Yeni Üyelik
26.
Bölüm

23. Bölüm

@rapunzel_102219

Şarkı:İPKKND - Rabba Ve V4 - Heartbeat (Kalp Atışları)

Satır başı yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ⭐ doldurmayı unutmayın canlar...❤️❤️❤️❤

Barış'tan
Aren bir anda Aycan'la benim elimi buluşturmuştu.

Ben başta çekmek istesemde çekemedim.

Aycan baş parmağını elimin üstünde gezdirdiğinde

ben onun elini biraz daha sıkı tuttum.

Multimedyadaki müziği çalın👇🏻

Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyordu.

Aycan'dan
Barış'ın elini tutmak hoşuma gitmeye başlamıştı.

Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyordu.

Ben ona hiç olmadığı kadar derin bakarken o hala nolduğunu anlamamıştı.

Aren:Kıpırdamayı düşünüyor musunuz?

Aren'imin cümlesiyle kendimize gelip el ele konak kapısından yürüdük.

Ellerimiz sanki birbirine yapışmış gibiydi, ayrılmıyordu. Yada bırakmak istemiyorduk.

Kalbim ise hala atmaya devam ediyodu. Arkama baktığımda Aren arkamızdan geliyodu.

Konak kapısından çıktıktan sonra Aren arkamızdan önümüze geçtiğinde Barış hala elimi bırakmamıştı.
Müzik burda biter👆🏻

Çekiceğini düşünürken çekmemişti.

Arabaya kadar el ele yürüdük. Arabanın önüne geldiğimizde Barış bu sefer benim elimi bırakıp Aren'e kapıyı açtı.

Bende o arada arabaya bindiğimde Barış Aren'in emniyet kemerini bağlayıp kapıyı kapattı ve sürücü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladı.

Yarım saat sonra

Aycan'dan devam
Araba durduğunda geldiğimizi anlamıştım. Emniyet kemerimi çözüp arabadan indim. Sonra arabanın ön tarafından geçip arka kapıyı açtığımda Aren'im uyumuştu.

Uyandırmadan emniyet kemerini çözüp kucağıma alıcakken Barış konuşmaya başladı:Ben alayım mı ister misin?

Aycan:Tamam olur.

Kenara çekildiğimde Barış, Aren'imi kucağına aldıktan sonra bende kapıyı kapattım. Arabaya korumaların biri binip arabayı götürdü.

Bizde konağa girdiğimizde yukarı çıktık. Sonra yatak odasına girdiğimizde Barış, Aren'imi yatağa yatırdı.

Barış:Ben bir lavaboya gidiyorum

Aycan:Tamam

Barış gittiğinde ben Aren'imin ceketini çıkartıp koltuğun üstüne koydum.

Sonra Aren'imin üstünü örtüp alnına bir öpücük kondurdum. Sonrada dolaba yönelip pijamalarımı aldığımda Barış konuşmaya başladı:Sen, kardeşinin yanında yat ben koltukta yatarım

Aycan:Tamam. Ben üstümü değiştirip geliyorum.

Barış:Tamam.

Barış'tan
Aycan lavaboya gittiğinde bende dolaptan bir siyah tişört ve eşofman alıp giyinmeye başladım.

Aycan'dan
Elbisemi çıkarıp pijamamı giydim. Sonrada dişlerimi fırçalamaya başladım.

Barış'tan
Aycan'ın küçük bavulunu merak edip baktığımda kitaplar vardı.

Kahraman Tazeoğlu, Ezgin Kılıç, Miraç Çağrı Aktaş gibi kişilerin kitaplarını okuyordu.

Kahraman Tazeoğlu adlı bir yazarın, Yaralı adlı bir kitabı alıp bavulun kapağını kapattım.

Sonrada koltuğa oturup kitabın kapağını açmadan arka kısmını içimden okumaya başladım:Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın. Seni unutmak hakkım!

-Unutkan biri değilimdir ama sen bende hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak bile güzeldir, bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil...

