97. Bölüm

90. Bölüm

Bogurtlenvegokyuzu Rapunzel
rapunzel_102219

Şarkı:Gözlerimi Kapatsam...

Satır başı yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ⭐ doldurmayı unutmayın canlar......❤️❤️❤️❤️


Ateşi yine asdora yakıyoruz

Asiye'den
Aycan gideli iki saat olmuştu. Bende kendimi odaya attım. Elimdekileri kenara bıraktım. Sonra ceketimi çıkarıp koltuğun üstüne koyup üstümü değiştirmeden yatağa yattım.

Başımı ne zaman yastığa koysam aklıma Doruk'la ilgili anılarım geliyordu.

Flashback (İstanbul, Ataman koleji (02/09 2019) (Asiye'den)
Doruk nöbetçi olduğu için hiçbir derste yoktu. Son dersti ve o da bitmişti. Kerem Hoca bir ödev verdikten sonra gitmişti.

Ceketimi giyerken Aycan konuşmaya başladı:Ben bir lavaboya gidicem.

Asiye:Tamam Doruk'la bekleriz seni.

Aycan:Doruk bey bana mesaj attı seni bir yere götürücekmiş

Asiye:Nereye?

Aycan:Onu bilmiyorum söylemedi.

Asiye:E sen nasıl gidiceksin eve?

Aycan:Giderim ben sıkıntı yapma

Asiye:İyi tamam dikkat et kendine

Aycan:Tamam canım

Aycan lavaboya gittiğinde bende çantamı alıp sınıftan çıktım.

Biri elimden tuttuğunda korkmuştum. Ama sonra elimi tutan kişinin Doruk olduğunu anladığımda korkum geçmişti.

Asiye:Aycan söyledi. Nereye gidiyoruz?

Doruk:Çok mu merak ediyorsun güzellik?

Asiye:Evet

Doruk:O zaman gel benimle

Doruk beni peşinden sürüklemeye başladığında
yüzünde bir gülümseme vardı.

Asiye:Nereye gidiyoruz söyler misin Doruk?

-Aycan'ıda..

Doruk:Aycan'ı dert etme onu Berk götürücek eve.

Asiye:Sürpriz ne peki?

Doruk:Merak etmeye devam et çünkü söylemiycem

Asiye:Doruk ya çok kötüsün.

Doruk durup bana döndü ve konuşmaya başladı:Sende çok güzelsin tatlılık abidesi
Dedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu.

Asiye:Doruk napıyorsun? Okuldayız biri görücek

Doruk:Yanakların çok güzel
Doruk bunu söyledikten sonra yanaklarımın kızardığını anlamıştım.

Asiye:Öyle bir anda öpersen kızarır tabi.

Doruk:Utanma tatlılık abidesi

Asiye:Ben sürprizi merak ediyorum

Kaçıyordum şuan. Çünkü Doruk'un bir anda dudağıma öpücük kondurması beni derinden etkilemiş kalbimin deli gibi atmasına sebep olmuştu.

🐧🐧

Araba durduğunda geldiğimizi anlamıştım. Ama hiçbir şey görmüyordum çünkü Doruk gözlerimi bağlamıştı. Doruk beni arabadan indirdiğinde konuşmaya başladım:Doruk açıcak mısın artık gözlerimi?

Doruk:Biraz daha sabret prenses

Doruk bir elini belime diğer eliylede elimi tutup yürütürken konuşmaya başladım:Sahile falan mı geldik biz?

Doruk:Evet çünkü sürpriz sahilde

Asiye:Doruk aç artık

Doruk:Dur bakalım.

Asiye:Aç artık Doruk.

Doruk:Biraz daha sabret. Gözlerini açıcam ama açmıycaksın

Asiye:Neden?

Doruk:Sen dediğimi yap

Asiye:Tamam aç hadi.

Doruk gözlerimi açmıştı ama ben gözlerimi açmamıştım.

Asiye:Ne zaman açıcam?

Doruk:Bir ses duyduğunda

Asiye:Ne sesi?

