"Dıt,dıt,dıt,dıt.."her sabah bu sinir bozucu sese uyandığım gibi bugün'de bu sese uyanmıştım.Alarmı kapattığım gibi "geç kalmışmıyım?" diye saat'i kontrol ettim "6:15 geç kalmamışım ,rahatım"diyip duşa girdim 15-20 dakikalık bir duşun arkasından dişimi fırçaladım ve üstümü giyinmek amacıyla dolabıma yöneldim.Bugün mesai ye kalabilirdim ,her zaman kalabilirdim evde kimse olmadığı için,kimsem olmadığı için daha doğrusu ,mesaiye kalmamda bi sıkıntı yoktu .Dolaptan beyaz bir tenis eteği almıştım,altında şortu olduğu için rahattı.Üstüne ne giysem diye düşünürken lacivert bir crop gözüme çarptı kolları tişort gibi olduğu için hoşuma gitmişti.Saçımı kurutup hafif dalgalar vermiştim, şimdi makyaj sırasıydı. Ayana nın önüne geçtiğimde sade bir makyaj yapacağım diye oturmuştum ,sıcaktı çünkü akar falan uğraşamam.Kapatmam gereken yerlerimi kapattıktan sonra pudra ile sağbitledim,yanaklarıma allık sürmüştüm sıra mavi gözlerime gelmişti.Annemin gözlerine benziyordu gözlerim hep babamınkiler gibi olsun istesem de,anneminki gibiydiler.Mavi,babamın gözleri yeşildi ,çok hoşuma giderdi....

Makyajımın son adımı olan ruju da sürdükten sonra evden çıkmaya hazırlandım .Çantamı aldım,Otobüs durağına gittim 15 dakikalık bir bekleyişin ardından otobüse binip iş yerime gelmiştim .İş yerim bi kafe idi aslında tam olarak kafe de denmezdi deniz kıyısına yakın yapılmış üç katlı bir yerdi en alt katında tatlıcı gibi bir yer vardı hemen denize bakıyordu 15 dakika yürüdükten sonra denize girebiliyor dunuz.İkinci kat kahvaltı bölümü olarak geçiyordu ,ön tarafında bahçesi de vardı isteyen açık alanda isteyen kapalı alanda yapıyordu kahvaltısını .En üst katı ise açık teras tı günlük kiralıyorduk mangal yapılabiliyordu 3-4 kişilik salıncaklar vardı 14-15 yaşımdan beri burda çalışıyordum kendi paramı karşılıyordum o yüzden en üst ve ilk katı ben düzenlemiştim salih abi öyle istemişti hakkın var kızım demişti .Mekanın az da sahibi gibiydim aslında 10 senedir hatta daha da fazladır burda çalışıor dum . kapının tam karşısında bir araba vardı beyaz bi araba markasını tam görememiştim arabanın tam karşısındada " DENİZ KIYISI RESTORANLARI" diye bir tabela vardı. Eskiden "salihin mekanı" diye yazardı orda şimdi benim koyduğum ad vardı. İçeriye girdiğimde salih abiyi bi adamla konuşur iken gördüm ,adamın sırtı bana dönüktü ve salih abi yanında küçük bir çocuk gibi kalmıştı .Bu durum komikti ,salih abi ve adamın ne konuştuğunu bilmek için yanlarına gittim .Salih abi ve adamın hemen arasında durdum salih abi damla ,damla ter olmuştu hava sıcak da değildi.Salih abi bana dönüp "ooo deniz kızım sen mi geldin ,hoş geldin erkencisin"dedi ,halbuki herzamanki saatimdi. Salih abiye dönüp " geldim abi geldim de bu beyfendi kim?"diye bir soru sormuştum .Beyefendi bana dönüp elini uzattı.

"ben doğukan yıldız tanıştığımıza memnun oldum "dedi ismi çok tanıdık geliyordu ,soy adı dahada tanıdıktı.

bana uzattığı elini tuttum ve

"deniz,deniz akpınar bende memnun oldum" dediğimde göz bebekleri irileşmişti ,ne olduğunu ben de anlamamıştım ,o elini çektiğinde ben de çekmiştim ,Salih abi elimi omuzuma atıp

"bahsettiğim ortağım da bu doğukan bey ortaktan çok kızım gibidir ,elimde büyüdü sayılır "dediğinde benim yüzümde buruk bi gülümseme oluşmuştu annemin babamın yada ailemden birinin yanında değilde patronumun yanında büyümüştüm acıydı ama gerçekti .Ailemi kaybettikten sonra ne anne tarafım arayıp sormuştu ne baba tarafı sormuştu ,sanki kimsenin torunu yada kuzeni değilmişim gibi kalmıştım ortada .Yetimhaneye de kimse gelmemişti ziyaretime ."nasılsın?"diyenim sadece doktor olmuştu .Kimse evlatlık bile almak istememişti ama ben bundan memnundum çünkü bi başkasına "anne,baba"deme gibi bi niyetim yoktu .Kazadan sonra konuşmadım kimseyle bol bol yazdım,okudum .18 olduğumda yetimhaneden çıktım ailemin evine geldim annemlerin odasına hiç dokunmadım ,babamın çalışma odasına ,annemin mutfağını bozmadım ,babamın dambılını yerinden kaldırmadım onların var olduğunu düşündürüyodu bana .Derin düşüncelerimden salih abinin beni sarsması ile çıktım .

