
Dün akşam eve gelir gelmez üstümü bile değiştirmeden kendimi yatağa atmıştım. Bir yanım Egemen'in yanında kusmuş olmamın utancı içindeyken, diğer tarafım egemene ilk defa bu kadar yakınlaşmanın sevinci içindeydi. Ve lanet olsun ki o kadar güzel kokuyordu ki keşke daha çok koklasaydım diyordum.
Annem odaya girdiğinde -pardon daldığında- beni hala yatakta görünce milli anne söylenişini gerçekleştirdi "zaten bütün işi ben yapayım siz bütün gün yatın hizmetçiniz var sanki!" Yatakta doğrularak ofladım "ne alaka anne şimdi ya dün neler yaşadığımı biliyorsun yorgunum" annemin tabi ki umrunda olmadı "kalk hadi kalk Ayşe teyzenlere güne gidecez" derin bir nefes aldım "canım annem benim gün de ben ne yapcam acaba" canım annem isyanıma karşı ayağından terliğini çıkardı "bak terlik geliyor ha evde bütün gün yatacağına bir işe yara" itiraz etmeme fırsat vermeden söylenerek odamdan çıkmıştı.
"Okul nasıl gidiyor kızım" güne gelmiştik ve ben annemin yanında boş boş oturuyordum. Adını bilmediğim bir teyzenin sorusuyla ona döndüm "iyi gidiyor teyze" başka bir teyzenin "sen şimdi üniversiteye mi gidiyon kızım" sorusuyla bu seferde onu cevapladım "evet bu sene ilk senem inşallah" artık sorulardan sıkıldığım için başka kimsenin bir şey sormasına izin vermeden ayağa kalktım "ben bir Ayşe teyzeye bakayım yardıma ihtiyacı var mı" hemen koşar adım mutfağa girdiğimde Ayşe teyzenin tabakları hazırladığını gördüm. Yanına gidip yanağına sulu bir öpücük bıraktım "benim canım teyzem için yapabileceğim bir şey var mı" gülümseyerek bana döndü "yok kuzum sadece şu tabağı Egemene bir götürüver zahmet olmazsa" hemen elinden tabağı aldım "tabi ki götürürüm ama bir şey sorabilir miyim" Ayşe gözlerini kıstığında "sor tabi kuzum" yüzüme en masum ifademi yerleştirdim "ben içerde çok sıkıldım da yanımda kitap getirmiştim, egemen abinin odasında kitap okusam ayıp olur mu?" Ayşe teyze yanaklarımı sıktı "tabi kuzum git oku kitabını" gülerek çantamdan kitabımı aldığım gibi Egemen'in odasına daldım. Egemen tabi ki oyun oynuyordu. Yanına gidip masasına tabağı bıraktıktan sonra "Ayşe teyze gönderdi tabağı" yandan bir bakış atıp oyuna döndü "tamam sağol" alt dudağımı ısırdım "şey yatağında sessizce kitap okusam rahatsız olur musun içeride çok sıkıldım da" gözlerini oyundan ayırmadan "tamam oku sıkıntı yok" dedi. Yatağa koşup yüzüstü uzandım ve okumaya başladım.
Ne kadardır okuduğumu bilmiyordum ama çok sıkılmıştım. Oflayarak yataktan kalktım. Egemen hala oyun oynuyordu. "Bir şeyler yapalım mı ben çok sıkıldıımm" gözleri oyundayken "ne yapacağız ki git kitabını oku işte" kaşlarımı çatıp bilgisayarını aniden kapatınca sinirle bana döndü "ne yaptığını sanıyorsun Ayça!?" Bağırınca irkilmiştim ama belli etmedim "sıkıldım diyorum sen beni başından savıyorsun bir şeyler yapalım hadiii" gözlerini kapatıp derin bir 'ya sabır' çekti "ne yapalım söyle hadi" bir süre düşündükten sonra gözlerim parladı "buldum!" Derin bir nefes aldı "heh ne buldun?"
