5. Bölüm

Yemek

Raphella Greenturt
raphella_tf

Herkes meşgul olduğunda zaman hızlı geçiyordu. Jennifer üstünü giymişti, hizmetçilerle son kontrolleri yapıyordu. Kapı çaldı. "Gelebilirsiniz." dedi Jennifer. Chris içeri girdi.

Jennifer mavi bir elbise giymişti. Saçlarını dalgalandırmıştı. Chris ablasının güzelliğine gülümsedi. "Çok güzel olmuşsun abla." dedi nazikçe. Jennifer kıkırdadı. "Biliyorum." dedi sadece. Chris etrafa bakındı. "Ymir nerede?" diye sordu. "Hazırlanıyor." dedi Jennifer. Bu konuşmadan iki dakika sonra içeri odanın kapısı açıldı. Ve Chris Ymir'i gördü.

Ymir'in üstünde zümrüt yeşili bir elbise vardı. Elbisenin kabarık eteği önünde birleşmemişti, bu sayede alttaki açık yeşil etek gözler önüne serilmişti. Belinde zümrüt yeşili bir kemer vardı, kemere açık yeşil iple motifler işlenmişti. Elbisenin zümrüt yeşili üst kısmı boynunda birleşiyordu. Kollarını ve omuzlarını giydiği açık yeşil gömlek kapatıyordu.

Chris'in elbiseye bakışı on saniye falan sürmüştü. Sıra Ymir'in yüzüne geldiğinde nefesi kesildi. Kahverengi saçları özenle taranmıştı. Öndeki tutamlar arkada birleşmişti. Saçı açıktı, ama yüzü kapanmamıştı. Açık teni ortaya çıkmıştı sanki. Gülümsemesi yüzüne o kadar yakışıyordu ki hiç üzülmemesini diledi o an. Kahverengi gözleri heyecanlı ve utangaçtı. Yine de Chris'in gözlerine bakıyordu.

Ymir de ilk on saniyeyi Chris'in elbiselerine bakarak geçirmişti. Chris o sabah giydiği lacivert pantolon ve beyaz gömleği giymişti. Üzerine lacivert bir ceket giymişti. Ceketin düğmeleri kraliyet amblemi şeklindeydi. Chris'in geniş omuzlarını öne çıkaran bir kesime sahipti. Kıyafeti bol değildi, Chris'in fit vücudunu gözler önüne seriyordu.

Ymir Chris'in yüzüne baktığında ilgisinin kendi üzerinde olduğunu fark etmişti. Dudaklarının şaşkınca bükülmesi onu güldürmüştü. Gözlerine baktığında yine o güven duygusuyla kaplanmıştı. Gözlerini Chris'in gözlerinden ayıramıyordu.

Otuz saniye boyunca bakıştılar.

Jennifer imalı gözlerle izliyordu ikisini. İkisi de fark etmemişti. Jennifer bunun üzerine daha da gülümsedi. Konuşmadan, hareket etmeden, hatta nefes bile almadan bakıyorlardı birbirlerine.

Neler oluyordu burada böyle?

Elbette Jennifer'ın dikkatini çeken durum hizmetçilerin de dikkatini çekerdi. Daha Chris ve Ymir'in fark etmediği durumun dedikodulara malzeme olması hiç hoş olmazdı.

"Tasarımını Ymir çizdi. Sence de güzel olmamış mı?" dedi Jennifer. Chris üst üste gözünü kırparak kendine gelebildi. "Evet. Sarayda görmediğimiz bir tasarım." dedi gülümseyerek. Ymir de kendine gelebilmişti, gözlerini Jennifer'a çevirdi. "Jennifer'ın sayesinde." diyebildi. Jennifer hafifçe güldü. "Yemek vakti geldi." dedi.

Ymir ileri adım attığında yanındaki hizmetçi de ileri adım attı. Chris o ana kadar Ymir'in birinden destek aldığını fark etmemişti. Şey, bu mantıklıydı. Elbise giyerken koltuk değneği kullanamazdı.

Jennifer kapıyı açtı. "Ymir'i Chris takdim edeceğine göre önden gidebilirim sanırım." dedi. Cevap beklemeden koridora çıktı.

Chris ablasının arkasından göz devirdi. Evet, taksimi Chris yapacaktı ama beraber de yemek odasına girebilirlerdi. Ymir yavaş yürüyeceği için beklemek mi istememişti yoksa?

