87. Bölüm

80. Bölüm

Bogurtlenvegokyuzu Rapunzel
rapunzel_102219

Satır başı yorumlarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️

Hastane çıkışından sonra/Gece saat 21:30/Aybar ev

Barış'tan
Aycan hastaneden çıkmadan önce evin kamera görüntülerine baktığımda bir adam evin içine bişeyler yerleştiyordu.

Gökhan'a o şeylere baksını söylediğimde ses kayıt cihazı olduğunu söylemişti.

O cihazı yerleştiren kişiyi henüz bulamamıştım. Ama bulucam

Sevdiğim kızla eve gelmiştim. Kapıyı anahtarla açtığımda kızım koşar adımlarla bana geldiğinde ben kapıyı kapatıp kızımı kucağıma aldığımda canım biraz yanmıştı. Ama Aycan'a belli etmemeye çalıştım.

Aycan'dan
Azat abime baktığımda salonda uyumuştu.

Aycan:Sen naptın Azat dayına?

Barış:Kendin uyuycağını onu mu uyuttun fıstık?

Lidya:Evey

Azat abim uyanıp yanımıza geldiğinde konuşmaya başladı:Ne zaman geldiniz?

Barış:Yeni geldik sayılırda. Sen hayırdır?

Azat:Canıma okudu. Evlendikten sonra çocuk yapma işini bir süre ertelerim.

Ben ve Barış, Azat abimin söylemine güldüğümüzde Azat abim konuşmaya başladı:Gülmeyin lan. Gerçekten çok zor bu iş. Neyse sen iyisin dimi gülüm?

Aycan:İyiyiz.

Azat:İz derken?

Aycan:Hamileyim ve ikizlere

Azat:Tebrik ederim güzelim. Tebrikler Baro

Barış:Eyvallah

Aycan:Teşekkür ederim Azat abi.

Azat:Hadi bana müsaade ben kaçar. Mümkünse Lidya'yı bidahakine Ateş'e bırakın.

Biz yine güldüğümüzde Azat abim "iyi geceler" dedi bizde ona dediğimizde gitmişti.

Barış:Azat dayın bıkmış senden bir günde fıstık

Lidya babasına gülerek baktığında konuşmaya başladım:Aşkım uyumaya geçelim mi?

Lidya yine her zamanki gibi babasını yanında istemişti.

Barış:Fıstığım sen bu gece anneyle uyu yarın benimle uyuycaksın söz veriyorum bitanem.

Aycan:Ne işi bu gece gece?

Barış:Anlatırım sonra bitanem. Hadi sen Lidya'yı götür odasına

Lidya babasını dinleyip benim kucağıma gelmişti. Kızımı kucağıma alıp konuşmaya başladım:Barış kötü bişey yok dimi?

Barış:Şuanlık hayır hayatım

Aycan:Barış korkutma beni

Barış:Korkulucak bişey yok bitanem. Hadi sen çık yukarı uyut Lidya'yı

Ben Barış'ın dediğini yapıyordum. Ama içimi yine korku kaplamıştı. Kızımın odasına geçip kızımı hamağına yatırdım. Sonra emziğini ağzına takıp hamağı sallamaya başladım.

Barış'tan
Aycan gittiğinde salondan bahçeye çıktım. Gökhan'a seslendiğimde gelmişti. Bütün adamları toplamasını söylediğimde de gitmişti.

Ellerim cebimdeyken adamlar geldiğinde konuşmaya başladım:Bir kere sorucam sizde cevap vericeksiniz. Loran Kozan'ın emrine çalışan hanginiz?

Adamlar susuyordu. Buda beni sinirlendiriyordu.

Barış:KONUŞUN LAN. HANGİNİZ O İTİN EMRİNE ÇALIŞIYOR?

X:Ağam biz o adamın emrine falan çalışmıyoruz biz sizin emrinize çalışıyoruz.
Bunu söyleyen adamın yakasına tek elimle yapışıp telefondaki kamera kaydını gösterdim.

Barış:Madem benim emrime çalışıyorsunuz bu ne lan o zaman? Bu kim lan he?

-Siz burdayken bu herif benim evime nasıl giriyor lan? Nasıl giripte evimin her yerine ses kayıt cihazı yerleştiriyor lan?

X:Ağam inanın biz bu adamı hiç görmedik nasıl girdiğinide bilmiyoruz

Barış:Bilmiyorsunuz evet. Ama aranızdan biri o ite çalışıyor.

Telefonumun ekranını kapatıp cebime koydum. Sonrada konuşmaya başladım:Şimdi söyleyin. Gökhan hariç hanginiz o itin emrine çalışıyor?

Z:Ağam hiçbirimiz sizin emriniz dışında kimseye çalışmıyoruz.

Barış:O yüzden mi karım ve kızım bir anda o şerefsiz tarafından kaçırıldı?

Y:Ağam o görüntüdeki adam nasıl girdi, Loran Kozan nasıl buraya geldi...

Barış:LAN BANA BİLMİYORUM AYAKLARINA YATMAYIN. BU HERİF SİZ BURDAYKEN, SİZ BURAYI GÖZETLERKEN BU HERİF GÜNDÜZ GÖZÜYLE NASIL GİRDİ EVİME?

-HADİ GİRDİ, SİZ NERDEYDİNİZ LAN? O HERİF KARIMI VE KIZIMI KAÇIRIRKEN SİZ NERDEYDİNİZ?

-BEN SİZİ, BEN YOKKEN KARIMI VE KIZIMI O ŞEREFSİZDEN KORUYUN DİYE TUTTUM. BOSTAN KORKULUĞU GİBİ EVİN ETRAFINDA DURUN DİYE DEĞİL

Aycan'dan
Kızım uyuduğunda kucağıma alıp beşiğine yatırdım. Sonra dönencesindeki ışığı açıp odadan çıktım. Yatak odasına girdiğimde Barış yoktu.

Merak edip odadan çıktım sonra aşağıya indiğimde bahçeden bağrış sesleri geliyordu.