Doruk'tan cevap gelmemişti. Bir gitar sesi duyduğumda açmıştım. Doruk banka oturmuş bana bakıyordu. Kumralım şarkısını çalıyordu.

Sözler gelene kadar etrafımıza birkaç kişi toplanmıştı.

Hüzünler başıma vurdu yine
Sevginin çıkmaz yollarında senin dolaylarında
Sana dair hasretim yüzyıllardan kalma
Aklımı kaçırıyorum bu cinnet akşamlarında

2xOrda her kiminleysen belki sevgilinleysen
Söyle kumralım için sızlamaz mı?
Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti?
Söyle kumralım benim adım neydi?

Sahip olduğum herşeydin
Her şeyimi alıp gittin

Hüzünler başıma vurdu yine
Sevginin çıkmaz yollarında senin dolaylarında
Sana dair hasretim yüzyıllardan kalma
Aklımı kaçırıyorum bu cinnet akşamlarında

Orda her kiminleysen belki sevgilinleysen
Söyle kumralım için sızlamaz mı?
Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti?
Söyle kumralım benim adım neydi?

Bu kaçıncı hasretim aylardan hangi aydır?
Söyle kumralım ben adımı unuttum
Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti?
Söyle kumralım benim adım neydi?

2xNe zaman güneş doğar
Aylardan hangi aydır?
Söyle kumralım ben adımı unuttum
Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti?
Söyle kumralım benim adım neydi?

La la demeye başladığında şarkıyı bitirmişti.

O sırada önümde bir el belirdi. Baktığımda küçük bir çocuk, kırmızı gül ortasında beyaz gül olan gül buketiyle duruyordu.

Ben, çocuğun elinden gül buketini aldığımda konuşmaya başladım:Teşekkür ederim

Doruk gitarı elinden bırakıp yanıma geldi. Tabi etrafımızdaki herkeste gitmişti. Doruk elimi tuttuğunda konuşmaya başladı:Şunu sakın unutma her ne olursa olsun, kim ne derse desin ben seni sevmekten vazgeçmiycem Asiye.

-Töre veya kan davası umurumda değil. Ben bu aşkımızın savaşı için ölmeye hazırım

Asiye:Doruk konuşma şöyle ölümlü falan korkuyorum

Doruk elini yüzüme yerleştirerek konuşmaya başladı:Korkma. Ben sana bir söz verdim o sözümün arkasındayım.

Doruk sol elimi sol göğsüne yerleştirip konuşmaya başladı:Ve bu kalp ölene kadar senin adınla çarpıcak. Bu kalp ölene kadar senden vazgeçmiycek benim güzeller güzeli sevgilim

Asiye:Ölme. Yokluğuna dayanamam.

Doruk:Söz ver bana.

Asiye:Ne sözü?

Doruk:Eğer birgün bu kalp durursa ve sen hamile kalırsan onun için yaşıycaksın

Asiye:Doruk niye böyle konuşuyorsun?

Doruk:Bir sebebi yok. Öylesine söylüyorum.

-Asiye zaten birgün ölücez. Yani töre bizi ya öldürücek yada yaşatıcak.

Asiye:O zaman birlikte ölürüz Doruk. Ben sensiz yaşıyamam

Doruk:Karnında benden bir parça taşıdığın zaman onun için yaşıycaksın Asiye'm

Asiye:Ben sensiz yapamam yetemem ona

Doruk:Yeticeksin. Çünkü benim sana güvenim sonsuz. Sen istersen herşeyin üstesinden gelirsin bitanem.

-Ayrıca ben öldükten sonra benden kurtulduğunu sanma. Ben hep senin yanında olucam.

Asiye:Senden kurtulmak isteyen kim? Sen hep benim yanımda ol, hep benimle kal. Beni hiçbir zaman bırakma Doruk

Doruk:Seni bırakmak gibi bir niyetim yok Asiye'm. Senden ayrı olsamda seni hep korıycağımı bil.

Asiye:Seni çok seviyorum.

Doruk:Bende seni çok seviyorum
Flashson

Diğer tarafıma döndüğümde elimi Doruk'un yastığına yerleştirdim. Onu gerçekten çok özlemiştim.