Elini Ymir'e doğru uzattı. Bu an çok tanıdık gelmişti. 18 ve 19.yaş günlerini partiyle kutlamışlardı. O partilerde başka prensesleri ya da soylu kızları formalite gereği dansa davet etmişti. Hiç birinde şu anki gibi dans etme isteği olmamıştı içinde. Her davetinde bir umut reddederler de dans etmek zorunda kalmaz diye dua ederdi. Şu anda reddedilmek onun en büyük korkusuydu. Dans isteğini bastırdı. "Gidelim mi?" diye sordu sadece.

Ymir kolunu nazikçe hizmetçiden kurtardı. Chris'in ona uzattığı eli tuttu. Nostaljikti. En son Leo abisi ona elini böyle uzatmıştı. O zamanlar 6 yaşındaydı. O eli tutmak hayatını değiştirmişti. Sonu kötü bile bitse hiçbir anından pişman değildi. Şimdi de pişman olmayacağını hissediyordu. "Gidelim." dedi gülümseyerek.

Chris Ymir'in koluna girdi. Yemek odasına kadar sessizce yürüdüler. Chris Ymir'in yüzüne baktı. Ymir'in gerildiğini görebiliyordu. Alex abisi her zamanki gibi haklıydı. Kapının önünde durdu, Ymir'in karşısına geçti.

"Gerilme." dedi doğrudan. "Test edilmek için çağrılmadın." Ymir Chris'e baktı. "Ama yapacağım her hata sana zarar verecek." dedi çaresizce. Chris güldü. "Hayır. Bana hiçbir şey zarar vermeyecek." dedi. Duraksadı. "Senin üzülmen dışında..." diye ekledi.

Ymir ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

Chris elini cebine attı. "Güçlü bir kız olduğun konusunda ciddiydim." dedi. Elini açtı. Elinde bir toka vardı. İki beyaz papatya ve altında bulunan iki yeşil yaprak... Ymir ilk gördüğü an işçiliğinin güzelliğine hayran kalmıştı. "Tıpkı bir papatya gibi." diye cümlesini tamamladı.

Ymir çiçeği bırakıp Chris'in gözlerine baktı. "Papatyalar taşların arasında güneş sayesinde hayatta kalır." dedi. Chris'in saçlarına bakmak istiyordu ama yine o güven veren gözlere hapsolmuştu. "Güneşim olduğun için teşekkür ederim." dedi.

Chris böylesi bir ifadeye nasıl karşılık vereceğini bilmiyordu. Ymir'le tanıştığından beri ne yapacağını bilemediği durumlarda buluyordu kendini. Tokayı aldı, Ymir'in saçına taktı. Kulağının üstünde, biraz gerideydi tokanın yeri.

Chris bir adım geri giderek tokanın duruşuna baktı. Güzel oldu demek istedi, "Çok güzelsin." kelimeleri çıktı ağzından. Ama pişman değildi. Ymir gülümsedi. "Teşekkürler. Çok naziksin." dedi.

Chris tekrar Ymir'in koluna girdi. Artık Ymir gergin değildi. Cesur görünüyordu.

İçeri girdiler.

Dikdörtgen masanın ucunda kral ve kraliçe oturuyordu. Kralın sağında iki prens vardı. Kraliçenin solunda da Prenses Jennifer. Ymir ve Chris masaya yaklaştı.

Chris eliyle ailesini gösterdi. "Ymir, ailem. Kral Theo, Kraliçe Belinda, Prens Eliezer, Prens Alexander ve Prenses Jennifer." diye tanıttı. Ymir dizinin ve Chris'in tutuşunun izin verdiği kadar eğildi. "Şeref duydum." dedi saygıyla. Chris bu sefer de Ymir'i gösterdi. "Ve arkadaşım Rem Ymir Greenturt."

O anda hiç kimsenin beklemediği bir şey oldu.

Prens Alexander birden ayağa kalktı. Ailesi şaşkınlıkla Alex'e bakıyordu. Ama Alex'in umurunda bile değildi. "Greenturt mü?" diye sordu emin olmak için. "Evet?" dedi Ymir neyin yanlış olduğunu anlamayarak. Alex Ymir'e yaklaştı. Hafifçe eğildi. "Tanıştığıma memnun oldum leydim." dedi öncelikle. Sonra Ymir'in gözüne baktı. "Acaba Donatello Greenturt adında birini tanıyor olabilir misiniz?" diye sordu. Ymir şaşırmıştı. "Abimin kitapları buraya ulaştı mı?" dedi tüm şaşkınlığıyla.

