikçe bileğimden kavrayıp yan bir şekilde kucağına oturttu "kimden ayrılıyorsun acaba ben izin verir miyim sence" ne kadar sarılmak istesem de kollarımı göğsümde bağlayıp kafamı yana çevirdim. Kollarını belime sıkıca sararken dudağıma dudaklarını sürttü "benim sevgilim bana küstü mü" omuz silktim. 'Anlaşıldı' dercesine kafasını salladı "ama utanınca çok tatlı oluyorsun be güzelim" kaşlarımı çatarak gözlerine baktım "dalga geçme benimle zaten senin yanında hep saçmalıyorum" güldü "sen mi saçmalıyorsun" başımı salladım "evet elim ayağım birbirine dolanıyor, kalbim çok hızlı atıyor, dilim tutuluyor bir şeyler oluyor yani" gülüşü büyüdü ve yavaşça bileğimi kavrayıp elimi kalbinin üstüne koydu. Çok hızlı atıyordu. "Sadece sana olmuyor bu saydıkların aynıları bana da oluyor" ani bir sevgi patlamasıyla kollarımı sıkıca boynuna doladım. Onunda bir eli belimi kavramışken, diğer eli saçlarımı okşadı. Yüzümü boynuna gömüp derin bir nefes aldım "sakın gitme tamam mı ben sensiz yapamam" yavaşça geri çekilip alnıma narin bir öpücük kondurdu "nereye gidebilirim ki ben senden başka" dudaklarım titredi "ya bir gün başkasını seversen" yüzüme düşen bir tutam açı kulağımın arkasına sıkıştırdı "bu kalp senden başkasına böyle atmadı atmaz" sesi netti. Aklıma Aslının söyledikleri gelince sağ gözümden usulca bir yaş süzüldü "ya o kız benden daha güzelse yine de atmaz mı" dudaklarını sağ gözümden akan yaşın üstüne yasladı "umurumda değil benim için dünyanın en güzel kızı sensin" cümlesi biter bitmez dudaklarımdan bir hıçkırık firar etti ve daha şiddetli ağlamaya başladım. Egemen şaşkınca kaşlarını çattı "güzelim neden ağlıyorsun" omuzlarım sarsılarak ağlarken "seni çok seviyorum" diye boynuna hiç bırakmayacakmış gibi sarıldım. O da hemen kollarını belime dolayıp boynuma derin bir öpücük bıraktı.
Ben bu adama deli gibi aşıktım. Bir kalp başka bir kalbe bu kadar sıkı bağlanabilir miydi? Benim ona bakarken aşktan gözlerim doluyordu. Çok seviyordum. Delirecek kadar çok seviyordum.
Yavaşça geri çekildiğimde burnumu çektim ve gözyaşlarımı silmek için elimi kaldırmıştım ki, benden önce davranıp baş parmaklarıyla yavaşça sildi. Ağlamam biraz sakinleşince bir kez daha burnumu çektim ve "bana aşık olduğun için utanıyor musun" soru mu beklemiyor olacak ki şaşkınlıkla yüzüme bakakaldı. Bense devam ettim "ben bu salak kıza nasıl aşık oldum diyor musun? bu kız sürekli ağlıyor diyor musun? o kadar kişi varken neden bu kız diyor musun?" bir anda kahkaha attı. Benim ise kaşlarım çatıldı "gerçekten diyor musun? yazıklar olsun tamam biliyorum çocuk gibi her şeye ağlıyorum ama başkasını da sevme yani" dudaklarıma kısa bir öpücük bırakıp geri çekildi "sen hem nasıl bu kadar tatlı hem de güzel olabiliyorsun" bedenine daha çok sokulduğumda burnumun ucuna, yanaklarıma, alnıma sayısız öpücükler bıraktı. Boynumu öptüğünde istemsizce kıkırdadım. Gıdıklanmıştım. Bir kere daha öptüğünde kahkaha attım "gıdıklanıyorum" o da kahkaha atarak daha çok öptü. Gülerek "bende öpmek istiyorum" dedim. Geri çekildi "beklemen hata" dediğinde bir kere daha kıkırdadım ve dudaklarımı dudaklarına yasladım. İkimiz de güldüğümüz için dişlerimiz birbirine çarpınca kısık sesle inledim. Hafifçe alt dudağını ısırdığımda daha sert ve tutkulu bir şekilde öpmeye başladı.