"Çok güzel bir film buldum onu izleyelim"
Cevap gecikmedi "hayır"
"Kutu oyunu oynayalım"
Yine cevap gecikmedi "hayır"
Ofladım "parkta cips kola yapalım"
Tabi ki yine cevap gecikmedi "hayır"
"Sevişelim mi"
Gözlerini kocaman açınca göz devirdim "tamam be hemen ciddiye alma şaka yaptık heralde" gözlerini kapatıp derin bir nefes almıştı ki ekledim "yani tabi olabilir ama" hemen gözlerini açtı "AYÇAA!" Omuz silkerek "ne var be gayet doğal şeyler bunlar" oldukça ters bakışlarına maruz kalınca kollarımı göğsümde bağlayıp sustum.
Ama tabi ki bu sessizlik beş saniye falan sürmüştü "ee ne yapalım ben çok sıkıldım" gözlerini kapatıp bir kaç saniye bekledikten sonra "dışarı çıkalım ama en fazla yarım saat ona göre" sevinçle yerimde zıplarken "tamaaamm yarım saat" dedim ve odadan çıkmaya yönelmiştim ki egemenin sesiyle duraksadım "bekle dış kapıdan çıkamayız ben kaç saattir sorulardan kaçmak için odamdan çıkmıyorum" boş boş göz kırpıştırdım "ee bacadan mı çıkacaz" egemen bu söylediğime güldü "hayır balkondan çıkacaz" ilk önce gözlerimi kıstım, anladıktan sonra ise kaşlarım havalandı. Egemenlerin ev zemin kattı! "Tamam hadi çıkalım" diye yine odanın çıkışına yönelmiştim ki egemen tişörtümün ensesinden tutup sırtımı göğsüne yapıştırdı. "Nereye gidiyorsun balkon benim odamda" diye kulağıma fısıldadı. Şuan beynim sıfırlanmış olabilirdi çünkü bu kadar yakın olmaya alışkın değildim. Yutkunarak yavaşça kafamı sağa çevirince afalladım. Çünkü yüzlerimiz arasında çok az bir mesafe vardı ve neredeyse burunlarımızın ucu birbirine değiyordu. Gözleri dudaklarıma kaydığında yutkundu.
Allahım nolur şuan beni öpsün amin.
Ama tabi ki öpmedi yavaşça uzaklaşıp boğazını temizledi "hadi gel o zaman" arkasından balkona çıktığımda aklıma gelen detayla duraksadım "ayakkabılar olmadan nasıl çıkacaz" bana döndüğünde "ben ilk ineyim binanın kapısı açıktır zaten hemen bizim kapının önünden ayakkabıları getiririm olmaz mı" başımı salladım "oluuur" bana göz kırpıp hemen aşağı atladı.
Yiğidim o nasıl göz kırpmak bizde de kalp var bee!
Bir kaç dakika sonra elinde benim ayakkabılarımla geldi. "Hadi bakalım atla" diyerek kollarını yukarı doğru açtığında bir kaç kez göz kırpıştırdım "kucağına mı atlatacağım" derin bir nefes aldı "tek başıma atlayabilirim diyorsan tamam atla" diyerek kollarını indirmişti ki bağırdım "hayır düşerim ben tek başıma sen beni tut tamam mı" gülerek kafa salladı.
Yavaşça ayağımı demirin üstünden geçirip trabzanlara bastıktan sonra gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve diğer ayağımı da demirin üstünden geçirdim. O sırada egemen kollarını açmış atlamamı bekliyordu "Ayça abartmasan mı acaba 5. kattan değil, zemin kattan atlayacaksın" sitemli bir şekilde söylediklerine sadece göz devirmekle yetindim. "Bak tutacaksın ama dimi" kısık bir sesle sorduğum bu soruya ofladı "atla artık tutacağım dediysem tutarım" bir kaç saniye tereddüt ettikten sonra kendimi kollarına bıraktım.