Dışarı çıktığımda korumaların hepsi dizilmişti ve sevdiğim adam onlara hesap soruyordu.

Barış gereğinden fazla sinirliydi. Bu gözlerinden okunuyordu.

Mahir:Ağam biz size sadık adamız, o yüzden sizin arkanızdan iş çevirmeyiz.

Barış, Mahir'in yüzüne tokat attığında Mahir yerle buluşmuştu. O arada sevdiğim adam sinirle bir şekilde bağırdı:BANA SADIK OLDUĞUNUZ İÇİN Mİ O HERİF EVİME KADAR GİRİP KARIMI VE KIZIMI KAÇIRDI HEE?

-SİZ NAPIYORDUNUZ LAN O ZAMAN? O HERİF KARIMI VE KIZIMI KAÇIRIRKEN SİZ NAPIYORDUNUZ? NERDE NE B*K YİYORDUNUZ LAN?

Aycan:Barış noluyor burda?

Sevdiğim adam yan gözle bana baktığında konuşmaya başladım:İçeri geç güzelim

Aycan:Barış..

Barış:Aycan dediğimi yap, içeri geç

Şuan sevdiğim adam gereğinden fazla kızgındı. Bende daha fazla üstelemeyip içeri girdiğimde yukarı çıktım. Sonra yatak odasına girip sevdiğim adamı beklemeye başladım.

Bahçe

Barış'tan
Aycan içeri geçtikten sonra konuşmaya başladım:Hanginiz Loran Kozan'ın emrine çalışıyor bilmiyorum, ama bulucam. Bulduğumda da bulduğum kişinin canına okuycam

-Ha eğer şimdi biriniz çıkıp ağam ben yaptım, ben Loran Kozan'ın emrine çalışıyorum derse cezasında indirim yaparım, demezse yakarım. Gözünüzün yaşına bakmam yakarım.

-Kaybolun şimdi. Gözünüzde sürekli açık olucak. Bir kez daha karım ve kızım tehlikede olursa hepinizi yakarım. Çekilin şimdi

Hepsi giderken Gökhan'da gidiyordu.

Barış:Gökhan sen kal

Gökhan:Emredin ağam

Barış:Gözün bu heriflerin üstünde olsun. Telefon konuşmalarıda dahil hepsini dinle. Eğer birinde patron, ağam kelimelerini duyarsan hemen bana haber ver

Gökhan:Emredersiniz ağam. Ağam bulduğumda işlem yapayım mı yoksa sizi bekleyeyim?

Barış:Bu Yanaç konağındaki Eşref ve Tuncer'e haber ver. Loran'la konuşan kimse gidicektir o arada Eşref ve Tuncer onu kaçırsın sende onların attığı konuma göre hareket edersin

Gökhan:Emredersiniz ağam

Barış:Ha bide bu heriflere güvenmiyorum. Artık konakta değil burda çalışıyorsun. Aycan ve kızımın gözetimi senin üstünde.

-Aycan ve kızımı nereye götürürsen götür bana yerini bildiriyorsun. Aycan'ıda kızımıda sen getirip götürüceksin.

Gökhan:Emredersiniz ağam. Ama zaten hep ben götürüp getiriyorum onları.

Barış:Öylede olsa bu heriflerle, Aycan'ın gitmesine izin vermiyceksin. Gözünü dört aç, karım ve kızıma sahip çık. Aksini yaparsan gebertirim seni Gökhan

Gökhan:Benden yana şüpheniz olmasın ağam. Ben asla sizin arkanızdan iş çevirmem, size ihanet etmem ağam.

Barış:Tamam git şimdi. Gözetim sende bide yanına bu adamlardan birini al onunla gözetle evi. Dikkat et

Gökhan:Emredersiniz ağam

Gökhan gittiğinde bende içeri geçtim. Sonra yukarı çıkıp yatak odasına girdiğimde Aycan hala uyumamıştı

Barış:Güzelim, sen uyumadın mı hala?

Aycan:Noldu? Neden o korumalara bağırıyordun? Sorun ne?

Barış:Bişey yok yavrum.

Aycan:Barış, Mahir'e tokat attın nasıl bişey yok?

Barış:Sizin kaçırılma olayını sorguladım bişey yok.

Aycan:İyide onların ne suçu var? Belki Loran onlara bişey yapmış o yüzden duymamışlar

Barış:Olabilir bitanem. Ama bu adamlardan biri muhbir olabilir. Loran'a her konuyu bildiren, evimizin her yerine ses kayıt cihazı takan kişi bu korumalardan biri olabilir.

Aycan:Nasıl? Evimize..

Barış:Evet bitanem. Ama korkma hepsini yok ettim.

Aycan:Bu muhbir dediğin kişinin içine Gökhan'da dahil mi?

Barış:Cık değil bitanem. Ben çocukken geldi konağa babasıyla çalışmak için. Sonra babası bir kalp krizi geçirdi o zamandan beri dedemin emrine çalışıyor. Sadık bir adam o yüzden korkmanı gerektiricek hiçbir şey yok bitanem

-Sen sadece bir yere gidersen Gökhan'la git. Başkasıyla değil anlaştık mı?

Aycan:Anlaştık.

Aycan ellerini boynuma dolayıp sarıldığında yanan yerim acımıştı. Ama belli etmemeye çalışarak hemen sevdiğim kıza sarıldım.

Aycan:Barış ben çok korkuyom

Barış:Korkma bitanem.

Sevdiğim kız benden uzaklaştığında konuşmaya başladım:Sen yat bende üstümü değiştirip geliyorum bitanem

Aycan:Tamam.

Dolaba yönelip pijamalarımı aldım. Sonra lavaboya girdiğimde kapıyı kapattım. Pijamalarımı lavabo tezgahının üstüne koydum. Sonra kapüşonumu çıkardım.

Ardından üstümü çıkarırken canım yanmıştı ama bağırmamak için kendimi sıktım. Ona rağmen ağzımdan küçük bir inilti çıkmıştı.

