89. Bölüm

82. Bölüm

Bogurtlenvegokyuzu Rapunzel
rapunzel_102219

Şarkı:Feride Hilal Akın - Canımsın Sen

Satır başı yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ⭐ doldurmayı unutmayın canlar.....❤️❤️❤️❤️

Sabah saat 10:30/Aybar ev

Aycan'dan
Gözlerimi sevdiğim adamın sayıklamasına açmıştım. Başımı omzundan kaldırıp baktığımda yüzünde terler akıyordu.

Barış:Gitmeyin.. Gitmeyin

Aycan:Barış..

Barış:Bırak onları, dokunma..

Sol omzuna dokunup uyanmasını sağladım. Ama uyanmıyordu. Elimi yüzüne yerleştirdiğimde ateşi vardı.

Aycan:Barış ateşin var senin.

Barış:Ölmeyin

Parmaklarıma baktığımda kan olmuştu. Yataktan kalkıp diğer tarafına geçtiğimde konuşmaya başladım:Barış kendine gel. BARIŞ KABUS GÖRÜYON KENDİNE GEL.

Barış:HAYIR.

Barış nefes nefese gözlerini açtığında ben sol elimi yüzüne yerleştirerek konuşmaya başladım:Tamam tamam geçti sevgilim. Kabus gördün sadece

Barış:İkiz.. İkizler

Aycan:Çok iyiler aşkım. Karnımdalar.

Barış:Ölüyordunuz

Aycan:Burdayız aşkım, kabus gördün sadece

-Barış kalkabilicek durumda mısın? Kalkabilicek misin?

Barış'ı zar zor doğrultmaya çalıştığımda

ağzından acı bir inilti çıkmıştı.

Tişörtünü sıvarken konuşmaya başladım:Dayan sevgilim, kaldır hadi kollarını

Ben hiçbir şey söylemeyip iki kolundan da tişörtünü çıkartıp geri yatırdım ve

hızla lavaboya girdim...

Barış

Lavabodan elimde pansuman malzemeleriyle ve ateş ölçerle çıktığımda Barış üstünü örtmüş titriyodu. Elimdekileri komidin üstüne bırakıp sevdiğim adamın üstünü açtığımda konuşmaya başladı:Çok soğuk

Aycan:Ateşin var ondan ama geçecek sevgilim.

Şuan tek umudum kızımın uyanmamasıydı. Hızlı adımlarla odadan çıkıp mutfağa indim. Sonra sirkeli su hazırlarken midem bulanmıştı. Ama kusmamıştım. Üç tanede bez bulup yukarı çıktım.

Odaya geldiğimde sevdiğim adam yine üzerini örtmüştü.

Üzerini yine açtığımda titremesi artmıştı.

Aycan:Geçicek sevgilim. Dayan

Bezi alıp sirkeli suya batırıp biraz suyunu sıktım. Sonra sevdiğim adamın alnına koydum. Yarasına pansuman yapmam gerekiyordu. Ama yanlış bişey yapmaktan korkuyodum.

Bir makasla sargı bezini kestikten sonra yara örtüsünü çıkartırken ağzından acı bir inilti çıkmıştı.

Aycan:Nasıl oldu bu?

Barış:Seni.. Seni tam kucağıma.. Alıcakken tahta...

Aycan:Tamam.. Tamam anladım.

Sevdiğim adamın yanından kalkıp yattığım yere geçtim sonrada telefonumu elime alıp Lale'yi aradım. Telefon açılır açılmazda konuşmaya başladım.

Telefon görüşmesi
Civcivim❤️:Lale buraya gelmen lazım.

Boncuk❤️:Noldu?

Civcivim❤️:Barış'ın ateşi var. Bide.. Bide yarası kanıyor

Boncuk❤️:Ne yarası?

Civcivim❤️:Beni yangından kurtarırken yaralanmış. Lale nolur gel

Boncuk❤️:Tamam kuzum. Sen sakin ol. Ben hemen geliyorum.

Civcivim❤️:Tamam. Geldiğinde bahçe kapısından gir, Lidya uyuyor hala uyanmasın kapı sesine

Boncuk❤️:Tamam kuzum. Ben evden çıktım şuan geliyorum

Civcivim❤️:Sen gelene kadar benim yapıcağım bişey var mı?

Boncuk❤️:Ateşi kaç?

Civcivim❤️:40'a yakın. Suya sokayım mı?

Boncuk❤️:Hayır hayır sakın bir süre yani yarası iyileşene kadar suya girmemesi lazım. O yaranın suya temas etmemesi lazım

Civcivim❤️:Napıcam peki?

Boncuk❤️:Sen sadece yarasına dokunmadan sirkeli suyla ateşini düşürmeye çalış, hatta hafif soğuk suyla yap daha iyi olur.

Civcivim❤️:Tamam.
Konuşma biter
🐥🐥🐥🐥🐥🐥

Lale'yle konuşmam bittikten sonra sevdiğim adama baktığımda hala titriyodu. Alnındaki bezi alıp hızlı ama dikkatli bir şekilde merdivenlerden indim. Sonra mutfağa geçip yeni bir su doldurdum. Bu seferki soğuktu.

Yukarı çıkıp odaya girdiğimde sevdiğim adam yine sayıklamaya başlamıştı. Bezi ıslatıp suyunu sıktığımda alnına koydum. Diğeriylede yarasına dokunmadan silerken konuşmaya başladı:Ört.. Üstümü ört

Aycan:Örtemem sevgilim. Ateşin var düşmesi lazım.

-Lale'yi aradım geliyor, biraz dayan tamam mı? Bak Lale geldiğinde yaranada bakıcak dayan sevgilim

Lale'nin sesini kapıdan duyduğumda konuşmaya başladım:Lale ateşi düşmüyor.

Lale:Tamam bana bırak kuzum. Hatta sen dışarı çık

Ben tam bişey söyliycekken bebek telsizinden kızımın sesi gelmişti.

