Yeni Üyelik
24.
Bölüm

21. Bölüm

@rapunzel_102219

Hikayeyi yazarken birkaç bölümde zaman geçirdiğim için şuan Mart ayının ilk aylarına geçiş yapmış bulunmaktayız😉.

Satır başı yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ⭐ doldurmayı unutmayın canlar....❤️❤️❤️❤️

Sabah saat 11:30

Barış'tan
Gözlerimi açtığımda üstümde bir ağırlık vardı. Başımı hafif kaldırıp baktığımda Aycan, başını üstüme koymuş uyuyordu.

Barış:Aycan.. Aycan kalk üstümden

Aycan üstümden kalktığında konuşmaya başladı:Kusura bakma ya öyle başında nöbet beklerken uyumuşum

Barış:Bütün gece başımda mı bekledin sen?

Aycan:Evet. Ateşin çoktu bırakamazdım o haldeyken seni

Aycan alnıma elini yerleştirip konuşmaya başladı:İyi bari ateşin düşmüş.

Barış:Saçmaladım mı dün gece?

Aycan:Yoo çok fazla saçmalamadın, yani sadece birkaç kez Arjin beni bırakma dedin sonra yanımda kal dedin, kızım dedin bir kere, sonrasında seni seviyorum Arjin dedin

Barış:Kusura bakma, gece gece seni uğraştırmışım

Aycan:Sorun değil, ben zaten Aren'den alışığım buna

Barış:Ben bana nolduğunu hayal meyal hatırlıyorum, yani bu yatağa nasıl yattım hatırlamıyorum

Aycan:Seni yatağa ben yatırdım zorlanarak. Sonrasında zaten ateşini düşürmek için çok uğraştım zar zor düştü ateşin

Barış:Teşekkür ederim.

Aycan:Rica ederim

Aycan'dan
Ben yataktan kalktığımda Barış'ta arkamdan kalkmıştı. Ben pür dikkat onu izlerken konuşmaya başladı:İyiyim civciv, o kadar dikkatli izlemene gerek yok.

Gözlerimi kaçırdığımda kapı çaldı. Barış gir komutunu verdiğinde içeri Mihra girdi ve konuşmaya başladı:Günaydın

Barış:Günaydın fıstığım

Barış, kardeşinin yanağına bir öpücük kondurduğunda Mihra konuşmaya başladı:Abi sirke kokuyorsun

Barış, bana baktığında konuşmaya başladım:Ateşinin düşmesi içindi.

Mihra:Sen hasta mı oldun abi?

Barış:Evet hasta oldum ama şimdi iyiyim abicim

Mihra:Aycan ablam seni iyileştirdi mi?

Barış:Evet bitanem. Neyse sen hadi aşağıya in bizde geliyoruz

Mihra:Tamam abi

Mihra gittiğinde Barış lavaboya giderken durdu ve bana bakmadan konuşmaya başladı:Ben bir duşa gireyim sende üstünü değiştir sonra in aşağıya

-Bende duştan çıktıktan sonra gelirim sofraya

Aycan:Tamam.

Barış lavaboya girdiğinde bende bavulumdan kıyafet seçtim.

Straplez siyah bir crop, altına bol paça siyah bir pantolon bulup geri kapağı kapattım. Sonrada tulumumu çıkarıp pantolonumu giymiştim.

Ama crobumun fermuarını kapatamamıştım. Çok uğraşmıştım ama olmamıştı. Göğüs kısmımı tutup aynaya gidicekken Barış lavabodan göğsü açık bir şekilde çıktı.

Ben utanıp

arkamı döndüğümde konuşmaya başladı:Dün gece beni soyarken utanmıyordun. Şimdi mi bir utanma geldi?

Barış'tan
Aycan:Ben sadece üstünü çıkarttım eşofmanını ellemedim.

-Ayrıca şuan senin üstünde havlu dışında hiçbir şey yok.

Aycan üzerindekini tutarak bana laf yetiştirirken ben hafif sırıtmıştım.

Aycan'dan
Barış arkama geldiğinde ben crobumu tutmaya devam ederek aynaya gidicekken Barış boşta olan elimi tutup beni durdurdu.

Aycan:Şey ben hallederim, böyle şeyleri aynaya bakarak yapıyom

Barış elimi bırakıp crobumun fermuarını kapatırken ben biraz utanmıştım.

