Yeni Üyelik
2.
Bölüm

GERÇEK AŞK KARŞISINDA

@rabceyh

Dileğinin üzerinden bir hafta geçen Alanis artık umudunu yitirmek üzereydi. Okyanusun her yerini gezmiş ama kalbinde bir şey hissedememişti. Gerçek aşkının olmadığını kendi kendine inandırmaya başlamıştı. Fakat içinde ki ses bugün son bir kez daha okyanusu turlamasını söylüyordu. Alanis iç sesin bir ilah tarafından mesaj olduğuna inandığı için iç sesine uyarak küçük bir tura çıktı. Üzerindeki kuyruğuna uyan deniz kabuklarıyla donatılmış turuncu büstiyerini düzeltti. O esnada karşısında bir kaç kara insanı gördü. Üzerlerine yapışan lacivert ve sarı kıyafetler, ayaklarında yelpaze şeklinde tuhaf şeyler ve ağzında tuttukları deniz kabuğunu andıran hava tüpleri vardı. Alanis merakına yenik düşerek onlara doğru yaklaştı.

Efsanevi Ariel'den bu yana deniz insanları ile kara insanları arasında bir bağ vardı. Fakat deniz insanları yine de karaya çok çıkmıyorlardı. İyinin olduğu kadarda kötününde olduğunun bilincindeydiler. Alanis onlara varamadan kara insanlari su yüzeyine çıkmaya başlamıştı, biri dışında. Alanis su onları takip etmeyen insana baktı. Kara insanı onu farketmiş çoktan el sallamaya başlamıştı. El sallayan kişinin yanına gitti Alanis fakat insanın yüzünde ki tuhaf denizkabuğundan kim olduğunu göremiyordu. Bu yüzden onu çıkarması için işarette bulundu fakat karşısında ki kişiden aldığı cevap çok netti.

"Bizler kara insanıyız, su da nefes almamız mümkün değil" dedi deniz kabuğunun ardından.

Ariel karşısındakinin sesini pek alamamıştı ama erkek olduğunu anlayacak kadar da duymuştu. Arielden sonra her şey çok değişmişti. Her ne kadar kendileri çok su yüzeyine cıkmasalarda karadan ziyaretlerine gelen bir çok insan oluyordu. Bu yüzden kara insanları için özel su kabarcığı tasarlanmıştı böylece suyun altında da nefes alabileceklerdi.

"Anlıyorum fakat şu yüzünüzdekini çıkarırsanız size yardımcı olacağıma söz veriyorum."

Diyerek kara insanını ikna etmeye çalıştı.

Bir kaç saniye sonra kara insanının yüzündeki o büyük deniz kabuğu gitmiş yerini hayatında görmediği kadar yakışıklı biri almıştı. Alanis ise kalbinin atışının değişmesiyle gaflete uğramış donup kalmıştı. Ardından hemen kendini toparlayarak parmağını suda çevirerek oluşturduğu su kabarcığını,tahminince kendi yaşlarında olan çocuğun başından geçirdi. Çocuk birden derin bir nefes alarak şaşkınlığını ifade etti.

" Ah bu harika! Gerçekten çok iyi sanki karadaymışım gibi nefes alabiliyorum!"

Alanis hâlâ çocuğu seyretmekte idi. Koyu kumral saçları açık buğday tenine tezatlık oluşturmuş,yüz hatları keskin, gözleri günes kadar sarı olan bu çocuktan gözlerini bir türlü ayıramıyordu. Çocuğunda ondan kalan bir yanı yoktu. O da aynı sekilde Alanis'i inceliyor ve ne kadar güzel olduğunu düşünüyordu. Hayatında hiç böyle bir güzellik görmediğine yemin edebilirdi. Sanki ruhu karşısında ki bu güzel deniz kızı tarafından alıkoyulmuş gibiydi fakat ruhu bundan oldukça memnundu. Alanis ise birden kendine gelerek elini karşısında ki çocuğa uzattı. Karşısında Poseidon kadar yakışıklı olan çocuk elini tuttuğu esnada bir elektrik akımı hissetti. Hiç yoktan bu selamlaşmayı öğrenebildiği için mutluydu.

"Merhaba ben Alanis,bu okyanusun prensesiyim."

Çocuk elini elinden çekmeden

" Ben Robert Williams. Ve siz prensesim, ilk görüşte aşka inanır mısınız?"

Alanis adının Robert olduğunu öğrendiği çocuğa bakarak gülümsedi. Daha sabaha kadar umudu tükenmişken şimdi kalbinin gerçek aşkını tanıması ile heyecanlandı. Meğer kalbi okyanuslarda değilde karadaymış. Ve evet Alanis bugün ilk görüşte aşka inanmıştı. Gerçek aşkı karşısındaydı.

 

Yazardan:

Ah hadi ama bir Robertta ben istiyorum! Umarım Robert'ım beni bir gün bulur tabi doğmayı unutmadıysa :D

Loading...
0%