Bana söz veren adam şuan yanımda değildi. Gözlerimi kapatıp Doruk'u hayal etmiştim.

Açtığımda bana gülerek bakıyordu. Bende ona aynı şekilde bakıyordum. Yastıktaki elimi tutmuştu. O elindeki sıcaklığı hissetmiştim.

Sanki hiç gitmemiş yanımdaymış gibi hissetmiştim

Asiye:Seni çok özledim sevgilim

Doruk hiçbir şey söylemeyip sadece bana gülümseyerek bakıyordu.

Asiye:Söz vermiştin bana. Gitmiycem demiştin. Neden gittin Doruk? Neden bıraktın beni?

Doruk:Ben seni bırakmadım. Bir nefes kadar yakınındayım

Asiye:Ne demek bu?

Doruk:O gün geldiğinde görürsün güzelim. Herşey yoluna giricek, çok yakında kavuşucaz. O zamana kadar beni hayallerinde ve kalbinde yaşat. Sakın öldürme

Asiye:Asla öldürmem seni. Sen benim aşkımsın sen benim herşeyimsin

-Doruk ben seni çok özledim. Omzunda uyumak istiyorum

Doruk:Sabret bitanem. Gelicek o gün. Ve o gün geldiğinde..

Asiye:Hayal misin? Yoksa gerçek mi?

Doruk:Hayalim.

Asiye:Omzunda hayalde olsan yatmak istiyorum

Multimedyadaki müziği çalın👇🏻
Doruk:Yatamazsın. Yatsanda uyandığında olmıycam.

Asiye:İçimden bir ses ölmediğini söylüyor.

Doruk:O kalbinin sesi. 2 Eylül 2019'da sana gül buketi hakkında söylediğim şeyi hatırlıyor musun?

Asiye:Hatırlıyorum.

Gözlerimi kapatıp o anı gözümün önünde canlandırdım.

Flashback (İstanbul, Sahil kenarı 02/09/2019) (devamı) (Asiye'den)
Asiye:Neden güllerin 4 tanesi kırmızı 1 tanesi beyaz?

Doruk:Beyaz sensin. Tüm renkleri taşıyıp hiçbiri olmayan, herşeysin (işaret parmağıyla Asiye'nin burnuna dokunup) ama hiçkimseye benzemeyen.

Doruk kulağıma yaklaşarak konuşmaya başladı:Benimsin, sen benim beyazımsın sevgilim.

Ben sadece gülümsemiştim.


O da bana bakıp gülmeye başlamıştı.
Flashson

Gözlerim hala kapalıydı. Dudaklarımda bir sıcaklık hissetmiştim. Gözlerimi açtığımda bir hayalin içinde olduğumu anlamıştım.
Müzik burda biter👆🏻

Aybar ev

Aycan'dan
Eve gelmiştim. Kapıyı anahtarla açıp içeri girdiğimde duvardaki lambaya bastım. Kızım biraz rahatsız olmuştu ama uyanmamıştı.

Yukarı çıkıp kolidorun ışığını açtım sonra kızımı odasına götürüp beşiğine yatırdım. Gece lambasınıda açıp çıktığımda kolidorun ışığını kapattım.

Aşağıya inip salona geçtiğimde koltukta sevdiğim adam uyuyordu. Elimi yüzüne götürüp dudağının kenarına bir öpücük kondurdum.

Omzundaki yarasına gömleğinin yaka kısmını kaldırıp baktığımda neyseki kanamıyordu.

Mutfağa geçip yemeği yapmaya başlıycakken karnıma tekmeleri yemiştim.

İki oğlum olucaktı ve şuan bu duyguyu tarif edemem. Onları kucağıma alıcağım günü iple çekiyordum.

Yine sevdiğim adamın en sevdiği yemeği yapıyordum. Bolonez soslu makarna. Makarna tenceresini ocağın üstüne koyduğumda sosunu yapmaya başlamıştım.

O arada sevdiğim adam arkamdan sarılıp boynuma bir öpücük kondurdu.

Barış:Ne zaman geldin sen?

Aycan:Bir yarım saat olmuştur.