Aynadan bakarak bandajı çıkarırken canım fazlasıyla yanıyordu ama bağırmamak için kendimi sıkıyordum.

Yaram su toplamıştı. Allahtan giyiceğim pijama siyahtı o yüzden örtü belli olmıycaktı. Yarama krem sürmeden başka bir yara örtüsüyle kapatıp tişörtümü giyerken bile hafif canım yanmıştı.

Aycan'dan
Sevdiğim adam geldiğinde hemen soluma yattı. Bende başımı omzuna koyduğumda tek elimle sarıldım. O da bana başımın altındaki koluyla sarılıp diğer eliylede saçıma dokunup

alnıma bir öpücük kondurdu.

Aycan:Dün Loran, evi ateşe vermeden önce bana, senin anlatamadığın anlatırsam yıkılırsın dediğin sırrı açıkladı

Barış:O nerden biliyormuş?

Aycan:19 yaşındayken öğrenmiş. Benim dedem ve onun dedesi kardeş gibilermiş, onlar konuşurlarken duymuş

-Sen nerden duydun?

Barış:Ben, sen ve Doruk'un başka bir adamdan olduğunu öğrendiğimde 7 yaşındaydım. Sense daha bebektin, 1 yaşına bile girmemiştin.

-Annemle annen konuşurlarken duydum. Onlarda kardeş gibilerdi.

-Aycan ailene kızma

Aycan:Kızmıyorum. Kırgında değilim. Çünkü benden bunu neden sakladıklarını biliyorum, benim onlardan nefret ediceğimi düşündüler.

-Hatta dedemin bana neden sürekli suçum olmadığı halde bana el kaldırdığını, beni kilere neden kapattığını şimdi anladım. Bu yüzdenmiş. Gürkan Yanaç'ın gerçek kızı olmadığım için.

Barış:Deden seni kilere neden kapatıyordu?

Aycan:Çocuktuk daha. Abimler top oynamak için dışarı gitmişlerdi. Ben, Yaren ve Feraye'de evde kaldık. Konağın içinde saklambaç oynuyoduk. Sonra saklambaçtan sıkılıp ebelemece oynamaya başladık. Ama Feraye oynamadı, aşağıya mutfağa su içmek gitmişti.

-Ben ve Yaren oynamaya devam ederken Yaren yanlışlıkla bir vazo kırdı. Kırılan vazoda dedem için çok değerliydi. Annesinden kalan tek hatıraydı.

Barış:Başka bir hatırası yok muydu?

Aycan:Hayır. Dedem 10 yaşında falanken yaşadığı konakta yangın çıkmış bütün eşyalar yanmış tek kurtarılan o vazoydu onuda annesi kurtarmış zaten dedemle birlikte.

Barış:Sonra noldu peki?

Aycan:Yaren vazoyu kırdıktan sonra kaçtı gitti. Bende dedemin korkusuna tam gidicekken dedemin o gür sesi geldi ve tabi kızgın bakışları sen mi yaptın bunu? dedi. Ben sustum, bişey diyemedim.

-Ben yapmadım Yaren yaptı desemde inanmazdı. Sonra beni kolumdan tutup ceza olsun diye kilere kapatırdı.

-Orasıda güneş görmediği için karanlık olurdu. Bu yüzden korkardım orda. Ama Ateş abim ve Doruk abim bir yolunu bulup yanıma gelirdi.

-Ben hemen ya Doruk abimin omzuna yada Ateş abimin omzuna başımı koyup diğerinin elini tutardım. Öyle korkum biraz dinerdi. Ama dedem onları benim yanımda görünce bu sefer üçümüzede cezayı verirdi. Üçümüzde bir gecelik kilerde kalırdık.

-Hatta bazen bize Azat abimde dahil olurdu.

Barış:Yaren peki? O hiç ceza almaz mıydı?

Aycan:Hayır. Yaren hep dedemin gözde torunuydu. Yaren naparsa yapsın hiçbir zaman ceza almadı, o hep herşeyde kaçan taraf olurdu.

Barış:Anladım canım

Barış'tan
Yanık yerim acımaya başlamıştı. Sevdiğim kıza belli etmemeye çalışsamda yüz ifadem buna izin vermiyordu.

Aycan:Ben bir Lidya'ya bakayım, hava biraz soğuk sanırım üstünü açtıysa örteyim

Barış:Tamam bitanem

Aycan yataktan kalkıp gittiğinde bende bunu fırsat bilip yataktan kalktım ve odanın içindeki lavaboya girip tişörtümü çıkardım. Aynadan baktığımda bişey yoktu, ama canım fazlasıyla yanıyordu.

Sevdiğim kızın sesini duyduğumda hemen tişörtümü giyip naptığımı anlamasın diye sifonu çektim. Lavabodan çıkıp konuşmaya başladım:Açmış mı üstüne?

Aycan:Açmış, örttüm.

Barış:Tamam o zaman hadi gel yatalım.

İkimizde yatağa yattığımızda sevdiğim kız başını omzuma koymuştu.

2 gün sonra/Sabah saat 11:30/Aybar ev

Barış'tan
Uyanmıştım. Hala omzumda uyuyan güzelliğime baktığımda uyuyordu. Uyandırmadan dikkatli bir şekilde başını yastığa koydum. Sonra yataktan kalktığımda omzum yine acıyordu.

Sessizce dolaptan siyah bir pantolon ve yeşil bir gömlek aldım. Aycan uyuyor diye lavaboya gitme gereksinimde bulunmamıştım.

Pantolonumu giyip kemerimi taktıktan sonra tişörtümü çıkardım. Yine canım yandığında bağırmamak için kendimi sıktım.

Yarama pansuman yapılması gerekiyordu. Ama sevdiğim kızı bu konuda endişelendirmek istemiyordum. Şirkette hallederdim.

