84. Bölüm

77. Bölüm

Bogurtlenvegokyuzu Rapunzel
rapunzel_102219

Kafamdaki kurguya geçiyorum. O yüzden ne kadar zaman geçti hesaplamadım. İyi okumalar canlar. Satır başı yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ⭐ doldurmayı unutmayın canlar...❤️❤️❤️❤️

Yanaç Konak/Teras/Öğlen saat 14:30

Aycan'dan
Kızlarla terasta oturuyordum. Üçüzler ve Lidya avluda abimlerle oynuyordu. Artık yavaş yavaş yürümeye başlamıştım.

Tedavim çok iyi gidiyordu. Sadece arada belime bir ağrı giriyordu ama oda biraz durunca geçiyordu.

Bu ağrım arada Barış'ı korkutsada bişey yok diyordum. Çünkü doktor bunun olabiliceğini söylemişti.

Bu geçen süre boyunca tedavim iyiye gitsede içimdeki korku hala bitmiyordu. Hatta o korkum gün ve gün artıyordu.

Feraye:Bu korkunun sebebi Loran olabilir mi kuzum?

Aycan:Bilmiyom olabilir. Neyse hadi aşağıya inelim.

Asiye:Evet ya bizimkilerde aklım kaldı.

Dikkatli bir şekilde ayağa kalktığım sırada yine aynı şey olmuştu. Belime bıçak gibi bişey saplanmıştı.

Feraye:Kuzum iyi misin?

Aycan:İyiyim, belime bıçak gibi bişey saplandı bir an.

Feraye:Oluyor muydu bu daha önce?

Aycan:Oluyodu. Geçer şimdi.

Feraye bana yürümem için yardım ederken Asiye konuşmaya başladı:Hastaneye gidelim istersen bir

Aycan:Gerek yok Asiye, iyiyim.

Üçümüzde aşağıya indiğimizde Aren ortalıkta yoktu.

Aycan:Ateş abi, Aren nerde?

Ateş:Lavaboya gitti güzelim.

Lidya Azat abimin attığı topu ayağıyla vurmaya çalışırken düşmüştü. Azat abim onu yerden kaldırdığında Lidya ağlamaya başlamıştı.

Bende onu kucağıma aldığımda belime yine aynı ağrı girmişti. Azat abim bunu farketmiş olucaktı ki hemen kucağımdan Lidya'yı alıp konuşmaya başladı:Melike bir sandalye getir

Ateş:Abim iyi misin?

Aycan:İyiyim. Belime bir ağrı girdi.

Melike bir sandalye getirdiğinde ben oturmuştum. Belimdeki ağrıda yavaş yavaş geçerken konuşmaya başladım:Azat abi Lidya'yı ver istersen bana

Azat abim Lidya'yı yere indirdiğinde konağın kapısı açılmıştı. Lidya konak kapısına ağlıyarak baktığında babasını görmüştü.

Barış'tan
Kızım yürüyerek bana doğru gelirken ağlıyordu. Nolduğunu anlamamıştım. Kızımı kucağıma alıp konuşmaya başladım:Noldu bitanem? Neden ağlıyorsun?

Azat:Topa vurayım derken düştü yere. Eli acıdı sanırım

Barış:Hangi elin acıdı bitanem?

Lidya'm bana acıyan elini göstermişti. Eline baktığımda hiçbir şey yoktu sadece ufak bir çizik vardı.

Barış:Bişey yok bitanem çizilmiş sadece.
Bunu söyleyip kızımın elini öptüm. Sonra sevdiğim kıza baktığımda sandalyeye oturmuş bize bakıyordu.

Kızımı kucağımdan indiricekken huysuzlanmıştı.

Barış:Şşşş tamam burdayım ben fıstığım. Sen üçüzlerle oyna hadi topla.

Üçüzler, Doruk'larla top oynamaya çalışırken Lidya'da gitmişti onların yanına. Bende sevdiğim kızın karşısına çömelip konuşmaya başladım:İyi misin güzelim?

Aycan:İyiyim canım. Sadece belime o ağrıdan girdi ama iyiyim şimdi geçti.

Barış:Bu ağrılar sık olmaya başladı bitanem

Aycan:Ama iyiyim aşkım.

Barış:Emin misin?

Aycan:Eminim sevgilim.

Ateş:Hadi vur topa fıstık
Ateş bunu söyledikten sonra ben ayağa kalkıp kızıma baktığımda Ateş onun ellerinden tutmuş topa vurduruyordu.

Doruk:Bu küçük prenseste annesi gibi futbolcu olucak belli.

Barış:Olur tabi benim güzel kızım.

Lidya yanıma yürüyerek geldiğinde ben onu kollarımın arasına alıp yanağına bir öpücük kondurdum.

Aycan'dan
Barış, Lidya'nın yanağına bir öpücük kondurduktan sonra Barış'ın telefonu çalmaya başlamıştı.

Barış ayağa kalkmadan Lidya'ya "hadi git dayınlarla oyna" dediğinde Lidya hemen gitmişti. Sonra sevdiğim adam yukarı çıktı.

Bende ayağa kalkıp peşinden gittim. Barış terasa çıkmıştı bile.

Barış biriyle tartışıyordu.

Telefon görüşmesi
Barış:Ne demek çıkmış Mirza? Behram Kozan yardım etti çıkmasına?

Mirza:Hayır o yardım etmemiş. Cezaevinde isyan çıkmış, o çıkan isyanla birlikte birkaç kişi fırsat bulup kaçmış bu kaçanların arasında Loran'da var

Barış:Bu şerefsiz dışarda dolaşıyor yani öyle mi?