Barış:Nefesini tutmayı bırakır mısın? Kapatamıyorum

Aycan:Ben yaparım sen hiç uğraşma

Barış:Aycan sana dokunmıycam dedim, yardım etmiycem demedim

-O yüzden sal kendini, bana bırak kendini şimdilik

Tuttuğum nefesimi bıraktığımda Barış fermuarı kapatarak konuşmaya başladı:İşte bu kadar, kendini kasmaya değdi mi?

Aycan:Değmedi ama ben sen gelmeseydin hallediyodum

Barış:Hallediceğin ne belliydi?

Arkamı dönüp Barış'a bakarak konuşmaya başladım:Ne demek ne belli? Sen yokken ben hep yapıyodum bunu

Barış'tan
Aycan hafiften sinir olduğunda hoşuma gitmişti.

Barış:İzninle giyinicem

Aycan:Tamam ben çıkayım

Barış:Tamam

Aycan odadan çıktığında dolaba yönelip siyah uzun kollu tişört, yeşil gibi pantolon alıp giymeye başladım.

Aycan'dan
Sofraya geldiğimde Halis Ağa hariç hepsi oturmuştu. Ben nezaketen "günaydın herkese" dediğimde Azize hanım hariç Arzu hanım ve Erhan amca "günaydın kızım" diyerek bana karşılık vermişti.

Ardından Mihra'da "günaydın Aycan abla" dediğinde Azize hanım konuşmaya başladı:Bu giydiğin kıyafette neyin nesidir? Göğüslerin olduğu gibi ortadadır

-Git değiştir üstünü

Barış:BABAANNEEĞ

Barış'ın sesi geldiğinde hepimiz yan tarafımıza baktık.

Ben onu umursamayıp hızlı adımlarla yanından geçip gidecekken Barış sol elimi tutup beni durdurdu ve konuşmaya başladı:Gitmiyorsun bir yere

Aycan:Barış bırak, gideyim değiştireyim kıyafetimi en azından üstümü..

Barış:Hayır dedim Aycan

-Geç otur sofraya

Aycan:Barış..

Barış:Lafımı ikilettirme Aycan, geç otur dediysem geç otur

Barış'ın dediğini yaptığımda Mihra'nın yanına oturdum.

Barış'ta ellerini masanın üstüne koyarak konuşmaya başladı:Bu konakta Aycan'ın ne giydiğine karışılmayacak babaanne

-Aynı şeyleri zamanında Arjin'ede yaptın, zorla onu kendi isteğine göre giydirmeye çalıştın ama başarılı olamadın babaanne.

Azize hanım:Ben sadece gelinin bize yakışır bir şekilde giyinmesini istiyorum. Arjin'de nerden çıktı?

Barış:Bir yerden çıkmadı babaanne, ben sadece olanı söylüyorum. Annem hastanede kanseri yenmeye çalışırken, ben askerdeyken senin Arjin'e naptığını çok iyi biliyorum babaanne

-Arjin'in giyim tarzını kendince değiştirmeye çalıştın başarılı olamadın, Aycan'da da başarılı olamıycaksın babaanne.

-Bu sefer burdayım, hiçbir yere gitmiyorum. Aycan'ı, kendi kafana göre giydiremiyceksin babaanne

Bu adam gerçekten napmaya çalışıyor anlamış değilim.

Barış yanıma oturduğunda Mihra konuşmaya başladı:Aycan abla çok güzel olmuşsun

Aycan:Teşekkür ederim canım, sende çok güzel olmuşsun

Mihra güldüğünde bende ona güldüğümde Halis Ağa gelmişti. Baş köşeye oturup konuşmaya başladı:Günaydın herkese

Hepimiz günaydın dedikten sonra kahvaltıya başlamıştık.

Barış'tan
Aycan peynire uzadığında babaannemin gözleri Aycan'ın üzerindeydi.

Aycan utanarak tabağına bir dilim koyup Mihra'ya vermişti. Bende babaanneme uyarıcı bakışlar attım.

Aycan tabağına birkaç bişey daha koyup yemeye başladığında bende yemeye başlamadan önce Aycan'ın kulağına yaklaşarak bişeyler fısıldadım:Rahat ol, gerilme

Aycan sadece bana bakıp olumlu anlamda başını salladığında Mihra'm konuşmaya başladı:Aycan abla börek ister misin?

