@redvelvet7781
|
HERKESE SELAMLARRRRR BAKALIM BÖLÜMÜ NASIL BULUCAKSINIZ .BÖLÜM HAKKINDA Kİ FİKİRLERİNİZİ YORUM OLARAK BEKLİYORUM .BİR DE HİKAYENİN GİDİŞATI NASIL SİZCE FİKİRLERİNİZİ MERAK EDİYORUM DOĞRUSU , VOTELEMEYİ UNUTMAYINNNN. ---------------------------------------------------------------------- Eve döndüğümde herkes uyumuştu. Bu konuyu kiminle konuşmam gerekiyor ya da kime akıl danışmam gerekiyor bilmiyorum. Bir tarafımda bu konu hakkında kimseyle konuşmamam gerektiğini söylüyordu. Bu konu hem kraliyetin özeli hem de Kyrousun şahsi meselesiydi. Bu düşüncelerden uzaklaşmak için biraz salonda arka bahçeye bakan pencerenin önünde oturmaya karar verdim. Burası normalde babamın yeridir ,eve geldiği zaman hep burada oturur ve kendi içerisinde gün değerlendirmesi yapardı . Sanırım ben de ondan bu şekilde gördüğüm için ayaklarım hemen o koltuğa doğru gitti . Koltuğa oturduğumda yan sehpa üzerindeki papirüs kağıtları dikkatimi çekti . Babamın işleri hep bende merak uyandırmıştır .Onlara bakmak için elimi uzattığımda birden babamın adımı seslenmesiyle kapıya doğru döndüm. -Lydia neden bu kadar geç kaldın ? -Kraliçe Maden benimle tanıştırmak için yakın akrabalarını çağırmış kalmak zorunda kaldım .Üzgünüm her şey o kadar ani gelişti ki haber veremedim. -Bak Lydia bu zamana kadar seni hiç sıkmadım .Diğer kızların oturup el işi yaptığı ,yemek yaptığı yerde erkekler gibi koşup oynadın ben yine de seslenmedim .Büyüyünce durulacağını düşündüm fakat sen şuan bile pervasız hareketler yapıyorsun . Artık sen nişanlı bir kızsın hareketlerine dikkat etmeli ve kocana herhangi bir kötü söz götürmemelisin . Bundan sonra annen olmadan ne Kyrous ile ne de Kraliçe Maden ile görüşmeyeceksin . Bu tarz davranışlar örf ve adetlerimize aykırı annen olmadan dışarı çıkmayacaksın . Evlendikten sonra ise kocana kalmış ama şuan da benim evimde benim sorumluluğumdasın umarım bu dediklerimin hepimiz için en doğrusu olduğunu kabullenirsin . Şaşırmıştım babam asla böyle bir adam değildi diğer babalar hep kızlarına sert ve kuralcıydı ama benim babam asla bana böyle şeyler yapmamıştı. Hiçbir şey söylemeden kafa salladım . Yanıma gelip sehpanın üzerinde ki papirüsleri aldı. Bana yapmacık bir gülümseme gönderip odasına gitti. Ben ise orada öylece kalmıştım . Toplumumuz kadınlara karşı fazlasıyla baskıcı olsa da yüksek rütbeli ailelerin kadınları biraz daha rahattı bu konuda ama şuan olan şey benim kanımı çekmişti adeta . Haklı olduğunu biliyordum .Herkes konuşur ve bu durum büyük bir sıkıntıya yol açardı . Kyrousa karşı tabi ki de söyleyemezdi insanlar ama babama söylerlerdi babam yüksek rütbeli bir komutan olsa dahi bir kral değildi insanlar bu konularda kral hariç herkes hakkında konuşurlardı. Baskıcı bir toplumda kadın olmanın ne kadar zor olduğunu ve aslında ne kadar şanslı olduğumu fark ettim. Benim yaşımda bir kadının normalde bu yaşında bir çocuğu bile vardı . Okumasına izin verilmez , evleneceği adam hakkında karar veremez hatta ne giyeceğine ve dışarı çıkıp çıkmayacağına kendi karar veremez .Babam bu konuda bana asla baskı yapmamıştı fakat şimdi bana gelecek herhangi bir iğneleyici sözden beni koruyabilmek için belki de böyle bir çözüm buldu.