Mirza:Aynen öyle. Şuan ya bir yerde saklanıyor yada Aycan'ı izliyor olabilir

Barış:Polisler bulmaya çalışıyor mu?

Mirza:Çalışıyor kardeşim. Ama dediğim gibi Loran ya bir yerlerde saklanıyor yada Aycan'ı izliyor olabilir.

Barış:Bu sefer izin vermiycem Mirza. Sevdiğim kız bir kez daha o herif yüzünden acı çekmiycek.

Aycan:Barış...

Barış arkasını döner ve sevdiği kızın korku dolu gözleriyle karşılaşır

Barış:Mirza bir bilgi alırsan beni haberdar et

Mirza:Tamam ederim.
Barış telefonu kapatır.
🦅🐥🦅🐥🦅🐥🦅🐥🦅

Barış'tan
Telefonu kapatır kapatmaz hemen sevdiğim kızın yanına gidip onu kollarımın arasına alıp sarıldım.

Aycan:Loran çıkmış mı?

Sevdiğim kızdan ayrılıp ellerimi sevdiğim kızın yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Çıkmış bitanem. Ama bu sefer söz veriyorum sana dokunmasına, canını yakmasına izin vermiycem.

Aycan:Barış ben.. Ben anlamıyorum. Nasıl çıkar cezaevinden?

Barış:İsyan çıkmış, isyan çıkıncada bazıları kaçmış bir şekilde bu kaçanlardan biride o şerefsiz

Aycan:Nolucak peki şimdi? Ya yine gelip kızımızı korkutursa? Ya.. Ya yine.. Yine sen..

Barış:Şşşş öyle bişey olmıycak. O herifin kızımızı korkutmasına izin vermiycem.

-Olursada size canım feda olsun. Ben sizin için canımdan vazgeçerim.

Aycan:Hayır sakın.. Sakın ölme.

Barış:Sakin ol canımın içi. Size bırakmam.

Aycan bileklerimi tutarken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Bende yanaklarından akan gözyaşlarını silerken konuşmaya başladım:Şunu sakın unutma. Ne kadar uzağa gidersen git seni hep bulucam, ne zaman düşecek olsa seni hep tutucam

Sevdiğim kızı kollarımın arasına alıp canını yakmadan sımsıkı sarıldım.

Barış:İşte böyle sımsıkı.

Aycan benden biraz ayrılıp ellerini boynuma doladı ve konuşmaya başladı:Seni çok seviyorum sevgilim

Barış:Seni çok seviyorum güneşim
Bunu söylememle Aycan'ın yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Dayanamayıp dudağına bir öpücük kondurduğumda konuşmaya başladı:Çok dikkatli ol. Loran'ın hedefi benim biliyorum ama lütfen sende..

Barış:Ben dikkatli olurum beni düşünme. Sen kendini ve kızımızı düşün.

Aycan:Loran sana..

Barış:O herif bana hiçbir şey yapamaz. Yapsada sizi bırakmam.

Aycan'ım boynuma sarıldığında korktuğunu anlamıştım. Bende beline ellerimi yerleştirerek sarıldım. Biraz öyle birbirimize sarıldıktan sonra ayrıldık ve el ele tutuşup avluya indik.

Aycan'dan
Avluya çıkan merdivenlerden inerken ben göz ucuyla kızıma baktığımda Abimlerle çok güzel top oynuyordu. Aynı şekilde üçüzlerde çok güzel oynuyordu.

Ateş abimin desteğiyle Lidya topa vuruyordu. Doruk abimin yardımıyla Rüya, Azat abimin yardımıylada Emir Araz oynuyordu.

Asiye'nin kucağında Esila uyumuştu. Asiye ayağa kalkıp giderken Lidya yine topa tek başına vurayım derken düşmüştü.

Sevdiğim adam hızla oturduğu yerden kalkıp Lidya'yı ayağa kaldırdığında Lidya hemen o minik ellerini babasının boynuna dolamıştı.

Barış Lidya'yla beraber ayağa kalktığında konuşmaya başladım:Aşkım Lidya'nın uykusu gelmiş olabilir, çok oynadı bugün

Barış:Tamam gideriz şimdi bitanem.

Aycan:Melike odamdan Lidya'nın çantasını ve benim çantamı getirir misin?

Melike "tamam" diyip gittiğinde Doruk abim konuşmaya başladı:Bende Asiye'ye bakayım

Aycan:Asiye yukarı çıktı abi, Esila'yı yatırmak için abi

Doruk:Tamam abim

Doruk abim, Emir Alaz ve Rüya'yla yukarı çıkmaya başlamıştı. Ama ikiside merdivenlerden kendi çıkıyorlardı. Melike çantamla gelmişti.

Ateş:Bende Şirin'le buluşucam.
Abim bunu söyleyip gittiğinde Aren'im konuşmaya başladı:Azat abi biz devam edelim mi oynamaya?

Azat:Aslanım yorulduk artık, sonra yine oynarız. Hem çok kötü terlemişsin, hasta olursun sonra

Aycan:Ablacım hadi git üstünü değiştir.

Aren:Tamam abla.
Aren'im giderken bizde konaktan çıktık. Sevdiğim adam kızımızı oto koltuğuna oturtturduğunda huysuzlanmıştı.

Küçük hanımın derdi yine belliydi. Ön koltukta babasının yanında oturucaktı.

Barış:Ne istediğini biliyorum bitanem. Ama bu sefer olmaz. Güvenliğin için burda oturman lazım meleğim. Hem benim sana çok güzel bir sürprizim var bitanem.

Aycan:Ney o sürpriz maviş?