"evet deniz hanım bu teklifimi uygun görürseniz ben de size katılmak istiyorum "demişti doğukan bey ama ben kaçırmıştım orayı ,doğukan beye döndüm ve

"üzgünüm ben tam olarak anlamadım bidaha üstünden geçseniz nasıl olur?" diye sorduğumda doğukan bey hemen kafasını onaylar şekilde salladı ve

"tabiki ama iyi değilsiniz galiba renginiz atmış isterseniz dışarda konuşmamıza devam edelim "demişti.Onaylar şekilde başımı salladım ve arka taraftaki denize bakan taraftaki bahçeye çıktık .Salih abi de mutfağa gideceğini müşteri geldiğini söylemişti.Kıyının olduğu yere gittiğimizde doğukan beye döndüm ve

"az önceki hareketimin kusuruna bakmayın lütfen şidi tüm dikkatim ile sizi dinliyorum doğukan bey "dediğim an küçük bi gülümseme oluştu yüzünde

"isterseniz oturalım deniz hanım "cümlesinden sonra masalara yöneldik ve oturduk

"evet sizi dinliyorum doğukan bey "

"evet deniz anım ,beni tanıyor musunuz bilmiyorum ama illa ki markanın adını duymuşsunuzdur ranar yıldız markasının kurucusunun oğluyum ben ,ancak konumuz bu değil içerde salih beye anlattıklarımı burda size de anlatayım .Benim iki bin dokuz senesinde buraya yakın bir yerde kazada annem öldü ben de onun anısını yaşatmak istediğim için bir restoran açma fikirim var ancak en müsait yer burası ve bildiğim kadarıyla da işlek ,satın alma teklifinde bulundum ancak salih bey tek ona ait olmadığını bir de ortağı olduğunu söyledi benim de ortak olmamı teklif etti tabiki siz de kabul ederseniz ben de ortak olabileceğimi söyledim kısacası bu biraz değişiklik yaparız diye düşündüm tabiki sizin gözetiminiz altında .Kabul ederseniz burası daha da kazanabilir ." doğukan bey konuşmasını bitirdikten sonra ben başladım.

"öncelikle anneniz nur içinde yatsın .Ben bir ortağın zararı olmayacağını düşünüyorum ancak benim adımın altındaki yani mete,rüya gibi çalışanların kovulma ,işten çıkartılma gibi durumları olmamasını isterim eğer size de uygunsa bana da ortaklık uygundur " dediğimde hemen kafasını salladı ve

"merak etmeyin çıkartmam elaman olarak kardeşimi de sokmayı planlıyorum sizin için bi sakıncası var mı deniz hanım?"dediğinde şaşırmıştım koskoca hemde koskoca raif beyin kızı doğukan beyin kardeşi çalışacak .Garipti ama imkansız değildi .

"tabiki neden olmasın .Kardeşiniz kaç yaşında ,yani reşit mi ?"diye soruduğumda

"a evet tabiki ırmak iki bin doğumlu ,işte gençler paranın nasıl kazanıldığını bilmiyo ve vara yoğa harcıyor o yüzden nasıl para kazanılıyor öğrensin diye burda çalışmasını iyi buldum"

"ben de iki bin doğumluyum"

"biliyorum,yani gösteriyorsunuz yaşınızı"demişti komikti.

"şimdi isterseniz bir sözleşme hazırlayalım imzalayalım doğukan bey"

"deniz hanım aramızdan bey-hanım cümlesini kaldıra bilir miyiz kendimi fazla resmi olduğumu hissediyorum ve bu beni yaşlı hissettiriyor"

"doğukan bey kardeşinizle aynı yaştayım"

"biliyorum,farkındayım ama bu bey demenizi gerektirmiyor"

"ne demem gerekiyor "

"düz doğukan diyebilirsiniz "

"doğukan bey kaç yaşındasınız ?"

"28"

"24 yaşındayım "

"farkındayım"

"abim olsa sizinle aynı yaşta olurdu büyük bir ihtimalle"

"abiniz olabilirim"

"efendim ?"

"boş verin sözleşmeyi imzalıyalım ve ben gideyim ,toplantım var o yüzden yani sizinle alakalı bir şey yok yanlış anlamayın"

"yok yanlış anlamam.İçeri geçelim ve sözleşmeyi imzalayalım ,bu arada yüzde kaçlık bir kısmı istiyorsunuz?"

"yüzde 30-40 gibi bir şey düşündüm ben size de uygunsa "

"salih abiye uygunsa bana da uygundur"

"salih bey bana uygun dedi"

"o zaman bana da uygun"

"deniz sana birşey soracağım ,deniz dememin sakıncası varmı bu arada?"