Aycan:Olur canım

Aycan'dan
Mihra benim tabağıma bir börek koyduğunda konuşmaya başladı:Abimede bunu ver

Mihra'nın elinden böreği alıp Barış'ın tabağına koyduğumda Barış "teşekkür ederim" demişti. Bende sadece bir tebessüm ettiğimde Halis Ağa konuşmaya başladı:Aycan, kızım

Aycan:Efendim

Halis Ağa:Kardeşin iyi midir?

Aycan:İyi efendim, dün çıkmıştı hastaneden

Halis Ağa:İyi bakalım. Allah şifalar versin kardeşine

Aycan:Amin efendim

Barış'tan
Halis Ağa:Maşallah sen pek bir kibarmışsın, Yanaç konağına ilk geldiğimizde biraz torunuma sert çıkıştın ama kalbimden giderken kibarlığını gördüm.

Aycan:Eee şey o gün için kusura bakmayın, yani Barış'a sert çıkışmadım o gün sadece abimi korumaya çalışıyordum

Halis Ağa:Abini korumak sana pahalıya mal oldu ama

Aycan:Abimin bana yaptığı fedakarlıklardan sonra benim yaptığım şey az efendim.

Halis Ağa:Aslanım bugün seninle bir şirkete gidelim düğün işlerinden dolayı boşladık işleri

Barış:Tamam dede gideriz

Halis Ağa:Aycan kızım istersen sende gelebilirsin

Aycan:Yok efendim siz gidin, ben izniniz olursa Aren'i görmeye gidicem

Halis Ağa:İzin senindir kızım

Mihra:Dede bende gidebilir miyim Aycan ablamla?

Halis Ağa:Olur kızım

Barış:Serkan bırakır sizi

Aycan:Tamam

Aycan'dan
Gelen Hamide hanım Mihra'ya portakal suyunu koyarken bana bakıp konuşmaya başladı:Aycan, kızım sende ister misin?

Aycan:Yok istemem, teşekkür ederim

Hamuş (Hamide):Ne demek güzel kızım benim

Ben, Hamide hanıma bir tebessüm ettiğimde Barış konuşmaya başladı:Hamuş, bugün benim dolabıma bir el atar mısın?

Hamuş (Hamide):Ne diye oğlum?

Barış:Aycan'ın yerini boşalt

Hamuş (Hamide):Tamam oğlum. Yaparım. Kıyafetleride yerleştiririm.

Aycan:Kıyafetlerimi yerleştirmenize gerek yok, ben hallederim yorulmayın boşuna

Hamuş (Hamide):Olur mu öyle şey kızım. İki dakikada Aslı'yla hallederim.

Aycan:İyi peki, teşekkür ederim

Barış'tan
Hamuş (Hamide):Maşallah pekte kibarsın güzel kızım benim

Hamuş sonunda gittiğinde ben Aycan'ın kulağına yaklaşarak bişeyler fısıldadım:Bütün övgüleri aldın bugün, helal olsun küçük cadı

Aycan cevap olarak bana ters bir şekilde bakmıştı. Sebebini anlamıştım, cadı dememe bozulmuştu.

Ama bir an onu sinir etmek istemiştim. Ve başarılıda olmuştum.

Yazardan
Oğullarını gülerken gören anne ve babası (üvey babası) mutlu olurlar

Yanaç Konak

Asdor

Doruk'tan
Hepimiz sofraya oturmuş kahvaltımızı yaparken dedem konuşmaya başladı:Doruk

Doruk:Efendim dede

Nasuh Ağa:Aren odasında mı?

Doruk:Odasında dede, sofraya gelmeden önce baktım uyuyordu. Uyandırmak istemedim

Nasuh Ağa:Bırak uyusun, dinlensin

-Bugün şirkette önemli bir toplantı var sende olucaksın Doruk

Doruk:Tamam dede.

Yaren:Dedem bende diyorum ki kız kıza bir çarşıya çıkalım diyorum, hem bizede bir değişiklik olur

Nasuh Ağa:Tamam olur. Hava kararmadan evde olun

Feraye:Tamam dede

Asiye:Tamam Nasuh dede

1 saat sonra / Yanaç Konak

Aycan'dan
Araba durduğunda geldiğimizi anlamıştım. Kapımız açıldığında ilk Mihra indi arkasından da ben inmiştim.

Serkan:Aycan hanım ben gideyim mi kalayım mı?

Aycan:Git

Serkan:Tamam ne zaman almaya geleyim sizi?

