Yeni Üyelik
1.
Bölüm
@rainynight

Kışın dondurucu soğuğu bitmiş, bahar yüzünü göstermeye başlamıştı. Şiddetli rüzgar ve yoğun kardan hayatta kalabilen ağaçlar renklenmeye başlamış, tekrar sağlıklı olmak için çaba gösteriyorlardı. İnsanlar artık daha fazlalardı dışarıda. Evden 3 ay boyunca birkaç defa çıkan çocuklar eve girmek istemiyorcasına dışarıda oynuyor, birbirleriyle hasret gösteriyorlardı.

Kasabada çok ev yoktu ancak bütün evler birilerine yakın, hatta bazıları birleşik yapılmıştı. Ormanın ortasından yer açılıp kurulmuş bu kasabada diğerlerinden uzak tek bir ev vardı. Küçük ancak iki katlıydı. Ev biraz daha ormana taraf kalıyor, duvarlarından kapısına kadar dolanan sarmaşıklar ve çiçekler onun çevreye uyum sağlamasını sağlıyordu.

Evde yaşayan bir kız vardı sadece. Kasabalılar, kimseyle konuşmayıp bir görünüp bir kaybolan kızdan ürküyorlardı. Kasabanın bütün çocukları uyarılmış, sıkı sıkıya tembihlenmişti. O kızla asla konuşmamalılardı. Çocuklar neden olduğunu anlamasalar da annelerinin sıkı tembihlerinden sonra onunla konuşamıyorlardı. Kasabada çeşit çeşit dedikodu yayılıyordu. Bunlardan bir tanesi kızın büyücü olduğuydu. Kimseyle konuşmadığından cadı olabileceğinden şüpheleniyorlardı. Bir diğeri ise oldukça korkunçtu. Birçok kasabalı kızın evine bir sürü kedinin girdiğini ancak çıktıklarını görmediklerini söylüyordu. Bu da o sessiz kızın satanist olup olmadığı konusunda kafa karışıklığına sebep olmuştu. Böylece ona bir şey satan satıcıların bile hızlı ve oldukça gergin olmalarına sebep oluyordu.

Baharın gelmesiyle bütün kasaba sanki kış uykusundan çıkmış gibiydi. Herkes evlerden dışarı akın etmiş, birbirleriyle görüşüyor, kahkahalarının sokaklarda yankılanmasını sağlıyorlardı.

O yüksek sesli gülüşmeler sessizleşmişti kısa süreliğine. Herkes sokaklarından geçen simsiyah giyimli kızı izliyordu. Ona öyle bakmalarının belli bir sebebi yoktu aslında. Bir şey yapmamış, birine bakmamıştı. Sadece yürümesi bile yetiyordu insanların yargılayıcı bakışlarını üzerine çekmesine.

Kız biraz yürüdükten sonra bir evin önünde durdu ve kapının önünde oturan gence baktı. Gözleri boşluğa dalmış olan genç, önünde duran bir çift ayakkabı görünce kafasını kaldırdı. Karşısındaki kişi onu biraz şaşırtmıştı. Kimseyle göz göze bile gelmeyen kız şimdi karşısındaydı. Elindeki poşete gözü kaydı. Ona bir şey uzatıyordu. Yavaşça elini uzatıp onu aldığında kızın dudaklarından tek cümle döküldü. "Başın sağolsun." Ardından arkasını dönüp ilerledi.

Genç öylece kalakalmıştı. Sesini kasabada duyan tek kişiydi ve babasının cenazesinden haberi vardı. Bu şaşırtacak bir şey değildi aslında. Babası köyün hekimiydi ve oldukça sevilen biriydi. Babasının kırkı bugün çıkmıştı. Bunu ise neredeyse hiç tanımadığı bir genç kız hatırlamış, yanına gelmişti. Bu gencin aklında silinmez bir yer edinmişti.

 

 

 

 

Loading...
0%