Barış:Peki. Hadi sen geç salona ben devam ederim.

Aycan:Hep sen yapıyon. Ayrıca yoruldun bugün bırak ben yapayım

Barış:Ayakta kalma diye söyledim. Hem riskin var

Aycan:İyiyim ben sevgilim merak etme

Barış:İyi tamam bende yardım edeyim o zaman.

Aycan:Sen Lidya'nın yanına git.

Barış:Lidya uyuyor mu?

Aycan:Uyuyordu. Ama uyanmış olabilir git bir bak.

Barış:Tamam. Ama sen yavaş yavaş yap çok yorulma

Aycan:Yorulmam merak etme. Yemeğimizi yedikten sonra bide şu en sevdiğin keki yapcam

Barış:Canımsın kadınım

Ben hiçbir şey söylemeyip sevdiğim adamın yanağına bir öpücük kondurdum. O da benim yanağıma bir öpücük kondurup gitti.

Bende yemeği yapmaya devam ettim.

Yanaç Konak

Doruk'tan
Dayanamayıp Asiye'yi ve üçüzlerimi görmeye gitmiştim. Üçüzlerimi göremedim. Ama olsun bu iş bittiğinde onların yanında olucam.

Asiye'm kendini bir rüyada sanmıştı. Bense her ne kadar rüya değil gerçek demek istesemde diyememiştim. Sahilde söylediğim şeyi öne sürüp gözlerini kapatmasını sağladığımda dudağına bir öpücük kondurup yataktan kalkıp hızla odadan çıkmıştım.

Şapkayı başıma taktım, yüzümüde şalla kapatıp en son kapüşonumun şapkasını taktığımda önüme Melike çıkmıştı. Bağırıcakken ağzını kapattığımda bana gözlerini açmış bakıyordu.

Arkamdan abimin "kimsin lan sen?" dediğini duyduğumda teras kısmına biraz hızlı bir şekilde çıkmaya başladım.

Abim gelmiyordu ama bu gelmiyceği anlamına gelmiyordu. Sol bacağım acımaya başlamıştı bile. Elime baktığımda kan olmuştu.

Ona rağmen tam duvara tırmanıcakken abim konuşmaya başladı:Dur yoksa beynini patlatırım.

Ben hiçbir şey söylemeyip olduğum yerde çakılı kaldığımda abim konuşmaya başladı:Dön arkanı.

Doruk ses:Yandın Doruk Yanaç. Yanmak ne kelime sıçtın. Bu sakat bacakla nereye kaçıyorsun zaten. Onu geçtim göğsündeki dikişlerinle nereye gidiyorsun salak herif?

Ateş:Dön lan arkanı

Doruk iç ses:Allahım paçamı kurtar

Abim beni kendine çevirip duvara yapıştırdığında göğsümde dikişlerim acımıştı.

Ateş:Kimsin sen? Ve ne işin var burda?

Beni tanımamıştı. Çünkü gözlerimde bir lens vardı.

Ateş:Kimsin lan? Cevap ver. Gelmişsin buraya yaralı halinle. Kimsin?

Sağlam bacağımla erkekliğine çakıp ittirdiğimde içimden özür dilemiştim. Abim yumruğunu yüzüme geçiricekken elini havada tutup ben geçirdim.

Afalladığında ben duvara zorlanarak tırmandığımda kendimi yere bıraktım ve ağzımdan acı bir inilti çıktı.

Allahtan indiğim yer kadar yüksek değildi. Zaten bacağımda duvardan atlarken acımıştı.

Zorlanarak kalkıp yürümeye başladığımda göğsümdeki dikişlerde kanıyordu.

Arka tarafta duran arabanın önüne geldiğimde tişörtümü göğsüme kadar sıvayıp baktığımda dikişler pertti. Umarım eve kadar dayanırım.

Bir plan varken, ölmemişken ölmek gibi bir niyetim yoktu. Ama bu halde de araba kullanamazdım.

Arabaya bindim sonrada telefondan Mirza'yı ararken konaktan biraz uzaklaşmaya başladım.