Alex sevincini nasıl göstereceğini bilmiyordu. "İnanamıyorum! Donatello Greenturt'ün kardeşiyle mi tanışıyorum!" dedi heyecanla. Ymir krala doğru kaçamak bir bakış attı. "Daha sonra Donnie abim hakkında sizinle uzun uzun konuşacağım. Ama şimdi..." Sonuna doğru sesi kısılmıştı.

Alex Ymir bunu diyene kadar nerede olduğunu bile unutmuştu. Hafifçe öksürdü. "Konuşmayı dört gözle bekliyorum. Lütfen siz de masaya oturun." dedi. Kendisi de yerine geçti.

Ymir Chris'in de desteğiyle Jennifer'ın yanına oturdu. Karşısındaki kişinin Prens Eliezer değil de Prens Alexander olması onu rahatlatmıştı. Chris'in de oraya geçmesini bekliyordu aslında, ama Chris Ymir'in yanına oturdu. Ymir gülümsedi. Chris'in yanında olması rahatlatıcıydı.

"Donatello Greenturt meselesi de nedir, Alexander?" diye sordu Kral Theo. Alex gülümseyerek baktı babasına. Hala çok heyecanlıydı. "Donatello Greenturt çok ünlü bir yazar." dedi. "Kitaplarını çeşitli tüccar ağlarında bulabiliyoruz, ama o kadar uğraşmamıza rağmen onu ne gören ne duyan ne de tanıyan bulamadık." Ymir'e hayranlıkla baktı. "Onun kardeşiyle tanışmak hayal gibi bir şey." dedi.

Eliezer ve Kral Theo göz göze geldi. Ymir'in yalan söyleme ihtimali yavaş yavaş ortadan kalkıyordu.

"İlginçmiş." dedi Eliezer. "Neden biraz kitaplardan bahsetmiyorsunuz?" diye sordu. Sesi emrediciydi. Ymir kendini gülümsemeye zorladı. Gerilmişti. "Abimin kitapları teknik bilgi dolu. Konuşacağım kadar bilgili değilim malesef." dedi. Eliezer şüpheyle Alex'e baktı. "Öyle mi?" diye sordu. Alex başını sallayarak onayladı. "Biri hariç." diye ekledi. "Maceraperest kitabı bir roman denemesi."

Eliezer suçlayıcı bir şekilde Ymir'e baktı. Ama Ymir bunu fark etmedi. "Maceraperest'i Donnie abim yazmadı ki?" dedi gülerek. Alex şaşırdı. "Yazarının Donatello Greenturt olduğuna eminim." dedi şüpheyle. Ymir başını iki yana salladı. "Katibi Donatello Greenturt." dedi. "Diğerlerinde yazar olarak geçer, Maceraperest'te katip olarak." dedi. Alex duraksadı. Hiç fark etmemişti bu ayrıntıyı. "Nasıl yani?" dedi şaşkınlıkla.

Ymir nerede olduğunu unutmuştu o an. Donnie abisi hakkında konuşmak iyi hissettirmişti. "Bu kitabı yazmayı isteyen kişi Mikey abimdi. Ama nasıl yazması gerektiğini bilmediği için Donnie abime yazdırdı." Duraksadı. Aslında Leo abisi bundan bahsetmesini istemezdi. Ama şu saniyeden sonra pek bir farkı olmazdı herhalde. "Aslında kitap kurgu değil." dedi gülümseyerek. Alex ilgiyle dinliyordu. "Kitaptaki karakterlerin hepsi gerçek. Kitabı Mikey abimin gözünden okuyorsunuz. Lider Leo abim. Savaşçı Raph abim, yanındaki kurt da aslında bir kaplan olan Yıldız."

Alex düşündükçe mantıklı buluyordu. "O zaman yaşlı bilge Donatello mu?" diye sordu. Ymir başıyla onayladı. "Aslında dördü de aynı yaşta. Ama kitaptaki kişilerin onlar olduğu anlaşılmasın diye abim değiştirdi." dedi. Alex kitabı gözden geçirdi. "O zaman mağara olayı da mı gerçekti?" diye sordu korkuyla. Ymir güldü. "Mikey abim o zaman 10 yaşındaymış. O kısımda okuduğunuz her şey Mikey abimin mağarada taşlar arasında yaşadığı şeyler." dedi. Alex şok içinde kalmıştı. O mağarada bir hafta boyunca kısılı kalmıştı. Bu... 10 yaşındaki biri için korkunçtu!