Sevdiğim kız uyanırken gömleğimi zorlanarak giyip düğmelerini kapatırken konuşmaya başladım:Günaydın fıstığım

Aycan:Günaydın. Sen ne zaman uyandın?

Barış:Bilmem yarım saat olmuştur. Sen iyisin dimi? Sancın falan yok dimi?

Aycan:Yok.

Sevdiğim kız yanıma gelip konuşmaya başladı:Sen şirkete mi gidiyorsun?

Barış:Evet bitanem. Sende konağa gidiceksen ben götüreyim sizi

Aycan:Tamam. Bu arada akşam Şirin'in kınası var sizinde bekarlığa veda partiniz var, Ateş abim için Berkan ayarlamış

Barış:Kıskanma. Benim gözüm senden başkasını görmez

Aycan:Hele bir görsün oyarım o maviş gözlerini

Barış:Yaparsın kedicik şüphem yok

Aycan sol omzuma hafif vurup "Ya deme bana şunu" derken canım yanmıştı. Ama belli etmemeye çalışıp kendimi sıkarken konuşmaya başladı:Barış noldu? Neden bir anda yüzün acı bir..

Barış:Bişey yok bitanem

Aycan:Barış ne saklıyorsun benden?

Barış:Bişey sakladığım yok, bişeyimde yok.

Aycan gömleğimin düğmelerini açarken konuşmaya başladım:Aycan yapma.

Aycan beni dinlemeyip gömleğimin düğmelerini çözdükten sonra tam gömleğimin yakasına dokunucakken elini tutup sırtını dolapla buluşturarak konuşmaya başladım:Sana yapma dedim, sana bişeyim yok dedim. Uzatma

Aycan'dan
Barış'ın sesindeki kızgınlığa anlam verememiştim. Neden böyle bir tepki verdi ki durduk yere?

Aycan:Benden bişey saklamıycağına dair bana bir söz vermiştin Barış

Barış:O sözümün arkasındayım. Bişeyim yok diyorsam yoktur.

Aycan:Var Barış. Bişeyin var ve benden saklıyorsun.

Barış:Aycan uzatma dedim.

Ben hiçbir şey söylemeyip Barış'ı ittirdiğimde yine yüzünü acı bir hal almıştı ve bağırmamak için kendini sıkmıştı.

Ben yine tam gömleğinin yakasını tam tutucakken bebek telsizinden kızımın sesi gelmişti.

Barış'tan
Aycan gittiğinde ben tuttuğum nefesimi bıraktım. Omzuma baktığımda bişey yoktu. Gömleğimin düğmelerini iliklerken sevdiğim kızın peşinden gittim.

Kızımın odasına girdiğimde konuşmaya başladım:Uyanmış mı benim fıstığım?

Kızımı, sevdiğim kızın kollarından alıp yanağına bir öpücük kondurarak konuşmaya başladım:Günaydın meleğim

Aycan:Siz baba kız biraz oynayın bende kahvaltıyı yapayım.

-Bu arada kurtulduğunu sanma yakışıklı, akşam kına işi bittikten sonra ne saklıyorsan öğrenicem

Barış:İnşallah.

1 saat sonra

Aycan'dan
Kahvaltıyı yaptıktan sonra ben bulaşıkları bulaşık makinesine koydum. Sonra salona çıkıp salonda oynuyan mavişim ve kızıma baktım.

Barış:Kim aldı sana bu tweetyi fıstık? Ben almadım, anne mi aldı?

Lidya:Doduk

Barış:Doruk dayın mı aldı?

Lidya:Evey

Barış:Hazır mısın bitanem?

Aycan:Yatak odasından kına için giyeceğimiz kıyafetleri alayım o zaman çıkarız bitanem.

Barış:Tamam güzelim

Barış'tan
Sevdiğim kız yukarı çıktığında kızım yanıma geldi. Yanağına bir öpücük kondurarak konuşmaya başladım:Şimdi ben seni anneyi bir yere bırakıcam bende şirkete geçicem.

Lidya olumsuz anlamda başını salladığında konuşmaya başladım:Gelicem fıstığım. Sadece biraz geç gelicem ama gelicem.

-Korkuyorsun fıstığım biliyorum ama korkma. Annenin yanında olduğun sürece, Doruk dayının Ateş dayının yanında olduğun sürece kimse size bişey yapamaz.

Sevdiğim kız geldiğinde ben kızımı kucağımdan indirip ayağa kalktım. Kızım elimi tutup salondan çıktığımızda Aycan kızımızın üzerine bir hırka giydirdi. Sonrada kendisi kısa bir deri ceket giydi.

Aycan:Sen giymiycek misin bişey?

Barış:Giymiycem bitanem.

Aycan:Akşama ne giyceksin?

Barış:Bunlarla gelmiycem, Gökhan şirkete götürdü giyiceğim kıyafetleri.

Aycan:Tamam o zaman gidelim hadi.

Barış:Bekle bir dakika güzelim

Sevdiğim kızın sol yüzük parmağına kalpli yüzüğünü taktığımda konuşmaya başladım:Yenisini aldım ve (Aycan'ın kulağına yaklaşarak) yine aynısından var. Ayrıca..

Cebimden bir bileklik çıkarıp sol koluna takarken konuşmaya başladım:Bunda da var. Küçük meleğim ver bakalım elini

Kızımın karşısına çömelip elini tuttum ve elinin üstüne bir öpücük kondurdum. Sonra bilekliğini takıp konuşmaya başladım:Bunu çıkartma anlaştık mı fıstığım?

Lidya'm sanırım cevap olarak yanağımdan öptüğünde bende onun yanağını öptüm.

Ayağa kalkıp kızımın elini tuttum. Sonra üçümüz evden çıktık.

Aycan'dan
Dış kapıya doğru giderken sevdiğim adam boşta olan eliyle elimi tutarak yürürken korumalardan biri geldiğinde durmuştuk.

