Hikayeyi yazarken birkaç bölümde zaman geçirdiğim için şuan Mart ayının ilk aylarına geçiş yapmış bulunmaktayız😉.
Satır başı yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ⭐ doldurmayı unutmayın canlar....❤️❤️❤️❤️
Sabah saat 11:30
Barış'tan
Gözlerimi açtığımda üstümde bir ağırlık vardı. Başımı hafif kaldırıp baktığımda Aycan, başını üstüme koymuş uyuyordu.
Barış:Aycan.. Aycan kalk üstümden
Aycan üstümden kalktığında konuşmaya başladı:Kusura bakma ya öyle başında nöbet beklerken uyumuşum
Barış:Bütün gece başımda mı bekledin sen?
Aycan:Evet. Ateşin çoktu bırakamazdım o haldeyken seni
Aycan alnıma elini yerleştirip konuşmaya başladı:İyi bari ateşin düşmüş.
Barış:Saçmaladım mı dün gece?
Aycan:Yoo çok fazla saçmalamadın, yani sadece birkaç kez Arjin beni bırakma dedin sonra yanımda kal dedin, kızım dedin bir kere, sonrasında seni seviyorum Arjin dedin
Barış:Kusura bakma, gece gece seni uğraştırmışım
Aycan:Sorun değil, ben zaten Aren'den alışığım buna
Barış:Ben bana nolduğunu hayal meyal hatırlıyorum, yani bu yatağa nasıl yattım hatırlamıyorum
Aycan:Seni yatağa ben yatırdım zorlanarak. Sonrasında zaten ateşini düşürmek için çok uğraştım zar zor düştü ateşin
Barış:Teşekkür ederim.
Aycan:Rica ederim
Aycan'dan
Ben yataktan kalktığımda Barış'ta arkamdan kalkmıştı. Ben pür dikkat onu izlerken konuşmaya başladı:İyiyim civciv, o kadar dikkatli izlemene gerek yok.
Gözlerimi kaçırdığımda kapı çaldı. Barış gir komutunu verdiğinde içeri Mihra girdi ve konuşmaya başladı:Günaydın
Barış:Günaydın fıstığım
Barış, kardeşinin yanağına bir öpücük kondurduğunda Mihra konuşmaya başladı:Abi sirke kokuyorsun
Barış, bana baktığında konuşmaya başladım:Ateşinin düşmesi içindi.
Mihra:Sen hasta mı oldun abi?
Barış:Evet hasta oldum ama şimdi iyiyim abicim
Mihra:Aycan ablam seni iyileştirdi mi?
Barış:Evet bitanem. Neyse sen hadi aşağıya in bizde geliyoruz
Mihra:Tamam abi
Mihra gittiğinde Barış lavaboya giderken durdu ve bana bakmadan konuşmaya başladı:Ben bir duşa gireyim sende üstünü değiştir sonra in aşağıya
-Bende duştan çıktıktan sonra gelirim sofraya
Aycan:Tamam.
Barış lavaboya girdiğinde bende bavulumdan kıyafet seçtim.
Straplez siyah bir crop, altına bol paça siyah bir pantolon bulup geri kapağı kapattım. Sonrada tulumumu çıkarıp pantolonumu giymiştim.
Ama crobumun fermuarını kapatamamıştım. Çok uğraşmıştım ama olmamıştı. Göğüs kısmımı tutup aynaya gidicekken Barış lavabodan göğsü açık bir şekilde çıktı.
Ben utanıp
arkamı döndüğümde konuşmaya başladı:Dün gece beni soyarken utanmıyordun. Şimdi mi bir utanma geldi?
Barış'tan
Aycan:Ben sadece üstünü çıkarttım eşofmanını ellemedim.
-Ayrıca şuan senin üstünde havlu dışında hiçbir şey yok.
Aycan üzerindekini tutarak bana laf yetiştirirken ben hafif sırıtmıştım.
Aycan'dan
Barış arkama geldiğinde ben crobumu tutmaya devam ederek aynaya gidicekken Barış boşta olan elimi tutup beni durdurdu.
Aycan:Şey ben hallederim, böyle şeyleri aynaya bakarak yapıyom
Barış elimi bırakıp crobumun fermuarını kapatırken ben biraz utanmıştım.