Dediğini yaptı ve düşmeme izin vermeden yakaladı beni. Kollarımı sıkı sıkı boynuna, bacaklarımı ise beline dolamıştım. Onun kolları ise basenlerimin altında birleşmiş, beni asla bırakmayacak gibi tutuyordu. Yavaşça boynuna gömdüğüm başımı geri çektiğimde birbirimize oldukça yakındık. Bir kaç saniye öylece bakıştıktan sonra kendini ilk toparlayan o oldu ve beni yavaşça yere indirdi. Ayaklarım yere basınca üzerimi düzeltip "teşekkür ederim" diye mırıldandım ve hemen ayakkabılarımı giymek için eğildim. Ayakkabılarımı giyip doğrulduktan sonra Egemene döndüm ama onun zaten beni izlediğini görünce afalladım. "Ee şimdi ne yapıyoruz" hala hiç bir tepki vermeden beni izleyince elimi gözlerinin önünde salladım "heeyy dünyadan Egemene" bir kaç kere göz kırpıştırdıktan sonra kendine gelmeye çalışıyormuş gibi kafasını iki yana salladı "ne demiştin, dalmışım" derin bir nefes aldım "şimdi diyorum ne yapacağız diyorum" ellerini rahat bir şekilde cebine soktu "ilk markete gidelim atıştırmalık bir şeyler alalım sonra parka gideriz olmaz mı" başımı salladım "tamam o zaman gidelim hadi".
Cips, kola ve çekirdek alıp parka gelmiş, bir bankta dakikalardır sessizce oturuyorduk. Sonunda sessizliği bozan ben oldum ve kolamdan bir yudum aldıktan sonra "ee boş boş oturmaya mı geldik konuşmayacak mıyız" dakikalar sonra ilk kez gözleri bana döndü "konu aç hadi konuşalım" aklıma gelen şeyle hemen yan dönüp bacaklarımı bankın iki yanından geçirdim "hatırlıyor musun küçükken de yine sizde gün vardı. Abim, sen ve bende senin odanda otururken çok sıkılınca balkondan kaçmaya karar vermiştik. Sonra siz atlamıştınız ama benim ayağım demirlere takılınca düşüp kolumu kırmıştım" kıkırdayıp devam ettim "bir de düşünce öyle bir çığlık atmıştım ki bütün komşular cama çıkmıştı ne oluyor diye. Annemler de bu kıza ne yaptınız diye ikinizi dövmüştü" bu kısımda daha büyük bir kahkaha attım. Gülüşüm hafifleyip ufak bir tebessümle Egemene döndüğümde onun zaten gülerek beni izlediğini gördüm "ne oldu niye öyle bakıyorsun" gülüşünü silmeden "hiiç seni dinliyorum" dedi. Bir kaç saniyelik bakışmanın ardından "sana bir şey söyleyeyim mi" başını salladı "söyle tabi" bakışlarımı ellerime indirdim "biliyor musun sen benim hem ilk hem de çocukluk aşkımsın. Ben sana ilk sanırım 10 yaşında falan aşık oldum" kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım dikkatlice beni dinliyordu. Derin bir nefes aldım ve devam ettim "yani 10 yaşındaki bir çocuğun aşkı nasıl olursa öyle seviyordum mesela öğretmen hayallerinizi çizin diyordu ben seninle kendimi elele çiziyordum sonra sen futbolcu kartlarını seviyorsun diye para biriktirip sana bakkaldan futbolcu kartlarından alıyordum" buruk bir tebessümle gözlerine baktığımda onunda dudaklarında hafif bir tebessümle beni dinlediğini gördüm. Bakışlarımı kucağımdaki ellerime eğdiğimde konuşmaya devam ettim "sonra büyüdüm normalde çoğu kişi çocukluk aşkını unutur güzel anılar olarak kalır ama benim sana olan aşkım büyüdükçe arttı ve şuan kalbim patlayacak gibi" gözlerim dolunca ağlamamı engellemek için alt dudağımı ısırdım "yani sen beni sevmesen bile ben seni her zaman sevdim, seviyorum ve seveceğim" bakışlarımı yavaşça gözlerine çıkardığımda dolan gözlerimi gördüğünde yutkundu ve yavaşça bütün bedeniyle bana döndü "Ayça bak şimdi de ben konuşacağım ama cesaretimi zor toplayabildim o yüzden sen sadece dinle olur mu" burnumu çekip başımı salladım. Derin bir nefes aldı "aslında nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama sende benim ilk aşkımsın" şaşkınlıkla gözlerimi açıp ona baktığımda devam etti "böyle küçüktün neşeyle gülerek saçlarını savurup koşuyordun ya" elini kalbine götürdü "şurama bir şey oluyordu sanki" gözlerime baktı "sonra büyüdüm çocukluk aşkı dedim geçtim Allah var unutmuştum kardeşimdin yani" derin bir nefes aldı "ta ki sen o gün bana mesaj atana kadar" gözlerini kapatıp sertçe yutkundu "ben senden bir adım öteye gidememişim ki Ayça, ben mi unutacakmışım" gözlerimin içine bakarak ellerimi tuttu "kısaca sanırım senden hoşlanıyorum Ayça yıldız" anın şokuyla bir kaç kez göz kırpıştırdım. Az önce Egemen bana aşkını mı itiraf etmişti yoksa bana mı öyle gelmişti?