Mihra:Akşama doğru

Serkan:Tamam küçük hanım

Serkan arabaya binip gittiğinde konağın kapısı açıldı. Dedemler konaktan çıktığında ben hızla dedemin karşısına geçip elini tutarak öptüm.

Aynısını Mihra'da yaptığında dedem "berhudar ol küçük hanım" demişti. Abime sarıldığımda konuşmaya başladı:Hoşgeldin fıstığım

Aycan:Hoşbuldum abi.

Abimden ayrılıp babama sarıldığımda Azad abim konuşmaya başladı:Bir sorun yok dimi?

Aycan:Yok bir sorun, ben sadece Aren'i merak ettim

Doruk:Aren odasında uyuyordu en son, uyanmıştır belki

Dedem arabaya çoktan binmişti. Babamlarda arabaya binip gittiklerinde bizde içeri girdik.

Melike mutfak kapısından elinde bir tepsiyle çıkmıştı. Beni gördüğünde elindeki tepsiyi masanın üstüne koyup yanıma geldi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldığımda konuşmaya başladı:Hoşgeldin kuzum

Aycan:Hoşbuldum Melike

Melike benden ayrılıp Mihra'yada sarılarak konuşmaya başladı:Sende hoşgeldin güzellik

Mihra:Hoşbuldum Melike abla

Aycan:Melike, Aren odasında mı?

Melike:Odasında. Kimse onu kahvaltıya indirmedi dinlensin diye.

-Şimdi Hasibe teyze ona yemek yedirmeye çalışıyor ama yemiyor küçük ağa

Neden yemediğini anlamıştım. Yanında beni istiyordu.

Aycan:O tepsinin üstündeki Aren'in ilaçları mı?

Melike:Evet, Aren bey yemeğini yedikten sonra içiricektim ama işte yemiyor, zorlayacak bizi

-Belki seni görünce yer yemeğini

Ben tam bişey söyliycekken aşağıya Yaren, Feraye ve Asiye indi. Mihra hemen ablasıyla sarılaştı. Feraye'ylede ben sarılaştığımızda Feraye konuşmaya başladı:Hoşgeldiniz kuzum

Aycan:Hoşbulduk canım.

Feraye:Aren'i görmek için geldiysen eğer Aren odada Hamuşu canından bezdirmek üzere

Aycan:Çıkıcam yanına. Siz nereye gidiyorsunuz?

Asiye:Öyle gezmeye gidicez.

Aycan:İyi o zaman.

Asiye:Mihra ablacım sende gelmek ister misin bizimle?

Mihra:İstemiyorum abla

Feraye'ler gittiğinde Melike'nin elindeki tepsiyi alıp Mihra'yla birlikte yukarı çıktık.

Aren'in odası

Yazardan
Aren:İstemiyorum yemek. Ben ablamı istiyorum.

-Ablamı ara

Hamuş (Hasibe):Ablan bugün gelemez paşam, hadi üzme beni ye yemeğini. Sonra söz Melike ablan arayacak ablanı

Aren:Ablam gelmeden yemiycem.

Aycan'dan
Mihra'nın açtığı kapıyla içeri girdim ve konuşmaya başladım:Melike ablanın aramasına gerek kalmadı ablacım.

Aren:Ablacım

Hamuş yataktan kalktığında elimdeki tepsiyi yatağın yanındaki komidine koyup yatağa oturdum.

Aren'im bana sarıldığında bende canını yakmadan ona sarılarak konuşmaya başladım:Ablacım canın yanıcak

Aren'im benden ayrıldığında ben ellerini tutup öpücükler kondurup konuşmaya başladım:Şimdi söyle bakalım küçük ağa, neden yemek yemiyorsun?

Aren:Seni özledim çünkü

Aycan:Ablacım benim, bende seni çok özledim.

Mihra:Bende burdayım yalnız

Aren:Hoşgeldin

Mihra:Hoşbuldum.

Aren:Abla hemen gidicek misin?

Aycan:Şimdilik hayır ablacım. Hadi yemeğini ye sonra ilacını içiceksin.

Aren'im beni dinleyip yemeye başladığında konuşmaya başladım:Ben bir odama gidiyorum paşam hemen gelicem

Aren:Tamam abla

Mihra:Ben burdayım Aycan abla

Aycan:Tamam ablacım

Aren'imin odasından çıkıp kendi odama geçtiğimde Melike arkamdan gelip kapıyı kapatmıştı.

