(giriş bölümü olduğundan kısa olacaktır)

Ayaklarımı sallaya sallaya Kerem'e baktım. Ayaklarım gidip gelirken onun bacaklarına çarpıyordu, bu yüzden de bana sinir olmuştu.

"Elisa," dedi burnundan soluyarak. "Madem canın bu kadar sıkılıyor güzel bir oyun oynayalım." Hevesle başımı salladıktan sonra ayaklarımı durdurdum.

"Ne oynayacağız?" Dedim sesimden bariz belli olan merak ile. Yüzüne muzip bir gülümseme yayıldığında tedirgince arkama yaslandım.

"Bir ay boyunca şakasına flört edelim, ilk aşık olan ise karşı tarafa yemek ısmarlasın." Olumlu anlamda başımı salladıktan sonra bir elimi eline doğru uzattım.

El sıkıştıktan sonra gülümseyerek Kerem'in gözlerini baktım. "Şimdiden gideceğimiz yeri ayarlarsan iyi edersin." Diye mırıldandım.

Ev arkadaşıma aşık olacak kadar kafayı yememiştim tabii ki.

Bu oyunu ben kazanacaktım.