"yok ,sorabilirsiniz"

"tamam,ne bölümünden mezunsun ?"

"muhasebe,bölüm birinciliği ile ,neden ki?"

"bizim şirkette çalışmak ister misin,yanlış anlama gelmeden önce biraz da olsa araştırma yaptım ortaklarım ne yapmış diye senin de başarılı biri olduğunu görünce şirkete almak istedim"dediğinde şaşırmıştım neden araştırsın ki amacı ne bu işin altından bir iş çıkacak gibi hissediyorum ama neyse.

"tabiki ama burda da çalışmam lazım günleri anlaşırsak olabilir"

kural 1:öğrenmen gereken olaya yakın dur

"tamam o zaman ben seni alırım ,tabi sana da uygunsa"

"olur ben numaramı vereyim"dememle telefonunu uzattı.kendi telefon numaramı yazdım ve kandimi çaldırdım ,kapattım,telefonunu ona uzattım.

"o zaman imza işini yarın hallederiz deniz,benim gitmem lazım"

"tabiki yeniden bekleriz "dedim ve beraber masadan kalktık arabaya kadar beraber yürüdük arabasının tam yanında durdu ve

"yeniden memnun oldum doğukan bey her zaman beklerim,kendi mekanınız gibi gelin "dememle ikimizin duağından da küçük bir kahkaha çıkmıştı ardından doğukan arabasına bindi ve gitti.Ben de restoranda geri girdim.Karşıma mete çıktı şaşkındı benim yanıma geldi ve bana bakarak

"o adam doğukan yıldız mıydı ?ben bi şizofren olmaya başladım "

"evet mete tam olarak doğukan yıldızdı "

"ne işi var burda"

"ortaklık için gelmiş"

"buraya mı?

"yok mete bana beni istiyomuş gel sana ortak olayım dedi"

dememle ikimi de gülmüştük

"deniz adam gibi anlat şunu ,koskoca adam neden bize ortak olsun ki?"

"annesinin anısı içinmiş , daha fazla konuşmuyoruz iş başına hadi"

"ay deniz ay"

"ney mete ney"

"çok sıkıcısın"

"öylemi mete "

tehdit vari konuştuğum için mete 3-4 saniye nefes bile almamıştı ,mete benden 1 yaş büyük aynı yetimhanede büyüdük kendisi benim kardeşim gibi değil kardeşim.Bana bir şey olsa ilk o koşar ilk o yardım eder .Benden bir yaş büyük ama asla olgun bir davranışını görmedim.

"yok öyle olur mu deniz ne sıkıcılığı hayatımda tanıdığım en komik insansın"

yalakalık yaparak söylemişti bu cümleyi ardından küçüklüğümüzden beri yaptığımız gibi burnumu sıkıp

"bende seni seviyorum küçük kardeşim"demişti.Ara sıra abi lik yapası tutuyodu.

---------------------------------------------

"ben çıkıyorum mete"siye seslendim saat bir e geliyodu genelde on iki de kapatırdık ama bugün en üst katın şeklini değiştirme kararı almıştık ,ani bi karardı canım sıkıldığı için biraz da mete ye gıcıklık oldun diye .

"tamam beş dakika beklersen beraber çıkarız"dediğinde durup onu bekledim ve beraber çıktık

"kapıları kitledin mi?"diye sordum

"hepsini kitledim"

"ışıkları kapattın mı?"diye sordum bu sefer de

"şartel i indirdim direk"

"ocak-"demeden lafımı böldü ve

"direk gazı kestim deniz lütfen eve gidebilir miyiz ?Patronum canıma okudu da bugün"dediğinde kendimi tutamamış gülmüştüm patronu bendim .

"gidelim,sen bu gece bana gel olmaz mı?"

"bizimkilere sözüm var"

"ne sözü"

"takılacağız gelmek ister misiniz hanım efendi?"

"yok uyyicam "dediğimde güldü normalde hayır bile demez hemen giderdim .

"aa neden?Hadi beni patronum yordu seni kim yordu deniz hanım?"

"sorma ya o patron da iyice kötü kadınlık yapmış sana ,kadın sayesinde kasların çıktı senin mete"

kadın bendim,ayıptır söylemesi çok güzel işkence yaparım.

"asla sporun bir etkisi yok"diyip gülmeye devam ederken arasının önüne geldik

"deniz"

"hm"

"sana araba sürmeyi öğretmemi ister misin?"dediğinde gözümde canlandı kaza anı ateşler ,kırık cam parçaları,atılan çığlıklar,dökülen kanlar,lastik kayma sesleri ,arabanın metalinin büzülmesi,tırın üstümüze doğru gelmesi canlandı,beni arabadan çıkartırken diğer arabadan çıkan kadın cesedi geliyordu aklıma ne yapsam olmuyordu kurtulamıyordum olmuyodu o gece peşimi bırakmıyordu o geceden kalan tek şey bu korkuydu.....