Sevdiğim kız ön koltuğa çoktan binmişti.

Barış:Anne çok merak etti fıstığım.

Lidya'm gülümsediğinde ben konuşmaya başladım:Sürprize gidene kadar ağlamak yok meleğim anlaştık mı?

Lidya:Evey

Lidya'mın kapısını kapatıp sürücü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladım.

Aycan:Ne bu sürpriz?

Barış:Sabret biraz bitanem.

Aycan:Ne yani Lidya'ya sürpriz olan şey banada mı sürpriz?

Barış:Aynen öyle yavrum

🦅🔥🐥

Aybarın evi

Aycan'dan
Evimize gelmiştik. Uzun bir süreden sonra buraya ilk adımımızı atmıştık. Ben arabadan indiğimde gözümün önüne o an gelmişti.

Flashback
Aycan:Kimsin sen? Bırak kızımı

X:İki seçeneğin var. Ya benimle gelirsin yada kızın ölür

Aycan:Kızımı bırak

X:Karar senin

Aycan:Kızımı bırak, napıcaksan bana yap

X:Öyle bir seçenek yok

Aycan:Kızımı bırak
Flashson

Omzuma kondurulan bir öpücükle kendime geldiğimde sevdiğim adam konuşmaya başladı:Korkma bitanem. Kimse size zarar veremez.

Aycan:Buraya gelmeyi beklemiyodum

Barış:Biliyorum. Beklemiyordun ama sürprizler burda

Aycan:Sürprizler mi?

Barış:Evet fıstığım, sürprizler.

Sevdiğim adam kızımızı arabadan çıkarıp yere indirdiğinde arabanın kapılarını kilitliycekken konuşmaya başladım:Lidya'nın çantasını alır mısın sevgilim?

Sevdiğim adam hemen dediğimi yapıp arka koltuktan çantayı ve benim çantamı alıp kapıyı kapattı.

Barış:MAHİR
Barış bunu söyledikten sonra bir koruma gelmişti. Barış, Mahir'e Lidya'nın çantasını verip Lidya'nın odasına çıkarmasını istemişti.

Mahir gittiğinde sevdiğim adam konuşmaya başladı:Şimdi sıra sürprizde güzelliklerim

Barış Lidya'yı kucağına aldı diğer elinide benim belime yerleştirip yürütürken konuşmaya başladım:Sürpriz dışarda mı?

Barış:Arka tarafın yoluna gidiyoruz bebeğim

Aycan:Ne var orda?

Barış:Cezaevine girmeden önce atlarımız için küçük bir çiftlik yaptırdım.

Aycan:Kartopu ve Rüzgar orda mı yani?

Barış:Aynen ordalar ikiside.

Dediği yere geldiğimizde içeri girdik. Hemen hemen dedem yaşında olan adam gelip konuşmaya başladı:Hoşgeldiniz aslanım.

Barış:Hoşbulduk Kudret amca
Aycan:Hoşbulduk efendim.

Kudret amca:Sizinkiler ahırda

Barış:Tamam Kudret amca. Kartopu'nun durumu nasıl?
Barış bunu söyledikten sonra Kartopu'ma bişey oldu sanmıştım. Ama Kudret amca iyi olduğunu söylediğinde rahatlamıştım.

İçeri girerken konuşmaya başladım:Kartopu'nun nesi vardı?

Barış:Korkulucak bişey yok bitanem. Doğum yaptı, çok zorlu bir doğum geçirdi. O yüzden bir süre burda gözlem altında tutuluyordu.

Kartopu'mun alnına dokunduğumda bana yaklaşmıştı. Bende alnına bir öpücük kondurup konuşmaya başladım:Çok özledim seni Kartopu'm

Kartopu'm cevap olarak bana yaklaştığında sevdiğim adam kızımızla konuşuyordu.

Barış:Bak bitanem, bu atın adı Kartopu. Annenin atı. Bu siyah atta benim atım, adıda Rüzgar.

Lidya:Düzday

Barış:Düzday değil Rüzgar.

Aycan:Küçük at öldü mü?

Barış hiçbir şey söylemeyip Lidya'yı kucağından indirdi. Sonra Barış aynı Kartopu'm gibi bembeyaz olan bir at getirmişti.

Lidya:Anne

Kızımın yanına çömelip konuşmaya başladım:Efendim aşkım. Rengi benim atıma benziyor dimi?

Lidya:Evey

Barış:Bu midillide senin fıstığım.
Lidya korkak bir şekilde midilliye dokunucakken midillinin kişnemesinden korkmuştu.

Hemen korkup babasına sarıldığında konuşmaya başladı:Korkma bitanem bişey yok. Sadece sana meraba diyor.

Lidya bu sefer o minik elini midillinin alnına koyduğunda ben konuşmaya başladım:Barış bu çok güzel bir at

Barış:Öyle.

Aycan:Adı var mı?

Barış:Yok. Düşünmedim hiç isim. Ama meleğimiz ne isterse o olsun.

Aycan:Dişi mi erkek mi?

Barış:Dişi

-Söyle bakalım güzelim, ne olsun atının adı?

Aycan:İsim söyliycek misin maviş?

Barış:Hımmm, düşünelim bakalım isim

Lidya:Mayi

Barış:Mavi mi olsun adı?

Lidya:Eveey

Barış kızımızın yanağına bir öpücük kondurup konuşmaya başladı:Senin o evet diyen dilini yerim

Lidya babasına gülümserken bende onlara bakıp gülümsemeye başladım.

Barış:Çıkalım mı bitanem?

Lidya:Hayyıy

Barış:Atın burda bitanem, bir yere gittiği yok atının. Artık bu at hep seninle.