-Yanlış aşkta doğru aranmaz. Ama yine de oku istiyorum. Cümlelerimde gizlenmiş duygudan ne anladığını benim nasıl yazdığım değil, senin nasıl okuduğun belirler.

-"Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin" diye sordular senden sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, ikincisi giderken ardından baktığım gün. İlkinde aşkın ışığından, ikincisinde gözyaşlarımdan...

-O iki anın arasındaysa hep kapalıydı gözlerim. Aşkına inandığımdan.
Kör değildim, sadece güvenmiştim!

-Not: Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gün. Hadi topla seni benden. Kalbim seni uğurluyor. Al bu yara sende kalsın. Artık beni acıtmıyor.

-Şiirleri ve romanlarıyla kalplerinize dokunan Kahraman Tazeoğlu, "Yaralı" ile sizi yine duygusal bir yolculuğa davet ediyor.

Aycan:Okumadım ama arka kapağından anladım güzel olduğunu

Bir an boşluğuma geldiğinde korkmuştum.

Aycan:Özür dilerim, korkutmak istemedim.

Barış:Sorun değil, öyle bir anda benim boşluğuma geldi.

-Bu arada izinsiz aldım bavulundan..

Aycan:Sorun değil. İstediğini okuyabilirsin

Barış:Tamam o zaman aldım bunu.

Aycan:Tamam.
Aycan bunu söyledikten sonra yatağa geçip yattı.

Bende oturduğum yerden kalkıp tam ışığı kapatıcakken Aycan konuşmaya başladı:Kitap okuycaksan ışığı söndürme

Barış:Rahatsız olma ışıktan

-Yani tamam karanlıktan korkuyorsun biliyorum ama..

Aycan:Olmam merak etme. Hem Aren'de korkar karanlıktan.

Barış:İyi tamam o zaman söndürmem ışığı. Ama sen rahatsız olursan söyle yinede

Aycan:Tamam.

Aycan yattığında bende koltuğa geri yattım. Aycan arkasını dönüp Aren'e sarıldı, Aren'de ablasına sarıldı.

Hatta doğrulup başını Aycan'ın omzuna koydu, birbirlerine sarılarak uyudular.

Bende sesimi çıkarmadan elimdeki kitabın ilk sayfasını açıp okumaya başladım.

Yarım saat sonra

Barış'tan
Kitabı okumayı bırakıp Aycan'lara baktığımda Aycan'ın üstü açıktı. Aren sırt üstü yatmış Aycan'ın kolunu tutuyordu.

Kitabı açık ters bir şekilde koyup ayağa kalktım ve Aycan'ın üstünü örttüm. Koltuğa geri yatıp kitabı okumaya devam ettim.

Sabah saat 11:30

Aycan'dan
Gözlerimi açtığımda Aren'im yanımda mışıl mışıl uyuyordu hala.

Aren'imi uyandırmadan yataktan kalktığımda koltukta uyuyan Barış'a baktığımda hala uyuyordu.

Üstündede kitap vardı, kitabı okurken uyuyakalmış. Üzerindeki kitabı sessizce alıp komidin üstüne koyduğumda Aren'im uyanmıştı.

Sessiz bir şekilde konuşmaya başladım:Ablacım ses çıkarma, Barış abin uyuyor, uyanmasın geç yatmış çünkü

Aren sadece olumlu anlamda başını sallamıştı.

Aycan:Şimdi lavaboya gidicez öyle giyinicez anlaştık mı paşam?

Aren:Hıhı

Aren'im yataktan indiğinde ben ona kıyafetlerini verdim. Sonra kendim kıyafet alıp lavaboya girdik.

İlk Aren'imin tişörtünü çıkartırken konuşmaya başladım:Ağrın yok dimi aşkım?

Aren:Göğsüm acıyor biraz

Aycan:İlaçlarını almıştım. Yemekten sonra içersin aşkım.

-Ama yemekten önce ağrı kesicini içilebilirim aşkım

Aren'imin tişörtünü kafasından geçirdiğimde konuşmaya başladı:Onun tadı çok kötü ama abla.

Tişörte kollarını geçirirken konuşmaya başladım:Tadı kötüde olsa o senin ağrılarını kesicek aşkım.