Lale:Hadi sen Lidya'nın yanına git, sonra bir bahane bul Lidya buraya girmesin

Aycan:Tamam.
Bunu söyleyip odadan çıktım ve kızımın odasına girdim. Kızım beşiğinde ayağa kalkmış bekliyordu. Kızımın yanına gidip yanağına bir öpücük kondurarak konuşmaya başladım:Günaydın miniğim.

Lidya:Baba

Aycan:Baba uyuyo aşkım. Şöyle yapalım mı? Aşağıya inelim, babaya çok güzel bir kahvaltı hazırlayalım.

Lidya:Eveeey

Yatak odası

Lale'den
Barış'ın yarasını temizleyip sardıktan sonra bir serum bağladım. Barış uyuyordu. Bende odadan çıktım.

Mutfak

Aycan'dan
Kızımı tezgahın üstüne oturtup konuşmaya başladım:Şimdi sen burda otur, bana bak bitanem olur mu?

Lidya'm olumlu anlamda başını salladığında Lale gelmişti.

Aycan:İyi mi?

Lale:İyi merak etme. Serum taktım, ateşide düştü.

Aycan:İyi bari. Sen Lidya'ya göz kulak ol bende kahvaltıyı yapayım

Lale:Tamam kuzum.

Yatak odası

Barış'tan
Gözlerimi açtığımda sol kolumda serum vardı. Serumu çıkarıp yataktan kalktığımda canım biraz yanmıştı. Ama önemsemeyip dolaptan mavi bir tişört altına siyah bir pantolon alıp giydim ve odadan çıktım.

Salona indiğimde mutfaktan güzel kokular geliyordu. Mutfağa indiğimde sevdiğim kız kahvaltıyı hazırlamıştı.

Barış:Günaydın hanımlar

Aycan ve Lale bana boş gözleriyle bakarken Lidya'm sevinç dolu sesiyle bağırdı:BABAA

Barış:Evet baba geldi.

Kızımın yanağına bir öpücük kondurarak konuşmaya başladım:Günaydın meleğim.

-Ne yiyorsun sen? Ne o elindeki?

Lidya'm elindeki çikolatalı ekmeği gösterdiğinde Aycan konuşmaya başladı:Niye kalktın sen?

Barış:İyiyim ben bitanem.

Aycan:Barış benden sakladığın yaran yüzünden ateşlendin farkındaysan. Lale gelmeseydi o ateşin hala..

Sözünü tamamlamadan sevdiğim kızın dudağına bir öpücük kondurduğumda Lidya konuşmaya başladı:IIIIHĞ, ÇİÇ ANNE

Aycan:Çiç derken küçük hanım?

Barış:Sen kıskandın mı beni anneden yine?

Aycan:Buda soru mu? Tabikide kıskandı. Git mi dedin sen bana?

Barış:Anneye öyle denmez meleğim. Ben anneyide öperim senide öperim. Sen yeterki öpmemi iste fıstığım benim
Bunu söyleyip kızımın yanağına bir öpücük kondurdum.

Lale:E ben gideyim artık.

Barış:Kahvaltı yap bizimle.

Lale:Ben yapmıştım zaten size afiyet olsun.

Aycan:Tamam o zaman ben seni geçireyim kuzum

Lale:Hiç gerek yok kuzum ben kendim giderim

Aycan:Tamam o zaman geldiğin için teşekkür ederim canım

Lale:Ne demek canım benim her zaman. Barış bu arada o yarana çok dikkat etmen lazım. Yani Lidya'yı falan indirirken falan dikkat etmen lazım

Barış:Tamam ederim boncuk.

Aycan'dan
Lale gittiğinde sevdiğim adam kızımızı indiricekken konuşmaya başladım:Sen bırak ben indiririm

Barış:İyiyim ben bitanem ağrım yok

Aycan:Olsun yinede ben..

Barış:Güzelim benim inat etme, iyiyim ben gerçekten

Barış beni dinlemeyip Lidya'yı kucağına aldı ve mama sandalyesine oturttu. Bende çayları koydum. Sonra çaydanlığı kızımdan uzak masaya koyduğumda sevdiğim adam ellerimi tuttu ve ellerimi öpüp konuşmaya başladı:Ellerine sağlık güzelim.

Aycan:Daha hiçbir şey yemedin ama. Belki beğenmiyceksin

Barış:Sen yaparsında ben beğenmez miyim hayatım

Aycan:Belki kötü yaptım kahvaltıyı olamaz mı?

Barış cevap vermeden sofraya baktı.
İşaretli olanlar yok

Sonra konuşmaya başladı:Bence gayet güzel.

Ben sadece sevdiğim adama gülümsedim. Sonra birlikte kahvaltımızı yapmaya başladık.

Barış:Kahvaltıyı yaptıktan sonra napıcaz?

Aycan:Düğüne gidicez ama sen gelmiyceksin. Evde kalıp dinlenmen lazım

Barış:Sizi orda yalnız bırakmam güzelim

Aycan:Ben orda yalnız olmıycam Barış.

Barış:Biliyorum ama sizi yalnız bırakmam

Ben elimi sevdiğim adamın alnına dokunup konuşmaya başladım:İyi ateşin yok gibi. Ama yinede..

Barış:Gelirim.

Aycan:İnat etmesen olmaz dimi?

Barış:İnat ettiğimden değil güzelim. Orda abinlerde olsa o herifin sağ solu belli değil, bir anda karşınıza çıkıp size zarar verebilir

Aycan:Tamam ama daha yeni kendine geldin, onu geçtim tekrar yaran kanarsa..

Barış:Kanarsa Lale orda pansumanımı yapar.

Aycan:İyi tamam. Ama dikkatli olcaksın ani hareketler yapmıycaksın söz mü?