X:Nereye gidiyorsanız ben götüreyim ağam. Hanımağa ve küçük prensesi götüreyim sizde şirkete geçin

Adamın yüzündeki yara izi dikkatimi çekmişti. Sol yüzünde gözünün alt kısmından başlıyan bir yara izi vardı.
Adamın yarası tam böyledir

İstemsizce sevdiğim adamın elini gereğinden fazla sıktığımda sevdiğim adam bana baktı sonra adama bakıp konuşmaya başladı:Gerek yok. Ben götürürüm.

Adam hiçbir şey söylemeyip başını öne eğdiğinde sevdiğim adam konuşmaya başladı:Kaybol.

Adam hiçbir şey söylemeyip gittiğinde sevdiğim adam benim elimi bırakıp arabanın arka kapısını açıp kızımızı bindiricekken Lidya istememişti.

Barış:Ön mü?

Aycan:Bu sefer olmaz Lidya. Hep öne biniyor kaza yaparız. Arka güvenli.

Lidya:IIIIIHĞ

Barış:Şşşş. Anne haklı fıstığım. Ön tehlikeli. Ama söz veriyorum akşam bindiricem son kez.

Lidya babasının sözünü yine dinlediğinde ben karnımdakilerin erkek olması için dua etmeye başladım. İkinci kez Barış aşkına katlanamazdım.

Aycan:Karnımdakiler bari erkek olsa.

Barış hafif sırıtarak konuşmaya başladı:Neden?

Aycan:Bir kez daha Barış aşkına katlanamamda ondan. Kıskandığımdan değil, seni kızımdan kıskanıcak değilim.

Barış yanağıma bir öpücük kondurup konuşmaya başladı:Hadi bin arabaya nefesim

Ben arabaya bindiğimde Barış benim kapımı kapattı. Sonra arabanın önüne geçtiğinde Gökhan'la bişeyler konuşuyordu.

Barış'tan
Barış:Arabamda herhangi gibi bişey var mı?

Gökhan:Yok ağam. Bizzat kontrol ettim hiçbir şey yok

Barış:Frenler?

Gökhan:Sağlam ağam.

Barış:Tamamdır, dün konuştuğumuz gibi koçum

Gökhan:Tamam ağam o iş bende. Hayırlı işler ağam

Barış:Eyvallah koçum.

Arabaya binip sürmeye başladım. Evden baya bir uzaklaştıktan sonra oto koltuğunda oturan kızıma baktığımda uyumuştu.

Yanımda oturan güzelliğime baktığımda hiç sesini çıkarmadan oturuyordu. Ellerine baktığımda yüzüğüyle oynuyordu.

Vites kolundaki elimle sol elini tutup elinin üstüne bir öpücük kondurup konuşmaya başladım:Sorun ne güzelim?

Aycan:Şu yanımıza gelen adam hani beni ve Lidya'yı götürmek isteyen adam

Barış:Nolmuş o adama?

Aycan:Loran bana o sırrı söyledikten sonra bir adam geldi Loran'a ağam çakıdan bir haber var dedi sonra şey dedi Yaman ağalar yolda geliyormuş dedi sonra Loran seni sordu o gelen adamda Var. Ama o önden geliyormuş. Mirza ona konum atmış dedi

Barış:Yani? O adamdan mı şüpheleniyorsun?

Aycan:Sanırım. Yani onu gördüğümde içime bir ürperti geldi

Barış:O yüzden mi elimi sıktın? Ürktüğün için mi?

Aycan:Evet.

Tuttuğum ele bir öpücük kondurup konuşmaya başladım:Korkma güzelim benim. O adamın icabına bakıcam. Sen bu konuyu kafana takma, korkmanı gerektirecek bir durumda yok.

Aycan'a korkma desemde boşunaydı. O korkuyu elimi sıkı sıkı tutmasından ve yüzünden anlıyabiliyordum.

Yanaç Şirket

Azat'tan
Şirkete geldiğimde odama çıkmak için dolu olan asansöre bindiğimde bir kız daha binmişti.

Binen kıza bakmadım bile. Herkes asansörden indikten sonra tek o kızla ben kalmıştım. Kızla göz göze geldiğimizde o geçenki kızdı.

Kız:Sen beni mi takip ediyorsun?

Azat:Hehe işim gücüm yoktu seni takip edicektim. Değil seni takip etmek yanımda bile bulundurmam.

Kız:Dağ ayısı

Azat:Kızım bak benimle düzgün konuş

Kız:Ben senin kızın falan değilim

Azat:Lafın gelişi söyledim zaten.

Kız:Ne işin var burda senin?

Azat:Adım Azat Yanaç bu şirketin sahibinin yani Nasuh Yanaç'ın torunuyum

Kız:Uuu, o kabadayılık nerden geliyor belli oldu.

Azat:Ne diyorsun lan sen?

Kız:Kızımı bıraktın şimdide lanlı lunlu konuşmaya mı başladın dağ ayısı?

Azat:Allahım sen bana sabır ver.

Ceketimin iç cebinden kızın fularını çıkarıp ona uzatarak konuşmaya başladım:Bu arada geçen arabamda düşürmüşsün bu fuları

Kız elimden alıp konuşmaya başladı:Eyvallah dağ ayısı

Azat:Ne demek erkek fatma

Kız bana ters ters baktığında asansör durmuştu elektriklerde gittiğinde kız konuşmaya başladı:Noldu?

Telefonumun flaşını açarken konuşmaya başladım:Elektrikler gitti sanırım o yüzden durdu asansör

Kız:Nasıl elektrikler gitti ya?

Azat:Bildiğin elektrikler gitti.

Kız:Birini ara açsınlar hemen şu kapıyı.

Azat:Çekmez telefon asansördeyiz ya hani.

Kız:Bak ben kapalı alanda kalamıyorum. Açtır şu kapıyı

Azat:Telefon çekmez diyorum nasıl açtırayım?

Kız:Kır. Erkek değil misin?

Azat:Kızım ben çelik kapıyı nasıl kırayım? Sen beni hulk falan sandın herhalde?