Barış:Nefesini tutmayı bırakır mısın? Kapatamıyorum
Aycan:Ben yaparım sen hiç uğraşma
Barış:Aycan sana dokunmıycam dedim, yardım etmiycem demedim
-O yüzden sal kendini, bana bırak kendini şimdilik
Tuttuğum nefesimi bıraktığımda Barış fermuarı kapatarak konuşmaya başladı:İşte bu kadar, kendini kasmaya değdi mi?
Aycan:Değmedi ama ben sen gelmeseydin hallediyodum
Barış:Hallediceğin ne belliydi?
Arkamı dönüp Barış'a bakarak konuşmaya başladım:Ne demek ne belli? Sen yokken ben hep yapıyodum bunu
Barış'tan
Aycan hafiften sinir olduğunda hoşuma gitmişti.
Barış:İzninle giyinicem
Aycan:Tamam ben çıkayım
Barış:Tamam
Aycan odadan çıktığında dolaba yönelip siyah uzun kollu tişört, yeşil gibi pantolon alıp giymeye başladım.
Aycan'dan
Sofraya geldiğimde Halis Ağa hariç hepsi oturmuştu. Ben nezaketen "günaydın herkese" dediğimde Azize hanım hariç Arzu hanım ve Erhan amca "günaydın kızım" diyerek bana karşılık vermişti.
Ardından Mihra'da "günaydın Aycan abla" dediğinde Azize hanım konuşmaya başladı:Bu giydiğin kıyafette neyin nesidir? Göğüslerin olduğu gibi ortadadır
-Git değiştir üstünü
Barış:BABAANNEEĞ
Barış'ın sesi geldiğinde hepimiz yan tarafımıza baktık.
Ben onu umursamayıp hızlı adımlarla yanından geçip gidecekken Barış sol elimi tutup beni durdurdu ve konuşmaya başladı:Gitmiyorsun bir yere
Aycan:Barış bırak, gideyim değiştireyim kıyafetimi en azından üstümü..
Barış:Hayır dedim Aycan
-Geç otur sofraya
Aycan:Barış..
Barış:Lafımı ikilettirme Aycan, geç otur dediysem geç otur
Barış'ın dediğini yaptığımda Mihra'nın yanına oturdum.
Barış'ta ellerini masanın üstüne koyarak konuşmaya başladı:Bu konakta Aycan'ın ne giydiğine karışılmayacak babaanne
-Aynı şeyleri zamanında Arjin'ede yaptın, zorla onu kendi isteğine göre giydirmeye çalıştın ama başarılı olamadın babaanne.
Azize hanım:Ben sadece gelinin bize yakışır bir şekilde giyinmesini istiyorum. Arjin'de nerden çıktı?
Barış:Bir yerden çıkmadı babaanne, ben sadece olanı söylüyorum. Annem hastanede kanseri yenmeye çalışırken, ben askerdeyken senin Arjin'e naptığını çok iyi biliyorum babaanne
-Arjin'in giyim tarzını kendince değiştirmeye çalıştın başarılı olamadın, Aycan'da da başarılı olamıycaksın babaanne.
-Bu sefer burdayım, hiçbir yere gitmiyorum. Aycan'ı, kendi kafana göre giydiremiyceksin babaanne
Bu adam gerçekten napmaya çalışıyor anlamış değilim.
Barış yanıma oturduğunda Mihra konuşmaya başladı:Aycan abla çok güzel olmuşsun
Aycan:Teşekkür ederim canım, sende çok güzel olmuşsun
Mihra güldüğünde bende ona güldüğümde Halis Ağa gelmişti. Baş köşeye oturup konuşmaya başladı:Günaydın herkese
Hepimiz günaydın dedikten sonra kahvaltıya başlamıştık.
Barış'tan
Aycan peynire uzadığında babaannemin gözleri Aycan'ın üzerindeydi.
Aycan utanarak tabağına bir dilim koyup Mihra'ya vermişti. Bende babaanneme uyarıcı bakışlar attım.
Aycan tabağına birkaç bişey daha koyup yemeye başladığında bende yemeye başlamadan önce Aycan'ın kulağına yaklaşarak bişeyler fısıldadım:Rahat ol, gerilme
Aycan sadece bana bakıp olumlu anlamda başını salladığında Mihra'm konuşmaya başladı:Aycan abla börek ister misin?