Barış:Söz

Aycan:Barış

Barış:Söyle bitanem

Aycan:Nikah saat 3'te başlıycakmış. Beni ve Lidya'yı Gökhan bıraksın sende saat 3'e kadar biraz dinlen olur mu?

Barış:Tamam olur bitanem.

Yanaç Konak

Asiye'den
Önce üçüzlerimi giydirdikten sonra Melike onları kendi odasına oynatmak için götürmüştü. Saate baktığımda 12:30 olmuştu bile.

Elbisemi giydikten sonra Doruk gelip elbisemin fermuarını kapattı.

Asiye:Teşekkür ederim sevgilim

Doruk:Her zaman yavrum

Doruk yanağıma ve boynuma bir öpücük kondurduğunda konuşmaya başladım:Sen şirkete mi gidiceksin?

Doruk:Gitmiycem bitanem.

Asiye:Tamam o zaman hazırlanalım hadi

Doruk:Senin hazırlanmana gerek yok, zaten çok güzelsin

Asiye:Sen kıskandın mı beni?

Doruk:Cık kıskanmıyorum. Ama sen kıskanıyorsun

Asiye:Ben ne zaman kıskandım seni?

Doruk:Okul yıllarımızdayken bir kız vardı, sarışın mavi gözlü bir kızdı, hatta sen gelmeden önce benim sevgilimdi.

Asiye:O bahsettiğin kişi Harika. Ama ben seni Harika'dan kıskanmadım. Sadece Harika'ya gıcık oluyordum ki öyleydi.

Doruk:Harika'dan ayrıldıktan sonra seninle çıkmaya başladığımız zamanlarda bedendi voleybol oynuyordunuz kızlarla. Sonra yanlış hatırlamıyorsam sen Harika bana bakıyor diye kafasına top atmıştın sonra kavga başladı.

Asiye:O da sana değil önüne baksaymış o zaman.

Doruk:Seni her halinle seviyorum hatunum.

Asiye:Bende seni seviyorum
Bunu söylememle Doruk dudaklarıma yapıştı. Bende onun öpüşüne karşılık vermeye başladım.

Feryam ev

Feraye'den
Düğüne gitmeden önce Yaman beni salona oturtmuştu. Kendiside mutfağa geçmişti. Mutfak salonun arka tarafında olduğu için naptığını görüyordum. Kekik yapıyordu bana

Feraye:Yaman içmek istemiyorum dedim boşuna yapıyorsun. Hem ayrıca ben sevmem öyle şeyleri

Yaman çaydanlıkta olan kekiği bardağa boşaltırken konuşmaya başladı:İtiraz yok ay ışığı, bebeklerime şifa olucak bu

Yaman elinde bardakla gelirken ben konuşmaya başladım:Bebeklerimize şifa olucak şeyi ben sevmiyorum ama.

Yaman:Hadi hadi iç

Feraye:Tamam ama bir yudum alırım

Yaman:Hepsi biticek desem

Feraye:Bende hayır desem

Bir yudum aldığımda midem bulanmıştı. Bardağı sehpanın üstüne koyup hızla yukarı çıktım ve lavaboya girer girmez kusmaya başladım.

Biraz kusup elimi yüzümü yıkadığımda Yaman gelip konuşmaya başladı:İyi misin?

Feraye:İyiyim. Yaman lütfen bana bidaha böyle şeyler içermeye çalışma. Sevmiyorum ben kekik çayı vs.

Yaman:Tamam ay ışığım.

Feraye:Ben hazırlanayım artık saat yaklaşıyordur

Yaman sol bileğine takılı olan saatine baktığında konuşmaya başladı:Saat şuan 14:10 geçiyor bebeğim

Feraye:Tamam o zaman ben hazırlanayım sende hazırlan sonra çıkalım.

Yaman:Tamam bitanem.

İkimizde odamıza geçtiğimizde ben kendi elbisemi Yaman'da giyeceği takımı aldığında yanağıma bir öpücük kondurup lavaboya gitti. Bende elbisemi giymeye başladım.

Elbisemide giydikten sonra elbiseme uygun bir makyaj yaptığımda Yaman çıkmıştı ve bana büyülenmiş bir şekilde bakıyordu.

Yaman:Çok güzel olmuşsun ay ışığım

Feraye:Teşekkür ederim. Sende çok yakışıklı olmuşsun sevgilim.

Yaman dudağıma bir öpücük kondurduğunda elimi tuttu ve birlikte odadan çıktık.

Zemheroğlu konağı

Şirin'den
O beklediğim gün, hayalini kurduğum o gün sonunda gelmişti. Evleniyordum artık. Üstelik sevdiğim adamla evleniyordum.

Merdivenlerden aşağıya gelinliğimi hafif kaldırıp inerken içimde tarifi olmayan bir mutluluk vardı.

Biraz sonra bu konak kapısı açılıcak ve sevdiğim adam içeri giricekti. Ve arkamda bulunan nikah masasına oturucaktık.

Sonunda beklenen an gelmişti. Esma kapıya gidip kapıyı hafif aralayıp kendini göstermeden elini kapı aralığından uzatıp "kapı açılmıyor damat beyim" demişti.

Dışarsı


Aycan'ın giydiği ve makyajı


Aycan'ın aksesuarları saçı ve ayakkabısı


Asiye'nin giydiği ayakkabısı ve makyajı, kolyesi Doruk'un hediye ettiği kolyedir


Bunlarda küçük prenseslerin ve prensin giydiği


EyLal


Ali


Yaren 


Yaren ve Eylül'ün ayakkabısı ve Yaren'in makyajı


DorBerAz


Damadımız


Barış


Barış ve Yaman'ın taktıkları


Feraye

Ateş'ten
Esma bunu söyledikten sonra ben ceketimin cebinden 2000 lira çıkarttım. Etrafımdaki herkes "oooo" derken Esma'nın eline parayı tutuşturdum.