-Bu at seninle birlikte büyüycek meleğim

Aycan:Kartopuda ben 6 yaşımdayken gelmişti. Kartopu benim çocukluğum, Mavi'de senin çocukluğun olucak aşkım

Barış:Hadi bitanem şimdi gidelim sonra tekrar geliriz.

Lidya gitmek istemiyordu. Barış'ta onu ikna etmeye çalışıyordu.

Barış:Bitanem yarın sabah uyanır uyanmaz kahvaltıyı yapar yapmaz söz getiricem seni buraya.

-Ama şimdi gidelim olur mu? Hem bak Mavi'nin uykusu var. Seninde gözlerinden uyku akıyor. Şimdi gidelim yarın yine geliriz bitanem.

Lidya:Hıhı

Barış tekrar Lidya'nın yanağına bir öpücük kondurduktan sonra Lidya'yı kucağına alıp ayağa kalktı. Bende arkasından kalktığımda belime yine aynı şey olmuştu.

Ama Barış'ı endişelendirmemek için ona belli etmemeye çalıştım. Yürürken bile o bıçak gibi bişey canımı yakıyordu. Dayanamayıp konuşmaya başladım:Barış?

Barış hemen Lidya'yı kucağından indirip yanıma geldi ve konuşmaya başladı:Noldu bitanem? İyi misin?

Aycan:Belime bıçak gibi bişey girdi yine, geçmiyor.

Barış:Tamam hastaneye gidiyoruz

Barış tam beni kucağına alıcakken konuşmaya başladım:Barış geçer bu daha öncede oluyodu.

Barış:Evet ama üst üste olmuyordu. İtiraz yok hastaneye gidiyoruz bu sefer

Barış yine beni kucağına alıcakken konuşmaya başladım:Ben yürürüm sen Lidya'yı kucağına al. Araba falan gelir..

Barış:Bekle burda güzelim.
Barış bunu söyleyip Lidya'nın yanına gitti ve yere çömelip konuşmaya başladı:Güzelim şimdi ben anneyi hastaneye götürücem sen burda Kudret amcanın yanında kalsan hem Mavi'yle biraz daha vakit geçirirsin olur mu?

Lidya'm olumlu anlamda başını salladığında sevdiğim adam konuşmaya başladı:Kudret amcanın sözünden çıkmak yok, çiftlikten çıkmakta yok tamam mı bitanem?

Lidya:Taba

Barış Kudret amcayada durumu anlatıp Lidya'ya göz kulak olmasını istemişti. Kudret amcada "tamam, gözünüz arkada kalmasın aslanım" dediğinde Barış beni kucağına almıştı.

Yazardan
Kudret amca:Lidya girelim mi ahıra kızım?

Lidya hiçbir şey söylemeyip yürüyerek kendi ahıra gittiğinde Kudret amcada peşinden gider.

🦅🔥🐥

Hastane

Aycan'dan
Barış'la kontrole gelmiştik. Yezda hanım bana bişeyim olmadığını, bu ağrının bir süre daha ara ara olucağını söylemişti.

Kontrolüm bittiğinde dışarı çıktım. Yezda hanım Barış'la konuşuyordu. Yezda hanım gittiğinde sevdiğim adam yüzüme ellerimi yerleştirip alnıma bir öpücük kondurup konuşmaya başladı:Geçti mi ağrın?

Aycan:Geçti sevgilim. Hadi Lidya'nın yanına gidelim, aklım kaldı

Barış:Tamam gidelim bitanem.

Elle tutuşup çıkış kapısına kadar yürümeye başladık.

🦅🔥🐥

Azat'tan
Şirkete doğru arabayla giderken telefonum çalmaya başlamıştı. Telefonumun ekranına baktığımda sekreterim arıyordu.

Airpodsumu kulağıma taktım. Airpodsuma dokunup açtığım sırada önüme aniden bir kız çıkmıştı. Çarpmamak için bir fren yapmıştım ama kız yeri boylamıştı.

Airpodsumu çıkarmadan önce "ben gelicem şirkete orda söylersin" diyip kapattım ve kulaklığımı çıkarıp kenara bıraktım.

Sonra arabadan inip kızın yanına gidip konuşmaya başladım:İyi misiniz hanfendi?

X:Süperim. Ölüyordum sayende.

Azat:Hanımefendi, siz çıktınız önüme aniden.

X:Ben yolumda gidiyordum. Senin gibi telefonla ilgilenmiyordum.

Azat:Telefonuma gözüm anlık kaymıştı telefonum çaldığı için ama gözümde yoldaydı, asıl yola bakmayan sizsiniz

X:Özrün kabahatinden büyük

Azat:Haydaa kızım sen arıza falan mısın?

X:Sensin arıza düzgün konuş benimle

Kız ayağa kalkmaya çalıştığında kalkamamıştı. Bende ona yardım edicekken konuşmaya başladı:Kendim kalkarım yardımına ihtiyacım yok

Azat:Peki
Bunu söylememle kız tekrar kalkmaya çalışmıştı. Ama ayağını burktuğu için kalkamamıştı.

Zorlanarak kalktığı sırada bir refleksle ben onu kucağıma aldığımda konuşmaya başladı:Napıyorsun sen? İndir beni.

Azat:Yardım etmeye çalışıyorum.