Kız:Dalga geçme Azat Yanaç. Ölürüm ben burda

Azat:Kötülere bişey olmaz korkma.

Kız bana yine ters ters baktı.

Aybar, Zemheroğlu konağı

Aycan'dan
Araba durduğunda ikimizde aynı anda arabadan indikten sonra ben arka kapıyı açıp kızımın emniyet kemerini çözdüm. Sonra uyandırmadan kucağıma aldıktan sonra Barış kapıyı kapatıp konuşmaya başladı:Ben gidiyorum şirkete bitanem. Bir sorun olursa ararsın. Ayrıca korkma tamam mı?

Aycan:Tamam canım. Dikkat et kendine

Barış:Sizde dikkat edin kendinize güzelim

Barış önce benim dudağımın kenarına sonra kızımızın alnına bir öpücük kondurdu. Sonra yine bana yöneldi ama bu sefer boynuma bir öpücük kondurdu.

Arabaya binicekken konuşmaya başladım:Aşkım Lidya'nın çantası arabada kaldı bide benim giyiceğim elbise kaldı.

Sevdiğim adam hemen arka koltuktan çantayı ve kıyafet poşetini alıp konağın önünde duran korumalara verdi ve gitti.

Bende o korumanın arkasından girdiğimde konuşmaya başladı:Şirin hanımlar yukarda hanımım. Siz önden buyurun ben arkanızdan getireyim bu...

Feraye:Ben alırım sen gidebilirsin.

X:Tamam buyrun.

Feraye adamın elindeki çantaları aldığında ikimizde merdivenlerden çıkarken Feraye konuşmaya başladı:Herşey yolunda dimi?

Aycan:Yolunda, şimdilik

Feraye:Noldu? Loran..

Aycan:Hayır hayır onunla alakası yok. Ve mümkünse onun adını duymak istemiyorum.

Feraye:Tamam sustum.

Şirin'in odasına girdiğimizde Şirin çok güzel olmuştu.

Şirin:Hoşgeldin canım

Aycan:Hoşbuldum canım.

Şirin:Yatağıma yatırabilirsin Lidya'yı

Lidya'yı, Şirin'in yatağına yatırdıktan sonra kenarlarına yastıkları koymuştum. Sonra Şirin'e dönüp konuşmaya başladım:Çok güzel olmuşsun canım.


Boynundaki yoktur, ruj hafif kırmızıdır


Şirin'in küpesi

Şirin:Teşekkür ederim canım.

Aycan:Neyse ben giyineyim.

Şirin:Lavaboda giyinebilirsin canım

Aycan:Tamam canım.

Lavaboya girip giyindiğimde makyajımıda yapmıştım. Lavabodan çıkıp yatağa oturdum ve topuklu ayakkabılarımıda giyerken Şirin konuşmaya başladı:Eylül iyi misin?

Eylül:İyiyim.

Feraye:Tekrardan hamile..

Eylül:Değilim Feraye. Ve korkarım ki bundan sonrada hamile kalamıycam

Lale:Deme öyle. Tüp bebekle tekrar hamile kalabilirsin

Eylül:Onun tutmama ihtimali var ama

Lale:İkiz veya üçüz tutmazsa, tekiz mutlaka tutar canım.

Eylül sustuğunda ben topuklu ayakkabılarımı giymiştim.

Aycan:Ali ne diyor bu duruma?

Eylül:Senin varlığın yeter diyor.

-Neyse beni boşverin siz nasılsınız asıl?

Feraye:Ben iyiyim hamileyim, ikizlere

Eylül:Çok sevindim canım benim. Tebrik ederim

Feraye:Darısı senin başına canım benim

Eylül:İnşallah canım. Aycan sen nasılsın?

Aycan:İyiyim yani korkmam dışında iyiyim

Eylül:Olanları abimden öğrendim geçmiş olsun

Aycan:Saol kuzum.

Şirin:Aramıyor dimi seni Loran abim?

Aycan:Hayır. Arasa zaten Barış Loran'ı öldür.

Feraye:Ay tamam anmayalım şu psikopatın adını.

Eylül:Şimdi siz ikiniz aynı dönemde mi hamile kaldınız?

Aycan:Benimkiler 3,5 aylık falandır.

Feraye:Benimkiler 2 aylık

Şirin:Aycan önde.

Eylül:Ağrın oluyor mu peki Aycan? Yani vuruldun ya ondan sordum?

Aycan:Hamile kalmadan önce arada belime bıçak gibi bişey saplanıyodu. Ama artık saplanmıyo

Feraye:Asiye sende ne var ne yok?

Asiye:Bende bişey yok, hamile değilim

Aycan:Abim istemiyor mu?

Asiye:O istiyor ama ben istemiyorum Aycan. En azından şimdilik yani üçüzler biraz daha büyüsün öyle belki.

Kapı çaldığında Şirin gir komutunu vermişti. İçeri Şirin'in annesi girdiğinde Şirin ayağa kalktığında annesi konuşmaya başladı:Tü tü maşallah çok güzel olmuşsun Keça min a bedew (güzel kızım benim)

Şirin:Teşekkür ederim annecim.

Rojda hanım:Aycan kızım hoşgeldin. Kusura bakma koşturmadan geldiğini görmedim.

Aycan:Sorun yok Rojda teyze.

Rojda hanım:Neyse siz burda biraz daha durun. Sekiz gibi Şirin'imi getirirsiniz dışarı

Lale:Tamam Rojda teyze o iş bizde

Şirin'in annesi çıktığında Şirin kalktığı yere oturdu.

Yanaç Şirket/Asansör

Azat'tan
Hala burda mahsurduk. Kız çıkamadığı için bana sarıyordu. Sürekli bana çıkar beni kır şu kapıyı diyip duruyordu. Bende sabır çekip duruyordum

Kız yine kendi kendine konuşurken konuşmaya başladım:Kızım bir sus, papağan gibi aynı şeyleri söyleyip durma.

Kız:Sensin papağan.