Aren:İçmek istemiyorum ben onu calpolu içmek istiyorum

Pantolonunu giydirirken konuşmaya başladım:Aşkım istesende istmesende o şurubu içiceksin

Aren:Offf

Aycan:Hadi ses yapmadan çık lavabodan odada beni bekle geliyorum ben hemen üstümü değiştirip

Aren:Tamam abla

Aren'im lavabodan çıktığında kapıyı kapattım ve üstümü giyinmeye başladım.

Barış'tan
Uyanmıştım. Hayatımda ilk defa kabuslar görmeden uyuyup uyanmıştım.

Solunda saat, sağında bileklik


Yeşil bir gömlek, siyah bir pantolon giydikten sonra Aren lavabodan çıkmıştı.

Barış:Günaydın küçük ağa.

Aren:Günaydın Barış abi

Barış:Ablan nerde?

Aren:Banyoda giyiniyor

Barış:Tamam, biz aşağıya inelim mi hadi? Ablanda giyinince gelir

Aren:Tamam olur

-Bişey sorucam Barış abi?

Barış:Sor bakalım

Aren:Sen neden koltukta uyudun?

Barış:Ablanla rahat uyuyun istedim o yüzden koltukta uyudum.

Aren:Dün yaptığım şeyde bana kızdın mı?

Barış:Neyde?

Aren:Hani ellerinizi tutuşturdum ya ona kızdın mı?

Barış:Yooo kızmadım.

Aycan lavabodan çıkmıştı. Bende Aren'e bakıp konuşmaya başladım:Şimdi sen koşmadan aşağıya in, ben ablana özel bişey söyliycem sonra gelicez

Aren:Tamam Barış abi

Aren odadan çıkıp gittiğinde ben Aycan'ın sol eline baktığımda yüzük parmağındaydı.

Çıkarmadığına sevinmiştim.

Barış:Yüzüğü çıkarmamışsın.

Aycan:Madem evliyiz o zaman bu yüzükte parmağımdan çıkmıycak Barış ağa

Barış:Peki.

Aycan:Başka bişey yoksa Aren'in yanına gideyim ben

Aycan'dan
Barış:Gidelim.

Ben hiçbir şey söylemeyip tam gidicekken Barış konuşmaya başladı:Aycan?

Arkamı dönüp Barış'a bakıp konuşmaya başladım:Herr (efendim)

Barış:Nichts, einfach so (yok bişey, öylesine)

-Neyse hadi gidelim.

Barış sol elini önden buyur anlamında kaldırdığında ben kapıdan çıktım, o da benim arkamdan geliyodu.

Odadan çıkıp üst kata tam çıkıcakken Aren merdivenlerden koşarak gelirken ben nolduğunu anlamamıştım.

Aren'im bacaklarıma sarıldığında ben onu kendimden uzaklaştırıp önüne çöktüm ve elimi yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Noldu ablacım?

Aren:Abla gidelim burdan

Barış:Küçük ağa, bize nolduğunu söyler misin?

Aren:Gözleri korkunç olan bir kadın bana bağırdı

Kim olduğunu anlamıştım. Barış'a baktığımda o da anlamış olucak ki sinirlenmişti.

Çömeldiği yerden kalkıp hızla yukarı çıkarken konuşmaya başladım:Ablacım hadi gidiyoruz.

Aren:Burdan mı?

Aycan:Hayır. Barış abinin peşinden

Aren:Hayır abla, ben burdan gitmek istiyorum

Aycan:Ablacım, Barış abine güven tamam mı?

Aren:Sen güveniyor musun?

Aycan:Güveniyom ablacım.

-Hadi gel

Aren'imin elini tutup yukarı çıktığımızda Barış ayakta Azize hanımı uyarıyordu:Babaanne ne Aren'e nede Aycan'a bağırmıycaksın

Azize hanım:Barış..

Barış:Bağırmıycaksın babaanne

Azize hanım:Bu çocuk nereden çıktı?

Barış:Bir yerden çıkmadı babaanne. Sadece dün gece evinde korkmuş, getirdik o kadar.