Azat'tan
Kapı açıldığında Ateş içeri girmişti. Sonra sırayla hepimiz girerken ben o kızı görmüştüm. Ama o beni görmemişti.

Azat:Yog artık

Doruk:Noldu lan?

Yazardan
Azat:Behram Kozan'ın yanındaki kız, o kız

Doruk, Azat'ın baktığı yöne baktığında konuşmaya başlar:Azrail yengemiz bu demek ha?

Azat:Lan oğlum ağzından yel alsın yenge diyip durma şu kıza.

Doruk:Hadi gir içeri amcaoğlum

Azat'tan
Doruk'la içeriye girdiğimizde o kızla göz göze gelmiştik. Doruk Asiye'nin yanına yani nikah masasına geçtiğinde kız bana öldürücü bakışlar atıyordu.

Gözlerimi kaçırıp Yaman'ın yanına geçtiğimde konuşmaya başladı:Azrail'in, Dilan mı lan?

Azat:Ne bileyim ben? Ayrıca kimse benim Azrail'im değil. Hele bu kız hiç değil.

Barış (hafif sırıtarak):Büyük konuşma

Barış'tan
Azat:Lan oğlum bir gidin.
Azat bunu söyledikten sonra ben hafif güldüğümde sevdiğim kız konuşmaya başladı:Noldu?

Barış:Konu Azrail, güzelim. Şu dün bahsedilen kız.

Aycan:Hımm. Kimmiş?

Barış:Henüz belli değil. Ama Dilan olabilir

Doruk:Olabilir değil, o

Aycan:O kız kim be?

Barış:Şu karşımızda duran, beyaz uzun bir elbise giyen kız güzelim

Aycan'dan
Ben Barış'ın dediği yere baktığımda kız baya alımlı ve güzel bir kızdı. Kızın gözü sevdiğim adama kaydığında ben sevdiğim adamın elini tutup başımı omzuna koydum.

Barış:Noldu sancın mı var?

Aycan:Hayır öylesine başımı omzuna koymak istedim

Barış, omzuna koyduğum ve elini tuttuğum elini arkamdan koluma yerleştirdiğinde konuşmaya başladı:Ben o öylesine sözünü çok iyi biliyorumda neyse

Aycan:Neymiş?

Barış:Kıskandın

Aycan:Kıskanmadım. Ayrıca kimden kıskanıcam ben seni?

Barış:Onu sana sormak lazım güzellik.

Ateş'ten
Nikah memuruda geldiğinde nikah başlamıştı. Nikah memuru o klasik sözlerini söylerken biz ikimiz birbirimize gülümseyerek bakıyorduk.

Şirin'den
Nikah memurunun sorularını hepimiz cevaplamıştık.

Nikah memuru (kadın):Siz Şirin Zemheroğlu, hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde, hiç bir baskı ve tesir altında kalmadan, kendi hür iradenizle Ateş Yanaç'ı kocalığa kabul ediyor musunuz?

Elime mikrofonu alıp sevdiğim adama baktım. Sonra Doruk'a baktım. Doruk göz kırpıp ayağa kalktığında gitarını eline aldı. Tabi nikah memuru bu durumu biliyordu. Doruk ve Azat abi ayarlamıştı bunu. Doruk çalmaya başladı.

Multimedyadaki müziği çalın👇🏻
Şirin hep Ateş bakar:Adın başka, tadın başka
Sığmıyorsun ele avuca delisin sen
Dilerim ki benle yaşa
Bildiklerin ezber değil, yenisin sen
Boşuna mı yaprak gibi rüzgarına kapıldım ben
Unutup kendimi bir divaneye takıldım ben
Ayağı eşikten dışarda, git gidersen
Bu gönül çoktan razı senden, nasıl istersen

Ateş hiç gözlerini ayırmadan gülümseyerek Şirin'e bakar

Şirin:Delip geçen gözlerinle
Söylenmemiş sözlerinle
Sırsın sen
Hiç oyunsuz, sorunsuz
Ne bir eksik ne bir fazla
Canımsın sen

-Boşuna mı yaprak gibi rüzgarına kapıldım ben
Unutup kendimi bir divaneye takıldım ben
Ayağı eşikten dışarda, git gidersen
Bu gönül çoktan razı senden, nasıl istersen

-Senden önce senden sonra
İki ayrı devir, iki ayrı dünya
Bir daha da olmayacak
Hiçbir şey eskisi gibi yarınlarda

-Boşuna mı yaprak gibi rüzgarına kapıldım ben
Unutup kendimi bir divaneye takıldım ben
Ayağı eşikten dışarda, git gidersen
Bu gönül çoktan razı senden, nasıl istersen

Şirin:SONSUZA KADAR EVEEEET

Islıklar ve alkış sesleri koparken Ateş hala gülümsüyordu. Doruk elindeki gitarı bırakıp Asiye'nin yanına oturur.

Nikah memuru (kadın):Gelin hanımın şarkılı evetini duydunuz damat bey. Peki siz? Hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde, hiç bir baskı ve tesir altında kalmadan, kendi hür iradenizle Şirin Zemheroğlu'nu karılığa kabul ediyor musunuz?

