Yeni Üyelik
6.
Bölüm

4. Bölüm

@rapunzel_102219

Satır başı yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ⭐ doldurmayı unutmayın canlar...❤️❤️

Yağcı konak

Yazardan
Mutfakta çalışan iki hizmetçi kahvaltıyı hazırlarken konağın neşesi olan Mihra üzüntülü bir şekilde sandalyede oturur.

İçeri giren Rıza konuşmaya başlar:Aslı, banada iki yumurta kırar mısın? Düğün stresine girilecek yiyemem.

Aslı:Yaptım bile, hemde menemen yaptım acılı

Rıza:Harikasın be

Aslı:Yumurtaları daha yeni kırdım biraz beklemen lazım

Rıza:Tamam.

Hanife:Eee Rıza, sende yok mu?

Rıza:Güzel kız çıkmıyor karşıma.

Hanife:E bir bak bakalım sağına soluna belki vardır.

Rıza:Nasıl bakayım? Burdan çıkmıyorum ki. Ayrıca daha karşıma istediğim kişi çıkmadı.

Hanife:Hani belki vardır

Rıza:Kim? Varsa söyle alayım hemen

Aslı menemen tavasını Rıza'nın önüne biraz sert koyarak arkasını dönüp gider.

Rıza:En güzel kız ahanda burda.

Rıza işaret parmağıyla Mihra'nın yüzünü kaldırdığında

Mihra iç çeker.

Rıza:Kız noldu sana bir anda?

Aslı ve Hamide masanın yanına gelir.

Aslı:Oy kurban olurum ben sana, o boncuk yaşlar ne?

Hamide:Noldu kuzum? Anlat hadi

Mihra:Söylemem. Söylersem gülersiniz

Hanife:Söyle gülmiycez

Mihra:Doruk'la ben evlenmek istiyordum. Ama ablama ayıp olur diye söylemiyordum.

Aslı hariç hepsi gülmeye başladıklarında Mihra

Hamide'ye bakar. Sonrada önüne dönüp

konuşmaya başlar:Yaaa gülüyorsunuz işteeğ

Hanife:Biz hiç güler miyiz sana Mihra hanım (Mihra'nın elini tutup elinin üstüne bir öpücük kondurup) kız sevdalandın mı sen?

Mihra:Doruk, benim imkansız aşkım.

Yine Aslı hariç diğerleri hafif kıkırdarken içeri Asiye girer ve konuşmaya başlar:Neye gülüyorsunuz siz?

Hanife:Küçük hanım sevdalanmış seninkine

Mihra:Yaaağ niye söylüyorsun? Kızıcak şimdi bana

Asiye:Ablacım ben sana hiç kızar mıyım?

Mihra:Kızmaz mısın?

Asiye:Kızmam tabi.

Hamide:Hadi gel biz odana gidelim gelinliğini giyelim

Asiye:Gelinlik mi aldın sen ablacım?

Mihra:Hıhı, babaannem aldı.

Asiye:Tamam giy bakalım. Ama üstünde kalmasın yemek yerken kirletirsin

Hamide:Giyip çıkartırız ablası

Mihra:Hıhı

Hamide ve Mihra mutfaktan çıkıp giderler. Asiye'de dolaptan bir bardak alıp sürahiden bardağıma biraz su koyup içer.

Asiye'den
Bardağı yıkayıp aldığım yere koyduğumda telefonum çalıyordu. Telefonu elime alıp baktığımda Doruk arıyordu.

Mutfaktan çıktım ve avludaki koltuğa oturup telefonu açtım.

Telefon görüşmesi
Aşkım❤️:Prensesim napıyorsun?

Prensesim🤍:Bişey yapmıyorum. İşte kahvaltının hazır olmasını bekliyorum. Kahvaltıyı yapıp size gelicez dedem öyle söyledi

Aşkım❤️:Tamam güzelim. Herşey yolunda dimi? Abin bişey dedi mi?