Azat:Papağan çok konuşan insana denir yalnız az, hatta hiç konuşmayan bir insana denmez.

Kız:Ölüyorum, nefes alamıyorum artık gerizekalı. Napmamı bekliyorsun dağ ayısı?

Azat:Yani şu durumda bile benimle kavga ediyorsun ya helal olsun sana

Kız:Bişey yap artık, çıkar beni burdan nolur

Azat:Bak tamam bir sakinleş önce

Kız:Nefes alamıyorum artık.

Azat:Tamam sakin ol nefes al nefes ver

Kız dediğimi yapmaya çalıştığında konuşmaya başladı:Yapamıyorum.

Azat:Bana adını söyler misin?

Kız:Di.. Dilan

Azat:Tamam Dilan, tamam.

İstemsizce Dilan'ın iki elinide tutarak konuşmaya başladım:Sakin ol, ben burdayım, yanındayım.

Dilan:Azat bana bişeyler oluyor

Dilan kendini geriye bıraktığında ben onu elinden tutup kendime çektim. Başı göğsümle buluştuğunda yere onunla çöküp konuşmaya başladım:Dilan.. Dilan..

Dilan'ı hafif kendimden uzaklaştırarak elimi yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Dilan beni duyuyor musun?

Elektrikler gelmişti ve tam kapı açılıcakken tuşlara uzanıp zemin kata bastım. Kapı açılmadan geri kapandığında konuşmaya başladım:Dilan.. Dilan kendine gel, iyi misin?

Dilan hala baygındı. Kapı açıldığında Dilan'ı kucağıma alıp asansörden çıktım. Sonra şirkettende çıkıp bir güvenlikle arabaya gittim. Güvenlik arabamın kapısını açtı ardından bende Dilan'ı ön koltuğa oturttup kapısını kapattım.

Adamdan arabamın anahtarını alıp arabaya bindim ve hastaneye doğru sürmeye başladım.

1 saat sonra/Azdil hastane

Azat'tan
Hastaneye geldiğimde hemen arabadan indim sonra Dilan'ı kucaklayıp otomatik kapıdan içeri girdiğimde gelen sedyeye Dilan'ı yatırıp konuşmaya başladım:Asansörde kalmış, ne kadar süre orda kaldı bilmiyorum. Asansörün kapısı açıldığında baygındı.

Azıcık yalan atmış olabilirim. Ama bu konuya kendimi karıştırmak istememiştim.

Dilan'ı acile alıp müdahale yaparlarken ben nedense gidemedim.

Bir doktor çıktığında onun durumunu sorduğumda bana iyi olduğunu ve nefessiz kaldığını söylemişti. Ardından kendine geldiğini söyledi.

Doktor:Eşinizi görebilirsiniz beyfendi

Azat:Eşim? Yoo bacım sen bizi yanlış anladın o kız benim eşim değil, eee ben sadece onu buraya getirdim durumunuda merak ettiğim için gitmedim.

Doktor:Anladım, geçmiş olsun

Azat:Saolun doktor hanım

Doktor gittiğinde konuşmaya başladım:Allahım eşim lafını sen yazdıysan boz, ben bu erkek fatmaya eşim demem.

Merakıma yenik düşüp içeri girdiğimde Dilan kendine gelmişti.

Azat:İyi misin?

Dilan:Nerdeyim ben?

Azat:Hastanedesin. Asansördeyken bir anda bayılınca ben getirdim seni buraya

Dilan:Teşekkür ederim.

Azat:Rica ederim. Eeee iyisin dimi? Başın falan ağrımıyor dimi?

Dilan:Yok ağrımıyor.

Azat:Güzel. Eeee o zaman ben gideyim. Şirkette biraz işim var ondan sonra bekarlığa veda partisi var oraya gidicem.

Dilan:Tebrik ederim

Azat:Hı?

Dilan:Ne hı? Sen demedin mi bekarlığa veda partisi var diye?

Azat:He dedim, dedimde evlenicek olan kişi ben değilim, eee amcaoğlum evlenicek

Dilan:Anladım. Eee bu arada benim adım..

Azat:Biliyorum asansördeyken söylemiştin Dilan diye

Dilan:Peki o zaman

Azat:Neyse ben gideyim. Serumun bittiğinde çıkabilirmişsin doktor söyledi. Eşyalarınıda ayak ucunda. Geçmiş olsun

Dilan:Saol. Tekrardan teşekkür ederim dağ.. Azat

Azat:Rica ederim

Hızlı adımlarla acilden çıktım sonra yine aynı hızla hastaneden de çıkıp arabama bindim ve sürmeye başladım.

Akşam saat 21:30

Şirin'den
Bu sadece benim kına eğlencemdi. Ama şimdiden heyecanlanmıştım. Uzun zamandır bu anın hayalini kuruyordum. Sevdiğim adamla olmak ve onunla evlenmekti tek hayalim.

Ateş hayatının en büyük hatasını yaptığında, dedem beni Mizgin'e verdiğinde bile o hayallerim hiçbir zaman yıkılmamıştı.

Ve şimdi o hayaller sonunda gerçekleşiyor.

Kızlar etrafımda dönerek yüksek yüksek tepelere şarkısıyla etrafımda dönerken ağlamam lazımdı ama ben ağlamak istemiyordum.

Kırmızı duvağım kalktığında Feraye konuşmaya başladı:Kız ağlasana..

Şirin:Napayım çok mutluyum. Ağlamak içimden gelmiyor

Feraye:İyi b.. Yiyorsun. Anladın mı dediğimi?

Şirin:Anladım.

Aycan:Ya kızım bari yalandan ağla

Şirin:Ya ağlıyasım yok Aycan..

Yaren'de bir anda çıktığında konuşmaya başladı:Ateş abim seni aldatıyor

Feraye'den
Ablam bir anda gelip Şirin'e "Ateş abim seni aldatıyor" dediğinde bende "abla yog artık" dediğimde Şirin ağlamaya başlamıştı bile.

