@prizekonusanan
|
1. BÖLÜM Yataktan kalktığımda odama ışık bile vurmamıştı. Perde her zaman kapalı olmasına rağmen sabahleyin ışık vururdu. Salondaki inleme seslerine takmayarak odamdan çıktım. Salon kapası kapalıydı, güvendeyim. Mutfak kapasını açtım. Balkondan ışık vuruyordu. İçeri girdiğimde bir vücuda çarptım. Umarım babam değildir… Başımı kaldırdığımda tanıdık ela gözleri görünce rahatladım. Abim Poyraz’dı. Aynı anda “Gecenin köründe ne yapıyorsun lan?” diye sorduğumuzda kıkırdadım. Tebessüm ettiğini hissettim. “İlk ben açıklayım. Salondaki inleme sesleri yüzünden uyuyamadım.” Dedim. Yalandı, kabus yüzündendi ama kafaya takmıyordum. “Benimde aynı. Acaba bu sefer hangi fahişe?” dedi. Babam, tanıtmak zorundayım yoksa merak edeceksiniz. Geceliğin içiyor ve çoğu gece başka kadınla. Annem ise ben daha on yaşımda terk ettiği için sebebi hatırlamıyorum. Ne işte çalıştığını bile bilmiyorum, saat sabah sekizden gece sekize kadar çalışıyor. Herhangi bir kadınla takılmadığında ise ne yapacağı belli olmuyordu. Omzuma bir el değince korktum. Elin abime ait olduğunu anlayınca düşüncelere daldığımı fark ettim. İç çekip “İzin verirsen su alıp geri uyuyacağım.” Dedim. Abim “Gece dört, iki saat sonra okul başlıyor. Bence uyuma. İstersen hazırlanıp dışarıda gevrek ayran yaparız.” Dedi. “Tamaam.” Dedim. Bardak alıp su doldurduktan sonra odama kapandım. Bardağı masaya koyup çantamı hazırlamaya koyuldum. Günlerden pazartesiydi. Ezberimdeydi. İlk iki ders coğrafya, ondan sonraki iki ders beden. Sonra bir ders İngilizce-favori dersim-. Sonra iki ders Türkçe ve son ders matematikti. Günde sekiz saat ağır geliyor valla. Çantam hazır olduktan sonra üniformamı giydim. Siyahtı. Tişörtümü pantolonumun içine sokup hafiften dışarı çıkarttım. Formamın kollarını dirseklerime kadar kıvırdım ve çantamı tek koluma taktım. Kulaklık ve telefonumu alıp abimi beklemeye başladım. Beni kırmayıp-okulda daha çok kıracak- erken geldi. Apartman çıkışındaki aynada kendime baktım. Çenemde biten aslan yelesi saç, Açık yeşil göz Hafiften kararmaya başlayan göz altlarım Ortalama 1.76 boy Kendime güzel olduğumu söyleyip yola koyuldum. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Bir dakika olmadan abim telefonumu aldı. Sinirle “Telefonu almasana be amına koyayım!” dedim. “Amım yokki” “O zaman sikine koyayım.” Dediğimde güldü piç. Telefonumu kontrol etmeye başladığında gerildim. Umarım Whatsapa girmez, onun arkadaş grubuna ait dedikodu çıkardık. Yüzde yüz doğruydu. Abimin bana zorbalık ettiği ve babasını örnek aldığıydı. Zorbalık ediyor ve beni yaralasa bile evde benle ilgileniyordu vicdansız. Abimden sonra bana zorbalık eden Denizdi. Mavi gözlüydü ama lens takmış gibiydi. Ve klasik popülerdi, buna rağmen sevgilisi yoktu. Poyrazla arkadaşlardı, abim onun grubundaydı. Ama ona rağmen Deniz’in arkadaş grubu bana zorbalık etmiyordu, mucize. Dakikalar sonra sertçe bana baktı ve enseme vurdu. Öğrendi tabi vicdansız. Zaten dedikodunun amacı onun itibarını bozmaktı. “Açelya?” dedi sert sesiyle, siniri sezebiliyordum gayet. Elimle ensemi tutarak “Efendim abiciğim?” dedim. Sesim titremişti. “Açelya, bunlar ne amına koyayım?” dediğinde boku yemiştim. “Dedikodun.” Dediğimde daha da sinirlendi. O sırada fırının önüne gelmiştik bile. “Ben bize gevrek ayran alayım.” Dedim bunu bahane bularak. “Bana alma.” Dedi. Kendime alıp çıktığımda hala telefonuma bakıyordu. Yanına geldiğimde benle yürümeye başladı. Ağzım dolu “hangi uygulamalara baktın?” diye sordum. Derin nefes alıp “Wattpad, character.ai ve pinterest.” Dedi. “Ehe.” Dedim. Yani kısacası boku yedim