@redvelvet7781
|
EVETTT UZUN BİR BÖLÜMLE GELDİM .İYİ OKUMALARRRR.
KRALİÇE'NİN HATIRALARINDAN : KRALİÇE MANDANE'İN AĞZINDAN; Eteklerimin ucunu tutarak hızlıca yürümeye devam ettim . Bu sefer de geç kalırsam Kambises'in dilinden kurtulamazdım. Sonunda saray kapısına ulaştığımda hiç vakit kaybetmeden avluya çıktım. Ahuda Mazda'ya şükür ki daha gelmemişlerdi . Telaşlı ayak seslerimi işiten biricik kocam ve oğlum anında bana döndüler .Kambises yarım bir gülüşle ; -Saygıdeğer majesteleri bari kendi akrabalarınız geliyorken geç kalmayın üstelik gelen yeğeniniz ve kız kardeşinizken bu özensizlik yakışıksız bir durum . Sevgili oğlum sanki onu ben 9 ay karnımda taşımamışım gibi babasına katılarak gülmeye başladı . -Kambises dalga geçmenin sırası değil .Sora ve sevgili kardeşim birazdan burada olur. Nasıl görünüyorum . Diyerek sevgili kocama döndüğümde gözleri parıldayarak bana baktığın gördüm . Saçlarımı geriye doğru atıp elimi öptü ve öperken gözleriminBU DA KRALİÇE MANDANE'NİN KIZ KARDEŞİ VİONE içine bakması kalbimi adeta kuş gibi uçuruyordu . Yıllar geçip gitse de birbirimize olan aşkımız hiç bitmemişti . Harlanıp giden bu sevda yüreğimi katlanılmaz derecede sancıya sürüklüyordu , hele ki savaş zamanlarında ... Silkelendim ve ana odaklandım .O böyle yapınca katılacağı savaşların aklıma gelmesi ve benden uzakta olacak olması beni hayli yıpratıyordu. -Çok güzelsin serçem . Utanarak elimi çektim ve hemen önüme döndüm , zira bu adam beni kalpten götürecekti. Önüme döndüğüm de sarayın ikinci ana giriş kapısından bize doğru gelen at arabasını fark ettim. Kız kardeşimi göreceğim için içim kıpır kıpırdı . Kyrousu ve Kambisesi ikna etmek oldukça zordu ama işte oluyordu ; kız kardeşim ve sevgili yeğenim Sora buradaydı . Kardeşim Vione ve kızı tam karşımda bizleri selamlıyordu. Krala saygısızlık yapmamak adına sarılamamıştık ama yalnız kaldığımızda mutlaka bunu telafi edeceğimize emindim . Onlara yerleşmeleri için alan tanımak adına hizmetçiler aracılılığı ile odalarına götürülmelerini yemekten sonra ise çay ile sohbet edebileceğimizi söyledim . Yemek saati yaklaştığında eksik var mı diye kontrol için indiğim de sevgili kocamın da orada olduğunu görmek beni oldukça memnun etmişti . -Yüce kralım sizleri eksikleri kontrol etmek için mi burada görüyorum yoksa Derin bir şekilde gülümsemesi ile benim de gülümsemem büyüdü . -İşlerimi erken bitirince sevgili kraliçeme yardımcı olmak istedim . -Bu ince düşüncenizle benim kalbimi daha da fazla fethediyorsunuz ekselansları -Kalbinizin tamamı benim topraklarım değil mi zaten majesteleri Benim bir şey dememi beklemeden göz kırpıp yanağımdan öptü ve masadan bir ekmek alıp mutfağı kontrole gitti .Ben ise şaşkın şaşkın arkasından bakakaldım . Bu adam cidden çıldırmıştı . Kendimi hızlı bir şekilde silkeledim ve masa düzenini kontrol ettim . Tam bu sırada koridordan gülüşme sesleri ve ayak sesleri duydum. Kapıya baktığımda Sora ve Kyrous gülerek içeri giriyorlardı .Onları bu şekilde görmek beni çok mutlu etmişti . Onların mutluluğu benim için önemliydi , Pers krallığına ondan başka kimse kraliçe olamazdı .Hem Kyrous gibi güçlü bir prensi ancak Sora gibi iyi yetişmiş bir prenses idare edebilirdi. Çocuklar yerlerini alırken kız kardeşimin yemek odasına girmesiyle gözlerim onu buldu .Büyük bir sevinçle ona doğru