Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@pusu_13

 

Gece yarısı üzüntüler daha yoğun ve korkular daha parlaktır.

 

Bil ki hava kararınca yalnızlıklar daha net anlaşılır.

 

Bedenindeki acı keskinleşir, gözlerindeki yaş yoğunlaşır. Ve bazı imtihanlar sen yalnızken sana ulaşır...

 

 

___ ___ ___

 

"Sonuçları öğrenebilir miyiz?"

Yutkundu genç kız, bu soruyu sorarken kalbinde hissettiği acı yüzünün buruşmasına neden olmuştu. Korkuyordu. Yüzü gerilmiş, gözleri dolmuş titreyen elleriyle uzun siyah şalının ucunu kavramış yaşadığı stresin acısını ondan çıkarıyor gibiydi.

Ellerini sıkmaktan parmak boğumları beyazlamıştı.

"Sonuçlar..." dedi doktor iç çekerek

"Sonuçlar pek..." Devam edemiyordu. Sanki doktoru bütün bu zamana kadar koruduğu metanetini kaybetmiş gibiydi. Derin bir nefes daha aldı ve söylemesi gereken her ne varsa tam o an ortaya dökmeyi denedi.

"Belirsiz." dedi gözlerini yere sabitleyip

"Ne yazık ki iyi ya da kötü hiçbir sonuç alamadık."

"Bedeninizin testlere verdiği tepkilerin hiçbiri birbirini tutmuyor."

"Görünürde hem çok sorun var hem de hiç sorun yok."

"Psikolojik demek isterdim ama psikoloğa da gittiniz, ben gönderdim."

"Sorun olmadığı bilgisi geldi. Yusuf Bey tutanak gibi adım adım belge tutmuş, ruh sağlığınız da yerinde. Yani hastalık muhtemelen fiziksel fakat.."

"Üzgünüm, elimden daha fazlası gelmiyor"

Doktorun nefesi boğazına takıldı. Küçük bir öksürük kriziyle gözüne dolan yaşları uçurumdan yuvarlarken eliyle de kapıyı işaret etmişti.

"Mümkünse şu an abinizle de bir şey konuşmam gerekiyor."

"Müsaade eder misiniz?"

Genç kız başından ayak uçlarına doğru inen soğukluğu yutkunarak gidermeye çalıştı, olmuyordu. Bu söylenenleri sindirmesi mi gerekiyordu şimdi? Ayağa kalkıp odayı terk etmesi gerekiyordu?.. Ayağa kalktı sakin olmaya çalışırken. Abisi de oturduğu koltuktan kalkıp kardeşine destek olmaya gelmişti.

"İyiyim." dedi bütün bunların üzerine yalan söyleyerek

"İyiyim abi."

"Sen doktoru bekletme."

Kapıyı zoraki itekleyerek kendini dışarı attı. Boğazındaki düğüm hızla çözülürken o iki üç adım daha uzağa gitmeye çalışıyordu. Olduğu yerde yere yığılınca ciğerlerinden yükselen hıçkırıklar kendilerini büyük bir hırsla dışarı atmaya başlamışlardı.

"Öleceğim.." dedi yükselen sesi,

"Allah'ım! Yardım..."

"Yardım et ne olur!"

Sözünü kesiyordu hıçkırıkları. Hastane koridoru bomboştu bugün, kimse yoktu göz yaşlarını silecek. Kimse yoktu elinden tutacak. Kimse yoktu, yıkılışını görecek. Gerek var mıydı? Gerek de yoktu.

"Rabb'im," dedi sesinin yükselmesini engellemeye çalışırken, dua kula özel olurdu. Duymasındı kimse onu, ne gerek vardı?

"Yalnızca sen varsın, her zaman yalnızca sen vardın. Senden başkasından medet uman bu günahkar gönlü bağışla. Bu kulunu affet."

"Affet ki sağlığında sana yönelmeyi unuttu, affet ki Sen'i çok geç buldu o!"

"Allah'ım kabuslarla uyandığım gecelerim var, kalbime saplanan acılarım! Kapısını çaldığım hiçbir doktor anlamıyor neler yaşadığımı, boşa çıkıyor bütün çabaları."

"Vesileleri aradan kaldırıp istiyorum şimdi senden merhametini, ne olur şifanı esirgeme benden!"

Ve geriye kalan sesli sessiz iniltiler, hiç dinmeyişine inat yükselen hıçkırık sesleriydi.