Aycan:Olur canım
Aycan'dan
Mihra benim tabağıma bir börek koyduğunda konuşmaya başladı:Abimede bunu ver
Mihra'nın elinden böreği alıp Barış'ın tabağına koyduğumda Barış "teşekkür ederim" demişti. Bende sadece bir tebessüm ettiğimde Halis Ağa konuşmaya başladı:Aycan, kızım
Aycan:Efendim
Halis Ağa:Kardeşin iyi midir?
Aycan:İyi efendim, dün çıkmıştı hastaneden
Halis Ağa:İyi bakalım. Allah şifalar versin kardeşine
Aycan:Amin efendim
Barış'tan
Halis Ağa:Maşallah sen pek bir kibarmışsın, Yanaç konağına ilk geldiğimizde biraz torunuma sert çıkıştın ama kalbimden giderken kibarlığını gördüm.
Aycan:Eee şey o gün için kusura bakmayın, yani Barış'a sert çıkışmadım o gün sadece abimi korumaya çalışıyordum
Halis Ağa:Abini korumak sana pahalıya mal oldu ama
Aycan:Abimin bana yaptığı fedakarlıklardan sonra benim yaptığım şey az efendim.
Halis Ağa:Aslanım bugün seninle bir şirkete gidelim düğün işlerinden dolayı boşladık işleri
Barış:Tamam dede gideriz
Halis Ağa:Aycan kızım istersen sende gelebilirsin
Aycan:Yok efendim siz gidin, ben izniniz olursa Aren'i görmeye gidicem
Halis Ağa:İzin senindir kızım
Mihra:Dede bende gidebilir miyim Aycan ablamla?
Halis Ağa:Olur kızım
Barış:Serkan bırakır sizi
Aycan:Tamam
Aycan'dan
Gelen Hamide hanım Mihra'ya portakal suyunu koyarken bana bakıp konuşmaya başladı:Aycan, kızım sende ister misin?
Aycan:Yok istemem, teşekkür ederim
Hamuş (Hamide):Ne demek güzel kızım benim
Ben, Hamide hanıma bir tebessüm ettiğimde Barış konuşmaya başladı:Hamuş, bugün benim dolabıma bir el atar mısın?
Hamuş (Hamide):Ne diye oğlum?
Barış:Aycan'ın yerini boşalt
Hamuş (Hamide):Tamam oğlum. Yaparım. Kıyafetleride yerleştiririm.
Aycan:Kıyafetlerimi yerleştirmenize gerek yok, ben hallederim yorulmayın boşuna
Hamuş (Hamide):Olur mu öyle şey kızım. İki dakikada Aslı'yla hallederim.
Aycan:İyi peki, teşekkür ederim
Barış'tan
Hamuş (Hamide):Maşallah pekte kibarsın güzel kızım benim
Hamuş sonunda gittiğinde ben Aycan'ın kulağına yaklaşarak bişeyler fısıldadım:Bütün övgüleri aldın bugün, helal olsun küçük cadı
Aycan cevap olarak bana ters bir şekilde bakmıştı. Sebebini anlamıştım, cadı dememe bozulmuştu.
Ama bir an onu sinir etmek istemiştim. Ve başarılıda olmuştum.
Yazardan
Oğullarını gülerken gören anne ve babası (üvey babası) mutlu olurlar
Yanaç Konak
Asdor
Doruk'tan
Hepimiz sofraya oturmuş kahvaltımızı yaparken dedem konuşmaya başladı:Doruk
Doruk:Efendim dede
Nasuh Ağa:Aren odasında mı?
Doruk:Odasında dede, sofraya gelmeden önce baktım uyuyordu. Uyandırmak istemedim
Nasuh Ağa:Bırak uyusun, dinlensin
-Bugün şirkette önemli bir toplantı var sende olucaksın Doruk
Doruk:Tamam dede.
Yaren:Dedem bende diyorum ki kız kıza bir çarşıya çıkalım diyorum, hem bizede bir değişiklik olur
Nasuh Ağa:Tamam olur. Hava kararmadan evde olun
Feraye:Tamam dede
Asiye:Tamam Nasuh dede
1 saat sonra / Yanaç Konak
Aycan'dan
Araba durduğunda geldiğimizi anlamıştım. Kapımız açıldığında ilk Mihra indi arkasından da ben inmiştim.
Serkan:Aycan hanım ben gideyim mi kalayım mı?
Aycan:Git
Serkan:Tamam ne zaman almaya geleyim sizi?