Prensesim🤍:Abim dün gece eve gelmedi. Nerde kaldı bilmiyorum. Dünkü olay sinirini bozdu

Aşkım❤️:Olabilir güzelim

Prensesim🤍:Sende durumlar nasıl? Aycan kızgın mı sana?

Aşkım❤️:Kızgın olmadığını söyledi ama kırgın bana biraz. Yüzünden okuyabiliyorum bunu

Prensesim🤍:Hem abimin hemde Aycan'ın hayatını bitirdik.

Aşkım❤️:Biliyorum güzelim. Bencilce davrandık ama bunu yapmasaydık ben senin başkasıyla evlenmene göz yumucaktım

Prensesim🤍:Biliyorum Doruk. Ama keşke bunuda yapmasaydık.

Konağın kapısı açılır ve içeri Barış girer

Prensesim🤍:Abim geldi sonra konuşuruz kapatıyorum ben

Asiye Doruk'un bişey söylemesine fırsat vermeden telefonu kapatır

❄️❄️❄️❄️❄️❄️

Abimin konak kapısından girdiğini gördüğümde Doruk'a "abim geldi sonra konuşuruz kapatıyorum ben" diyip Doruk'un bişey söylemesine fırsat vermeden telefonu yüzüne kapattım.

Abim karşımda sinirli bir şekilde dururken ben ayağa kalktım. Ama abimin yüzüne bakmıyordum.

Barış:Değdi mi bunu yaptığına? Değdi mi o kızında benimde hayatımızı kararttığına değdi mi?

Ben susuyordum.

Abim bir anda bağırdığında irkilmiştim:SORUMA CEVAP VER ASİYE. DEĞDİ Mİ BUNU YAPTIĞINA?

Asiye:Özür dilerim abi

Yazardan
Barış kızgın bir ses tonuyla konuşmaya başlar:Özür dilemen zamanı geri almıyor, bu verilen kararı değiştirmiyor Asiye.

Asiye:...

Barış:ASİYE SUSMA BİŞEY SÖYLE AMA SUSMA.

Asiye:Özür dilerim

Barış:Söyleseydin bana. Madem o herife aşık oldun söyleseydin bana.

Asiye:Boran abimin ölüm haberi gelmeden önce söyliycektim sana.

-Ama sonra onlarla aramıza düşmanlık girdi.

Barış:Sizde bu yüzden kaçtınız öyle mi?

Asiye:Hayır abi. Bu yüzden kaçmadık

Barış:Neden kaçtınız o zaman? Birbirinizi sevdiğiniz için mi?

Asiye:Hem ondan hemde siz beni başkasına, tanımadığım birine vericektiniz

Barış sağ elini yumruk yapıyordu. Ve yumruğunu gereğinden fazla sıkıyordu.

Hala sinirli çıkan bir sesle bağırır:SÖYLESEYDİN BANA, BEN SENİN BU KONUDA ARKANDA DURURDUM ASİYE

Asiye'den
Haklıydı. Abim benim bu konuda arkamda dururdu.

Asiye:O an onu düşünemedim abi.

-Siz beni hiç tanımadığım birine verme kararı aldığınızda ben...

Barış:İkna ederdim dedemi Asiye.

-Edemezsem bile arkanda olurdum, git derdim, nerde mutlu oluyorsan oraya git derdim

Abim bunu söylerken ben ona baktım.

Barış:LAN BEN SENİN İÇİN TÖREYİ ÇİĞNERDİM.

-SONUNDA ÖLÜCEĞİMİ BİLSEM YİNEDE BEN SENİN İÇİN TÖREYİ ÇİĞNERDİM, SENİN MUTLULUĞUN İÇİN, SENİN CANIN İÇİN BEN ÖLMEYE RAZIYDIM.

Ben yine susuyordum. Ağlıyan gözlerimle abime bakıp dudaklarımı birbirine bastırdım.