Ateş'ten
Nikah memuru bana bu soruyu sorduğunda ben elime mikrofonu alıp konuşmaya başladım:Madem şarkılı şekilde o tek kelimeyi söylüyoruz. O zaman buda benden sana menekşe gözlüm

Şirin'im gülümsediğinde ben şarkımı söylemeye başladım

Yazardan

Ateş:Senden önce öylesine nefes almış bu beden
Seni beklemişim ben bir ömür boyu
Meğerse hiç bilmeden
En büyük aşkımdın belki ama
En büyük korkumdun bir yandan da

Ya bir gün biterse bu aşk diye
Ağlıyorum her gece
Ya bir gün biterse bu aşk diye
Ağlıyorum her gece

Ateş ayağa kalkıp Şirin'in elini tutarak ayağa kaldırır:Ben senin kalbinde hayat buldum
Sen alınyazım ilkbaharımsın
Yokluğun sanki kıyamet gibi
Sevgilim sen benim can damarımsın

Sol eliyle Şirin'in yüzüne dokunarak:Ben senin kalbinde hayat buldum
Sen alınyazım ilkbaharımsın
Yokluğun sanki kıyamet gibi
Sevgilim sen benim can damarımsın

Ateş:Sonuna kadar, ölüm bizi ayırana kadar, kalplerimiz birlikte atıcak. Ve benim sana cevabım SONSUZA KADAR EVET

Aycan'dan
Alkış ve ıslık sesleriyle beraber silahlarda patladığında ben kulaklarımı kapattım. Lidya'da ağlıyarak babasına sarıldığında sevdiğim adam konuşmaya başladı:Şşşş bişey yok fıstığım. Yüzüme bak bir bitanem.

Lidya babasının yüzüne baktığında Barış onu yere indirip konuşmaya başladı:Bu duyduğun ses sadece bu düğünün bir parçası bitanem.

Lidya biraz sakinleştiğinde abimler dansa kalkmıştı. Reyhaniyle oynuyorlardı. Ve birbirlerine gülümseyerek bakıyorlardı.

O karşımızdaki kızda Barış'a bakıyordu. Bende kıskanmıştım tabi. Bu kıskançlığım burcumun verdiği bir özellikti ve tabi bide hormonlarımın verdiği şeydi işte.

Hayır niye bakıyon ki?

Git başka erkeklere bak. Başka erkek mi yok?

Barış:Uykun geldi mi fıstığım?

Lidya olumsuz anlamda başını salladığında Barış onun yanağına bir öpücük kondurdu.

Arada kızım olmasaydı eğer şuan Barış'a olabildiğince yakınlaşırdım. Ama kızımdan dolayı yapamıyordum.

Gece saat 22:30

Aycan'dan devam
Gece daha bitmemişti. Ben kızımla Şirin'in odasına geçip altını değiştirdim. Sonrada uyutup yanlarına yastıkları koyup çıktığımda sevdiğim adam merdivenlerden çıkmış geliyodu.

Aycan:Lidya uyudu sevgilim

Barış:Tamam bitanem. Sen in aşağıya bende lavaboya girip geliyorum sevgilim.

Aycan:Bir sorun yok dimi?

Barış:Yok yavrum merak etme.

Aycan:Tamam o zaman ben aşağıya iniyorum.

Barış:Tamam güzelim.

Ben tam gidicekken sevdiğim adam bileğimi tuttu sonra üzerindeki ceketini çıkarırken konuşmaya başladı:Şunuda giy üstüne hava serinledi artık

Aycan:Sen üşüyceksin bu seferde olmaz

Barış:Bana bişey olmaz fıstığım
Barış bunu söyledikten sonra ceketini omuzlarıma koydu bende ceketini giydikten sonra uzun gelmişti.

Barış:Yakıştı.

Aycan:Yani uzun olması dışında bişeyi yok

Barış:Napayım almamışsın üstüne bişey.

Aycan:Yaran iyi mi? Ağrın yok dimi?

Barış:Yaramda iyi ağrımda yok güzelim.

Elimi alnına yerleştirdiğimde ateşi yoktu.

Aycan:İyi ateşin yok

Barış alnındaki elimi tuttu ve avucumun içine bir öpücük kondurup konuşmaya başladı:Benim ateşim sensin. Yaktın beni güzelliğinle alev alev

Aycan:Romantikliğe mi bağladın sen?

Barış:Olabilir. Neyse hadi in aşağıya sen bende geliyorum.

Aycan:Tamam.

Barış gittiğinde bende aşağıya indim. Eğlence bitmiş ve herkes gitmişti. Herkes bir yere oturmuştu.

Doruk:Gel otur barbim

Doruk abimin kalktığı sandalyeye oturduğumda bir adam (Behram Kozan) konuşmaya başladı:Tebrikler çocuklar, darısı benim güzel torunum Dilan'a inşallah

Ateş:Teşekkür ederim Behram ağam. Umarım Dilan'da dediğiniz gibi kısmetini bulur

Behram Kozan?

Flashback
Yaman:Onu çıkaran kişi Behram Kozan

Aycan:O kim?

Azat:Loran'ın dedesi
Flashson

Azat abimin bahsettiği, Loran'ın dedesi şuan karşımdaydı. İstemsizce gerildiğimde Asiye konuşmaya başladı:Aycan iyi misin?

Aycan:İyiyim midem bulanıyor biraz.

Flashback
Aycan:Yengen Loran'ın..

Barış:Ablası. Abim ve yengem, Asiye ve Doruk gibi kaçtılar. O zamanda aşiret ağaları konuyu berdelle kapatmaya çalıştılar.

Aycan:Loran'ın bir kardeşi daha mı var?

Barış:Evet bitanem. 8 yaşında. Küçücük kızı bana vermeye kalktılar. Ben istemedim. Küçücük bir çocuğu, kanımdan canımdan olmadığı sürece dokunmam dedim. O zaman vazgeçtiler beni o kızla evlendirmekten. Sadece abim ve yengem evlendi işte
Flashson

Şuan bu kızın Loran'ın kardeşi olması beni fazlasıyla germişti. Neden bu kadar geriliyorum bilmiyom.

Dilan'ı tanımasamda bakışları iyi gibiydi. Ama işte Loran'ın kardeşi olması beni korkutuyordu.

Karnıma sancılar girdiğinde konuşmaya başladım:Ben izninizle bir yukarı çıkayım

Ateş abim yanıma gelip elini omzuma koyarak konuşmaya başladı:Fıstığım iyi misin?

Ben tam konuşucakken sancım buna izin vermemişti ve ağzımdan acı bir inilti çıkmıştı:AAAHĞ

Doruk:Sancın mı var?