Kızı kucağımda arabaya götürürken bağırdı:İMDAAAT ADAM KAÇIYORLAR YARDIM EDİN

Kızı kucağımdan indirip konuşmaya başladım:Bağırma bu bir. Sadece sana insanlık namına yardım ediyorum bu iki. Ben senin gibi kızıda değil kaçırmak nikahıma bile almam buda üç

Kız susmuştu, bende konuşmaya başladı:Ayrıca bir ağaoğlu olarak töre kurallarına aykırı bir hareket yapmam. Bin şimdi arabaya hastaneye götüreyim seni, en azından ayağına bir bakılsın

Kız hiçbir şey söylemeyip arabaya bindiğinde bende sürücü koltuğuna geçicekken yerde bir bileklik bulmuştum. Hızla arabaya binip arabayı sürmeye başladım.

Elimdeki bilekliğide kıza gösterip konuşmaya başladım:Bu senin sanırım.

X:Evet benim. Teşekkür ederim

Azat:Rica ederim.

X:Offf yaa

Azat:Noldu?

X:Kopmuş

Azat:Tamam ver bana ben hallederim

X:Nasıl?

Azat:Bilekliğini bana ver kopan yerini yaptırayım

X:Sana nasıl güveneyim? Bilekliğimi alıp kaçmıycağın ne malum?

Azat:Hehe işim gücüm yoktu, senin bilekliğini alıp kaçıcaktım.

-Napayım kızım ben senin bilekliğini? Sadece yaptırıp getiricem sana yada bidahaki sefere karşılaştığımız zaman vericem

X:Bu devirde kimseye güven olmuyor. Şuan bile senin beni kaçırmadığın muamma

Azat:Çaktık ya

Hastaneye geldiğimizde ben arabayı durdurup konuşmaya başladım:Tabelaya bir bak bakalım kaçırmışım seni?

Kız hiçbir şey söylemeyip arabadan indiğinde bende arkasından indim.

X:Sen ne diye geliyorsun peşimden? Aşık mı oldun bana?

Azat:Allah korusun. Senin gibi kıza hayatta aşık olmam.

X:İyi peşimden gelme o zaman. Buraya kadarda getirdiğin için teşekkür ederim. En azından insanlığın ölmemiş

Azat:Eyvallah.

X:Kabadayı dağ ayısı

Kız içeri yavaş adımlarla giderken konuşmaya başladım:Kabadayı dağ ayısı mı dedin sen bana?

Kız arkasını hafif döndü sonra yine dönüp acilden girdi.

Arabaya binip kendi kendime konuşmaya başladım:Allahım bu kızla bidaha karşılaşmak istemiyorum. Manyak bu kız. Lafları g******n anlıyor.

Arabayı sürerken yan koltuğuma baktığımda bir fular vardı. Hastaneden baya uzaklaşmıştım bu yüzden geri dönemezdim. Anlaşılan yine karşılaşıcaktım bu manyak kızla.

Fuları torpidoya koyup kapattığımda sekreterimi aradım. Bu sefer nolur nolmaz diye tenha bir yerde durup öyle aramıştım. Ardından tekrar arabayı sürmeye başladığımda sekreterim açmıştı.

Telefonu görüşmesi
Azat bey:Söyle Çiçek

Çiçek:Yarın için katılıcağınız toplantıyı bugüne almak zorundayız Azat bey

Azat bey:Sebep?

Çiçek:Almanya'daki gelen kişiler öyle istiyor

Azat bey:Dedeme söyledin mi durumu?

Çiçek:Söyledim, hatta onlar geldi Azat bey. Hatta şey eeee dedeniz sizi soruyor.

Azat bey:Tamam Çiçek, ben yoldayım. Dedeme söyle bunu, 5 dakika sonra ordayım

Çiçek:Tamam Azat bey

Konuşma biter
🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️

Aybar ev

Aycan'dan
Eve gelmiştik. Gözlerimin önüne yine o yaşadığım anlar canlandığında sevdiğim adam şakağıma bir öpücük kondurdu. Kızımsa bir anda çığlığı bastığında onunda aynı şeyi yaşadığını anlamıştım.

Barış kızımızı kucağına alıp konuşmaya başladı:Şşşş tamam bitanem. Yok bişey, burda bizden başka kimse yok meleğim.

-Ben burdayım bitanem, korkma

Lidya biraz sakinleştiğinde Barış onu yukarı çıkarmıştı. Bende peşinden çıkıp konuşmaya başladım:Uykusu var şuan onun ama bişeyde yemedi.

Barış:Tamam ben gece uyanırsa hallederim bitanem. Sen odamıza geç uyu dinlen.

Aycan:Sen?

Barış:Benim yarın çok önemli bir toplantım var, çalışma odamda son dokunuşları yapmam lazım bitanem.

Aycan:Yardım edebileceğim bişey var mı?

Barış:Yok bitanem. Ama bu işi senin sayende alma ihtimalim çok yüksek.

Aycan:Ne demek bu?

Barış:Almanya'dan bir tasarım şirketiyle anlaşma yaptım. Daha doğrusu o anlaşmayı yarın yapıcam. Senin çizimlerini maille attım. Onlarda bana dönüş yaptı

Aycan:Çok güzel bu sevgilim ama çizimlerimin bazıları kötüydü yani..

Barış:Bence gayet güzel.
Sevdiğim adam bunu söyledikten sonra ben kızıma baktığımda uyumuştu.

Aycan:Barış uyumuş

Barış:Ben yatırayım şimdi.

Sen alırsan uyanabilir.

Aycan:Tamam sevgilim.

Barış kızımızı odasına götürdüğünde bende yatak odasına geçip üstüme pijamalarımı giydim.

Sevdiğim adam geldiğinde güldü. Neden güldüğünü tahmin etmek zor değildi. Çünkü pijamamda bu seferde tavşan vardı.