Barış:Ama sen naptın Asiye? Sen bırak töreyi çiğnemeyi, sen beni çiğneyip geçtin.

-Benim hayatımı s...

Susmuştu. Cümlesini tamamlamamıştı ama küfür ediceğini anlamıştım. Arkasını dönüp ellerini ensesinde bağladı.

Sonra arkasını dönüp ellerini indirip konuşmaya başladı:Sonuç ölümle olsaydı, ben seni vuramazdım. Kendi kafama sıkar yinede seni öldürmezdim.

-Yapamazdım bunu. Ama sen beni öldürdün Asiye. Sen beni berdelle öldürdün.

-Sen ve Doruk, beni ve onu öldürdünüz.

Asiye:Abi..

Barış:Çık git odana yoksa kalbini daha fazla kırıcam. İstemediğim şeyi yapıcam çık git odana

Ben sesimi çıkarmadan hızla merdivenlerden çıkıp konağa girdim.

Barış'tan
Yukardan gelen annem tam karşımda durup konuşmaya başladı:Oğlum nerdeydin dün gece?

Barış:Bir arkadaşta kaldım anne.

Aslında yalan söylemiştim. Ama doğruyu söyleseydim, beni sorguya çekicekti. Neden orda kaldın? Vs gibi sorular sorucaktı bu yüzden yalan söylemiştim

Arzu anne:Asiye ağlıyarak çıktı. Dünkü olayın hıncını Asiye'den çıkardın dimi?

Barış:Hıhı. Neyse ben gidiyorum

Arzu anne:Nereye oğlum?

Barış:Beko'yla buluşucam. Dedeme söylersin gitmek istemiyormuş Yanaç konağına dersin.

Arzu anne:Oğlum derim demesinede, kızar deden.

Barış:Bişey diyemez. Babaannemle halledersiniz.

Arzu anne:Tamam bari üstünü değiştir oğlum, bir duş al rahatla

Barış:Tamam

Konağa girip kendimi odama attım. Sonrada kıyafetlerimi ayarlamaya başladım.

Yanaç konak

Aycan'dan (en baş köşede Nasuh Ağa, onun sağ tarafında Yaren karşısında Aycan oturuyordur.

Aren, Aycan ve Doruk'un ortasında, Azad Doruk'un yanında oturuyordur

Handan Yaren'in yanında, Cihan karısının yanında, Feraye babasının yanında, Gürkan'da, Nasuh Ağa'nın tam karşısında oturuyordur)

Aycan'ın giydiği

Aycan'ın ayakkabısı

Yaren'in saçı hep böyledir

Aycan'ın saçını bir önceki bölüme koyduğum için koymadım

İki fotoğraftada işaretli olanlar yoktur

(Not:Masada olmayan ama bizim soframızda olan..

Menemen, ortaya karışık domates biber salatalık olan bir salata, peynir çeşitleri var ama yinede ne olduğunu yazmak istedim, peynir çeşitleri ; çeçil, örgü, dil, normal beyaz peynir, salam, yufkadan yapışmış iki çeşit börek ; kıymalı ve ıspanaklı börek, pankek, reçel çeşitleri ; portakal, üzüm, vişne, çilek ve bal, ceviz ayrı tabakta ve biber salçası ve domates salçası vardır. Ayrıca olmazsa olmaz ketçap ve mayonezde vardır)

Kahvaltıya oturmuştuk. Dedemi bekliyorduk. Hiçbir zaman ne kahvaltıyı nede akşam yemeğini dedem gelmeden başlamamıştık.

Yaren benim karşımda oturuyordu. Bana ters ters bakıyordu.

Sebebini çok iyi biliyordum. Sebep o çocuktu. Benim onunla evlenicek olmam onu delirtiyordu.

Aren'im bana "abla" dediğinde ona baktım.

Aren:Dedem nerde abla?