Duasının geri kalanını kalbine gömdü çünkü ister istemez koridorun duvarlarında yankı yapan sesi koridorun dışında olan insanların dikkatlerini üzerine çekiyordu.

Yine oldu sonra, parmak uçlarından yukarı bir acı tırmanmaya başladı. Sanki geçtiği yerleri yakıyor hissiz bırakıyordu. Bedeninde görünmese de ilerleyen bir ateş yalın hıçkırıklara acı bir sedâ ekleyince arkasında bıraktığı doktorun kapısı telaşla açıldı. Abisi kucakladığı kardeşini göğsüne gömmüş kulağına sevgi sözcükleri fısıldamaya başlamıştı.

"Geçti." Dese de geçmediğini anlamayarak kardeşinin can yakan çığlıklarını susturmak için çabaladı bir süre. Zavallı kızın yeşil hareleri titriyor nefesi bir yenisini almasın diye ciğerlerine takılıp kalıyordu.

"Geçti." dedi abisi tekrardan,

"Bunu yaşayan tek kişi olmadığımızı öğrendim Betül!"

"Duydun mu abiciğim? Yalnız değiliz, elimizde tecrübeye dayalı veriler var."

"Kurtaracağım seni bu acıdan, sana söz veriyorum."

"Ne olduğunu bilmesem de kurtaracağım."

Kurtaracak olan o muydu? O kadar doktor bir şey yapamazken mi? Hayır, kalbi bu cümleden rahatsız oldu. Kimseye güvenmek istemiyordu artık. Aciz olan kimseye güvenmek istemiyordu.

Lisanı duadan kesilse de kızın tekleyen kalbi Yaradan'a yakarıştaydı hâlâ.

"Ya Allah, Ya Rahman!"

"Ya Şâfi, Ya Rahman (c.c)"

...

Aldığı nefesler düzene girmeye başladığında göz bebekleri yukarıya doğru kaymış kendi kendini durdurmaya çalışan bedeni bitap düştüğünden bilinci kapanmıştı.

Gözlerinin önüne gelen buğulu beyazlıkta kayboldu, yumuşak bir ses okşadı kulaklarını. Abisi konuşuyordu.

"İlacı getireceğim." dedi.

"Kardeşim bir ihtimal de olsa rahatlayabilecekse eğer bu riski almaya değer."

Kalbinin atışlarını duydu sonra, kendi kalbi deli gibi çarpıyordu sanki. Gerçekte bu kadar hızlı atmadığını biliyordu, aksi hâlde baygın kalmaz uyanırdı. Farklı bir ses daha duydu sonra, kimin olduğunu bilmediği, içinden bir ses dedi ki

"İnsanın kalbi de konuşur, bu ses senin kalbinin sesi, onu duy."

"Doğruyu söylediğine emin bir hâlde kabul et onu."

Sonra o tanımadığı sesi kalbinin sesi gibi dinledi, heyecanla.

"Getirilecek ilacı içme," diyordu yabancı kaldığı o ses, aynı zamanda çok da tanıdıktı.

"Pişmanlığının fayda vermeyeceği bir zamandasın."

"İçme."

...

Gözlerini zorlayarak açtı nihayet. Abisi Okan'ı elinde mor renk bir tüp sıvıyla görünce soru soran bakışlarını ona yöneltti. Baygınken duyduğu hiçbir şeyi hatırlamıyor olacak ki onun tebessümle kendisine uzattığı,

"Sadece bir deneme ürünüymüş ama faydalı olabileceğini söylediler." Diyen sesini gülücüklerle karşılamıştı.

"İlaç mı yâni?" Derken sesi titriyordu.

"İlaç." dedi abisi,

"Yan etkileri olabilir, asla hayati tehlikeye sokmaz ama yaşamsal bazı fonksiyonlarını etkileyebilir, dediler."

"Yürümekte ve konuşmakta güçlük çekebilirmişsin."

"Ama kullanırsan ne olacağını tam bilenediğimiz gibi kullanmazsan ne olacağını da bilmiyoruz."

"Ne diyorsun abiciğim?"

"Onay verirsen sözleşme imzalayacağız."

Yutkundu genç kız uyku sarhoşluğundaydı sanki.

"İmzalayalım." dedi kuruyan boğazını zorlayıp. Tam o an kalbine binen acıyı normal sayıp önemsemek istemedi.

"Faydası olacaksa imzalayalım abi."

 

Sonu Belirsiz bir yolculuğa işte tam olarak böyle çıkılıyordu.

Loading...
0%