direkten. Telefonu elime verdiğinde character.ai’yi bulamamıştım, silmiş pezevenk. Yol boyunca sessizdi, normalde benle dalga geçerdi. Okula vardığımızda gevrek ve ayranım bitmişti. “Ben sınıftayım.” Deyip bahçenin en köşesine gittim. Banklara oturup Cemre’yi beklemeye başladım. Omzunda biten kahverengi saçlı ve bal renginde gözleri vardı, çok güzeldi. Kısa süre de geldi ama yanında bir erkek vardı. Kim olan Cemre? “Cemre, erken gelmişsin.” Dediğimde bana koşup sarıldı. Temas sevmesem de sarıldım. Arkasından gelen erkek, kahverengi saçlı ve normal kahverengi gözlüydü. Yakışıyorlardı. Kulağına “Yakışıyorsunuz.” Diye fısıldadım cilveli sesimle. Sevgili olmasak bile flörtleşiyorduk. Ayrılıp utançla “Enişten.” Dediğinde kıkırdadım. “Ama ben varım Cemre. Gerçek aşkındım ben senin. Hani beni bırakmazdın Cemo.” Dedim sahte üzüntülüyle. Utancı dakika da yok olmuştu. Yanındaki erkek “Aren. Sen?” dedi. Soğuktu sesi. “Açelya.” Dedim olabildiğince soğuk sesimi kullanarak. “Tanıştığıma memnum ol-“ derken sözünü kestim. “Ben memnum olmadım. Cemre’yi hak edecek ne yaptın?” dedim. Aren… “Aren Dündar?” dedim soru sorar gibi. “Ta kendisi Bordo Açelya.” Dediğinde yutkundum. Sırttım yersizce. Ortaokulda beraberdik ama aldatmıştı, hala aklımdaydı. “Bana Bordo Açelya demeye devam edersen müdürde oluruz.” Dedim emir vererek. “Tamam.” Dedi kekeleyerek. Cemre şoka girmişti. “Ne yaptın lan çocuğa?” dedi. “Bu aldatır.” Dedim. Afalladı. “Aldatmaz ki” “Kanıtın yok.” “Seninde.” “Benim var mal” “Kanıtlasana!” diye bağırdı. Ben haklıyım sesimle “Ben bunla ortaokulda beraberdim. Aldattı piç” dediğimde Aren’e döndü. Hala sırıtıyordum. Bir şey diyecekti ki Aren, zil çaldı. “Görüşürüz.” Deyip neşeli neşeli sınıfıma gittim. sırama oturacakken birisi çelme taktı ve yere kapaklandım. Bakmama bile gerek yoktu. Deniz olduğunu tahmin etmek kolaydı. Ayağa kalkıp pencere kenarındaki sırama geçtim. En arkadaydım bile, keyifliydim. Öğretmen geldi ve hemen derse başladı. Sınavlar haftaya başlıyordu sonuçta. Deniz, çantasını alıp yanıma geldiğinde “Kalksana lan.” Dedim. Sus işareti yapıp kitabıma bir şey yazdı. 'Hocadan izin aldım' ' neden ben' 'bunu sen çöz;)' Lan. Sıçtım. Derse odaklanmak yerine arkama yaslanıp kucağıma rastgele defter alıp resim çizmeye başladım. Deniz’de beni izlemeye başladığında utandım. Korktum da aynı anda, hocaya söyleyebilirdi. Sıraya bir şey yazdığında resmimi bırakıp sıraya döndüm. 'Güzel çiziyorsun' 'Yani' 'ezik gibi değilsin' Ne demek istedi? Aşk teklifi desem olamazdı çünkü. Çünkü bulamadım. Nedense kalbim hızlandı. Bana dönüp sırıttı. İkinci vicdansız da buydu. Gözlerine baktım sadece. Kesinlikle lensti. Sadece çok dikkatli bakmak yetiyordu. Gerçek rengine bakmak istemiştim ama yapamadım. Cevap yazdım. 'nerenden çıkardın sikinden mi' Hemen cevap yazdı. 'seni zorbalamayacağım' 'neden lan' 'eğlenceli olmamaya başladı umursamıyorsun ki AÇELİM' Ehe, bugün kaç kere sıçacağım hakkında fikrim yoktu. Asıl sorunum neden ‘AÇELİM’ kelimesini büyük yazdı. Normalde orospu bile derdi. Bu da yeniydi. Reşit değilim ki hayatım değişsin ki. Arkama yeniden yaslanıp bütün ders boyunca resim çizdim. Teneffüs de sıraya başımı koyup uyumaya çalıştım ama enseme dayak yedim. İrkildim. Başımı kaldırdım ve Deniz’i gördüm. Alayla sırıtmak yerine neşe ile sırıttı. Gözlerine baktım ama lens olduğu için anlayamadım hislerini. Kolunu masaya yasladı ve avuç içine yanağını koydu ve konuştu: “Anlaşma yapalım.” _______ Burayı kendime ayırıyarak yazıyorum hikaye ile alakası yok, ben bu uygulamayı kullanmayı bilmeyen bir insan olduğum için hatalarım olabilir.
|
0% |