Aycan:Gelir ablacım birazdan

Dedem geldiğinde baş köşesine oturmuştu. Melike çay servisi yaparken Hamuş sofraya getirmediği şeyleri getirdi.

Aren:O elindeki ne Hamuş?

Hamuş (Hasibe):Ispanaklı ve kıymalı börek. Daha fırından yeni çıktı.

Aren'im "ÇOK SEVERİM" diye bağırdığında ben gülümsediğim sırada dedem sert sesiyle konuşmaya başladı:Aren sofrada bağırma

Aren'im başını öne eğdiğinde ben dudaklarımı birbirine bastırdığım sırada dedem konuşmaya başladı:Başlayın hadi

Aren'im eline çatalı aldığında tabağına bir dilim peynir aldı. Bende onun tabağına iki tane haşlanmış yumurta koymuştum.

Aycan:Zeytini ne kadar istersin ablacım?

Aren'im tam cevap vericekken dedem yine sert sesiyle konuşmaya başladı:Aycan, kendi ne kadar istiyorsa alır, bebek gibi senin yardım etmene gerek yok

Doruk:Dede kız sadece...

Nasuh Ağa:Doruk sus ye yemeğini. (Aycan'a bakarak) Sende kendi tabağına koy ye

Aycan:Tamam dede.

Aren'im elimden yeşil zeytini aldığında kalanı koydu. Siyah zeytin erişemiyceği yerde olduğu için ben onun eline vermiştim.

Siyah zeytinden de tabağına bir kaç koyduğunda bana verdi bende aldığım yere koydum.

Aren:Abla ıspanaklı börek verir misin?

Ben hiçbir şey söylemeyip yanımdaki tabaktan ıspanaklı böreği Aren'imin tabağına koydum.

Tabi bunu yaparken dedem ters ters bana bakıyordu.

Bende istemsizce geriliyor ve biraz korkuyordum, umarım yanlış bir hareket yapıp dedemi kızdırmam.

Doruk'tan
Aycan önündeki tabaktan koyduklarını yerken gergindi. Ters bir hareket yapmaktan korkuyordu.

Küçük paşa hazretlerine bakarak konuşmaya başladım:Paşa hazretleri şımarık menümüzü almamışsınız tabağınıza

Aren anlamamış gözlerle bana baktığında sosisi göstererek konuşmaya başladım:Alın bakalım paşa hazretleri şımarık menümüz

Nasuh Ağa:Doruk yalakalık yapmayı kes ve yemeğini ye

Doruk:Dede yalakalık yaptığım yok. Sadece Aren'i biraz eğlendirmek istedim.

Aycan'dan
Nasuh Ağa:Yemeği çabuk yiyin misafirlerimiz gelecek. Boş boş oyunlar yapıpta vakit öldürmeyin

Yaren:Dedecim, tansiyonun çıkıcak

Dedem susmuştu. Buna şaşırmamıştım, çünkü Yaren, dedemin gözde torunuydu.

Bu yüzden gergin bir ortam olduğunda ve Yaren her olaya girdiğinde bir nebzede olsa sakinleşen biriydi dedem.

Yağcı konak

Barış'tan
Duşumu almıştım. Saçlarımı kurutmadan odadan çıktığımda Mihra'm beni gördü. Ama bişey söylemeyip gitti.

Nolduğunu anlamamıştım.

Bende onun peşinden gidip yakaladığımda önüne diz çöküp konuşmaya başladım:Noldu prenses?

Mihra:Ben sana küstüm

Barış:Naptımda küstün?

Mihra:Dün işin bittikten sonra gelicektin, bana hikaye anlatıcaktın ama gelmedin

Barış:İşim bitmemişti bitanem.

Mihra:Bekledim ben seni ama. Sonrada uyuyakalmışım

Barış:Bu gece okuyayım olur mu bitanem?

-O zaman küçük tatlı tweety affeder mi acaba beni?

Mihra:Iııım.