Daha fazla düşünüp beynimi yormamak için odama çıktım ve üstümü bile değiştirmeden kendimi yatağa attım fazlasıyla uzun ve yorucu bir güne veda ettim.
Gürültü gürültü ve gürültü dün yaşanan şamatadan sonra bugün de huzursuz bir şekilde uyanmak beni çıldırtmıştı . Tam kalkıp gürültücü ev halkına bağıracakken aklıma babamın dün söyledikleri geldi . Yatakta oturur pozisyona geldim ve derin bir nefes aldım . Sakinleş Dia sakinleş , Dia da kim diyeceksiniz tabi, annem ve ablam dışında kimse bana Dia demezdi ismimin kısaltması olduğu için ablam ve genellikle bana sinirlendiği zaman Dia diyen annemden başka bu ismimi kullanan yoktu . Küçükken arada sırada Kyrous dan da duymuştum ama bu sıra sevgi sözcüklerinden pek ismimi söyleme fırsatı olmuyor . Bu düşüncelerle suratımda şapşal bir gülümseme oluştu. Kyrous aklıma geldiği anda kalbim eriyor gibi hissediyordum . Kapımın hızlıca tıklatılmasıyla yerimden sıçradım . Gel dediğim anda Raya odaya daldı ve beni dünkü elbisem ve saçım başım dağılmış halde görünce çığlık attı. Çığlık atmasına şaşırıp ,korktuğum için tekrar sıçramamla bu sefer ben bağırmaya başladım . -Raya bu tantana ne ? Neden bağırıyorsun ? Zor bir akşam geçirmiş olamaz mıyım ? Dememle Raya hızlıca -Hayır hanımım sizin hala hazır olmadığınızı gördüğüm için çığlık attım .Kraliçe Maden buraya geliyor sabah haber göndermiş . Bu neydi şimdi Ahuda Mazda çileli bir aşk yaşayacağımı mı göstermeye çalışıyor. Dünden sonra Kraliçeyi göresim yoktu . Raya banyo suyunu hazırlarken ben de mecburen kalkıp saçımdaki tokaları çıkarıp banyo sandalına yürüdüm . Raya suyu hazırladıktan sonra çıktı ve bende hemen üstümü çıkarıp yıkanmaya başladım . Dünden sonra çok iyi gelmişti , sanki omuzlarımdan bütün yükler akıp gidiyordu . Yıkanma işim bittikten sonra Raya 'ya seslenmemle kapı güm diye açıldı. Bu kızın nesi vardı ödüm koptu : -Raya neyin var ödüm koptu . -Hanımım Kraliçe bugün buraya gelecek her şeyi yetiştirmeye çalışıyoruz .Büyük hanımı görseniz asıl o zaman korkarsınız . Annem 'in her misafirde nasıl telaşlandığını hatırladığım da ve bu sefer gelecek kişi Kraliçe olduğundan dolayı nasıl etrafta ateş gibi gezdiğini hayal edebiliyordum. -Raya elbise seçmeliyiz pembe bir şeyler giymek istiyorum. Benim komutumla aynı telaşlı hareketlerine devam edip dolaba koştu. Korse kısmı koyu mavi ,kol ve etek kısmı pembeli olan bir elbise çıkarttığında çok hoşuma gitmişti. Aşağıdan sesler gelmeye başladığında hemen aşağıya doğru ilerledik. Kraliçe Mandane çoktan içeri girmiş ve pelerinini çıkartarak hizmetçilerden birine vermişti. Gözleri etrafı taradı ve aradığını bulmuş gibi bana döndü .Baştan aşağıya beni süzdükten sonra burun kıvırmıştı , sanırım gördüklerini beğenmedi . Bu konu üzerinde fazla durmayarak kraliçeyi selamladığımda bana sadece bir kafa selamıyla karşılık verdi . Dünün etkisi mi bilmiyorum fakat kraliçe çok mutsuz görünüyordu. İçeri geçtiğimiz de kısa sohbetimizin ardından şarap , peynir, aromatik otlar, bademler, bol miktarda üzüm ve nar içeren taze meyveler dolu tabaklar ve sürahi gelmişti . Tabi ki de özel misafirimiz için altın işlemeli tabaklar ve gümüş şarap bardaklarındaydı . Sohbetimize devam ederken annem Kyrousu sormasıyla kraliçenin