Sadece başımı salladım ve hedefimi uygulamaya koyuldum, kısa süre sonra bir telefon aldım.

-Ne istiyorsun?

-Görünüşe göre yanlış zamanda aradım.

-Öyle mi düşünüyorsun? Hemen konuya gir, yapacak daha ilginç işlerim var.

-Tamam sakin ol kardeşim, sana birkaç gün orada olacağımı söylemek istedim.

Küfür.

-Orada olmamdan dolayı çok mutlu olduğunu görüyorum.

Hemen aramayı sonlandırıyorum, olduğum yerden ayrılıyorum ve bazı evrakları gözden geçirmek üzere ofisime doğru yola çıkıyorum.

Melanie Russo

Kardeşimin barlarından birindeydim, açıkça içki içiyordum, dürüst olmak gerekirse burada ne halt ettiğimi bile bilmiyorum, uyuşturucu satıyor olmalıyım, birini öldürüyor olmalıyım ya da işkence yapıyor olmalıyım, kardeşim beni dışarı çıkarıyor düşüncelerim devam ediyor.

-Merhaba Melany, evde olduğunu sanıyordum. Bana biraz şaşırdığını söyledi.

- Orada olmaktan sıkıldım ve uzun zaman oldu, attığım her adımda arkamda güvenlik olmadan tek başıma dışarı çıkmayalı.

-Basitçe söylüyorum.

-Brainstrong'dan döndüğüne sevindim, seni özledim...

Telefonumun sesiyle sözü kesildi.

-Özür dilerim, cevap vermem gerekiyor.

- Sadece başını salladı.

-Merhaba?

- Bayan Melany Russo'yla mı görüşüyorum?

- Evet, kendiyle konuşuyorsun.

-Ben Milan Meyer, bir meseleyle ilgilenip ilgilenemeyeceğinizi öğrenmek için arıyorum. Sen bir keskin nişancısın, değil mi?

-Evet öyleyim.

-Tamam, sana adresi ve hedefi göndereceğim. On beş milyon dolar hesabına yatırılacak.

-Tamam bilgi bekliyorum.

Görüşme sona erdi ve kardeşime doğru yöneldim. Hey, gitmem lazım, beni bekleme, anahtarım var, kapıyı kilitleyebilirsin. Sadece başını salladı ve bana kendime dikkat etmemi ve tek bir çizik bile almadan eve dönmemi söyledi.

Mekandan ayrılıyorum ve hemen bilgiyi alıyorum, mekana ulaşmam yaklaşık 30 dakika sürüyor, mekanın yakınındaki bir binaya konumlanıyorum, bir Barrett m82 çıkarıyorum, hedefimi elime alınca aramaya başlıyorum. Tetiği çekiyorum, kurbanı cansız bırakıyorum, bir süre sonra Bay Meyer'den paranın zaten yatırıldığını söyleyen bir telefon aldım.

Bulunduğum binadan çıkıp McLaren'ıma biniyorum ve en sevdiğim yerlerden birine doğru yola çıkıyorum.

Belli ki hedefe ateş etmeye başlamak için nişan alma menziline geldi, bu rahatlatıcı bir şey. birçok gangster farklı şekillerde rahatlıyor, bazıları için sigara içmek, içki içmek ve benim için güya hedefinizi test eden bir daireye bile ateş etmek.

-Sizi burada bulmak ne sürpriz, Bayan Russo. diyor arkamdan bir ses.

-Bu aynı zamanda lordum Romanov için de bir sürpriz. Gözlerinin içine bakarak söylüyorum.

-Sanırım nişancılığını test etmek için geldi, buna ihtiyacı olduğundan şüphe etse de, nişancılık ailesinin kanında var, diyor, yaklaşıyor.

-Kesinlikle haklısın, buraya sadece rahatlamanın ve bulaştığım tüm saçmalıkları unutmanın, kısacası bir gangster olarak hayatımı unutmanın bir yolu olduğu için geliyorum.

- Seni yargılamak için söylemiyorum ama cidden mi? Atıcılık size bir süreliğine mafyayı unutturacaktır.

-Kendiniz buna inanmasanız bile, öyledir.

-Etrafıma bakarak, "Güvenliksiz olmana şaşırdım" diyor.

Riskli olduğunu biliyorum, kendimi savunabileceğimi biliyorum. Aldığım tüm eğitimin bir şeye faydalı olması gerekiyor.

-Gözlerinin içine bakarak, "Bu benim Bay Romanov'um için de bir sürpriz," diyorum.

-Bir soru: Bratva'nın liderinin kim olduğunu biliyor musun?

- Evet, onun kim olduğunu biliyorum, aslında onu çok iyi tanıyorum.

-Böyle mi? - Gözlerinin içine bakarak söylüyorum.

- Evet, tıpkı duyduğunuz gibi onu tanıyorum.

-Peki... Kim o? - Cevabı için biraz sabırsızım diyorum.

-Görüyorsun.- Basitçe söylüyor.

-"Senin siyah mafyanın lideri olduğunu sanıyordum" dedim biraz kafam karışarak.

- Evet öyleyim, olan şu ki, babamla tanışmadan önce annem siyah mafyayı, babam da Rus mafyasını yönetiyordu, yani o öldüğünden ve babam emekli olduğundan, iki mafya da benim sorumluluğumdaydı.

- Ah, tamam, o halde İtalya'ya müdahaleyi tartışmak için seninle buluşmam gerekiyor. Yanlış hatırlamıyorsam bugün Cuma, değil mi?

- Gözlerinin içine bakınca, itiraf etmeliyim ki, gözleri çok dikkatimi dağıtıyor.

- Haklısın, ama istersen burada konuşabiliriz - diyor bana yaklaşarak, bana bakarak.

- Mmm... Başka zaman olmasını tercih ederim- biraz gergin diyorum, kahretsin neden böyleyim.

-Tamam benim için sorun yok, yarına ne dersin? -Bir adım geri çekilin diyor.

-Yarın olur.

-Telefonuna bir bildirim gelir ve hemen dikkat eder. -Melany, seninle konuşmayı çok severdim ama gitmem lazım, yarın görüşürüz - diyor.

Jackson Romanov

Melany ile konuşuyordum ve aniden Nick'ten, depoyu yakan adamın cesedini yaktığını, ancak Mike Bianchini'nin adamlarından birini öldürdüğünü öğrendiğini ve buna karşılık olarak bunu söylediğini söyleyen bir mesaj aldım. güvendiğim adamlarımdan birini öldürdü. Melany'ye veda edip malikaneye gidiyorum, bana nerede olduğunu söylemesine gerek yoktu, nerede olduğunu gayet iyi biliyordum.

Konağa vardığında ilk gördüğüm şey Nick oldu.

- Jackson, bu not cesedin yanındaydı.

Notu bana uzatıyor ve "Görüyorum ki benimkine bulaşmışsın, seni temin ederim ki bir dahaki sefere bunu yaparsan çok daha kötü olacak."

- Nick... Sanırım İtalya'ya müdahaleyi hızlandırmamız gerekecek. Bu böyle kalmayacak, emin ol.- Başını sallarken ona söylüyorum.

- Neredeyse her şeyim hazır, sadece biraz silaha ihtiyacım var ve senin de Bayan Russo ile buluşman gerekiyor.

-Telefonunda bir şeyi kontrol ederken bana şunları diyor.

-Geçenlerde onunla birlikteydim, yarın benimle görüşmeyi kabul etti.