Robert Kral'ın düşünceli halini görünce dizlerini olabildiğince yere eğdi.

"Kral'ım bunu bana çok görmeyin. Ben her şeyi göze aldım!"

Kral Robert'ın çaresizlik dolu haykırışına kayıtsız kalmamıştı. Yine de bu hemen alınabilecek bir karar değildi.

O sıra da Alanis inci taneleri arasında uyuyakaldığını fatkederek gözlerini araladı. Kalbinde ki acı hala yerli yerindeydi. Sanki birisi kalbini ellerinin arasına almış sıkıyordu.

"Tanrım"

Dedi Alanis boğuk bir sesle

"Neden bunu yapıyorsun?"

Aslında Tanrı Poseidon Alanis'i çok severdi. Çünkü bu zamana kadar Alanis mükemmel denilebilecek kadar güzel bir hayat geçirmişti ta ki aşkla tanışana kadar. Aşk en güzeli ve en acısıydı. Varlığı insanın yeniden doğmasına sebepken yokluğu ölümden bile beterdi. Şimdi anlıyordu gerçek aşk buydu acısıyla tatlısıyla. Şimdi ne yapacaktı Robert'sız? O olmadan Alanis eski haline dönebilir miydi? Ah hayır bunu düşünmek dahi istemiyordu.

Acaba şimdi Robert ne yapıyordu? O da kendisi gibi çok üzülmüş müdür acaba?

Robet'la en sonki bakışması geldi aklına. Ayrılmak istediğini söylediği zaman genç adamin gözlerinde ki hayal kırıklığını gördü.Alanis kafasına vurdu.

"Tabiki de üzüldü seni aptal." Diyerek kendisine kizmadan edemedi.

İnci taneleri gözlerinden yine süzülmeye başladı. Artık yaşamak istemiyordu. Bu yüzden ne olursa olsun sevgilisi Robert'ı görecek ve ondan afdileyecekti. Hareketlenme için tam arkasına döndüğü esnada burun buruna geldiği kişiyle şok geçirdi. Kalbinin sahibi adam karşısındaydı üstelik yüzünde o tuhaf deniz kabuğu da yoktu fakat sonra su kabarcığınında olmadığını farkedince kısa bir panik yaşadı taki Robert'ın bacakları yerine kuyruğunu görene kadar.

Robert sevdiği kadının karşısında bir an çıplakmış gibi kızardı. Alanis onu baştan aşağı süzüyor bir şey demeden tekrar tekrar aynı hareketi yapıyordu. Gözlerine inanamıyordu Alanis. Sevdiği adam onun için doğup büyüdüğü hayattan vazgeçmişti. Robert Alanis'in ellerinden tutup kendine çekti.

"Benden nasıl ayrılmayı düşünürsün Alanis?Ben sensiz ne yapacaktım sevgilim?"

Kızarma sırası Alanisteydi.

"Be-Ben..."

Açıklama yapamadı. Çünkü o sevdiği adam kadar cesaretli olamamıştı. Robert Alanis'i daha fazla zorlamamak adına Alanis'in belini kollarıyla sararak dudaklarını sevdiği deniz kızının dudaklarıyla birleştirdi. Başta yumuşak başlayan öpüşme harlanmış daha sert bir hale dönüşmüştü. Birbirlerinden aldıkları bu haz kelimerle tarifi olmayanındandı. Dudakları birbirinden ayrıldı, alınlarıne birbirine yasladılar. İkisi de öpüşmenin sarhoşluğu etkisi ile nefes nefese kalmışlardı.

"Evlen benimle Alanis."

Robert'ın teklifi karşısında Alanis'in inci taneleri tekrardan dökülmeye başladı. Bu sefer ki mutluluktandı. Başıyla Robert'a evet dedi. Robert aldığı cevap karşısında dudaklarını sevdiği kadının dudaklarınin üzerine kapadı. Bu sarışın, okyanus gözlü, kiraz dudaklı ve hokka burunlu deniz kızı artık sonsuza kadar onundu. Alanis ise kulaktan kulağa gezecek yeni bir efsaneye adım attıklarınıdüşünmeden edemedi.

Bu sefer deniz kızı Ariel'in hikayesi değildi. Bu deniz kızı Alanis'e aşık olan Robert'ın hikâyesi idi...

Yazardan:

Merhaba buraya kadar geldiysen sana minnettarım. Yazım hatalarım ve anlatım bicim hatalarım oldukça mevcut. Stresli olduğum için bir günde yazdım. Yazı yazmak bir çoğumuz gibi benim için de terapi. Hatalarımı maruz gör olur mu? Sevgilerimle Rabia.