suratı asıldı fakat anında kendini toparlayarak bana baktı göz ucuyla : -Bir kralın işleri hiç bitmez biliyorsunuz ki eşinizden de duymuşsunuzdur belki yeni bir sefer planı yapıyor Kralımız ve düğününden hemen sonra çıkabilmek için düzenlemeler yapmaya başladı . Sizin büyük kızınız nasıllar yakın bir zaman da Akadların büyük oğluyla düğünü olacağını öğrendim . Maalesef kralımızın kızınızı kutsama yemeğine katılamadım .Tebrik ediyorum Ahuda Mazda mutlu ve bereketli bir evlilik olmasını sağlaması dileğiyle. Annem kraliçenin kutsamasını da aldığı için iyice keyiflenerek söze girdi: -Evet Ahuda Mazda'ya şükürler olsun ki iki kızım da yüce ve onurlu insanlarla hayatlarını birleştirecekler .Kraliçem siz de Akad prensesiydiniz değil mi ? Annemin söyledikleriyle beynimden vurulmuştum . Aklıma direk Sora geldi , kraliçeyle göz göze gelmemizle onunda aklına aynı kişi olmalı kraliçenin yüzüne hüzün çöktü . Sadece kafa sallayarak annemi onayladı .Annem kraliçenin yarasına tuz basmak ister gibi hala Akadlar ve damattı hakkında konuşmaya başladı fakat kraliçe onu dinlemiyor da kafasının içinde bir anıyı yaşıyor gibiydi doğrusu bu durum ona üzülmeme ve kafamda sorular oluşmasına neden oldu. Daha fazla dayanamayarak Kraliçe Mandane'e dönerek : -Kraliçem benimle bahçede hava almak ister miydiniz diyerek söze atılmamla Kraliçe girdiği hüzün anında toparlanarak gülümsedi : -Sevgili annen için de bir sorun olmazsa güzel gelinimle elbette bahçede hava almak iyi olur . Annem kraliçenin beni gelinim diyerek benimsemesine mutlu olarak -Elbette kraliçem siz nasıl uygun görürseniz .Bundan sonra sizin de kızınız Lydia demesiyle Kraliçe dudak büzdü . Annem kraliçenin bu hareketini görmedi fakat ben çok net bir şekilde görmüştüm . Kraliçe Maden'in kalkmasıyla ben de ayaklandım Raya benim ve Kraliçenin pelerinini getirmişti .Bahçeye çıkmamızla kraliçe derince soluklandı .Sonbaharın gelmesiyle meltemlenen hava ile burnumuza gelen çiçek kokuları adeta mest ediyordu. Kraliçe bana doğru döndü ve iç çekti . -Lydia biliyor musun ben seni gerçekten çok severim fakat oğluma gelin olarak almayı asla düşünmedim oğlum söyledikten sonra bile düşünmedim .Kyrous bir kral olmasaydı ve bu denli güçlü bir erkek olmasaydı emin ol onu ikna edebilirdim fakat sevgisine sahip çıkabilecek ve krallığının verdiği tek başına yarattığı kudreti yüzünden onu ikna edemedim .Sen oğluma yakışır bir gelin misin sorusunu hep düşündüm .Dış görünüşün Kraliçe olmayı bırak bir Tanrıça olsan şaşırılmaz fakat zekan ve huyların asi bir erkek çocuğu gibi bunu sen de biliyorsundur . Kral Kambises (Kyrousun babası) babanı birçok kez uyardı seni bu şekilde başı boş pervasız yetiştirmemesi için baban ise seni özgür yetiştirmek de kararlıydı. Gelinim olacağını bilseydim emin ol o an devreye girer seni saraya yanıma alırdım ve tam bir hanımefendi olarak yetiştirirdim .Lakin geleceği görme gibi bir yeteneğe sahip değilim . Derin bir şekilde nefes aldı .Benimle bu konuşmaya mecbur kalmış olması onu memnun etmemişti. -Tatlı Lydia'm seni hiçbir zaman üzmek istemedim ama bana da hak vermelisin ki bu dünyadan göçmeden hem oğlumu hem de krallığı birine emanet etmeliyim. Maalesef bu kişinin sen olması beni hayli