Aycan:Evet, AAHĞ

Barış'tan
Lavabodan çıktığımda kızıma bakmak için odaya girmiştim. Mışıl mışıl uyuduğunu gördüğümde alnına bir öpücük kondurdum ve odadan sessizce çıkıp kapıyı kapattım.

Sonra sevdiğim kızın çığlığını duyduğumda koşar adımlarla merdivenlerden inerken bağırdım:NOLDU?

Ateş, Aycan'ı kucaklayıp götürürken Berkan'a bakarak konuşmaya başladım:Noldu Beko?

Berkan:Sancısı var, bide kanaması başladı.

Ben hiçbir şey söylemeyip hızlı adımlarla konaktan çıktım. Ama Ateş çoktan sevdiğim kızı arabaya bindirmiş götürmüştü.

Doruk arabamı getirdiğinde ben hızla onun yanına bindim ve sürmeye başladı.

Barış:Lidya'yı yalnız mı bıraktınız?

Doruk:Hayır. Kızlardan tek Eylül, Şirin ve Asiye kaldı, erkeklerde var merak etme.

Barış:Noldu bir anda? Neden sancısı başladı?

Doruk:Bu Behram Kozan, Ateş abimi tebrik etti, sonra işte abimde teşekkür ederim Behram ağam diyince kız bir durgunlaştı.

Barış:Duydu mu bu adı daha önce?

Doruk:Söylemiştik. Yani konu senin cezaevi konusundan çıkmıştı, ordan seni nasıl çıkartırızın yollarını ararken Azat söyledi.

Barış:Korktu kesin.

Doruk:Olabilir.

Hastaneye geldiğimizde ben araba durur durmaz inmiştim. Kolidorun sonunda Ateş'i görüp hızlı adımlarla onun yanına giderken konuşmaya başladım:Aycan nasıl?

Ateş:Bilmiyorum. Müdahale yapıyorlar.

Başak hanım çıktığında konuşmaya başladım:İyiler mi?

Dr Başak hanım:Üçüde gayet iyi.
Bunu duymamla tuttuğum nefesimi bıraktım.

Doruk:Görebilir miyiz kardeşimi?

Dr Başak hanım:Tabi görebilirsiniz geçmiş olsun

Başak hanım gittiğinde biz içeri girdik. Sevdiğim kız kendine gelmişti. Ben hemen karşısına oturup karnının üstündeki elini tutarak konuşmaya başladım:İyi misin bebeğim?

Aycan:Ben iyiyim. Bebeklerimiz onlar nasıl?

Barış:Çok iyiler.

Aycan:Barış..

Barış:Yalan değil gerçekten iyiler fıstığım.

Ateş:Noldu da bir anda sancın başladı abim?

Aycan:Senin o adama Behram Kozan dediğin zaman

Barış:Kozan soyadını duyunca kastın yani kendini?

Aycan:Sanırım

Zemheroğlu konağı

Şirin'den
Doruk bizi arayıp Aycan'ın ve ikizlerin iyi olduğunu öğrendiğimizde hepimiz (Yaren hariç tabi😂) rahatlamıştık.

Behram Ağa:E haydi bize müsaade. Bu arada Aycan kızımıza geçmiş olsun dileklerimide iletin kızlar

Şirin:Tamam Behram dede iletiriz

(Şirin ve Loran, Yaman ve Eylül'ün hala kuzenleridir yani Kalender ağanın iki kız kardeşinden olmadır. Ve sanırım Behram Kozan'da ŞirYamEyin dedesi oluyor🤨. Aile soylarına çok fazla ne denir bilmiyorum🥲)

Dilan:Dede ben biraz daha kalsam burda olur mu? Yaman abim getirir beni.

Behram ağa:İyi tamam. Yaman'la dönersin, Yaman'dan başkasını yanında görürsem kırarım bacaklarını

Dilan:Tamam dedem

Behram dedem gitmişti. Behram dedem aslında özünde iyi bir adamdır. Ama söz konusu torunları olursa çirkinleşebilir. Torunları kırmızı çizgisidir.

Behram dedem, Loran abimi uzun bir zaman önce salmıştı. Sadece Loran abimi para karşılığında cezaevinden çıkarmış birisiydi onun dışında onu ne evine almış nede bağrına basıp torunum demişti.

Loran abimi dizginlemeye çalışan kişi sadece eniştemdi. Ama o da artık yapamıyordu.

Uzun bir bekleyişin ardından Ateş'ler gelmişti. Hepsi içeri girdiğinde eniştem konuşmaya başladı:İyi misiniz Aycan kızım?

Aycan:İyiyiz ağam

Barış:Ben Lidya'yı almaya gidiyorum. Sen kal burda.

Aycan:Tamam

Barış'tan
Hızlı adımlarla yukarı çıktığımda biriyle çarpıştığımda düşmesin diye belimden kavrayıp kendime çektiğim sırada omzum biraz acımıştı.

Dilan:Çok özür dilerim görmedim seni

Barış:Yok sorun değil.

Dilan:Çok acıdı mı?

Barış:Hayır.

Dilan'ın belinden elimi çektiğimde o da ellerini omuzlarımdan çekmişti.

Dilan:Görmeyeli çok yakışıklı olmuşsun

Barış:Eyvallah. Sende güzelleşmişsin.

Dilan:En son abin ablamı kaçırdığında beni sana vericeklerdi ama sen istemedin vermediler. Arjin diye bir kız vardı hayatında..

Barış:Sen nerden biliyorsun bunu?

Dilan:Büyüdüm Barış ağa. Sen Arjin'e aşıkken ben çoktan büyümüştüm. Hatta bunca zaman yaşadığın olaylarıda biliyorum

Barış:Güzel. Abinin birgün yaptıklarının cezasını çekiceğinide biliyorsundur o zaman?