Barış:Tavşanda güzel

Aycan:Dalga geçme Barış

Barış:Çok sevimlisin yine

Barış belimden kavrayıp beni kendine çektiğinde benim ellerim onun omzuna gitmişti.

Barış bana aşk dolu gözleriyle bakarken bende ona aynı şekilde bakıyordum.

Barış:Ben gideyim işimi halledip geleyim bitanem. Sen uyu beni bekleme, uyuyamazsan gelirsin yanıma bitanem

Aycan:Tamam sevgilim.

Barış boynuma bir öpücük kondurduğunda gitmişti. Bende yatağa yatıp düşünmeye başladım. Loran cezaevinden kaçmıştı. Buda beni korkutuyordu.

Loran'ın yapıcaklarından korkuyordum. Sevdiğim adama ve kızıma zarar vermesinden korkuyordum.

Zaten içimde bir korku vardı. Ama bu korku Loran'ın cezaevinden kaçmasını öğrendiğimde dahada artmıştı.

En kötüsüde şuan kimse Loran'ın nerde olduğunu bilmiyor.

Zorda olsa kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

Çalışma odası

Barış'tan
Yarınki toplantı için son dokunuşları yaparken laptobuma işim düşmüştü. Kapağı açıp şifreye girdim sonrada bir dosyaya girdiğimde ana ekranda Lidya diye bir klasör vardı.

Klasöre girip baktığımda Lidya'nın videosu vardı. Açıp bakmaya başladım.

(video Lidya'nın ilk adımları ve ilk baba diyişi kısaca Doruk'un çektiği video)

Videoya gülümseyerek bakarken kızımın ilk adımlarını görmek güzeldi. Ama o ilk adımlarında yanında değildim, ilk kelimesinde yanında değildim buda beni biraz üzmüştü.

Kapım çaldığında gir komutunu verdim. İçeri sevdiğim kız girdiğinde konuşmaya başladı:Uyuyamadın mı bitanem?

Aycan:Uyumaya çalıştım ama uyuyamadım. İşin bitti senin?

Barış:Bitti bitanem. Sadece bir mail göndermem lazım onuda yaptım mı bitti.

Aycan:Kızımızın videosunu mu izliyorsun?

Barış:Evet bebeğim. Ana sayfada Lidya diye bir klasör var.

Aycan:Doruk abim çekti videoyu sonra işte buraya geldi bilgisiyara koydu.

Barış:Güzel video.

Aycan:O gün Lidya seni çok aradı

Barış:Farkettim videoda kapıya doğru gidiyor.

Aycan'dan
Ben hiçbir şey söylememiştim. Sevdiğim adam dediği maili attığında bilgisiyarı kapattı ve oturduğu masadan kalktı. Sonrada beni kucağına alıp konuşmaya başladı:Gidiyoruz güzellik

Aycan:Gidelim maviş

Barış'la odamıza geldiğimizde Barış beni yere indirdi. Sonra bana yaklaştığında ben öpüceğini anlamıştım. Gözlerimi kapatıp kendimi ona bıraktığımda dudakları dudaklarıma değmişti.

Biraz öpüşüp ayrıldıktan sonra konuşmaya başladım:Barış

Barış:Söyle bitanem?

Aycan:Bırak sende kaybolayım

Barış:Ben sende çoktan kayboldum güzellik. Güzelliğinde, gözlerinde, gülüşünde çoktan kayboldum.

Aycan:Bu mavi gözlerine baktıkça kayboluyom. Bu uçurum mavisi gözlerinde kaybolmak çok güzel..

Barış:Seni çok seviyorum camgözlüm

Aycan:Seni çok seviyorum mavişim

Birlikte yatağa yattıktan sonra ben hemen başımı sevdiğim adamın göğsüne koymuştum. Sonra o huzur bulduğum göğüste kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

Barış'tan
Aycan omzumda uyurken bende göğsümdeki eli tutmuştum. Aycan korkuyordu. Bu her halinden belli oluyordu.

Ona her ne kadar belli etmemeye çalışsamda bende korkuyordum.

(Fazla uzatmıycam direk kafamdaki kurguya geçiyorum. Özet geçicek olursak Barış dün gece söylediği şey olmuştur. Kafamdaki kurguya geçmeden önce ikinci çiftimiz olan asdora bakalım)

Umut Kafenin bahçesi

Doruk'tan
Üçüzlerimiz uyumuştu bizde bunu fırsat bilip biraz baş başa kalalım diye dışarı çıkmıştık. Üçüde artık kısa kelimeleri söylemeye başlamıştı.

İlk Rüya "baba" demişti. Sonra Esila "baba" demişti. En son Emir Araz demişti ama o "baba" yerine "anne" demişti.

Doruk:Asiye'm?

Asiye:Efendim

Doruk:İlk tanışmamızı hatırlıyor musun?

Asiye:Hatırlıyorum. Hiç unutmadım ki

Doruk:O gün abilerin sayesinde benim okuduğum özel okula, İstanbul'a gelmiştin.

Asiye:Evet. Baran abim ve Barış abim, töre kurallarına karşı çıkmışlardı. Kardeşimiz okuycak demişlerdi öyle oldu. Okudum okurkende Baran abimi kaybettim

Doruk:O gün okula geldiğinde, sınıfa ilk adımını attığında sana çarpılmıştım.

Asiye:Çarpıldın mı?

Doruk:Tabi canım çarpıldım. Hemde öyle böyle çarpılmak değil.

Asiye:Ama ben sana çarpılmadım Doruk

Asiye'den
Doruk bir anda bacaklarımdan kalkıp konuşmaya başladı:Nasıl ya? Hoşlanmadın mı benden?