Tam o anda dış kapıdan anahtar sesi geldi. Hemen geri çekildim ve Egemenin kucağından kalktım "Egemen Ayşe teyze geldi!" beni paniğimin aksine o gayet rahattı "gelsin" kaşlarımı çattım "ya basıldık diyorum biraz panik yap be adam!" omuz sikti "oturuyorduk deriz niye panikledin ki" elimi saçlarımdan geçirdim "doğru sonuçta abimle oturuyordum ne olacak dimi" abi dediğim için anında kaşları çatıldı ve tam bir şey diyecekken Ayşe teyzenin sesi duyuldu "Egemen evde biri mi var oğlum kapıda ayakkabılar var" mutfağa girip beni görünce hemen gülümsedi "sen mi geldin güzel kızım" bende gülümseyerek başımı salladım "evde kek yapmıştım size de getireyim dedim" elindeki poşetleri görünce hemen alıp tezgahın üstüne koydum "teşekkür ederim kızım valla belim koptu koptu" güldüm "keşke söyleseydiniz yardıma gelirdim"
Kız Ayça bakıyorum da kayınvalidenin gözüne girmeye çalışıyorsun
İçsesimi hemen susturdum. Çünkü tam da öyle yapıyordum. Ayşe teyze sandalyeye oturdu ve bakışları Egemene kayınca kaşları çatıldı "oğlum senin dudaklarına ne oldu" bende bakışlarımı Egemene çevirdiğimde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Çünkü dudakları rujumdan dolayı kıpkırmızı olmuştu. Egemen bana bakıp kaşlarını çatınca alt dudağımı ısırıp kafamı iki yana salladım. Ayşe teyzenin ise bakışları bir benim bir Egemenin üzerinde gidip geliyordu. "Biriniz burada ne olduğunu açıklayacak mı" Egemen tam ağzını açıyorken hemen ben atladım "ben ruj sürdüm!" Ayşe teyze kaşlarını çattı, Egemen ise gülmemek için zor duruyor gibiydi. Kocaman bir kahkaha attım "ben yeni ruj almıştım da Egemen abide denedim" Egemen artık dayanamayıp gülünce, Ayşe teyzede güldü "ilahi kızım hiç güleceğim yoktu" gülümseyerek "ben artık gideyim annem merak etmesin" dedim ve kimsenin yüzüne bakmadan koşar adım kendimi dışarı attım. Şuanda yer yarılmalıydı ve ben içine girmeliydim. Utançla iki elimi yüzüme kapattım "salak mısın sen kızım ya bir günde kendini rezil etmesen şaşarım zaten" diyerek ağlamaklı bir sesle isyan ettim. Telefonuma gelen bildirimle ellerimi yüzümden çekip telefonu cebimden çıkardım. Eda yazmıştı.
Ahiretliğim: Ayça ben hiç iyi değilim
Ne zaman gelirsin
Yazdığı mesajla kaşlarımı çattım.
Siz: Şimdi markete uğrayıp geliyorum
Hatta uçuyorum
Öptüm bebeğim<3
Hemen koşar adım markete girip alacaklarımı aldıktan sonra Edaların kapısının önüne gelmiştim. Zile bastım ve beklemeye başladım. Muhtemelen kapıyı Edanın annesi Firdevs hanım açacaktı. Hanım diyorduk çünkü teyze dediğimizde kızıyordu. Açıkçası Firdevs hanımdan oldum olası çekiniyordum çünkü fazla otoriter ve ciddiydi. Güldüğünü hiç görmemiştim mesela.
Kapı açıldığında tabi ki Firdevs hanım her zamanki gibi sımsıkı topuzu, bordo gömleği, siyah kalem eteği ve siyah topuklularıyla karşımdaydı. Beni süzdükten sonra buz gibi bir sesle "Eda odasında geç" dedi ve geçmem için kenara çekildi. Tebessüm ederek başımı salladım ve oldukça rahatsız bir şekilde ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim.