-Ayrıca Aren istediği kadar burda kalacak kimsede karışmayacak

Azize hanım:Barış oğlum noluyor sana? Bu kız bizim düşmanımız.

Barış:Düşanımda olsa, Aycan benim karım babaanne.

-Aren'de onun kardeşi ve Aren'in yeri ablasının yanı

-Aycan hadi oturun.

Aren'im bana baktığında olumsuz anlamda başını sallayıp tuttuğu elimi çekiştirmeye başladı.

Aycan:Ablacım dur.

Sol elimi yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Ben yanındayken kimse sana bişey yapamaz aşkım

Halis Ağa:Küçük ağa hayde sofraya

Aycan:Hadi bitanem. Ben burdayım ablacım hadi

Aren'im sonunda ikna olup sofraya oturmuştu. Barış bu sefer Mihra'nın yanına geçmişti.

Aren'imde Barış'ın oturduğu yere oturduğunda Halis Ağa "Afiyet olsun, buyrun" dediğinde ben Aren'imin tabağına birkaç masadakilerden koydum.

Aslı, Mihra ve Aren için portakal sularını getirdiğinde bardaklarına koydu.

Aren'im usulca yemeğini yerken bende yemeye başlamıştım.

Mihra:Aren, yemeğimizi yedikten sonra ebelemece oynayalım mı?

Aren:Ben koşamam ki, dikişlerim var

Mihra:Unuttum özür dilerim

Aren:Sorun değil

Barış:Ebelemece oynuyamazsınız ama boyama yapabilirsiniz bitanem

Mihra:Tamam olur.

Aren:Olur Barış abi

Barış Murat ve Aren gördüğüm kadarıyla baya güzel anlaşmışlardı. Buda beni mutlu etmişti.

Hamide hanım çay servisi yaparken konuşmaya başladım:Ablacım geçti mi ağrın?

Aren:Biraz.

Aycan:Ben ağrı kesicini alıp geleyim

Hamuş (Hamide):Sen otur güzel kızım ben alır gelirim.

Aycan:Tamam o zaman. Yatak odasında Aren'in ayılı çantasının ön gözünde, sadece şurubunu getirir misiniz?

Hamuş (Hamide):Tamam hemen getiriyorum güzel kızım

Barış:Hamuş, sen yorulma Aslı sen git al

Aslı:Tamam Barış Ağam

Hamuş (Hamide):Bende o zaman bir su getireyim

Hamuş gittiğinde Aren konuşmaya başladı:Abla o şeyin tadı çok kötü

Aycan:İstesende istemesende içmek zorundasın ablacım en azından ağrıların geçene kadar ablacım

Halis Ağa:Ne ilacı bu Aycan kızım?

Aycan:Doktoru verdi birkaç ilaç, bide ağrısı olursa diye bir ağrı kesici şurup verdi. Ama onunda tadı kötüymüş

Halis Ağa:Benimkilerden kötü olamaz küçük ağa

Aren:Sende mi içiyorsun, benim içtiğim şeyden?

Halis Ağa:Seninkinden değil ama benimkiler senin içtiklerinden daha beter

Aren'imin çenesi ilk defa bu kadar çok açılmıştı.

Aren:Senin neyin var?

Halis Ağa:Tansiyonum var çocuk, yaşlandık artık

Barış'tan
Aren:Geçmiş olsun

Aren'in bir anda çenesi açılmıştı.

Dedem sofrada çok fazla konuşmazdı ama Aren'le muhabbeti koyulaşmıştı.

Aren portakal suyundan içerken Aslı gelmişti.

Aslı:Aycan hanım getirdim.

Aycan:Tamam teşekkür ederim.

Aslı:Ne demek.

Aycan:Sen git ben hallederim

Aslı:Tamam hanımım. Ağam bir isteğiniz var mı?

Halis Ağa:Yok Aslı gidebilirsin

Aslı hiçbir şey söylemeyip başını öne eğip gittiğinde Aren konuşmaya başladı:Ağrım geçti abla

Aycan:Geçmedi bence. Sen ilacı içmemek için bahane uyduruyon

Aren:Offf

Aycan, Aren'e şurubu içirdiğinde Aren yüzünü buruşturdu.