endişelendiriyor . Yaşıtların çeyizlerine el işlemeleri hazırlarken sen ırgatlarla bahçeye gidip çalışıyordun . Benim şaşkın tavrımı görünce tebessüm etti. -Ne yani bilmediğimimi düşünüyordun .Seni haberin yokken bile koruyup kolladım .Hatta o yasaklı bahçeye girdiğin gün bile sırf yakalanma diye Kyrousu saraya çağırdım .Elini kolunu sallayarak girebileceğini mi sandın cidden , hevesini al bir aptallık yapma diye senin girebilmeni sağladım ve yakalanmadan çıkmanı fakat oğlum şu aptal kızıllarını görmüş .Görmemek mümkün mü ben buradayım diye bağırıyor adeta ... ahhh Lydia neden oğlumu kendine aşık ettin ki sen kraliçeliği yapamazsın sıkıya gelemezsin yetiştirdiğin çocukları düşünmek bile istemiyorum . Kraliçenin söylediği her bir kelime kalbime bir hançer gibi saplanıyordu . O kadar kırgın ve yıkılmış hissediyordum ki kraliçeye ne söyleyeceğimi dahi bilmiyordum . -Kraliçem ben yani o bahçeye girmek istediğimi bir Alimera biliyordu .Sizin nasıl haberiniz oldu . Kraliçe bana umutsuzca kafa salladı . -Lydia sana ırgatlara güvenme dedim fakat sen inatla o ırgat kıza güvendin . Her şeyi o anlatıyordu .Hatta Kyrousun savaşa gitmeden önce gelip senin odanda seni öptüğünü bile şimdi anlıyor musun neden güvenme dediğimi . Başım ciddi manada dönüyordu .Alimera'nın böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan geçmedi ve bu olay beni derinden sarsmış gibiydi sanki kalbim paramparça ve her bir parçası beynime batmaya başlamıştı . -Seninle bir anlaşma yapalım Lydia ben istesem de istemesem de oğlum seninle evlenecek .Düğüne kadar hatta düğünden sonra bile seni eğiteceğim adap kuralları da dahil her konuda ve aptallık edip ırgatlarla hizmetçilerle saçma samimiyete girmeyeceksin sen onların hanımı olacaksın prensesi olacaksın sana ekselans dedikleri zaman saçma bir duyguya kapılmadan olması gerekenin bu olduğunun farkına vararak hareket edeceksin . En önemlisi ise Kral ne kadar kocan olursa olsun onun bir kral olduğunu unutma ve Toplum içinde gereksiz samimiyet , saygısızlık gibi eylemler yapmayacaksın . Kraliçenin söyledikleri beyimde dönüyor ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum . Kraliçe bir şeyi hatırlamış gibi bana döndü . -Ayrıca Alimeraya her şeyi bildiğini bir daha yanına yaklaşmaması gerektiğini söyleyeceksin .Onunla arkadaş kalmayacak ve affetmeyeceksin . Sırların konusunda merak etme . Onun ağzını sıkıca kapatacağım . Sen bana güven ve benimle ilerle ben de seni her zaman olduğu gibi kollayım .Umarım anlaşmışızdır . Kraliçe Maden bana beklentiyle bakıyordu .Ben ise öğrendiklerimin şaşkınlığı ve kraliçenin sarf ettiği sözlerin kırıcılığıyla boğuşuyordum .Kararım ise kraliçenin bana söylediklerini yedirip harika bir kraliçe olmaktı .Tabi bunu için mecburen kraliçenin bilgileri ve koruması gerekliydi "şimdilik". Taht zehirli otlarla kaplıydı ve ben o otları kraliçe sayesinde paramparça edip kendi çiçeklerimi dikecektim .Şimdilik kraliçenin bundan haberinin olması gerekmiyordu.
EVET BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİK .UMUYORUM Kİ BEĞENDİĞİNİZ BİR BÖLÜM OLMUŞTUR . VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUMMMMM.AŞAĞIYA RESİM BIRAKTIM.
LYDİA'NIN BU BÖLÜMDE GİYDİĞİ PEMBE ELBİSE
|
0% |