Mihra:Akşama doğru
Serkan:Tamam küçük hanım
Serkan arabaya binip gittiğinde konağın kapısı açıldı. Dedemler konaktan çıktığında ben hızla dedemin karşısına geçip elini tutarak öptüm.
Aynısını Mihra'da yaptığında dedem "berhudar ol küçük hanım" demişti. Abime sarıldığımda konuşmaya başladı:Hoşgeldin fıstığım
Aycan:Hoşbuldum abi.
Abimden ayrılıp babama sarıldığımda Azad abim konuşmaya başladı:Bir sorun yok dimi?
Aycan:Yok bir sorun, ben sadece Aren'i merak ettim
Doruk:Aren odasında uyuyordu en son, uyanmıştır belki
Dedem arabaya çoktan binmişti. Babamlarda arabaya binip gittiklerinde bizde içeri girdik.
Melike mutfak kapısından elinde bir tepsiyle çıkmıştı. Beni gördüğünde elindeki tepsiyi masanın üstüne koyup yanıma geldi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldığımda konuşmaya başladı:Hoşgeldin kuzum
Aycan:Hoşbuldum Melike
Melike benden ayrılıp Mihra'yada sarılarak konuşmaya başladı:Sende hoşgeldin güzellik
Mihra:Hoşbuldum Melike abla
Aycan:Melike, Aren odasında mı?
Melike:Odasında. Kimse onu kahvaltıya indirmedi dinlensin diye.
-Şimdi Hasibe teyze ona yemek yedirmeye çalışıyor ama yemiyor küçük ağa
Neden yemediğini anlamıştım. Yanında beni istiyordu.
Aycan:O tepsinin üstündeki Aren'in ilaçları mı?
Melike:Evet, Aren bey yemeğini yedikten sonra içiricektim ama işte yemiyor, zorlayacak bizi
-Belki seni görünce yer yemeğini
Ben tam bişey söyliycekken aşağıya Yaren, Feraye ve Asiye indi. Mihra hemen ablasıyla sarılaştı. Feraye'ylede ben sarılaştığımızda Feraye konuşmaya başladı:Hoşgeldiniz kuzum
Aycan:Hoşbulduk canım.
Feraye:Aren'i görmek için geldiysen eğer Aren odada Hamuşu canından bezdirmek üzere
Aycan:Çıkıcam yanına. Siz nereye gidiyorsunuz?
Asiye:Öyle gezmeye gidicez.
Aycan:İyi o zaman.
Asiye:Mihra ablacım sende gelmek ister misin bizimle?
Mihra:İstemiyorum abla
Feraye'ler gittiğinde Melike'nin elindeki tepsiyi alıp Mihra'yla birlikte yukarı çıktık.
Aren'in odası
Yazardan
Aren:İstemiyorum yemek. Ben ablamı istiyorum.
-Ablamı ara
Hamuş (Hasibe):Ablan bugün gelemez paşam, hadi üzme beni ye yemeğini. Sonra söz Melike ablan arayacak ablanı
Aren:Ablam gelmeden yemiycem.
Aycan'dan
Mihra'nın açtığı kapıyla içeri girdim ve konuşmaya başladım:Melike ablanın aramasına gerek kalmadı ablacım.
Aren:Ablacım
Hamuş yataktan kalktığında elimdeki tepsiyi yatağın yanındaki komidine koyup yatağa oturdum.
Aren'im bana sarıldığında bende canını yakmadan ona sarılarak konuşmaya başladım:Ablacım canın yanıcak
Aren'im benden ayrıldığında ben ellerini tutup öpücükler kondurup konuşmaya başladım:Şimdi söyle bakalım küçük ağa, neden yemek yemiyorsun?
Aren:Seni özledim çünkü
Aycan:Ablacım benim, bende seni çok özledim.
Mihra:Bende burdayım yalnız
Aren:Hoşgeldin
Mihra:Hoşbuldum.
Aren:Abla hemen gidicek misin?
Aycan:Şimdilik hayır ablacım. Hadi yemeğini ye sonra ilacını içiceksin.
Aren'im beni dinleyip yemeye başladığında konuşmaya başladım:Ben bir odama gidiyorum paşam hemen gelicem
Aren:Tamam abla
Mihra:Ben burdayım Aycan abla
Aycan:Tamam ablacım
Aren'imin odasından çıkıp kendi odama geçtiğimde Melike arkamdan gelip kapıyı kapatmıştı.