-Okursa affeder

Barış:Anlaştık o zaman fıstığım.

Mihra:Anlaştık

Barış:Abicim şimdi benim işe gitmem lazım, bitsin hemen gelicem

Mihra:Tamam abi.

Barış:Hadi sen sofraya geç bende işime gideyim

Mihra:Sen yemek yemiycek misin?

Barış:E işimin bitmesi için erken gitmem lazım. Hemen bitsin ki (işaret parmağıyla Mihra'ın burnuna dokunarak)

bu tatlılık abidesine gece hikaye okuyayım

Mihra:Ama bişeyler yemen lazım

Barış:Gittiğim yerde yerim bitanem. Hadi git sen

Mihra'm koşarak gittiğinde bende ayağa kalkıp tam gidicekken dedem arkamdan konuşmaya başladı:Barış, oğlum hadi sofraya

Barış:Ben yemiycem dede. Şirkete geçiyorum

Halis Ağa:Bir sorun mu var şirkette?

Barış:Yok. Bu aralar şirketi fazla boşladık

Halis Ağa:Bahane istemiyorum benimle Yanaç konağına geliyorsun şimdi kahvaltıya

Tam bişey söyliycekken babaannem koluma dokunup konuşmaya başladı:Haydi aslanım sofraya

Dedem bişey söylemeyip sofraya geçerken bende arkasından babaannemle geçmiştim.

Yanaç konak

Aycan'dan
Kahvaltıyı yaptıktan sonra Hamuş (Hasibe) ve Melike sofrayı toplarken Aren'im konuşmaya başladı:Abi hadi futbol oynuyalım

Doruk:Tamam oynayalım. Topu getir hadi.

Aren'im koşarak içeri gittiğinde Dedem balkondaki koltuğa oturup konuşmaya başladı:Yaren

Yaren:Efendim dedem

Nasuh Ağa:Bana bol köpüklü sade bir türk kahvesi yapıver

Yaren:Tamam dedem hemen yaparım

Yaren gittiğinde dedem bana baktı. Beni baştan aşağıya süzüp konuşmaya başladı:Ben sana ne dedim? Böyle kıyafetler giymeyeceksin demedim mi?

Aycan:Dede sen önce bir Yaren'in giydiklerine bak istersen

İlk defa dedeme bir konuda karşı çıkmıştım.

Dedem ayağa kalkıp çatık kaşlarıyla ve sinirli sesiyle konuşmaya başladı:Sen, bana karşı mı geliyorsun?

Aycan:Yalan mı dede? Yaren benden daha çok açık saçık kıyafetler giyiyor, bugün giydiği kıyafet ortada

Dedem elini kaldırıp bana tokat atıcakken abim onun elini havada tutarak konuşmaya başladı:Dede yapma

Dedem elini abimin elinden kurtardığında Yaren elinde kahvesiyle gelmişti.

Yaren:Koydum dedem sehpaya

Nasuh Ağa:Yaren

Yaren:Efendim dedem

Nasuh Ağa:Giyim tarzına biraz daha dikkat et kızım

Yaren:Tamam dedem ederim.

Yaren bana bakarken Aren'im topla gelmişti.

Aren:Hadi oynuyalım abi. Dede sende gel

Nasuh Ağa:Ben futbol oynayacak yaşı geçtim, sen abinle oyna aslanım

Aren:Tamam. Abla hadi sende oyna

Aycan:Tamam ama ben üstüme uygun bişey giyeyim, sen oyna abimizle

Aren:Tamam abla

Doruk:Hadi aslan parçası koşmadan in aşağıya

Aren'im koşmadan merdivenlerden inerken abimde onun arkasından iniyordu. Bende konağa girip direk odama geçtim.

Sonrada beyaz sweatshirt ve siyah tayt giydim. Beyaz çoraplarımıda giyip beyaz spor ayakkabılarımıda

giydikten sonra dışarı çıktım. Aren'im, abim ve Azad abim çoktan oynamaya başlamıştı. Birbirlerine pas atıyorlardı.

