Yeni Üyelik
15.
Bölüm

2. Kısım - 1. Bölüm

@recaizdemammudekre

Odasında sigara içerek düşünür bıraktığımız Bihruz Bey düşüne düşüne hele tefekküratını bir neticeye isalle tasavvuratını bir karara raptetmeye muvaffak olabildi. Bu karar da kendisini daha şimdiden âşık-ı cefakeşi addettiği Periveş zalimine itiraf-ı muhabbet ve hin-i müfarakatta kendisinin: “Saat kaçta?” sualine cevap verilmemesinden ve alelhusus landonun esna-yı hareketinde bir veda işareti edilmemesinden dolayı sitem ve serzenişi havi bir mektup yazmak, gelecek cuma günü saat sekizde ve belki daha erken bahçede bulunarak Periveş Hanım’ın vüruduna muntazır olmak ve hanımefendi görünür görünmez hazırlanacak mektubu bir takriple kendisine takdim edip ondan sonraki harekât ve muamelatı mukteza-yı hale uydurmak velhasıl ziynet-i gabe-i emel olan ahu-yı hoş-endam ve nazende-hıramı Keşfi zevzeğine rağmen giriftar-ı dâm-ı meram etmeye çalışmak suretlerinden ibaretti.

Bu esnada üçüncü defa olarak –badel-istizan– salona giren Mişel lambaları muayeneyle fitillerini biraz indirip yine çıkardıktan sonra beyefendinin çehresine gizlice baktı. Halinde müşahede ettiği asar-ı sükûndan cesaret alarak yavaş bir sesle: “Yemek soğuyor” diyebildi.

Bihruz Bey’in meşguliyet-i müzice-i zihniyesi bahsolunan karardan sonra her ne kadar bütün bütün geçmemişse de haylice kesb-i hiffet etmiş ve sal a manjede hemen üç çeyrek saatten ziyade bir vakitten beri kendisine muntazır bulunan muallim Mösyö Piyer’i daha ziyade bekletmek çirkin olacağı mütalaası o zihnin bir köşesinde kendi kendini gösterebilmişti. Binaenaleyh bey yerinden kalktı, üçte ikisinden ziyadesi yana yana bitmiş olan sigaranın uzamış beyaz külünü masanın bir tarafındaki sigara tablasına bıraktıktan sonra sigaradan kalan parçayı dudaklarının arasına kıstırarak yemek odasına teveccüh etti. Kapıdan içeriye girer girmez muallim efendiye hitaben –şüphe yok ki artık bu defa pek halis Fransızca olarak–: “Affedersiniz, azizim muallim efendi! Pek mühim bir şey düşünüyordum da sizi beklettim. Ümit ederim ki bana gücenmediniz!” dedi. Ve li-eclil-musafaha hoca efendiye elini uzattı.

Mösyö Piyer oralarda değildi. Zaten bütün bütün denecek derecelerde yemekten kesilmiş ve olanca iştihası, zevki, eğlencesi siyasi gazetelerin mesail-i ruz-merreye müteallik sütun sütun neşrettikleri makalat ve mübahasatın mütalaasına masruf ve münhasır olmuş olan bu altmış beşlik ihtiyar köşke geç vakit vürutla ikinci kata çıkar çıkmaz açgözlü Mişel’in: “İsterseniz buraya buyurun,

şimdi yemek çıkacaktır.” demesi üzerine doğruca yemek odasına girerek, sakosunun cebinden çıkardığı bir yığın gazetelerden ayırdığı çarşaf kadar bir tanesini katlayıp küçülterek bir iskemlenin üstünde kemal-i dikkat ve ehemmiyetle mütalaaya koyulmuş ve yemeğin gecikip gecikmediğinden kat’a haberdar olmamıştı.

Binaenaleyh Bihruz Bey’in o yolda istifa-yı kusur etmesine taaccüple beraber: “Hiç zararı yok, zaten ben gazetemi okuyordum...” diyerek ifa-yı mukabeleden ve Bihruz Bey’in uzattığı eli sıkıp bıraktıktan sonra beyle karşı karşıya sofraya geçtiler, oturdular.

Mösyö Piyer’in o çarşaf kadar gazetede kemal-i ehemmiyetle mütalaa ettiği şey o devrin en mühim mesail-i siyasiyesinden olan Süveyş Kanalı’na dair uzun bir bend-i mahsustu ki zat-ı mesele hakkında servet, ticaret, siyasiyat nokta-yı nazarından birtakım muhakemat ve mütalaatı şamildi.

Politika”ya ziyadesiyle merakı olan Mösyö Piyer gazetede okuduğu şeylerin hâlâ taht-ı tesirinde bulunarak fikrini onlarla biraz daha meşgul etmek ihtiyacında olduğundan sofraya oturur oturmaz Bihruz Bey’e hitaben: “Patri’de şimdi bir bend-i mahsus okudum. Süveyş Kanalı hakkında pek mühim mütalaatı havidir.” diye söze başlayarak okuduğu şeyleri fıkra fıkra hülasaten takrirle bunlara kendi mütalaat-ı mahsusasını da ilaveye kıyam etti.

Beri tarafta bir ucu Periveş Hanım’ın saçlarına ilişip kalmış, diğer ucu Keşfi Bey’in püskülüne takılıp dolaşmış olan efkârının keşmekeşi arasında zihni yeniden perişan olmaya başlayan Bihruz Bey Mösyö Piyer’in lakırdılarını kat’a dinlemiyordu ve dinlese de anlayamazdı.

Şakirdinin böyle siyasi ve ciddi bahislerde muhatap olmaya kabiliyetsizliğini herkesten iyi takdir etmiş olması iktiza eden Mösyö Piyer’in lakırdı söylerken Bihruz Bey’in yüzüne bakması önünde bulunan sürahiye, Bordo şişesine hitap etmektense kaşı gözü hareket eder, eli ayağı oynar bir istatüye hitap etmekteki evleviyete mebniydi.

Loading...
0%