Asiye:Yani biraz hoşlandım ama çok gıcıktın o zaman

Doruk:Ne gıcıklığımı gördünüz Asiye hanım?

Asiye:Bir kere önceden kendini çok beğenmiş biriydin ama şimdi öyle değilsin. Belki hala biraz öylesin ama seviyorum senin bu kendini beğenmiş hallerini

Doruk:Bende seni seviyorum penguencik

Doruk:Eeee prenses hazır konu açılmışken beni ne zaman sevmeye başladın?

Asiye:Baran abim öldüğü gün yanımda olduğunda, bana sarıldığında seni sevdiğimi anladım

Doruk:O gün çok ağlamıştın. Ve bu benim çok canımı yakmıştı.

Asiye:Aycan hala o gerçeği bilmiyor dimi? Gerçi o gerçeği bende bilmiyorum ama

Doruk oflamıştı.


Asiye:Doruk bunu üzül diye sormadım

Doruk:Senlik bir durum yok güzelim. Sadece Aycan'ın bazı şeyleri bilmemesi canımı sıkıyor

Asiye:Ne bu sır Doruk?

Doruk:Aycan benim gerçek kardeşim, ama ben ve Aycan abimin gerçek kardeşi değiliz Asiye

(63. Bölüm Part 2'de atdorun konuştuğu bölümü biraz düzenledim. O bölümü okuyanlar için kısa özet geçmek gerekirse Aycan üveydi. Ama ekleme yaptığım yer bu sefer Doruk'ta üvey.)

Asiye:Aren'de o zaman üvey

Doruk:Aren, Ateş abimin biyolojik kardeşi. Ben ve Aycan başka bir adamdan olmayız. Annem olucak kadın babamla evlenmeden önce, babamı tanımadan önce bir hata yapmış, o hatadan sonra biz ortaya çıkmışız

-O adam annem olucak kadının hamile olduğunu, o bebeklerinde kendisinden olduğunu öğrenince o kadını bırakıp gitti. Babamda o zamanlar çıkmış o kadının karşısına işte.

-Bizi kabul etmiş babam ama dedem kabul etmedi. Dedem beni kabul etsede Aycan'ı kabul etmedi, Aycan'ı tek kabul eden kişi babaannemdi.

-Ateş abim 18 yaşına girdikten birkaç ay sonra Aren doğdu sonra o kadın çekti gitti.

-Ben ondan sonra öğrendim bu gerçeği. 18 yaşımda babam ve dedem konuşurken duydum Azat'la. Ama Aycan'a söyleyemedik.

-Tek abime söyledik o da öğrenince bana sarıldı, siz ikiniz benim nolursa olsun canımsınız aslanım demişti.

-İşin en kötü yanıda bu konuyu Barış'ta biliyor

Asiye:Abim nerden biliyor?

Doruk:Bilmiyorum. Ama biliyor konuya hakim yani

-Sence Aycan bunu öğrendiğinde bizden nefret eder mi?

Asiye:Nefret etmez Doruk. Yani tamam size kızabilir ama sizden nefret etmez.

Doruk:Söylesek ayrı dert söylemezsek ayrı dert

Asiye:Doruk alın madem Aycan'ı karşınıza anlatın durumu

Doruk:Ya nasıl anlatalım Asiye? Kızın şuan korkudan tir tir titrediği bir bela var ve dışarda dolaşıyor.

Asiye:Tamam haklısın. Ama bu konuyu artık Aycan'ın bilmesi gerekiyor Doruk

Doruk:Bakalım bir şu şerefsiz yakalansın, öyle konuşuruz

Asiye:Doruk, Aycan sizden nefret etmez. Sadece kızar ama nefret etmez

Doruk:Umarım Asiye'm, umarım.

Aybar ev

Aycan'dan
Barış gideli çok olmuştu. Şuan Lidya'yla salonda oynuyordum. Lidya şekilleri sepetin içine koyuyordu.

Aycan:Hadi şimdi kırmızı kareyi koy

Lidya'm dediğimi yaptığında konuşmaya başladım:Afferin sana aşkım benim.

Lidya'm yanıma geldiğinde ben onun yanağına bir öpücük kondurdum. Sonra Lidya yanımdaki su samurunu almıştı.


Aycan:Kim aldı sana bu oyuncağı?

Lidya:BABAA

Kapı çaldığında Lidya hemen kapıya gitmeye başladığında ben ayağa kalkıp kızımın peşinden gittim. Önüne geçip durduğumda konuşmaya başladım:Aşkım baba daha yeni gitti, o yüzden baba olmayabilir. Kim olduğunu bilmiyorum ama baba değildir.

-Hadi sen salona geç bende kapıyı açayım

Lidya:Iııı

Aycan:Tamam o zaman tam burda kal anlaştık mı fıstığım?

Lidya:Evey

Ben kapıyı açtığımda karşımda Loran vardı. Lidya çığlığı bastığında ben kapıyı kapatıcakken Loran kapıya ayağını dayayıp engelledi. Ben kapıyı ittirirken Loran zorlanarak içeri girmişti.

Aycan:NAPIYON SEN? ÇIK EVİMDEN

Loran:Çıkıcam, çıkıcam ama seninle çıkıcam

Aycan:Defol git burdan

Lidya hala çığlık atarak ağlarken ben Loran'ı ittirerek bağırdım:DEFOL GİT KIZIMI KORKUTUYORSUN

Loran bileklerimi tutup beni duvarla buluşturduğunda bu sefer Lidya "Anne" diye ağlamaya başlamıştı.