Yaren:Ağladı işte, bu arada şaka yaptım özür dilerim.

Şirin:Bunun şakası mı olur yaa?

Biri geldiğinde Şirin sol elini yumruk yapmıştı.

X:E kimdir bu şirin kızın kaynanası? Gelsinde yaksın kınayı. Gelin altın görmeden açmam diyor.

Annem ayaklandığında çantasından altınını çıkardığında ben Aycan'ın kulağına yaklaşarak konuşmaya başladım:Aycan annemin elindeki altın tam altın mı yoksa ben mi yanlış görüyorum?

Aycan:Valla tam altın

Yaren:Annem paraya kıymış belli ki

Feraye:Altın kafam kadar valla.

Aycan'dan
Yaren:Darısı benim başıma, amin

Yaren'in istediği neydi çok iyi biliyordum. Bu yüzden Yaren'in söylemine sadece sırıttım.

Şirin'in tek eline kına yakıldıktan sonra eline eldiven takılmıştı.

Erkekler bar

Yazardan
Berkan:Şimdii Ateş evlendikten sonra sırada ben varım beyler. Sonra kısmetse Azat Yanaç evleniyor

Azat:Oğlum daha kız yok.

Ali:Çıkar lan karşına

Azat:Yok kalsın. Kız mevzusunu kapım kapalı Ali.

-Aycan'ı artık unuttum merak etme Barış. Kız mevzusuna kapım kapalı ama Aycan'la bir alakası yok.

Doruk:Buldun mu yoksa amcaoğlu?

Azat:Ya yok oğlum lafın gelişi söyledim.

Berkan:Bulmuş birini, valla bulmuş birini

Azat:Ya yok bulmadım. Yani bir anda karşıma Azrail gibi çıkan kızı saymazsak yok kimse

Ali:Azrail mi kızın adı?

Azat:Ali dalga geçme.

Ali:Tamam sustum.

Ateş:Anlat lan. Kim bu kız?

Azat en başından olayı anlattığında hepsi gülmeye başlar.

Berkan:Şimdi sana kız kabadayı ve dağ ayısı mı dedi gerçekten?

Azat:Dedi valla. Oğlum kızı görmeniz lazım. Kız öyle böyle değil, atarlı giderli arıza erkek fatma. Kara kuşak olmadığınıda Allah biliyor

Yine hepsi güldüğünde Doruk gülerek konuşmaya başlar:Kara kuşaksa zaten yandın amcaoğlu. Kurtuluşun yok

Azat:Bugünde çıktı karşıma. Bu seferde asansörde kaldık.

Yaman:Vaaay romantik dakikalar

Azat:Ya ne romantik dakikalar. Kız makineli tüfek gibi a***a koyayım bir susmadı papağan gibi sürekli aynı şeyi söylüyor, yok beni burdan çıkar, ben nefes alamıyorum bilmem ne?

-Bide bana kapıyı kır diyor. Ben çelik kapıyı nasıl kırayım oğlum?

Berkan:Çarpıldın mı?

Azat:Ne?

Berkan:Kıza diyorum çarpıldın mı? Bir elektriklenme geldi mi?

Azat:Allah korusun o kızdan beni. Ben hayatta o kızdan etkilenmem, hayatta nikahıma almam

Barış:Büyük konuşma. Etkilenmem almam dediğin kız bir bakmışsın karın olmuş hatta aşık olmuşsun.

Barış'tan
Azat:Sen öyle mi aşık oldun Aycan'a?
Azat bana bu soruyu yönelttiğinde masaya konulan içkimi içiyordum.

Barış:Ben hiçbir zaman Aycan'a aşık olduğumu anlamadım. Taki ondan yalandan boşanıp onu bırakana kadar. O zaman anladım, Aycan'ı sevdiğimi.

Doruk:O zamanlar hala aklında kalbinde Arjin'deydi o zaman öyle mi?

Barış:Ben boşluktaydım Doruk. Ne hissettiğimi, ne düşündüğümü bile bilmiyordum. Siz bir anda çıkıp biz evlendik dediniz, sonra dedemler gelip dedem konu berdelle kapandı dediğinde bile boşluktaydım.

Ateş:Şimdi?

Barış:Şimdi değilim. Aycan yeniden hayatıma girdiğinde Lidya doğduğundan beri boşlukta değilim.

Azat:Oğlum o büyük konuşma dediğin söz doğruda o kızla evlenilmez evlenilsede anlaşılmaz o kızla

Doruk:Biz aldık cevabı amcaoğlu.

Azat:Bir yürü git ya

Biz gülmüştük. O arada benim telefonum çaldığında cebimden çıkarıp ekrana baktığımda sevdiğim kız arıyordu. Ayağa kalkıp dışarı çıkıp telefonu açtım.

Telefon görüşmesi
Mavişim❤️:Efendim canım

Camgözlüm🤍:Napıyon? Merak ettim seni

Mavişim❤️ :Ateş'lerleyim bitanem. Gelicez birazdan. Herşey yolunda dimi?

Camgözlüm🤍:Yolunda. Sadece Lidya biraz huysuz, seni arıyor

Mavişim❤️:Yanında Lidya?

Camgözlüm🤍:Yok mamasını yedirip uyuttum. Ama uyanır sesten belki

Mavişim❤️:Tamam bitanem. Biz geliyoruz birazdan

Camgözlüm🤍:İçtin mi sen?

Mavişim❤️:Yani biraz ama sağlamım merak etme.

Camgözlüm🤍:İyi tamam. Fazla kaçırma, hatta artık yeter içme daha fazla.

Mavişim❤️:Emredersiniz hatunum

-Güzelim çıktılar benimkiler ben kapatıyorum oraya gelince konuşuruz

Camgözlüm🤍:Tamam sevgilim.

Konuşma biter
🦅🦅🦅🦅🦅🦅

Burda kestim. Çünkü aklıma bu kadar geldi. Yorumlarınızı ve beğenmelerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️

Bölüm : 11.10.2024 01:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...