Edanın odasına kapıyı tıklatıp girince Eda direkt koşarak boynuma sarıldı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Bende hemen kollarımı beline sarıp sırtını sıvazladım "şşş gel bakalım anlat sarışınım ne oldu" yutkunarak geri çekildi ve "g-gel şöyle oturalım anlatacağım" dedi. Yatağına oturduğumuzda Edanın ağlayışının sakinleşmesini bekledim. Biraz sakinleştiğinde konuşmaya başladı. "Annem ve babam boşanıyor Ayça, dün akşam çok büyük bir kavga ettiler ve babam gitti" dudaklarından bir hıçkırık firar etti "hep kavga ederler biliyorsun yine diğerleri gibi sandım ama bu sefer boşanma noktasına kadar geldiler" artık bende ağlıyordum. Bu sefer ben hıçkırıklarım arasında zorlukla konuştum "neden kavga etmişler annen bir şey söyledi mi" ağlayışı şiddetlendi "hayır konuşmadık, onlar kavga ederken ben her zamanki gibi odamda seslerini duymamak için kulaklıklarımı takmıştım normalde kavgalardan sonra babam yanıma gelirdi ama bu sefer o da gelmeyince bir şeyler olduğunu anladım odadan çıktığımda annem ağlıyordu" yutkundu "annemi ilk defa öyle gördüm" ağlarken kollarımı boynuna sardım. Odada duyulan tek ses, hıçkırıklarımızın sesiydi.
Dakikalar sonra ikimizde sakinleştiğimizde ilk geri çekilen Eda oldu. "Oğlum sen ne anlatacaktın" bende geri çekilip burnumu çektim "doğru lan unutturdun" Edaya Aslı konuşurken duyduğum her şeyi anlattım. "Böyle işte" kaşlarını çattı "vay orospu çocuğu vay" başımı salladım "ya tamam abimi kıskanıyor olabilirim ama Aslıya olan aşkı gözlerinden okunuyor lan" Edanın bariz bir şekilde yüzü düştü. "Ne oldu la yüzün düştü" yutkundu "kanka benim sana bir şey söylemem gerekiyor ama kızma tamam mı daha önce söylemediğim için" kaşlarım çatıldı "ne oldu anlat hemen" gözlerini kapattı "ben uzun zamandır Aytaçtan hoşlanıyorum" şaşkınlıkla gözlerim açıldı "benim abim olan Aytaç mı" başını salladı "unuturum sandım ama olmuyor kanka çok seviyorum, ama onun beni sevmesi imkansız dimi" gözlerimi kıstım "neden imkansız olsun ki" samimiyetten uzak bir şekilde güldü "kendi ağzınla söyledin Aslıyı çok seviyor" bu sefer ben oturduğum yerde dikleşip çenemi kendimden emin bir şekilde yukarı diktim "sen o işi kankana bırak" gözlerini kıstı "ne yapacaksın" sinsice güldüm "abimin bu hayatta en nefret ettiği iki şey ihanet ve yalan, Aslı da abime ikisini birden yaptı" anlamadığını için gözlerini kıstı bense devam ettim "yani canım kankam abim Aslının bu yaptığını öğrenirse bırak aşkı, o kızın bir daha yüzüne bile bakmaz" kaşlarını kaldırdı "yani diyorsun ki o kızın yaptığı Aytaca anlatacağız" başımı iki yana salladım "hayır biz anlatmayacağız çünkü abimin aşktan gözü kör olmuş derler ya şuan aynen ondan, ben Aslıdan hoşlanmadığım için yalan söylediğimi bile düşünür" Edanın yüzü düştü "kanıt yok ki bize inanmaz" güldüm "olmadığını nereden çıkardın" bariz bir şekilde gözlerinin içi parladı "var mı" başımı sallayarak telefonumu çıkarıp Aslıyı dinlerken aldığım ses kaydını açtım. "Yani sarışınım, ne demişler, intikam soğuk yenen bir yemektir."
Eveett acaba kızlar intikamı nasıl alacak?
Bu bölüm biraz kısa oldu sanki
Diğer bölüm haftaya gelir muhtemelen
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın ki beğenip beğenmediğinizi
anlayabileyim
GÖRÜŞÜRÜÜÜZZ
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |