-"Tamam ben hazırım çıkabiliriz."

Batu'nun arabasına bindik ve sürmeye başladı nereye gittiğimizi bilmiyorum.

Yaklaşık 10 dakika sonra siyah villa tarzında bir eve geldik. Öğrendiğime göre şuan Ordu'daymışız. Batu arabayı parkedince ilk o indi arkasından da ben indim arabadan. Bir iki kez zile bastı ve kapıyı hastanede olan kızlardan biri açtı sanırım ismi Nisa'ydı.

İçeri girdiğimizde nereye gideceğimi bilmediğim için ayakta dökülmeye başladım. O sırada ismi Melek olan kız yanıma geldi kolumdan tutarak beni odam olan yere getirdi. Odam siyah renklerle döşenmişti. Galiba ben siyahı fazla seviyorum. Odada iki tane daha kapı vardı. Bende ilk kapıya gittim ve açtım, burasıda siyahın ağırlıklı olduğu bir banyoydu. Diğer kapıya yöneldim burasıda giyinme odasıydı ve evet tahmin ettiğiniz gibi burasıda siyahtı.

Giyinme odasının yarısı siyah kıyafetlerle yarısıda renkli kıyafetlerlerle doluydu. Odama geri döndüm. Sonra havlu almadığımı unutup giyinme odasına geri dönüp havlu aldım ve kısa bir

Siyah bir şort takımı giymiştim. Acaba aşağı insem mi, karnımda çok acıktı. Uzun düşünmeler sonucu inmeye karar verdim.

İndiğimde Nisa ile Batu kahkaha atıyor Melek ise ortalıkta yoktu. Beni görünce Batu hemen kolunu uzattı yanına oturmam için acaba otursam mı? Tanımadığım kişilerle fazla samimi olamam diyerek tekli koltuğa oturdum. Batu'nun somurttuğunu ama anında kendini düzelttiğini gördüm.

Nisa konuşmaya başladı:

-" Kız nasıl oldun bakem?"

Sonra saçma bir soru yönelttim:

-" Ben mi?"

-" Burda senden başka kız mı var deli."

Doğru söylüyordu ama bu ki bana neden deli diyordu.

-" Bana deli diyemezsin!" Sinirlenmiştim o kim ki bana deli diyordu.

-" Tamam sakin koçum yavaş sen eskiden kasıntı değildin noldu sana ya?"

Sessiz kalmayı tercih ettim.

Batu denen çocuk kalkıp mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere gitti. Yaklaşık beş dakika sonra gelip bizi yemek yemeye çağırdı. Tabi ya ben aşağıya yemek yemeye inmiştim yine unutmuştum her şeyi unuttuğum gibi bunu da unutmuştum.

Nisa ayaklanınca bende kalktım Batu da Meleği çağırdı geldi ve yemek yemeye başladık.

Yemek sessiz geçti bir garip gelmişti normalde şuan ota boka laf atıp saatlerce gülmeleri gerekiyordu en azından sabahtan beri öyleydi. Sonra telefonum çalmaya başladı.

Ali arıyor...

Ali kim?

Beni neden arıyor?

Hatırlamadığım için telefonu Batu'ya doğru çevirdim o da telefonu açmam gerektiğini söyledi ve bende onun dediği gibi de yaptım, hapörlöre aldım.

-" Ali patron."

Patron?

-" Alo, orda mısın patron?"

Batu benim cevap vermeyeceğim anlamış olacak ki kendisi konuşmaya başladı.

-" Batu bey patronu verebilir misiniz lütfen?"

Batu göz devirdi ve devam etti:

-" Patronun yanımda al yemedik patronunu."

Diyip yemeğine devam etti.

-" Alo."

-" Heh patron İstanbul'a gelmen gerekiyor bizim ........ depoyu patlatmışlar ben hallederim de bunlar benim boyumu aşıyor."

Depo? 

Patlatmak?

Boyunu aşmak?

İstanbul?

Noluyo amk hiç bir şey anlamıyorum.

Cevap beklediğini hatırlayıp "Tamam" dedim ve telefonu kapattım.

Batu'ya döndüm adam onu oda adamı tanıyorsa neler olduğunu biliyordur herhalde.

Benim ona baktığımı hissedip kafasını kaldırdı ve kafasıyla üst katı işaret edip

-" Benim odama çıkalım istersen?"

-" Olur, tamam."

İkimizde ayaklanınca kızlarda kalkıp sofrayı toplamaya başladı.

Batu'yu takip etmeye başladım beni bir odaya getirdi, kapıyı açtı içeri girdi bu oda daha renkli rekliydi , bir duvar turuncu diğeri mor öbürü mavi diğeri ise sarıydı yatağı ise rengarenkti.

Ben şaşkınca odayı incelerken Batu konuşmaya başladı.

-" Noldu ya beğenmedin mi oysaki ben çok beğenmiştim bizzat kendim hatırlattım odamı?"

-" Yok beğendim sadece biraz fazla renkli geldi."

-" Sizin içiniz kararmış ben napiyim. Neyse konumuz bu değil otur şöyle."

Diyip yatakta yana doğru kaydı. Ben oturunca konuşmaya başladı:

-" Şimdi sen bir mafyasın.

Mafya?

Ben de bir mafyayım biz bu işe birlikte başladık, baban sana tecavüz etmeye kalkışmıştı o gün seni Eymen abin kurtarmış ve polisleri aradı. Baban hapise girdi, bizde seninle o sıra evden kaçtık ben zaten yetimhanede kalıyordum. Başka bir ev tuttuk senin ile kendi şirketimizi kurduk. İsmide E&B HOLDİNG beraber koymuştuk. Nisa aramıza lisede katıldı işte böyle devam ediyorduk senin gerçek aile mevzun çıkınca Orduya gelmek zorunda kaldık.

Gerçek Aile?

Tecavüz?

Eymen abi?

Baba?

Ya annem?

Diğer abilerim?

Batu tekrar konuşmaya başladı:

-" Kafanın çok karışık olduğunun farkındayım yavaş yavaş hatırlayacaksın her şeyi."

Tamam anlamında kafamı salladım ve odasından çıkıp kendi odama girdim.

(650 kelime)

Kestikkkk

Sizce diğer bölümde neler olacak?

Arkadaşlar kusura bakmayın bu aralar çok yoğunum zaman buldukça yazmaya çalışıyorum bir de sınav senem olduğu için ekstra zorlanıyorum ama telafi edicem en kısa zamanda.

Hadi Allah'a emanet ol, tekrar görüşmek üzere 👋👋👋

Instagram: queenwx02

Tiktok: queenwx2