"Savaşçı ve yanındaki kurt ilgimi çekti." dedi Kral Theo. Ymir irkildi. Bir kralın huzurunda olduğunu unutmuştu. "Afedersiniz Kral Theo. Bir an anılara daldım." dedi utançla. Başını eğmişti. Chris çaktırmadan masanın altından Ymir'in elini tuttu. Ymir gülümsedi, Chris'e baktı. Duruşunu dikleştirdi. Kral Theo hala onu bekliyordu. "Dediğim gibi, savaşçı Raph abimdi. Abim Yıldız'ı 14 yaşındayken bulmuştu. Babam da onu büyütmesine izin verdi." diye anlattı. "Kitaba kaplan olarak yazılsaydı çok belli olacaktı." diye ekledi.

"Bir kaplanla yaşamak tehlikeli değil mi?" diye sordu Kraliçe Belinda. Ymir hüzünle gülümsedi. Onu kurtaran kaplan mı tehlikeli olacaktı? "Yıldız zeki bir kaplandır. Normalde bizimle pek anlaşmaz. O Raphael abimin dostudur." Gözleri doldu. Yıldız en iyi dostunu Ymir için bırakmıştı. "O evcil bir hayvan değil. O bizim ailemizin bir parçası." dedi.

Jennifer ilgiyle dinliyordu. "Beni onunla tanıştırır mısın?" diye sordu. Kraliçe Belinda korkuyla baktı kızına. "Jennifer!" dedi anında. Bir kaplana yaklaşmak mı? Canına mı susamıştı?! Ymir gülümsemekle yetindi. İsterdi, ama yapabilir miydi bilmiyordu.

"Aslında kaplanı ben de görmek istiyorum." dedi Kral Theo. "İsteğiniz olursa onu alıp getirebilirim." dedi Ymir. "Ama bir sarayda nasıl karşılanır bilemiyorum." diye ekledi. Yoshi Krallığında herkes Yıldız'a alışmıştı. Rawel Krallığında nasıl karşılanır bilmiyordu. "Biz ona gitsek nasıl olur?" diye sordu Theo. Belinda eşine baktı. "Bu tehlikeli." dedi açıkça. Ymir karışması doğru muydu bilmiyordu, ama yine de araya girdi. "Tek giderseniz Yıldız kendini göstermeyebilir. Ama beni görürse dediklerimi dinler." dedi. Kral gülümsedi.

"Eliezer, Christopher ve Ymir. Yarın sabah yola çıkacağız. Hazırlıklı olun."

Tabi anında Jennifer itiraz etmişti. Annesi Jennifer'ı tek bir bakışıyla susturmuştu. Yemek sohbet havasında devam etmişti. Alex fırsat buldukça Donnie hakkında sorular soruyordu. Eliezer fazla konuşmamıştı. Ymir genel olarak iyi bir yemek geçirdiğini düşündü.

Tatlılar da yendikten sonra Chris ayağa kalktı, izin istedi. Ymir de eğilerek selam verdi. Beraber yemek odasından çıktılar.

"Greenturt soyadını durduğunu bilmiyordum." dedi Eliezer Alex'e bakarak. "Bilimle ilgilenen herkes en az bir defa bu ismi görmüştür." dedi. Elini çenesine yerleştirdi. "Acaba onunla tanışabilir miyim?" dedi dalgınca. Masadaki herkes susmuştu. Ymir'in hikayesini bilmeyen tek kişi Alex'ti...

Ymir yemek odasından çıkar çıkmaz derin bir nefes aldı. Yemek iyi geçse bile gerilmişti. Chris'e baktı. "Yanımda olduğun için teşekkür ederim." dedi doğrudan. Kendini stresli hissetmişti. Chris'in varlığı onu rahatlatmıştı. Chris gülümsedi. "Harikaydın." dedi. "Konuşma şeklin, ifadelerin... Gerçekten harikaydın."

Ymir gülümsedi sadece. O kadar da harika olduğunu düşünmüyordu. Ama iyi atlatmıştı. Ve heyecanlıydı. Sonunda Yıldız'ı görmeye gidecekti.

Bölüm : 22.09.2024 13:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...