Cam kenarındaki koltuğa oturup bacaklarımı karnıma kadar çektiğimde Melike yanıma oturup konuşmaya başladı:Noldu kuzum? Kötü mü davranıyorlar sana o konakta?
Aycan:Halis Ağa, anne ve babası iyi, ama babaannesi sert baya
Melike:Ay o şeytan gibi olan kadın mı?
Aycan:Melike biri duyucak sus
Melike:Ay kim duyucak kuzu?
Aycan:Mihra duyar söyler hemen
Melike:Tamam sustum. Eeee ne dedi o kadın sana?
Aycan:Dedem gibi giydiğim kıyafete karıştı kahvaltıda
-Barış geldi sonra işte şey dedi bu konakta kimse Aycan'ın ne giydiğine karışılmayacak babaanne dedi.
-Zamanında Azize hanım aynı şeyleri Arjin'ede yapmış, Barış'ın annesi kanseri yenmek için hastanedeyken kendisi askerdeyken, Arjin'in giyim tarzını değiştirmeye çalışmış ama Azize hanım başarılı olamamış.
Melike:Arjin kim kız? Kuman mı?
Aycan:Yok ya kumam falan değil. Arjin benden önce Barış'ın hayatına girmiş biri sadece
-Ama hala aşık olduğu biri
Melike:Kız terk mi etmiş?
Aycan:Ölmüş, kızıyla birlikte
Melike:Hadi ya üzüldüm şimdi
Aycan:Bende duyduğumda üzüldüm
Melike:İlk gece nasıl geçti?
Aycan:Ateşli
Melike:Ohaaa son yatakta mı bitti?
Aycan:Offf Melike ya yok öyle bişey.
Melike:E ateşli dedin?
Aycan:Ateşli dediysem o anlamda değil. Barış ateşler içindeydi
Melike:He. E onu öyle bırakmadın dimi?
Aycan:Hayır tabikide bırakmadım
-Her ne kadar zorla onunla evlendirilsemde, diğer abimin hapse girmesine sebep olan kişi yada kişiler olsada o halde bırakamazdım onu.
-Ateş abimde bunu isterdi zaten, kin gütmememi isterdi.
Melike:İyi mi peki o şimdi?
Aycan:İyi. Bir an beni korkutsada iyi
Melike:Çok mu zor indi ateşi?
Aycan:Evet. Sirkeli bezi defalarca alnına koydum ama ateşi düşmesi gereken yerde dahada çıktı, 40'ı buldu.
-En sondada dayanamayıp duşa soktum zorla, öyle düştü biraz ateşi
-Sonrada uyuyakalmışım göğsünde
Melike:Güzelmiş
Aycan:Ne güzelmiş?
Melike:Göğsünde uyuman
Aycan:Melike sabaha kadar uğraştım ateşinin düşmesi için napayım sonradan içim geçmiş yatmışım ne var bunda?
Melike:Tamam ya bişey demedim. O naptı peki? Uyandığında nasıl karşıladı?
Aycan:Bişey demedi, teşekkür etti sadece.
Melike:Oldu mu peki küçük kaçamak?
Aklıma o yaptığım anlık şey gelmişti.
Flashback
Flashson
Aycan:Olmadı Melike.
-Ayrıca olucağınıda sanmıyom
Melike:Neden?
Aycan:Ateşlendiğinde sayıklıyodu işte beni bırakma Arjin, kızım, seni seviyorum Arjin'im vs gibi şeyler söyledi.
Melike:Arjin'i anladımda kızım ne alaka?
Aycan:Arjin hamileymiş ölmeden önce, işte bir kızları olucakmış ama o gün annesiyle birlikte oda ölmüş
Melike:Çok kötü bir durum bu ya
Aycan:Evet. Kalbine alamıyor kimseyi, alırsa Arjin'e ihanet ediceğini düşünüyor Melike
-Halbuki Arjin, öldüğü gün Barış'a kalbine birini al demiş
-Ama Barış aşktan kaçıyor Melike. Birine aşık olmaktan korkuyor, kaçıyor
-Arjin öldüğünde Barış kalbini küle döndürmek yerine kalbini buzlarla kapatmış.
-Ve ben o kalbi nasıl tekrar alevlendiricem bilmiyom Melike
-O kalbi nasıl onarıcam bilmiyom
Melike:Elbet birgün sana aşık olacak kuzum
Aycan:Bilmiyom Melike
-Neyse Aren yemiştir yemeğini ben gideyim yanına
Melike'nin bişey söylemesine fırsat vermeden odamdan çıkıp Aren'imin odasına girdim.