Ben merdivenlerden inerken saçımı topuz yapmıştım.

Aren:Ablamda geldi. Hadi başlayalım Azad abi abimlesin bende ablamlayım.

Azad:Tamam kabul. Kaleyi nasıl yapalım?

Doruk:Kale kapıyla merdivenin orası olsun.

Aycan:Tamam o zaman. Kapı bizim

Azad:Tamam. O zaman başla peri kızı

Azad abi ayağının altındaki topu bana attığında abim kaleleri belli etmek için orta büyüklükte taşlar koymuştu.

Ben oyunu başlatmıştım.

Abim topu almak için bana doğru geldiğinde ben ona çalımı atıp topu Aren'ime attım.

Abim bu sefer Aren'ime döndüğünde Aren topu bana atmıştı. Bende kaleyi hedefe aldım ama Azad abi tutmuştu.

Doruk:Helal olsun sana amcaoğlu

Azad:Kuzende olsa elimiz armut taşlamaz amcaoğlum

Azad abim topu abime attı. Abim topu önce göğsüyle karşılık verdi ardından yere indirdi ve Aren'im bir refleksle topu abimden aldığında ben konuşmaya başladım:Afferin sana aşkım.

Topu Azad abimin sağ tarafına atmıştı. Ve sayı bizimdi. Aren'im gol attığı için "🤙🏻🤙🏻" yaptı.

Feraya:Harikasın küçük paşa

Oyun kaldığı yerden devam ettiğinde bu sefer abim Aren'in ayağından topu almıştı. Abim Azad abiye dönüp attığında bende o arada kaleye geçtim.

Azad abi Aren'den topu saklayıp duruyordu.

Yaren:Hadi abi at kaleye uzaktan

Aren:YAREN ABLA YAAA

Azad abim Yaren'in dediğini yaptığında sol tarafıma attığında arkamdan tanıdık bir bağırma sesi geldi:YAVAŞ

Arkamı dönüp baktığımda Halis Ağa ve torunlarıydı.

Eşref abi dedeme haber vermek için yukarı çıktı. Birkaç saat sonra geldiğinde "ağam sizi bekliyor" demişti.

Halis Ağa:Oğlum sen Asiye'yle kal burda

Barış:Tamam dede

Yazardan
Halis Ağa merdivenin oraya doğru yürürken Yaren ayakta onu karşılayarak konuşmaya başlar:Hoşgeldiniz efendim, ben sizi dedeme götüreyim

Halis Ağa cevap vermeyip sol elini "önden buyur" anlamında kaldırır. Yaren önden yürürken Halis Ağada onun arkasından gider.

Barış'tan
Dedem yukarı çıktığında çocuk konuşmaya başladı:Abi oyuna devam edicez mi?

Doruk:Ara verelim mi aslanım? Misafirlerimiz var ayıp olmasın

Aren:Onlarda oynasın o zaman.

Aycan:Ablacım sonra yine oynarız tamam mı?

Aren:Tamam abla

Aycan:Melike, Aren'i odasına götürür müsün?

Melike:Tamam. Hadi gel bakalım küçük paşa

Aren, Aycan'ı çekiştirmeye başlıyarak konuşmaya başladı:Abla sende gel

Aycan:Tamam ablacım ben sonra gelcem, sen şimdi Melike ablanla git

Aren:Tamam abla

Aren, Melike'yle gittiğinde başka bir kadın geldi ve konuşmaya başladı:Bişey içer misiniz çocuklar?

Barış:Ben içmem eyvallah

Doruk:Şuanlık bişey içmiycez Hamuş

Hamuş (Hasibe):Tamam Doruk oğlum. Bişey ihtiyaç olursa ben mutfaktayım

Doruk:Tamam Hamuş

Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️

Loading...
0%