Aycan:Bırak beni. Kızımı korkutuyon

Loran hiçbir şey söylemeyip sol elimi tuttuğunda konuşmaya başladım:Napıyon? Bırak

Loran:Kıpraşma, o parmağını kırdırtma bana

Aycan:O yüzüğümü çıkartınca Barış beni bulamıycak mı sanıyon?

Loran:Başka nerde var?

Aycan:Barış'ın beni bulabilmesi için bir çipe ihtiyacı yok. Barış beni senin elinden her türlü kurtarır.

Loran:Gelsin kurtarsın o zaman. Küçük kızı alın

Aycan:Dokunmayın kızıma.

Loran beni omzuna alırken

konuşmaya başladı:Loran napıyon?

Bırak beni. Loran bıraksana, Loran bırak. Ya indir beni delirdin mi Loran?

Loran:Evet delirdim sayende. Küçük kızıda getirin

Loran bahçeye benimle çıktığında bir adam kızımı kucağına almış öyle götürüyordu. Kızım elindeki oyuncağı sımsıkı sarılmış bırakmıyordu. Ayrıca yine ağlıyordu.

Loran'ın sırtına vururken konuşmaya başladım:Loran indir beni. Loran gelmiycem seninle bir yere indir beni.

-YA KİMSE YOK MU? YARDIM EDİİİİİİĞN. GÖKHAAAAAĞN

-YA BIRAK BENİ PSİKOPAT MANYAK. BU YAPTIĞIN YANINA KAR KALMIYCAK. BARIŞ SENİ YAŞATMIYCAK BIRAK BENİİĞ.

Loran beni sonunda omzundan indirdiğinde beni arabayla arasına alıp konuşmaya başladı:Benim olucaksın

Aycan:Hayal dünyasında yaşıyon. Öyle bişey olmıycak. Seninle olucağıma ölürüm daha iyi.

X:Patron bu kız susmuyor napıcaz? Vuralım mı şırıngayı?

Aycan:Hayır hayır, Loran sakın sakın dokunma kızıma

Loran:Verin Aycan'a

Loran'ın adamı kızımı verdiğinde konuşmaya başladım:Tamam bitanem. Tamam yok bişey.

Loran:Bin arabaya

Aycan:Loran bırak bizi gidelim.

Loran:Bin dedim, bin yoksa öldürürüm kızını

Lidya hala ağlarken ben mecburen Loran'ın dediğini yapmıştım. Kapı kapatılırken konuşmaya başladım:Korkma bitanem. Baba bizi bulucak.

Kızımın kulağına yaklaşıp fısıldadım:Samuru elinden bırakma aşkım.

Loran:Ne söyledin onun kulağına?

Aycan:Hiçbir şey. Sadece sakinleşmesini sağlıyorum.

Loran:O oyuncakta mı var o yüzüğünde olan şey?

Aycan:Yok.

Loran:Görücez şimdi.

Loran kızımın samuruna hamle yaptığında Lidya çığlığı basmıştı.

Aycan:LORAN BIRAK, KORKUTUYORSUN ONU

Loran samuru bıraktığında Lidya oyuncağına daha sıkı sarıldığında başını göğsümle buluşturmuştu.

Aycan:O yüzüğümde olan şey Lidya'nın oyuncağında yok, sadece onu babası aldı ve bu yüzden bu oyuncağı hiç yanından ayırmıyor.

Loran:İyi o zaman, o oyuncağı güzel sarılsın..

Aycan:Loran sakın.. Sakın kızıma dokunmayı aklından bile geçirme

Loran:Şimdilik dokunmıycam. Bakalım Barış Murat sizi çip olmadan nasıl bulucak?

Aycan:Bulucak Barış bizi. Barış bizi senin eline bırakmıycak.

Loran:İnşallah bulur ne diyeyim. Ama o bizi bulmadan biz burdan çoktan gitmiş oluruz.

Aycan:Sen hayal dünyasında yaşamaya devam et Loran

Loran:Boşuna ümitlenme Barış gelmiycek.

Aycan:Sen öyle san

Yağcı Şirket

Barış'tan
Odamda oturmuş birkaç dosyayı okuyup imzalarken telefonum çalmaya başlamıştı. Telefonu elime alıp baktığımda bilinmeyen numara arıyordu. Açıp tam konuşucakken o konuşmaya başladı

Telefon görüşmesi
X:Nasılsın Barış ağa? Özledin mi beni?

Barış Loran'ın sesini duyduğunda oturduğu sandalyeden ayağa kalkar ve sinirli bir ses tonuyla konuşmaya başlar:Nerdesin sen şerefsiz?

Loran:Relax Barış ağa. Yanımda karın ve kızın var

Lidya ağlıyarak:BABA

Barış:Loran onlara dokunursan seni yaşatmam. Bu sefer ölürsün Loran. Töreyi, dayını dedeni dinlemem öldürürüm seni.

Loran:Beni bulursan öldürürsün. Neyse ben şimdi kapatıyorum. He bu arada karını yüzükten bulmaya çalışma. Çünkü yüzük şuan karının parmağında yok, çıkardım. Karının parmağında sadece nişan yüzüğü var

Barış:Onları bulamam sanıyorsun? Sen giderken ben dönüyordum g*t herif

Loran:Çipin yok Barış ağa. O yüzden ne karını nede kızını bulamazsın.

Barış:Sen öyle san g*t herif

Loran hiçbir şey söylemeyip telefonu kapatır
🐥🔥🦅

Barış, Aycan'ı ve Lidya'yı bulabilicek mi? ​​​​​

Soruya cevaplarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️

Bölüm : 29.09.2024 12:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...