Cam kenarındaki koltuğa oturup bacaklarımı karnıma kadar çektiğimde Melike yanıma oturup konuşmaya başladı:Noldu kuzum? Kötü mü davranıyorlar sana o konakta?

Aycan:Halis Ağa, anne ve babası iyi, ama babaannesi sert baya

Melike:Ay o şeytan gibi olan kadın mı?

Aycan:Melike biri duyucak sus

Melike:Ay kim duyucak kuzu?

Aycan:Mihra duyar söyler hemen

Melike:Tamam sustum. Eeee ne dedi o kadın sana?

Aycan:Dedem gibi giydiğim kıyafete karıştı kahvaltıda

-Barış geldi sonra işte şey dedi bu konakta kimse Aycan'ın ne giydiğine karışılmayacak babaanne dedi.

-Zamanında Azize hanım aynı şeyleri Arjin'ede yapmış, Barış'ın annesi kanseri yenmek için hastanedeyken kendisi askerdeyken, Arjin'in giyim tarzını değiştirmeye çalışmış ama Azize hanım başarılı olamamış.

Melike:Arjin kim kız? Kuman mı?

Aycan:Yok ya kumam falan değil. Arjin benden önce Barış'ın hayatına girmiş biri sadece

-Ama hala aşık olduğu biri

Melike:Kız terk mi etmiş?

Aycan:Ölmüş, kızıyla birlikte

Melike:Hadi ya üzüldüm şimdi

Aycan:Bende duyduğumda üzüldüm

Melike:İlk gece nasıl geçti?

Aycan:Ateşli

Melike:Ohaaa son yatakta mı bitti?

Aycan:Offf Melike ya yok öyle bişey.

Melike:E ateşli dedin?

Aycan:Ateşli dediysem o anlamda değil. Barış ateşler içindeydi

Melike:He. E onu öyle bırakmadın dimi?

Aycan:Hayır tabikide bırakmadım

-Her ne kadar zorla onunla evlendirilsemde, diğer abimin hapse girmesine sebep olan kişi yada kişiler olsada o halde bırakamazdım onu.

-Ateş abimde bunu isterdi zaten, kin gütmememi isterdi.

Melike:İyi mi peki o şimdi?

Aycan:İyi. Bir an beni korkutsada iyi

Melike:Çok mu zor indi ateşi?

Aycan:Evet. Sirkeli bezi defalarca alnına koydum ama ateşi düşmesi gereken yerde dahada çıktı, 40'ı buldu.

-En sondada dayanamayıp duşa soktum zorla, öyle düştü biraz ateşi

-Sonrada uyuyakalmışım göğsünde

Melike:Güzelmiş

Aycan:Ne güzelmiş?

Melike:Göğsünde uyuman

Aycan:Melike sabaha kadar uğraştım ateşinin düşmesi için napayım sonradan içim geçmiş yatmışım ne var bunda?

Melike:Tamam ya bişey demedim. O naptı peki? Uyandığında nasıl karşıladı?

Aycan:Bişey demedi, teşekkür etti sadece.

Melike:Oldu mu peki küçük kaçamak?

Aklıma o yaptığım anlık şey gelmişti.

Flashback

Flashson


Aycan:Olmadı Melike.

-Ayrıca olucağınıda sanmıyom

Melike:Neden?

Aycan:Ateşlendiğinde sayıklıyodu işte beni bırakma Arjin, kızım, seni seviyorum Arjin'im vs gibi şeyler söyledi.

Melike:Arjin'i anladımda kızım ne alaka?

Aycan:Arjin hamileymiş ölmeden önce, işte bir kızları olucakmış ama o gün annesiyle birlikte oda ölmüş

Melike:Çok kötü bir durum bu ya

Aycan:Evet. Kalbine alamıyor kimseyi, alırsa Arjin'e ihanet ediceğini düşünüyor Melike

-Halbuki Arjin, öldüğü gün Barış'a kalbine birini al demiş

-Ama Barış aşktan kaçıyor Melike. Birine aşık olmaktan korkuyor, kaçıyor

-Arjin öldüğünde Barış kalbini küle döndürmek yerine kalbini buzlarla kapatmış.

-Ve ben o kalbi nasıl tekrar alevlendiricem bilmiyom Melike

-O kalbi nasıl onarıcam bilmiyom

Melike:Elbet birgün sana aşık olacak kuzum

Aycan:Bilmiyom Melike

-Neyse Aren yemiştir yemeğini ben gideyim yanına

Melike'nin bişey söylemesine fırsat vermeden odamdan çıkıp Aren'imin odasına girdim.