Barış:Mihra'm hadi güzelim siz odaya geçin boyama falan yapın

Mihra:Tamam abi, Aren gidelim mi?

Aren:Gidelim.

Aycan:Biraz sonra diğer ilaçlarınıda içircem ablacım tamam mı?

Aren:Tamam abla

Aren ve Mihra, Aslı'yla gitmişti.

Yanaç Konak

Asiye'den
Kahvaltıyı yapmıştık. Nasuh Ağa, Doruk'un babası, amcası ve Doruk şirkete gitmişlerdi.

Yaren ve Handan yengede ana kız dışarı çıkmışlardı. Bende konaktaydım. Terasa çıktığımda Feraye tek başına oturuyordu.

Asiye:Feraye iyi misin?

Feraye:İyiyim ya sıkıntı yok

Asiye:Emin misin bişeye sıkılmış gibisin

Feraye:Sorun Yaman ya

Asiye:Anlatmak istersen nolduğunu dinlerim

Feraye:Aramalarıma dönmüyor

-Aramaları geçtim, mesajlarıma dahi cevap vermiyor

Asiye:Kavga mı ettiniz?

Feraye:Hayır. Bir iş yüzünden şehir dışına çıktı ama ulaşamıyorum

Asiye:Yoğunsa dönememiştir sana. Döner birgün merak etme

Feraye:Korkuyorum Asiye.

-Bişey olmamıştır dimi?

Asiye:Olmamıştır merak etme.

Feraye:Offff içimde sıkıntı var, kalbim sıkışıyor

Asiye:Tamam bir sakin ol. İşi bittiğinde döner sana

Feraye'den
Sehpanın üstündeki telefonum çalmaya başladı. Hemen telefonu elime alıp ekrana baktığımda Yaman bey sonunda arıyordu.

Asiye:Yaman mı arayan?

Feraye:Evet.

Asiye:Tamam ben gidiyorum, sen aç hadi

Feraye:Tamam.

Asiye gittiğinde telefonu açıp sinirli bir şekilde konuşmaya başladım.

Telefon görüşmesi
Ay ışığım🤍:Nerdesin sen Yaman?

Sevgilim❤️:İstanbul'dayım bitanem, anca geçtim otele

Ay ışığım🤍:Arıyamıyorsan bir mesaj atabilirdin Yaman.

-Bir mesaj atmak bu kadar mı zor Yaman?

-Ne kadar korktum sana bişey oldu diye haberin var mı?

Sevgilim❤️:Güzelim özür dilerim

Ay ışığım🤍:Özür dilemen korkumu almıyor Yaman

Sevgilim❤️:Bebeğim gerçekten çok özür dilerim. Bidaha böyle bişey olmıycak söz veriyorum

Ay ışığım🤍:Hele bir olsun seni gelir boğarım Yaman

Sevgilim❤️:Yalnız benden haber alamazsan ölmüşüm demektir

Ay ışığım🤍:Yamaaan beni sinir etme. Ölüm mölüm nasıl konuşuyorsun sen?

Sevgilim❤️:Dalga geçiyorum ay ışığım benim

Ay ışığım🤍:Yamaaan

Sevgilim❤️:Tamam sustum. Seni çok özledim ay ışığım

Ay ışığım🤍:Bende seni çok özledim

Sevgilim❤️:Yumuşadık sanki biraz

Ay ışığım🤍:Bana saçma sapan şakalar yapmadığın sürece ve telefonlarımı açmamazlık yapmadığın sürece sıkıntı yok Yaman Ağa.

Sevgilim❤️:Binlerce kez özür dilerim güzelim

Ay ışığım🤍:Yaman gerçekten iyisin dimi?

Sevgilim❤️:İyiyim meleğim benim.

Ay ışığım🤍:Bidaha beni habersiz bırakma tamam mı?

Sevgilim❤️:Tamam meleğim benim

Ay ışığım🤍:Ne zaman dönüceksin?