Aycan:Yedin mi ablacım yemeğini?
Mihra:Yedi Aycan abla, ilacınıda içti
Aycan:Afferin sana aşkım benim
Yanaç şirket
Doruk'tan
Toplantı salonuna gelmiştik. Londra'dan gelen iki adamla bir iş kurucaktık. Umarım sorunsuz geçer.
Daha gelmemişlerdi. Bende önümdeki dosyayı inceliyordum.
Nasuh Ağa:Doruk
Doruk:Efendim dede
Nasuh Ağa:Şimdi bu gelenler ingilizce konuşur çevirmeyi yapabilir misin?
Doruk:Yaparım dede. Biliyorum ingilizce veya İspanyolca
Nasuh Ağa:Azad sende biliyorsun İspanyolca arada sende konuş
Azad:Tamam dede
Adamlar sonunda geldiğinde ayağa kalktık ve el sıkışıp yerlerimize oturduk.
Nasuh Ağa:Bizi kırmayıp geldiğiniz için tekrardan teşekkür ederiz. Malum düğün işleri derken yurt dışına, sizin yanınıza gelemedik.
4 kişilerdi ve önce Azad adamlara dedemin dediğini İspanyolcaya çevirdi:Gracias de nuevo por venir y no decepcionarnos. Como usted sabe, debido a cuestiones de boda, no pudimos ir al extranjero para visitarlo. Pero viniste.
Gürkan:Önünüzdeki dosyada görmüş olduğunuz gibi bir halı üretimcisi olarak güzel bir sunumumuz var.
Doruk:Como puede ver en el archivo que tiene delante, tenemos una bonita presentación como fabricante de alfombras.
Azad:Queríamos mostrarles los diseños dibujados por mi prima Aycan (Kuzenim, Aycan'ın çizdiği tasarımları sizede göstermek istedik)
X:Los diseños son geniales.
Doruk:Tasarımlar süper, dedi dede.
-Nos alegra mucho que te haya gustado (Beğenmenize çok sevindik)
Paylaşıcağım fotoğrafları çizim olarak düşünün
Y:Ese diseño tipo 3D es perfecto
Azad:Şu 3 boyutlu gibi olan tasarım mükemmel, dedi
Doruk:Nos alegra mucho que te haya gustado (Beğenmenize çok sevindik)
Z:Ojalá hubiéramos visto a la persona que dibujó estos hermosos diseños (Keşke bu güzel tasarımları çizen kişiyide görseydik)
Bunu söyleyen adamdan biraz rahatsız olmuştum.
Ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladım:Mi hermano esta casado (Kardeşim evli)
X:Aceptamos asociación
Azad:Ortaklığı kabul ediyorlar, dede
Nasuh Ağa:O zaman hayırlı olsun
AzDor:Felicidades (Hayırlı olsun)
İmzalar atıldığında Azad benim duyucağım bir sesle konuşmaya başladı:Şu genç çocuk, Aycan'a yürüdü mü bana mı öyle geldi?
Doruk:Söylediği şeyi kast ediyorsan eğer bende kıllandım
-Ama evli olduğunu söyledim ya sıkıntı yok. Ayrıca Aycan Barış'ı seviyor amcaoğlu bunu onun gözünde gördüm
Azad'tan
Doruk'un "Aycan, Barış'ı seviyor bunu onun gözünde gördüm" cümlesi beynimde yankılanmaya başlamıştı.
Adamların elini sıktıktan sonra adamları ortaklığımızı kutlamak için bir restoranta yemeğe davet etmiştik.
Bu sefer babamız yaşındaki (X) bir adam, Aycan'ı görmek istemişti.
Doruk'la ben dedeme baktığımızda dedem olumlu anlamda başını salladığında Doruk konuşmaya başladı:Bueno, mi hermana vendrá a cenar esta noche, vendrá con su marido (Peki akşamki yemekte kız kardeşimde olacak, eşiyle birlikte gelir)
X:De acuerdo (Tamam)
Adamlar otele gittiklerinde ben konuşmaya başladım:Bu adam Aycan'a yürüyor olamaz parmağında yüzük var şimdi fark ettim.
Doruk:Aynen bende fark ettim.
Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
19.58k Okunma |
936 Oy |
0 Takip |
100 Bölümlü Kitap |