Dilan:Abimi öldürmeye gücün yetmez.

Barış:Karıma, kızıma ve karımın karnındaki bebeklere zarar verirse abini ölmüş bil Dilan

Dilan:Abimin şuan nerde olduğunu bile bilmiyorsun. Yerini bilmediğin adamı nasıl öldürmeyi düşünüyorsun?

Barış:Eninde sonunda bulucam o şerefsiz abini Dilan

Dilan:Neyse ben gideyim. Sana abimi bulma konusunda başarılar. Ama dikkat et, sonunda ölen yada yanan sen olma.

Barış:Ne demek bu?

Dilan:Bişey demek değil, sadece bir uyarı. Yanlış anlama abimin nerde olduğunu bilmiyorum, sadece seni uyarmak istedim

Ben hiçbir şey söylemeyip ona umursamaz bir halde

baktığımda konuşmaya başladı:Noldu bir anda?

Barış:Ne noldu?

Dilan:Ablamı almadın, Miran'ı senin nüfusuna yazdırıcaklardı evlendiğinde ama sen Arjin'in üstüne kuma almam dedin, Arjin öldü ama sen ablamla..

Barış:Ablanla asla evlenmezdim Dilan. Abimin emaneti olan kadınla değil evlenmek kalbime bile almazdım

-Ablanda Miran'da bana abimden emanetler

Dilan:Peki o? Aycan? O senin abinin katilinin kardeşi tamam onu 2 şekilde nikahına aldın hem Allah katında hem kağıt üzerinde.

-Üstüne bide çocuk yapmışsın

Barış:Aycan'ın, abimin katilinin kardeşi olması bişeyi değiştirmiyor Dilan. Onu sevmekten vazgeçmiyorum.

Dilan:Ona aşık değilsin. Aşık olduğunu sanıyorsun sadece ama değilsin

Barış:Aşığım Dilan. Hemde çok aşığım. Aşık olmasaydım şuan Şirin'in odasında yatan kızım ve Aycan'ın karnındaki ikizler olmıycaktı.

Dilan:Yanıcaksın biliyorsun dimi? Abimin istediğini almadan durmıycağını biliyorsun dimi?

Barış:Biliyorum. Ve savaşsa savaş buyursun gelsin. Ama karıma, kızıma ve ikizlerime dokunmasına izin vermiycem. Onlar için ölürüm Dilan

Dilan hiçbir şey söylemeyip sadece bana baktı.

Bende yine aynı şekilde umursamaz bir şekilde baktım.
Müzik burda biter👆🏻

Dilan'ın arkasından sevdiğim kızın sesi duyulmuştu:Barış

Gözlerimi Dilan'dan ayırıp sevdiğim kıza baktım. Yanıma gelip konuşmaya başladı:Noluyor burda?

Elimi sevdiğim kızın beline yerleştirerek konuşmaya başladım:Bişey olmuyor güzelim. Konuşuyoruz öyle

Dilan:Ben gideyim artık

Aycan:Gelmeyince merak ettim.

Barış:Dilan'la çarpıştık öyle ayak üstü biraz bişeyler konuştuk

Aycan:Ne konuştunuz?

Barış:Önemsiz boşver. Sen bekle burda ben Lidya'yı alıp geleyim

Aycan:Bende geleyim çantasını alayım

Barış:Berkan gelseydi ya çantayı almaya

Aycan:İyiyim ben sevgilim. Hem ayrıca bir çanta taşımakla bişey olmaz ağır değil zaten

Barış:İyi tamam hadi gidelim. Dikkat et

Aycan:Ederim maviş

İkimizde odaya girdik. Ben kızımızı Aycan'da çantayı ve samuru alıp çantaya koydu. Sonra sevdiğim kız önümden giderken bende onun peşinden kızımla birlikte yürümeye başladım.

Aşağıya indiğimizde Kalender ağa konuşmaya başladı:De haydi gelini son yolculuğuna uğurlayalım.

Ateş ve Şirin birbirlerine gülümseyerek baktıklarında herkes yürümeye başlamıştı. Şirin gelinliğini biraz kaldırıp yürürken bizde onun peşinden gidiyorduk.

Ateş:Lidya'yı ver istiyorsan bana, omzun yaralı ya

Ben cevap vermeden önce kollarımın arasında uyuyan prensese baktığımda tişörtümü tutmuş öyle uyuyordu.

Barış:Gerek yok, uyanmasın şimdi.

Ateş:Peki.

Hepimiz arabalara bindiğimizde Yanaç konağına sürmeye başladık. Yanımda oturan güzelliğimin sol elini tutup elinin üstüne bir öpücük kondurdum.

Aycan'ım bana gülümseyerek baktığında

bende ona gülümseyerek ​​​​​​
baktım.

Aycan:Bana değil yola bak

Ben tekrar sevdiğim kızın elinin üstüne bir öpücük kondurup yola baktım.

Yanaç konağına geldiğimizde davullar ve zurna çalmaya başlamıştı. Arabadan inip arka kapıyı açtığımda kızım uyanmıştı ve gözlerini ovuşturmaya başlamıştı.

Emniyet kemerini çözüp kucağıma aldığımda biraz huysuzlanmıştı.

Barış:Şşş tamam benim fıstığım

Aycan:Gürültüye mi uyanmış?

Barış:Evet. Hırkası varsa giydirsene şu âdet bitsin gideriz.

Aycan diğer taraftaki kapıyı açıp bir hırka çıkarttı ve kapıyı kapattı. Sonra kızımıza hırkasını giydirdiğinde üçüzlerde uyanmıştı. Rüya Doruk'un kucağında, Emir Araz Asiye'nin kucağında, Esila'da Yaman'ın kucağındaydı.

İçerden testi geldiğinde Şirin'e verildi. Sonra Şirin o testiyi kırdı. Mihra, Aren ve birkaç çocuk testinin başına toplanmıştı.