Sevgilim❤️:Yarın dönücem güzelim, uçağın saatine göre ya gece orda olurum yada sabaha karşı

Ay ışığım🤍:İyi tamam. Dikkat et kendine

Sevgilim❤️:Sende ay ışığım. Herşey yolunda dimi?

Ay ışığım🤍:Yolunda sevgilim

Sevgilim❤️:Aren iyi dimi?

Ay ışığım🤍:İyi, Aycan'ın yanında

Sevgilim❤️:Aycan konakta mı?

Ay ışığım🤍:Değil, dün gece Aren bir kabus gördüde işte Aycan'la gitti

Sevgilim❤️:Hımm

Ay ışığım🤍:Artık gelince bana bir evlenme teklifi edersin Yaman Ağa

Sevgilim❤️:Edicem meleğim. Hele ben oraya bir geleyim en güzel şekilde evlenme teklifi edicem sana.

Ay ışığım🤍:İyi bakalım.

Sevgilim❤️:Feraye, hayatım benim kapatmam lazım, Berkay arıyor beni

Ay Işığım🤍:Tamam sevgilim. Seni çok seviyorum sevgilim

Sevgilim❤️:Bende seni çok seviyorum ay ışığım

Telefon kapanır

Yaman telefonu kapatmıştı.

Sesini duymak beni rahatlamıştı. En azından içimdeki o korku geçmişti.

Yağcı Konak

Aycan'dan
Barış, dedesi ve babasıyla birlikte şirkete gitmişti ve daha gelmemişti. Mihra'ya annesiyle birlikte Asiye'nin yanına gitmişti.

Bende, Aren'imle yatak odasındaydık. Aren'im bacağımda yatarken bende onun saçını okşuyordum.

Aren:Abla dün gece bana kızdın mı?

Aycan:Neden kızayım ablacım?

Aren'im yüzünü bana dönerek konuşmaya başladı:Hani ben dün gece sizin ellerinizi tutuşturdum ya o yüzden

Aycan:Ben sana istesemde kızamam aşkım

Aren:Peki Barış abim kızmış mıdır?

Aycan:Kızmamıştır. Hem kızsa belli ederdi.

Aren:Abla, Barış abimi seviyor musun?

Aycan:Seviyorum ablacım.

Aren:Barış abime seni sevip sevmediğini sordum cevap vermedi.

Aycan:Seni küçük yaramaz dün gece o yüzden mi ellerimizi tutuşturdun

Aren:Evet.

Aycan:Ablacım benim eğer biri, birini sevdiğini söylemiyorsa bunu dile getirmek istemiyordur.

Aren:Ama sen onu sevdiğini söylüyorsun.

Aycan:Evet ama o bunu bilmiyor. Ayrıca bazen birini sevmek zorunda değilsin bitanem

Aren:Sen ne kadar seviyorsun Barış abimi?

Aycan:Senden çok olmadığı kesin aşkım.

Aren:Bende seni çok seviyorum ablacım

Tuttuğum ele bir öpücük kondurduğumda Aren'im konuşmaya başladı:Abla Ateş abim ne zaman çıkıcak?

Aycan:Yarın çıkıcak aşkım

Aren:Ben abimi çok özledim abla.

Aycan:Bende çok özledim ablacım

Dışardan Zeyd'in sarhoş sesi gelmişti.

Avlu

Yazardan
Zeyd:AYCAAAAN ÇIK DIŞARIIII

Azize hanım:NE BAĞIRIRSIN? KİMSİN SEN?

Zeyd:Oohooo selamünaleyküm hayırlı akşamlar, siz kimdiniz?

Azize hanım:Asıl sen kimsin?

Zeyd:Afedersiniz ben tanıtayım kendimi size. Ben Zeyd Günay.

-Ahanda bu konakta yaşayan güzeller güzeli kızın sevgilisiyim

Aycan'dan
Aren'ime odada kalmasını söyleyip dışarı çıktım. Ardından merdivenlerden inerken Zeyd saçma sapan şeyler söylüyordu.