Kaskatı kesilmişken Egemen koluma dokununca irkildim "ha? Ne?" Gülerek "iyi misin" dedi. Yutkundum "sen az önce bana aşkını mı itiraf ettin bana mı öyle geldi" gözlerini kaçırıp eliyle ensesini ovaladı"yani sanırım öyle" bir anda ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya başladığımda egemen ağlamamı beklemiyor olmalıydı ki afallamıştı "Ayça neden ağlıyorsun iyi misin" ellerimi yüzümden çekip gözyaşlarımı sildim "iyiyim sadece ben uzun zamandır bunun hayalini kurmuştum ama hiç gerçekçi gelmiyordu" gözlerimi şüpheyle kıstım "rüyada değilim dimi sen gerçeksin" sorduğum soruyla dudakları iki yana kıvrıldı "bak bakalım gerçekmiymişim" deyip bir anda dudaklarını dudaklarıma yasladı. O beni sakince öperken ben hiç bir tepki vermeden öylece duruyordum. Sanırım nefes bile almayı unutmuştum.
Yavaşça geri çekildiğinde hareketsiz bir şekilde durduğumu görünce rahatsız olduğumu düşünmüş olacak ki "Ayça ben özür dilerim bir an-" diyordu ki bu sefer ben hemen şoku atlatıp yüzünü iki elimle kavradığım gibi dudaklarına dudaklarımı yaslamıştım. Bir saniye afallasada sonra yavaşça belimi kavrayarak bedenimi daha çok kendine yasladı. Benim ise bir elim kadınsı bir zariflikle yüzünü kavramışken, diğer elim yavaşça saçlarını okşamaya başlamıştı.
Onu öperken sanki etrafta herkes silinmiş ve sadece ikimiz kalmıştık. Sanki yıllarca susuz kalmış ve suya ulaşmış gibi hissediyordum kendimi. Dudaklarımız dakikalar sonra yavaşça ayrıldığında alnını alnıma yasladı. Ben derin bir nefes verdim, o derin bir nefes aldı. Soluklarımız birbirine karıştı. Gözlerimi kapatıp bedenine daha fazla sokulduğumda dudaklarımda ki huzurlu tebessümü bir türlü silemiyordum. Dudakları saçlarıma, boynuma, yanaklarıma, her zerreme defalarca sayısız öpücükler bıraktı. Sanki onun öptüğü yerlerde rengarenk çiçekler açıyordu.
Dakikalarca birbirimize sarılmış bir şekilde durduktan sonra yavaşça geri çekilip alt dudağına minik bir öpücük kondurdum "rüya gibi geliyor sanki uyanacağım ve bunlar hiç yaşanmamış olacak" yüzüme düşen bir tutam saçı yavaşça kulağımın arkasına sıkıştırırken "bugün seni ilk kez öptüm ama sana söz veriyorum ki asla son olmayacak" dedi ve başımı göğsüne yaslayıp sıkıca sarıldı...
Eveett bu bölümümüz bu kadardı umarım beğenirsiniz.
Açıkçası benim pek içime sinmedi bu bölüm. Bu hafta sonu içinde diğer bölümü de atarım diye tahmin ediyorum.
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın ki beğenip beğenmediğinizi anlayabileyiiimm.
Görüşürüüüzzz;)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |