Yeni Üyelik
23.
Bölüm

20. Bölüm

@rapunzel_102219

Şarkı:Barış Akarsu - Gözlerin

Satır başı yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ⭐ doldurmayı unutmayın canlar...❤️❤️❤️❤️

Yağcı Konak

Barış'tan
Konağa gelmiştik. Aycan yol boyunca hiç konuşmamıştı. Arabayı durdurup konuşmaya başladım:Geldik.

Aycan hiçbir şey söylemeyip arabadan indiğinde bende arkasından indim. Eren arabaya binip park yerine gittiğinde Aycan gergindi.

Barış:Bu konakta yabancılık çekmiyceksin. Bu konakta istediğini yapabilirsin kimse sana karışmaz.

-Hadi girelim içeri.

Aycan'la konağa girdiğimizde herkes karşınızdaydı. Tek Mihra yoktu bu saate kadarda ayakta kalmazdı zaten

Aycan önce dedemin elini öperken dedem konuşmaya başladı:Berhudar ol güzel kızım

Aycan'dan
Halis Ağa dedemin aksine iyi biriydi. Ama yinede bunu zaman gösterecekti.

Azize hanımın karşısına geçtiğimde bana ters ters bakıyordu.

bakışlarımı yere indirdiğimde Barış konuşmaya başladı:Babaanne..

Azize hanım elini uzattığında ben elini öptüm ama Azize hanım hiçbir şey söylememişti.

Arzu hanımın elini tam öpücekken o engel olup bana sarıldı bende nezaketen ona sarıldığımda konuşmaya başladı:Hoşgeldin kızım

Aycan:Hoşbuldum Arzu hanım

Arzu anne:Bana anne diyebilirsin kızım ama istediğin zaman seni zorlamam bu konuda

Aycan:Teşekkür ederim

Arzu hanım bana gülümsediğinde bende ona gülümsedim. Barış'ın babasınında elini öpücekken o da engel olup bana sarıldı. Bende ona sarıldım.

Ayrıldığımızda Halis Ağa konuşmaya başladı:Barış, oğlum haydi odanıza gidin artık, hava yağmur havasına döndü.

Barış:Tamam dede

Yukardan bir koruma geldiğinde konuşmaya başladı:Barış ağam, bavullarınızı odanıza çıkarttım.

Barış:Tamam Berkay

Barış'la yukarı çıkıp bir odaya girdik. Barış'ın odası olduğu belliydi.

Herşey siyahtı. Bu adamın odasıda ruhu gibi siyah be. Odada tek bir tane siyah olmayan şey yoktu.

Aycan:Eee şey yatma işini nasıl yapıcaz?

Barış:Sen yatakta ben koltukta

Aycan:Olmaz öyle şey koltukta sırtın ağrır

Barış:Bişey olmaz. Hadi sen geç yatağa ben bir lavaboya giricem.

-Ama sen girmek istersen beklerim sıkıntı yok

Aycan:Yok sen gir

Barış:İyi o zaman

Barış Murat aynalı dolaptan pijamalarını alırken bende kendi bavulumun fermuarını açıp pijamamı aldım.

Yatağın üstüne koyup bavulumun kapak kısmını sadece kapatıp ayağa kalktığımda konuşmaya başladım:Bu arada iyi misin sen?

Barış:İyiyim, noldu?

Aycan:Halsiz gibisin biraz, bide şey eee arabada birkaç kez öksürmüştün ondan sordum.

Barış:İyiyim ya bişeyim yok, üşüttüm herhalde biraz

Ben tam bişey söyliycekken kapı çaldı.

Barış'tan
Kapı çaldığında hemen kapıyı açtığımda karşımda babaannem vardı. Elinde beyaz çarşaf vardı.

Nolduğunu anlamıştım ama anlamamazlıktan gelip konuşmaya başladım:Noldu babaanne?

Azize hanım:Bu çarşafı yatağınıza serin oğlum, sabah gelip alacam

Barış:Gerek yok babaanne buna

Azize hanım:Ne demek gerek yoktur oğlum?

Barış:Olmıycak öyle bişey demek babaanne

Azize hanım:Barış, oğlum sen ne dersin? Bu kızın bize...

Barış:Babaanne uzatma, olmıycak öyle bişey

Azize hanım:Yoksa o kız, bize bir erkek torun veremeyecek mi?

Barış:Babaanne alakası yok, bu olmıycak en azından şimdilik. Ben, Aycan'a istemediği hiçbir şeyi yapmam.

Aycan'dan
Barış Murat'ın bu sözü tutacağına ihtimal vermemiştim. Babaannesini kovduğunda kapıyı kapattı.

Elindeki kıyafetlerle hızla odanın içindeki lavaboya girip kapıyı sertçe kapattı. Bende kapının sert kapatılışıyla biraz korkmuştum.

Neden bu kadar sinirlenmişti ki?

Lavabodan su sesi geldiğinde banyo alıyor diye düşündüm. Üzerimdekileri çıkarıp pijamalarımı giymeye başladım.

Giyindiğimde pijamamın düğme kısımların üçünü ilikledim.

Sonra aynalı dolabın sağ taraftaki yeri açtığımda benim tarzımda kıyafetler vardı.
Sanırım Arjin'indi bu kıyafetler

Anlaşılan kimse dokunmamış bunca zaman Arjin'in kıyafetlerine

Barış Murat'ın bir anda sert sesiyle irkilmiştim:Napıyorsun sen?

Sinirli bir şekilde karşımda dururken ben korkudan onun gözlerine bakamamıştım.

Barış:Soruma cevap ver.

Aycan:Şey eee kıyafetlerimi bavulumdan çıkarıp dolabına koyucaktım ama şey eee doluymuş

Barış'tan
Aycan korkuyla bana durumu anlattığında korktuğunu anlamıştım.

Sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladım:Şimdilik kalsın ayarlarız yarın, hadi yat

Arkamı dönüp koltuğa doğru yürüdüğümde Aycan konuşmaya başladı:Barış?

Arkamı dönmeden konuşmaya başladım:Evet

Aycan:Sorun olucaksa eğer ben dolabını kullanmam

Bu sefer arkamı döndüm ve ona bakarak konuşmaya başladım:Sorun değil, ayrıca az önce sert çıkıştığım için özür dilerim

Aycan:Sorun değil, iyi geceler

Barış:Sanada

Aycan'dan
Barış pencere tarafındaki

koltuğa doğru yürüycekken konuşmaya başladım:Kartopu.. Ben Kartopu'mla..

Barış:Kartopu burda

Aycan:Nasıl? Ne zaman getirdin buraya?

Barış:Aren hastanedeyken sen, Aren'in yanındaydın sanırım. Bende Aren'i merak edip hastaneye geldiğimde deden babanla konuşuyordu.

Flashback
Nasuh Ağa:Gürkan, Aycan'ın şu atınıda sat

Gürkan:Baba, o at Aycan'ın çocukluğu Aycan onunla büyüdü

Nasuh Ağa:Aycan artık o konakta olmıycağına göre, atınada ihtiyaç yok. O at satılacak Gürkan

Barış:Satılmayacak. Adamlarım o atı alıcak ve benim atımın olduğu ahıra götürülecek
Flashson

Barış:Sonrasında adamlarından birini arayıp Kartopu'nu buraya getirttim.

-Şuan benim atımın yanında

Barış'tan
Aycan boynuma atladığında

ben ona sarılıp sarılmamakla

​​​​tereddüt etsemde

sarılmıştım.

Aycan:Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim Barış.

Barış:Rica ederim

Aycan benden ayrılıp konuşmaya başladı:Şey eee kusura bakma ben bir an sevinince sana şey yaptım şey işte..

Barış:Tamam sakin, sorun değil.

Aycan:Saçmaladım yine dimi?

Barış:Yani.

Aycan:O zaman ben daha fazla saçmalamadan yatayım, iyi geceler maviş

Barış:İyi geceler civciv

Aycan'ın saçmalaması hoşuma gitmeye başlamıştı. Tabi bide "maviş" demesi hoşuma gitmeye başlamıştı.

Ama Aycan'a, Arjin'e baktığım gibi bakamam.

Koltuğa yatmadan önce ışığı kapatıcakken Aycan konuşmaya başladı:Işığı kapatmasan olur mu? Ben karanlıktan korkarımda

Barış:Ben uyuyamam ama ışıkla

Aycan:Bende karanlıkta uyuyamam

Barış:Tamam o zaman şöyle yapalım, komidin üstündeki abajurun birini yakarsın olur mu?

Aycan:Olur

Bu işte hallolduğunda koltuğa yattım ve uyumaya çalıştım

Gece saat 03:30

Aycan'dan
Gözlerimi Barış'ın sesine açmıştım. Koltukta uyurken bişeyler sayıklıyodu.

Yataktan kalkıp yanına gittiğimde ne sayıkladığını dinlemeye başladım:Bırakmayın beni.. Arjin

Çok terlemişti. Uyandırmak için koluna dokunduğumda sıcaktı ardından elimi alnına değdirdiğimde alnıda sıcaktı.

Hızla odanın içindeki lavaboya girip ateş ölçeri bulmaya çalıştım. Bütün kapaklara baktım ama yoktu.

En son ecza dolabına baktığımda bulmuştum. Hızla odaya geri dönüp koltuk altına ateş ölçeri koydum

Barış hala "Arjin" diye sayıklarken bu nedense benim sinirimi bozmuştu. Ama şuan kendinde değildi, ne dediğini bilmiyordu.

Ateş ölçer öttüğünde elime alıp baktığımda ateşi 39,8'di. Üstündeki pikeyi çekip kenara koyduğumda bu sefer "üşüyorum" diye sayıklamaya başlamıştı.

Nihayet rüyadan gerçek hayata geçiş yapabilmişti. Doğrulttuğumda konuşmaya başladı:Çok üşüyorum.

Onu zar zor ayağa kaldırdım. Bir sarhoş gibi dengesi yoktu. Zar zor yatağa yan bir şekilde düştüğümüzde Barış konuşmaya başladı:Arjin

Yine başlamıştık. Yine zar zor yatağa düz bir şekilde yatırdığımda tam gidecekken elimi tuttu ve konuşmaya başladı:Gitme, bırakma beni Arjin'im

İstemsizce elimi yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Gelicem maviş.

-Ateşin var düşürmem lazım

Barış:Yanımda kal

Aycan:Gelicem hemen söz veriyorum.

Barış elimi bıraktığında Barış'ın kapüşonunu alıp odadan çıkarak giydim.

Konaktan çıkıp merdivenlerden aşağıya indim ve yan taraftaki mutfağa hızla girdim. Işığı bulup yaktıktan sonra kapüşonun kollarını sıvadım ve ihtiyacım olanları bulmaya başladım.

Kase ve bezleri bulmuştum ama sirkeyi bulamamıştım. Her yere baktığımda sonunda üzüm sirkesini bulmuştum

Suyun içine biraz sirke döküp aldığım yere koydum. Sonrada kase ve bezlerle birlikte mutfaktan çıktım. Tabi kapıyı kapatmasam bile ışığı kapatmayı ihmal etmemiştim.

Hızla yukarı çıkıp yatak odasına girdiğimde Barış üstünü örtmüştü. Hızla yanına gidip komidin üstüne kaseyi koyup Barış'ın üstünü açtığımda konuşmaya başladı:Çok üşüyorum

Aycan:Biliyom ama üstünü örtemem

Bir bezi alıp sirkeli suya batırıp suyunu sıktım ve Barış'ın alnına koydum. Barış hala titriyordu ve çok derin nefes alıyordu.

Barış:Arjin.. Arjin'im

Aycan iç ses:Arjin kadar başına taş düşsün inşallah

İçimden bunu söylemiştim. Ama haklıydım, ne Arjin'miş be?

Deminden beri Arjin aşağı Arjin yukarı. Sinirimi bozmuştu artık.

Sol kolundaki saati çıkardım ardından sağ elindeki bilekliği çıkartıp komidin üstüne koydum.

Barış hala titremeye devam ederken başındaki bezi alıp sirkeli suya batırıp suyunu sıktım ve tekrar alnına koydum.

Diğer bir bezede aynısını yapıp önce yüzünü ardından iki kolunuda parmaklarına kadar silip Barış bey tekrar o meşhur aşkının adını söylemişti..

Şeytan diyor bırak gebersin havaleden.

Aycan:Değilim ben Arjin falan, yeni karınım ben senin, Aycan

Barış:Üşüyorum Arjin, ısıt beni

Aycan:Yog artık yaa

Alnındaki bezi tekrar aynı işlemi yapıp koyduktan sonra ateş ölçeri koltuk altına koydum.

Öttüğünde elime alıp baktığımda hala 39,9'du. Ateşi düşmesi gerektiği yerde daha çıkıyordu.

Alnındaki bezi sirkeli suyun içine koydum ve Barış'ı doğrultup tişörtünü çıkardım. Sonrada geri yatırdığımda Barış yine konuşmaya başladı:Üşüyorum

Aycan:Çok ateşin var düşmesi lazım o yüzden örtemem.

Sirkeli bezin birini alnına yerleştirdim. Diğerinide göğsünü silerken boynundaki kolyeyi farkettim.

Üç yüzük vardı, biri çiçekli diğerleri alyanstı.

Aycan:Unutucaksın zamanla onu, bu kalbine alıcaksın birini

Uzunca bir süre sirkeli bezi alnına koymaya devam ederken öten ateş ölçeri elime alıp baktığımda ateşi dahada çıkmıştı, 40,1'di.

Üzerimdeki kapüşonu çıkarıp kenara koydum. Sonra Barış'ın ayaklarını yere indirip kendisini doğrulttuğumda konuşmaya başladım:Hadi kalk ateşinin düşmesi lazım

Bedeni gereğinden fazla sıcaktı.

Barış:Arjin gitme

İçimden sabır çekerek konuşmaya başladım:Gitmiyorum, burdayım maviş. Hadi kalk şimdi

Zar zor Barış'ı kaldırdığımda odanın içindeki banyoya doğru yürütmeye başladım. Ama kendinde olmadığı için sarhoş gibi yürüyodu..

Zar zor banyonun kapısına kadar getirdiğimde dengemi kaybedip düşücekken duvardan destek aldım.

Aycan:Barış dayan biraz hadi, duşa sokucam seni

Barış'ı zar zor lavaboya soktum. Allahtan banyoda küvet yoktu, duşakabin vardı. Duşakabinin içine soktuğumda mermerin üstüne oturttuğumda titriyodu.

Multimedyadaki müziği çalın👇🏻

Duş telefonunu elime alıp soğuk suyu açtım ve Barış'ı ıslamaya başladığımda hiçbir tepki vermiyordu.

Elimle dağılan saçlarını düzelttiğimde hala tepki yoktu

Aycan:Barış açar mısın gözlerini? Korkutma beni.

-Barış duyuyor musun beni?

Barış:Arjin.. Arjin'im

Aycan:Burdayım hadi aç gözlerini

Artık bu iş sinirimi bozmaya başlamıştı. Neden kendimi, Arjin olarak gösteriyordum ki?

Barış biraz kendine gelmişti. Bana baktığında "Arjin" demişti. Ben hiçbir şey söylememiştim.

Elimi alnına değdirdiğimde sıcak değil gibiydi. Suyu kapatıp duş telefonu aldığım yere koydum ve elimi Barış'ın yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Barış hadi, odaya gidelim

Barış yine hafif gözlerini araladığında ben zar zor onu ayağa kaldırdım. Sonrada yatağa doğru götürürken kendine gelmişti.

Aycan:İyi misin biraz daha?

Barış:Hıhı, üstümü ben giyerim sen uyu

Aycan:Hala ateşin var Barış, sen bu haldeyken ben uyuyamam.

Barış:Giyinirim ben kendim

Aycan:Barış ayakta zor duruyorsun

Barış:İyiyim ben

Barış benden ayrılıp dolaba doğru yürüdü. Sonra son anda dolaba tutunup dengesini koruduğunda bende koluna girip konuşmaya başladım:Barış ayakta zor duruyorsun, nasıl giyinmeyi düşünüyon?

Barış:Giyinirim ben kendim, sen çık odadan

Aycan:Barış..

Barış:Aycan çık dedim

Aycan:İyi tamam, ateş düşürücü şurup falan var mı?