Azize hanım duyduklarına inanamamış bir vaziyette Zeyd'e ters ters bakarken ben konuşmaya başladım:Eski sevgilimdin, artık o bile değilsin

Zeyd:Oohooo güzelliğiyle kalbimi kasıp kavuran aşk ateşimde geldi

Karşısında durup konuşmaya başladım:Zeyd saçma sapan konuşma, defol git şurdan

Zeyd:Kavurmuyor musun beni ateşinle?

Aycan:Jetzt werde ich dich in diesem feuer rösten (Ben şimdi kavurucam seni.)

Zeyd:Kavur be güzelim, kavur. Gel hatta burda kavur beni. Eskisi gibi olalım hayatımın kadını

Aycan:Zeyd sarhoşsun defol git burdan.

Zeyd:Bişey sorucam bu kadın niye ters ters bakıyor?

Ben hiçbir şey söylemeyip Azize hanıma baktığımda gerçekten ters ters bize bakıyordu.

Aycan:Defol git Zeyd

Zeyd:Sen o ağa bozuntusuyla abini kurtarmak için evlendin

Aycan:Seni ilgilendirmez, defol git artık burdan

Zeyd:Gidicem ama seninle

Serkan:Şşşş bana bak bu sarhoş halinle girmene izin verdik, ama hanımağayı hiç bir yere götüremezsin

Zeyd:Oohoo hanımağa demek. Bildiğim kadarıyla bu ağanın dedesi ölmedi sen hangi ara hanımağa oldun?

Aycan:Seni ilgilendirmez. Defol git şurdan

Zeyd:Yürü

Zeyd benim sol bileğimi tuttuğunda ağzımdan küçük bir inilti çıktığında konağın kapısı açıldı.

İçeri ilk Halis Ağa girdiğinde konuşmaya başladı:Sende kimsin?

Zeyd:Bendeniz Zeyd Günay, memnun oldum tanıştığıma.

Aycan:Zeyd..

Barış'tan
Zeyd, Aycan'ın sol bileğini tuttuğunu gördüğümde konuşmaya başladım:Bırak karımın bileğini

Zeyd:Beklenen kişide geldi. Ama sen benimle geliyorsun. Burdan çıkamazsak elbet bu konağın başka bir kapısı vardır.

Aycan:Zeyd bileğimi bırak, seninle hiçbir yere gelmiyorum.

Zeyd:Onu sevmediğini biliyorum

Aycan:Onu sevip sevmediğim seni ilgilendirmiyor Zeyd

Zeyd:Yürü gidiyoruz.

Barış:BIRAK KARIMIN BİLEĞİNİ

Zeyd:Sen, Aycan'ı sevmiyorsun, seviyormuş numarası yapma

Barış:Sevsemde sevmesemde Aycan benim karım. Şimdi bırak karımın bileğini

Zeyd:Bırakmıyorum, napıcaksın?

Ben tam belimdeki silahı çıkarıcakken Aycan konuşmaya başladı:Barış dur.

Zeyd:Sen hala bana aşıksın

Aycan'dan
Bileğimdeki elden sonunda kurtulup konuşmaya başladım:Ben sana aşık maşık değilim. Tamam bir zamanlar sana aşıktım. Ama artık değilim.

-Benim sana olan aşkım o gece bitti Zeyd Günay, beni aldattığında bitti.

Zeyd:Anlık bir hataydı

Aycan:Von welchem ​​fehler redest du, ıdiot? (Sen ne hatasından bahsediyorsun gerizekalı?)

Zeyd:Şşşşş

İşaret parmağını kaldırıp

sözüne devam etti:Beni hala seviyorsun

Aycan:Sevmiyorum defol git

Zeyd:Gözlerin öyle demiyor ama.

Aycan:Yanlış görüyon

Zeyd yine sol bileğimi tutup konuşmaya başladı:Buranın arka kapısından çıkıp gidicez yürü

Zeyd beni peşinden sürükleyip götürürken ben direnip konuşmaya başladım:Ya bırak gelmiycem seninle

Barış gelip boştaki elimi tutup konuşmaya başladı:Karımı bırak yoksa beynini patlatırım.