Aycan:Yedin mi ablacım yemeğini?

Mihra:Yedi Aycan abla, ilacınıda içti

Aycan:Afferin sana aşkım benim

Yanaç şirket

Doruk'tan
Toplantı salonuna gelmiştik. Londra'dan gelen iki adamla bir iş kurucaktık. Umarım sorunsuz geçer.

Daha gelmemişlerdi. Bende önümdeki dosyayı inceliyordum.

Nasuh Ağa:Doruk

Doruk:Efendim dede

Nasuh Ağa:Şimdi bu gelenler ingilizce konuşur çevirmeyi yapabilir misin?

Doruk:Yaparım dede. Biliyorum ingilizce veya İspanyolca

Nasuh Ağa:Azad sende biliyorsun İspanyolca arada sende konuş

Azad:Tamam dede

Adamlar sonunda geldiğinde ayağa kalktık ve el sıkışıp yerlerimize oturduk.

Nasuh Ağa:Bizi kırmayıp geldiğiniz için tekrardan teşekkür ederiz. Malum düğün işleri derken yurt dışına, sizin yanınıza gelemedik.

4 kişilerdi ve önce Azad adamlara dedemin dediğini İspanyolcaya çevirdi:Gracias de nuevo por venir y no decepcionarnos. Como usted sabe, debido a cuestiones de boda, no pudimos ir al extranjero para visitarlo. Pero viniste.

Gürkan:Önünüzdeki dosyada görmüş olduğunuz gibi bir halı üretimcisi olarak güzel bir sunumumuz var.

Doruk:Como puede ver en el archivo que tiene delante, tenemos una bonita presentación como fabricante de alfombras.

Azad:Queríamos mostrarles los diseños dibujados por mi prima Aycan (Kuzenim, Aycan'ın çizdiği tasarımları sizede göstermek istedik)

X:Los diseños son geniales.

Doruk:Tasarımlar süper, dedi dede.

-Nos alegra mucho que te haya gustado (Beğenmenize çok sevindik)

Paylaşıcağım fotoğrafları çizim olarak düşünün

Y:Ese diseño tipo 3D es perfecto

Azad:Şu 3 boyutlu gibi olan tasarım mükemmel, dedi

Doruk:Nos alegra mucho que te haya gustado (Beğenmenize çok sevindik)

Z:Ojalá hubiéramos visto a la persona que dibujó estos hermosos diseños (Keşke bu güzel tasarımları çizen kişiyide görseydik)

Bunu söyleyen adamdan biraz rahatsız olmuştum.

Ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladım:Mi hermano esta casado (Kardeşim evli)

X:Aceptamos asociación

Azad:Ortaklığı kabul ediyorlar, dede

Nasuh Ağa:O zaman hayırlı olsun

AzDor:Felicidades (Hayırlı olsun)

İmzalar atıldığında Azad benim duyucağım bir sesle konuşmaya başladı:Şu genç çocuk, Aycan'a yürüdü mü bana mı öyle geldi?

Doruk:Söylediği şeyi kast ediyorsan eğer bende kıllandım

-Ama evli olduğunu söyledim ya sıkıntı yok. Ayrıca Aycan Barış'ı seviyor amcaoğlu bunu onun gözünde gördüm

Azad'tan
Doruk'un "Aycan, Barış'ı seviyor bunu onun gözünde gördüm" cümlesi beynimde yankılanmaya başlamıştı.

Adamların elini sıktıktan sonra adamları ortaklığımızı kutlamak için bir restoranta yemeğe davet etmiştik.

Bu sefer babamız yaşındaki (X) bir adam, Aycan'ı görmek istemişti.

Doruk'la ben dedeme baktığımızda dedem olumlu anlamda başını salladığında Doruk konuşmaya başladı:Bueno, mi hermana vendrá a cenar esta noche, vendrá con su marido (Peki akşamki yemekte kız kardeşimde olacak, eşiyle birlikte gelir)

X:De acuerdo (Tamam)

Adamlar otele gittiklerinde ben konuşmaya başladım:Bu adam Aycan'a yürüyor olamaz parmağında yüzük var şimdi fark ettim.

Doruk:Aynen bende fark ettim.

Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️

Loading...
0%