Barış:Bilmiyorum. Odanın içindeki ecza dolabına bak

Aycan:Tamam

İstemeye istemeye Barış'ı bırakıp odanın içindeki lavaboya girdim ve ecza dolabına baktım.

Barış'tan
Aycan'ın dediği gibi ayakta zor duruyordum. Zar zor eşofmanımı değiştirdiğimde, koltuğa doğru yürüyüp yattım.

Donuyordum. Üstümü örtüp uyumaya çalıştım.

Aycan'dan
Bir ateş düşürücü bulduğumda hızla odaya geri döndüm. Barış koltuğa yatmış üstünüde örtmüştü.

Komidin üstüne şurup kutusunu koyup Barış'ın üstünü açtığımda konuşmaya başladı:Ört üstümü çok üşüyorum.

Aycan:Gel hadi yatağa yat

Barış:İyiyim ben, sen üstümü ört çok üşüyorum

Aycan:Barış bak ateşin olduğu için sana öyle geliyor. Hadi kalk yatağa yat

Barış:Sen?

Aycan:Bende koltuğa yatarım bişey olmaz. Bu halde burda yatamazsın hadi kalk

-Gel hadi yatağa geçelim

Barış bana tutunup ayağa kalktığında yatağa oturttum. Ardından yastığa başını koydum sonra ayaklarını koyduğumda Barış yine sayıklamaya başladı:Çok üşüyorum

Aycan:Geçicek üşümen tamam mı?

Şurup kutusunun içinden şurubu ve içindeki kaşığı çıkarıp kapağını açtım ve kaşığın üstüne döktüm. Sonrada şişeyi komidin üstüne koyup konuşmaya başladım:Hadi iç şunu

Barış'ın doğrulmaya mecali yoktu. Biraz başını kaldırdığında kaşıktaki şurubu içirmiştim.

Geri başını yastığa koyduğunda öksürmeye başlamıştı.

Barış:İğrenç bir tadı var

Aycan:Ateşin düşüne kadar içmek zorundasın

Ateş ölçeri koltuk altına koydum. Elimi yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Uyu biraz hadi

Barış:Sen?

Aycan:Başındayım, sen iyi olana kadar

Barış gözlerini kapattığında sirkeli bezi alnına koydum. Ateş ölçer öttüğünde elime alıp baktığımda ateşi 39,1'di.

En azından biraz ateşi düşmüştü. Ama yinede sirkeli bezi koymaya devam ettim.

Yatağın ucunda kalan kısma kıvranıp elimi yüzüne yerleştirdiğimde çok az sıcaktı. Yüzü bana dönüktü.

Dayanamayıp dudağına

 

bir öpücük kondurdum.

Barış:Seni seviyorum Arjin
Müzik burda biter👆🏻

Bu cümle biraz canımı yakmıştı.

Hiçbir şey söylemeyip alnındaki bezi alıp sirkeli suya batırıp suyunu sıktım sonrada başına koyduğumda Barış titremeye başlamıştı.

Aycan:Biraz daha dayan, ateşin düşünce örtücem.

Yanından kalktım ve dolaba yönelip beyaz bir tişört çıkarıp dolabın kapağını kapattığımda Barış yine sayıklamaya başladı:Kızım.. Kızım...

Bu seferde "kızım" demişti. Yanına gidip elimi yüzüne yerleştirip ateşini kontrol ettim. Ateşi yavaş yavaş düşüyodu.

Yataktan doğrulttuğumda başına tişörtünü geçirdiğimde başı omzuma düşmüştü. Kendimden uzaklaştırıp tişörtünü giydirdiğimde yatağa yatırdım.

Ateş ölçeri tekrar koltuk altına koyduğumda elimi yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Düzelicek herşey, birgün bu gördüğün kabusların son bulucak

-Ya benimle yada başkasıyla, sana söz veriyorum maviş

Ateş ölçer öttüğünde elime alıp baktığımda 38,4'tü. Telefonumdaki saate baktığımda saat 6'ya geliyordu.

Ateşi düşmüştü. Ama yinede sirkeli bezi tekrar alnına koydum.

Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️

Loading...
0%