Zeyd:Asıl sen bırak Aycan'ın elini

Barış:Aycan artık benim karım.

Zeyd:Lan yürü git. Sevmiyorsun zaten Aycan'ı

Barış:Son kez söylüyorum karımın bileğini bırak

Aycan:Zeyd bırak canımı acıtıyon

Barış zar zor sonunda Zeyd'ten bileğimi kurtardığında Zeyd konuşmaya başladı:Bırakmıyorum lan Aycan'ı

Barış:Bas git, Aycan'sız

Zeyd:Aycan'ı almadan gitmiyorum

Azize hanım:Barış bırak götürsün, yakında da boşanırsınız bu kızla

Barış:Babaanne, karımı kimse götüremez

Zeyd:Eh yeter be çok uzadı bu mesele

-Yürü sende

Zeyd yine sol bileğimi tuttu ve bu sefer beni ön kapıya doğru sürüklerken ben konuşmaya başladım:Zeyd bırak beni, gelmiycem seninle hiçbir yere.

-YA YETER BIRAK BİLEĞİMİ

Sonunda bileğimdeki elden kurtulup konuşmaya başladım:Ne istiyorsun? Ne duymak istiyorsun benden?

-Barış'ı sevip sevmediğimi mi öğrenmek istiyon?

Zeyd susmuştu. Bense gözlerimi hiç ondan ayırmadan konuşmaya başladım:İyi o zaman söyleyeyim.

Barış'tan
Aycan, Zeyd'in gözlerinin içine bakarak "seviyorum" demişti. Zeyd hiçbir şey söylemeyip sadece Aycan'a sinirli bir şekilde bakıyordu.

Aycan:Duymak istediğin şey bu muydu? Buysa eğer duydun. Seviyorum Barış'ı.

-Şimdi defol git burdan. Bidahada ne benim nede Barış'ın karşısına çıkma

Zeyd:Anlık yaptığım hata yüzünden hayatını bitiriyorsun

Aycan:Ben hayatımı bitirmedim Zeyd. Aksine herşey daha yeni başlıyor.

-Sen beni yalanlarınla uyuturken Barış çıktı geldi ve gözümü açtı.

-Ve biliyor musun? Barış senden daha güvenilir biri.

Zeyd, Aycan'ın son söylemine kızmıştı.

Bende ona bişey yapmasından korktuğum için konuşmaya başladım:Aycan

Aycan arkasını dönüp bana baktığında konuşmaya başladım:Hadi sen yukarı Aren'in yanına çık

Aycan:Tamam.

Aycan anlık bir korkuyla Zeyd'e baktığında hızla yanıma geldi ve sol elimi tutarak konuşmaya başladı:Sakın delice bişey yapayım deme. Sarhoş olduğu için sana bişey yapmasından korkuyom

Barış:Tamam sen çık yukarı

Aycan:Barış lütfen ben ciddiyim

Barış:Tamam çık hadi

Aycan'dan
Barış'a şuan hiç güvenmiyordum. Korkak adımlarla merdivenlere ilerlediğim sırada silah patlamıştı. Ben silahın patlamasıyla küçük bir çığlık atıp olduğum yerde çakılı kalmıştım.

Arkamı döndüğümde Zeyd silahını Barış'a doğrultulmuş bekliyordu.

Barış'tan
Aycan "Zeyd dur saçmalama" diyip arkamdan önüme geçicekken ben önüme geçmeden ona engel olup arkama aldım.

Barış:Arkamda kal

Aycan'dan
Barış beni korumaya aldığında ben korku dolu gözlerimle Barış'a bakmaya başladım. Barış bana yan gözle baktığında Zeyd konuşmaya başladı:Aycan yanıma gel

Barış:Aycan seninle hiçbir yere gelmiycek.

Zeyd:Aycan gel yoksa bu silahtan çıkan kurşun onun göğsünü delip geçer, göğsünü delmeklede kalmam beynini patlatırım

Zeyd dediğini yapar mı?

Soruya cevaplarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️

Loading...
0%