Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@pwrettis

Tuna'yı boğma operasyonuna her biriniz hoşgeldiniz dostlar, buyurun geçin oturun lütfen.

Kerem'in kucağından atladığım gibi hızlı adımlarla Tuna ile Umay'ın yanına gittim. "Gelsene sen bi' benimle." Dedim oldukça sakin çıkan sesimle. Tuna tedirgin bir şekilde ayağa kalkarken Umay 'gitme yer bu manyak karı seni' diye fısıldıyordu."Umay?" Dedim tehlikeli çıkan sesimle. Anında önüne dönüp boğazını temizledi.

"Git, seni bekleyeceğim aşkım." Ay sanki öldüreceğim! Tuna'yı kolundan çekiştirirken Kerem ise kollarını göğsünde birleştirmiş sırıtarak bizi izliyordu. Neresi komikti bunun acaba? Tuna'nın karşısına geçtikten sonra öfkeyle baktım gözlerine."Ne demek Kerem'den hoşlanıyormuş ya ne demek? Gerçekten inanamıyorum, siz bunları nereden çıkartıyorsunuz ya? Ben neden o öküzden hoşlanayım gerizekalı Tuna!" Tuna şaşkın şaşkın beni seyrediyordu."Korece konuşmasana kızım, birşey anlamıyorum."

Yeni yeni korece konuştuğumun farkına varınca ofladım. Sinirden dilleri de şaşırdım artık! "Benim Kerem'den hoşlandığımı götünün hangi yerinden salladın Tuna? Flörtleşiyor olmamız ondan hoşlandığım veya aşık olduğum anlamına gelmez!" Tek kaşı hafifçe havaya kalktı ve sırıttı."Siz flörtleşiyor musunuz?" Sinirden pot kırdım ve evet, yaptığımız bu flört oyununu herkes öğrenirse yakamı bırakmazlar. "Evet ama sakın kimseye söyleme." Dedim daha öncekine nazaran kısık bir ses ile.

Güldü. "Ey ahali! Kerem ile Elisa flörtleşiyormuş!" Anında gelen uğuldamalar ve ıslıklar ile birlikte sıkıca gözlerimi kapattım. İyiki kimseye söyleme dedik. Kerem yanımıza gelip bir anda kolunu omzuma attı. "Ee? Flörtleşiyor olmamız gayet normal değil mi abicim?" Flörtleşiyor muymuşuz? Benim niye haberim yok? Hiç flörtleşmedik ya, ondan diyorum."Sende haklısın Lena, şuana kadar hiç flörtleşmedik."

Bir dakika, ne?Kerem benim böyle düşündüğümü nereden anladı?

Tövbe tövbe.

***
Kitaplığa yaslanmış bir şekilde Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nu okuyor, bir yandan da bilinmeyen kadın ile sadece baş harfi verilmiş adama saydırıyordum. "Ben olsam o adamı beklemezdim, zaten yaşlının tekiymiş ve eve kadınları alıyormuş, neden ömrümün sonuna kadar onu sevdiğimi söyleyip sevgilim diye hitap edeyim ki? Birde suçlu sen değilsin deyip duruyor! Sabır!"

Bir kitabı okurken çok sık yaptığım şeylerden birisi de aralara kendi yorumumu sesli bir şekilde dile getirmemdi. Bence haklıydım çünkü kadına hak vermiyordum. Dünyaya bir kere geliyoruz zaten, birkaç yıllık ömrümde benden bilmem kaç yaş büyük adamı mı bekleyeceğim? Saçmalık!

Kapının kenarında ne zamandır durduğunu bilmediğim Kerem, suratındaki muzip sırıtış ile beni izliyordu. Kollarını göğsünde birleştirmiş, sağ omzunu kapı kenarına yaslamış, sol ayağını da sağ ayağının sağına yerleştirmiş, bileğini de bükmüştü. Kesin anlamadınız ama neyse. Kerem'i görmezden gelip sayfayı çevirdim. Okumaya devam ettiğimde laf edecek bir yer bulmuş, tam kafamı kaldırıp ağzımı açmıştım ki bir nefesin yüzüme çarptığını hissedip yutkundum.

Ağır hareketlerle kafamı kaldırdığım 1.90'lık Kerem hafiften eğilmiş, sol elini kitaplığa yerleştirip beni kıstırmıştı ve gözleri dudaklarımı odaklanmıştı.

İmdat!

"Ke-kerem?" Kekelemiş olmama içimden küfürler sıralarken Kerem, az önceki muzip sırıtışıyla beni izliyordu.Genzinden gelen bir ses ile, "Seni şu an öpsem ne olur?" diye sordu. Gözleri sadece dudaklarımdaydı.Gözlerim kocaman açılırken göğüs kafesimin içinden çıkmak için delicesine çırpınan kalbim ile midemdeki kasılmalar neredeyse beni ele verecekti.

"N-ne?" Tekrardan kekelemiş olmam ve sesimin resmen içime kaçması dışında bir sorun yoktu."Seni diyorum, şimdi öpsem ne olur?" Sesindeki tını beni bayıltacak derecedeydi ve kötü olanı ise çok iyi rolüne bürünmesiydi.Gözlerinde saf bir tutku vardı ve bunu gerçekten istiyormuş gibi gözüküyordu.

Fakat bunun oyunumuz yüzünden olduğunu ve bu saf tutkunun rolünden geldiğini biliyordum, yine de... Beni sadece birkaç hareketi ile etkisi altına almayı becerebilmişti. Aynı basketbol maçında yaptığı gibi yanağım ile dudağım arasındaki yere dudaklarını bastırdı. Birkaç saniye öylece durduğunda, yanağı dudaklarıma değiyordu ve kalbim deli gibi çırpınıyordu.

Ayrıca, geçen sefer yanağıma daha yakın öpmüştü fakat bu sefer öpücüğü biraz sola kaymış, dudaklarıma yaklaşmıştı. Kerem ağır hareketlerle geri çekildiğinde sertçe yutkundum. İçime derin bir nefes çekip birkaç saniye sakinleşmeyi bekledim fakat Kerem'in koyu kahve hareleri beni içine çekmişti bile.Kerem, sol elini de kitaplığa yerleştirip bana yaklaştı.

Dudakları ile dudaklarımın arasında santimler kalmışken durdu.Kokusu ciğerlerime doluyordu ve ben, ilk defa Kerem'in kokusunun ne denli güzel olduğunu fark etmiştim."Kitaptaki kadın gibi, sende bekler miydin beni?" Ne? Algılarım bana yakınlaşması ile birlikte tamamen uçtuğu için ne dediğini anlayamamıştım. "Hı?" Güldü. Hızlıca geri çekilip ıslık çala çala odasına girdiğinde afallamış bir şekilde arkasından bakıyordum.

Az önce ne yaşanmıştı?

***

Bana hiç öyle bakma Elisa, bende ne yazdığımı bilmiyorum.

 

 

Loading...
0%