Şirin'den
Ateş'in koluna girip tam içeri giricekken havalanmıştım.

Şirin:Ateş napıyorsun?

Ateş:Ayaklarını yerden kesiyorum.

Şirin:Beni şimdi almıycaksın ama

Ateş:Ha orda ha burda ne fark eder? Bişey fark eder mi ahali? Bence farketmez

Ateş'ten
Kalender ağa (hafif sırıtarak):De haydeeğ gir karınla içeri deli çocuk.

İçeri sevdiğim kızla girmiştim. Sonra yukarı yine sevdiğim kızla çıkmaya başladım.

Barış'tan
Bu işte bittiğinde omzumda uyuyakalan prensesimi arabaya bindirdim. Sonra emniyet kemerini takıp arabanın kapısını kapattım.

Mihra:Abi

Barış:Söyle fıstığım

Mihra:Ben ve Aren bu gece sizde kalabilir miyiz?

Barış:Olur bitanem

Mihra ve Aren birbirlerinin ellerine çaktığında Aycan'ım konuşmaya başladı:Neye seviniyosunuz siz bakalım minik fareler?

Aren:Bu gece sizde kalıcaz abla

Aycan:Çok güzel aşkım benim.

Barış:Hadi bakalım binin arabaya siz.

Ben onların kapısını açtığımda önce Mihra bindi sonra Aren bindiğinde kapıyı kapattım. Aycan'lada herkese iyi geceler dileyip bindiğimizde Yaman dönüp gitmişti. Bende onun arkasından döndüğü yere sürüp öyle döndüm ve dümdüz sürmeye başladım.

Yazardan
Doruk:Amcaoğlu Azrail'ini özlediysen peşinden git. Hatta Azrail'i kaçır Loran'da Yaren'i almak zorunda kalır.

Azat:Hı?

Doruk:Dünyayla ilişkin kesilmiş be. Azrail sana fena çarpmış

Azat:Çarpan yok bana hadi geçelim içeri.

Doruk:Sen benim dediğimi duydun mu?

Azat:Duymadım.

Doruk Azat'ın peşinden koşar adımlarla giderken konuşmaya başlar:Azrail sana fena çarpmış. Yakında evlenirsiniz

Azat:Öyle bişey olmayacak.

Doruk:Büyük konuşma Azat Yanaç

Doruk'tan
Azat:Doruk işine git kardeşim
Azat bunu söyledikten sonra odasına gitmişti. Bende kendi odama girdiğimde Asiye'm çoktan uyumuştu.

Yanına geçip açık olan üstünü örttüm ve şakağına bir öpücük kondurdum. Sonra ses yapmadan dolaptan pijamalarımı alıp giyindim ve üçüzlerime baktığımda mışıl mışıl uyuyorlardı.

Yatağa yatıp Asiye'mi izlemeye başladım. Yastığın üstündeki eli tutup kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

Aybar ev

Barış'tan
Eve gelmiştik. İkimiz aynı anda arabadan indikten sonra ben konuşmaya başladım:Güzelim sen Lidya'yı al çantayı ben alırım

Aycan:Tamam canım.

Aycan'ım dediğimi yaparken uzaktan biri geliyordu. Elim belimdeki silaha gittiğinde gelen adam konuşmaya başladı:Ağam ben yeni geldim. Ali beyin adamıyım

Elimi silahtan geri çektiğimde sevdiğim kıza bakıp konuşmaya başladım:Sen gir içeri güzelim ben geliyorum

Aycan:Tamam.

Aycan'ım içeri giderken ben konuşmaya başladım:Adın ne senin?

X:Altay, ağam

Barış:Ali'nin adamı olduğunu nerden bilicem?

Altay:Arıyayım ağam, Ali beyi

Barış:Bekle burda.

Gözümün adamın üzerindeyken Ali'yi aramıştım.

Telefon görüşmesi
Barış:Ali bir adam var şuan karşımda ve senin adamın olduğunu söylüyor.

Ali:Adı Altay adamın?

Barış:Evet

Ali:Tamam benim adamım kardeşim. Ama ben ikna olmadım diyorsan Altay, Gökhan'ın boylarında kahve gözlü hafif esmer

Barış adama bakar. Ali'nin dediği kişiye uyuyordu.

Barış:Tamam kardeşim. Tekrardan teşekkür ederim

Ali:Ne demek kardeşim benim, her zaman.

Barış:İyi geceler kardeşim

Ali:Sanada iyi geceler kardeşim.
Konuşma biter
🦅🦅🦅🦅🦅🦅

Barış:Gökhan nerde?

Altay:Onun uyumasını söyledim ağam. Başta diretti uyumak istemedi ama sonra ben ısrar edince uyudu.

-Çok yorgun ağam o yüzden dedim. Ama merak etmeyin görevi ben üstlenicem. Bu arada siz gelmeden önce evide kontrol ettim hiçbir yerde hiçbir ses cihazı kamera falan yok

Barış:Tamamdır Altay. Sana güvenmek istiyorum

Altay:Arkanızdan iş çevirmem ağam. Ve size söz veriyorum Loran Kozan'ın emrine çalışan adamıda bulup önünüze sericem

Barış:Bu işe bulaşma Altay. Bu işle Gökhan ilgilenecek. Sen sadece karımı ve kızımı korumaya alıcaksın. Gökhan'da şu korumaları kontrol etsin. Yarın bunları Gökhan'ada söylersin

Altay:Tamam ağam

Barış:İyi geceler

Altay:Sizede iyi geceler ağam.

Altay'ın omzuna hafif vurup arkasına geçip eve girdim.

Aklıma bu kadar geldi. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar....❤️❤️❤️❤️


Gökhan


Altay 

Türk oyunculardan kimse aklıma gelmedi, bende kendi oyuncularından buldum😂.

Bölüm : 19.10.2024 20:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...