Telefon görüşmesi
Mirza:Alo

Doruk:Mirza benim Doruk

Mirza:Nerdesin sen?

Doruk:Anlatırım. Ama şimdi gelmen lazım ben b*k yoluna gitmeden.


Mirza:Ne b*k yolu? Nerdesin oğlum sen?

Doruk arabayı durdurup konuşmaya başlar:Aaahğ oğlum soru sorma. Gel lan

Mirza:Tamam nerde olduğunu söyle, gelicem

Doruk:Bu Yanaç konağına giderken yukarıya bir yol ayrılıyor ya ordayım.

Mirza:Tamam kıpırdama bir yere geliyorum

-Arabamla gittin oraya?

Doruk:Evet.

Mirza:İyi b*k yedin. Benim nasıl gelmemi düşünüyorsun oraya?

Doruk:Lan oğlum atla bir taksiye gel lan. Memlekette taksi mi yok?

Mirza:Memlekette taksi varda.. Neyse geliyorum arabanın ön koltuğundan in arkasına geç ben gelene kadar arkada kal hatta saklan diycem ama

Doruk:Saklanamam. Dikişlerim pert.

Mirza:Tamam yorma kendini, ben 5 dakika sonra ordayım

Doruk:Tamam
Konuşma biter

Yağcı konak

Yazardan
Miran hala odasından çıkmamıştı. İçeri annesi girip oğlunun yanağına bir öpücük kondurup konuşmaya başlar:Oğlum

Miran:Git burdan. Amcamı ve Aycan ablamı istiyorum ben, seni istemiyorum.

Esra hanım:Miran, oğlum üzüyorsun beni

Miran:Sende beni.

Esra hanım:Paşam ben senin iyiliğini istiyorum. O yüzden dışarı çıkmanı istemiyorum

Miran yataktan doğrulup bağırır:O ZAMAN BENDE YEMEK YEMİYCEM, ODADAN DA ÇIKMIYCAM AMCAMLAR GELENE KADAR.

-ONLAR GELDİĞİNDE DE ONLARLA GİDİCEM

Esra hanım oğlunun kendisine bağrışına hem sinirlenir hemde üzülür. Hiçbir şey söylemeyip odadan çıkar. Miran'da yorganın altına girip ağlamaya başlar.

Hamide:Esra, kızım arıyayım mı amcasını? Gelsin alsın götürsün

Esra hanım:Aramıycaksınız onu. Ararsanızda alıp götürmesine izin vermiyceksiniz. Benim oğlum o kızla aynı evde kalkmıycak.

Esra gittiğinde Aslı konuşmaya başlar:Bu çocuğa yazık değil mi anne ya? Çocuk hiçbir şey yapamıyor. Konaktan dışarı adımını atmadı hiç.

-Barış ağam çıkarttı onu hep dışarı ona bile razı olmadı bu kara dul

Hamide:Aslı düzgün konuş kızım. Yerin kulağı var, biri duyucak.

Aslı:Yalan değil ama söylediğim şey anne.

Hamide:Aslı hadi kızım gelde mutfağa küçük paşaya bişeyler yapalım.

Aslı:İyi tamam.

Hamide ve Aslı mutfağa geçer.

Berlal ev

Lale'den
Berkan'la yaşıycağımız eve gelmiştik.

Olaylar ve benim üst üste nöbetlerim yüzünden gidememiştik hiçbir yere. Doruk'un ölümünden sadece birgün geçmişti ama işte evimizi düzmüştük ona rağmen.

Son dokunuşlarıda yaparken Berkan arkamdan sarılıp konuşmaya başladı:Evimiz tamam

Lale:Biraz bekliyelim Berkan. En azından Doruk'un ölümünün üstünden biraz zaman geçsin.

Berkan:Hemen evlenmiycez zaten. O zamana kadar burda yaşasak olmaz mı? Hem ikimizde ağa oğlu ağa kızı değiliz kimse bişey diyemez

Lale:Haklısın. Ama yinede insanları bilirsin saçma sapan şeyler söyleyip canımızı sıkarlar

Berkan:Sen nasıl istersen öyle olsun güzelim

Mirza'nın evi

Mirza'dan
Doruk'la eve gelmiştim. Doruk yarı baygın haldeydi. Bir elimle belinden destek yaparken diğer elimlede omzundaki elini tutup o pozisyonda yürütürken salona geçirdim.

Koltuğa oturtup şapkasını çıkardım. Sonra yüzündeki şalı çıkarıp en son kapüşonunu çıkardığımda konuşmaya başladım:Doruk, iyi misin kardeşim?

Doruk:Çok uykum var

Mirza:Tamam yat. Ben doktor çağırıcam tamam mı?

Doruk:Ta. Tamam.

Doruk'un ameliyatını yapan doktoru arayıp dikişlerinin patladığını ve kibarca gelmesini söyledim. 2 3 saat sonra kapı çaldığında tampon yapmayı bırakıp hızla kapıyı açtım. Karşımda Serhat bey vardı.

Mirza:Yarı baygın, ateşi var

Serhat bey hiçbir şey söylemeyip içeri girdiğinde bende kapıyı kapatıp salona geçtim.

Mirza:Getirmem gereken bişey var mı? Yani sirkeli su falan ateşini düşürmek için

Dr Serhat bey:Gerek yok. Ateşin düşmesi için bir serum yaparım.

Serhat bey pansumanı yapıp gitmişti. Doruk kendine geldiğinde konuşmaya başladım:İyi misin kardeşim?

Doruk:İyiyim.

Mirza:Gittiğine değdi mi bari?

Doruk:Evet ama başımı belaya soktumda geldim.

Mirza:İyi halt ettin. Kime yakaladın?

Doruk:Abime. Yani önce Melike'ye yakalandım bağırıcaktı ağzını kapattım o arada abim çıktı geldi işte

Mirza:Yağmurdan kaçarken doluya tutuldun yani öyle mi?

Doruk:Öyle.

Mirza:Asiye naptı seni görünce?

Doruk:Hiçbir şey çünkü beni hayal sandı. Bende bozmadım.

Mirza:İyi yırtmışsın tokattan.

Doruk:Şimdilik yırttım.

Mirza:Asiye'yi bilememde Ateş sana tokadı basar

Doruk:Abimden bir osmanlı tokadı yerim artık
Doruk bunu söyledikten sonra gülmeye başladı. Ardından ağzından acı inilti çıkmıştı.

Mirza:İyi misin?

Doruk:İyiyim, ağrım var biraz.

Mirza:Ağrı kesici var vereyim rahat rahat uyu sonra

Doruk:Eyvallah kardeşim

Mirza:Ne demek kardeşim benim

Mutfaktan bir ağrı kesici alıp döndüm. Doruk'u doğrultup elimdeki hapı verdim. Suyunuda verip içtikten sonra bardağı elinden alıp sehpanın üstüne koydum.

Doruk:Asiye'nin durumu sandığımdan da kötü

Mirza:Asiye en büyük yıkımı hastanede yaşadı kardeşim. Öldüğünü duyduğunda içeri girdi

Doruk:Duydum söylediklerini. Kalbim parçalandı o öyle ağlarken konuşurken bileğimi tutarken tutmak istedim.

Mirza:Barış yaralarına rağmen Asiye'yi tutmak için girdi. Ben giricektim ama Barış benden önce davrandı.

Doruk:Sonrasında noldu?

Mirza:Seni götürdükten sonra Asiye ve Aycan bayıldı. Asiye'nin kanaması vardı o zaman öğrendik işte hamile olduğunu.

Doruk:Aycan'ın bebekleri iyi mi peki?

Mirza:İyi çok şükür.

Doruk:İyi bari.

Mirza:Neyse sen yat dinlen. Bende yiyecek bişeyler hazırlayayım

Doruk'tan
Mirza gittiğinde bende koltuğa biraz zorlanarak uzanıp gözlerimi kapattım.

Doruk herkesin karşısına çıktıktan sonra nolucak?

Saçma bir yerde kestim farkındayım. Ama aklıma bu kadar geldi. Soruya cevaplarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz canlar...❤️❤️❤️❤️

Bölüm : 15.11.2024 12:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...