gidip sarılmamla bana karşılık verdi . -Yüce kraliçem bu davetin bizi çok mutlu etti. Sizi görme şerefine erişeceğim için o kadar mutluydum ki Akad'dan buraya nasıl geldim inanın bilmiyorum. -Sevgili kardeşim biriciğim varlığınızla krallığımızı onore edip beni o kadar mutlu ettiniz ki mutluluğumu tarif etmek için ne diyeceğimi bilemiyorum. Gülümsedi ve elimi sıkarak yerine geçti .Sevgili kralımız da geldiğin de yemeğe başlamıştık ve yemek muhteşem bir aile tablosu çizecek kadar harikaydı .Sohbetler , kahkahalar her şey harikaydı .Sanki üstümüze bir felaket çökmeyecekmiş gibi gülüp eğlendik. Ertesi gün ise Kyrousun kendine özel bir bahçe yaptırmak için Babil'in asma bahçelerini yapan bahçıvan ve ekibini ülkeye davet etmesi ve kendin de eşsiz bir bahçe yapmak için planlarını anlatmasıyla geçti . Ahuda Mazda'ya şükür ki Sora hala neşeliydi de Kyrousun bu yoğunluğunu olgunlukla karşılamıştı. İkinci gün de Sora Kyrousla bahçenin yapılacağı arazide olduklarını yanlarında ise yaşlı bahçıvanın işlerini devralmaya hazırlanan Kyrous yaşlarında oğlu vardı ve Soraya kaçamak bakışlar atarak Kyrousa Babil'in asma bahçelerini anlatıyordu . Benim güzel oğlum ise bahçe sevdasına o kadar dalmıştı ki bahçıvanın oğlunun Sora ya bakışlarını hatta Sora'nın da bahçıvan çocuğa kaçamak bakışlar attığını görmüyordu. Bu manzara karşısında kan beynime sıçradı bir hışım yanlarına gitmeye başladığım da konuşmaları daha net gelmeye başladı. -Bahçeler, bir piramit oluşturacak biçimde taraçalar halinde yükseliyor ve her taraçaya dünyanın dört bir yanından getirilmiş ağaç ve çiçekler dikildi. Bu asıl yapıyı gözden saklıyor ve sadece havada asılı gibi duran bahçeler görünüyordu. Su ihtiyacını karşılamak amacı ile de Fırat nehrinden pompalar ile su getirilmiş ve en üstte kurulu olan bahçelere kadar bu suların çıkması sağlandı . Bahçenin etrafı 100 metre olan büyük surlarla çevrili ve bahçenin içindeki kanallarda kayıklar bile yüzebilmektedir. Ayrıca bahçede yeşillikler dışında çeşitli meyveler de mevcut . Sizin için yapacağımız bahçe için neyden esinlenmemizi istiyorsanız sadece söylemeniz yeter biz hallederiz. Çocuğun bu bilmiş konuşmaları beni iyice sinirlendirirken yanlarında durarak çocuğu görmezden geldim .Soraya dönerek : -Annen bahçe de bizi bekliyor . Diyerek hiçbir şey söylemeden kolundan tutarak götürmeye başladım .Tabi ki de bana söylenmeye başlamıştı teyze dur ,neler oluyor gibi şeyler söylüyordu fakat o kadar sinirliydim ki tek kelime dahi etmedim . Kız kardeşimin odasına geldiğimiz de kapıyı açtım ve Sorayı annesinin önüne attım .Hizmetçilerin hepsine çıkmalarını söyledikten sonra artık geri dönüşü olmayan cümleler söylemeye başladım. İşte bu da sonun başlangıcıydı. -SEN NASIL BÖYLE BİR ŞEY YAPARSIN SEN SÖZLÜ BİR KADINSIN BAŞKA BİR ADAMLA BAKIŞMAK SÜZÜLMEK NE ADAMIN ALTINA GİRMEDİĞİN KALDI .SEN BUNU BENİM OĞLUMA NASIL YAPARSIN HA NASIL ANNEN SENİ BÖYLE Mİ YETİŞTİRDİ . Her kelimemde Sora daha çok yerine siniyor kız kardeşim ise şaşkınlıkla bize bakıyordu. -Abla dur yeter neler oluyor neden Soraya böyle şeyler söylüyorsun. -SENİN KIZIN BABİLDEN GELEN BAHÇIVANIN OĞLUYLA BAKIŞIP GÜLÜŞÜYORDU . O KADAR UTANMAZ Kİ BUNLARI BENİM OPLUMUN YANINDA YAPIYOR BENİM MELEK OĞLUM İSE HİÇBİR ŞEYİN FARKINDA DEĞİL SÖZLÜSÜNE BAHÇENİN YAPILCAĞI ARAZİYİ VE BAHÇE İÇİN PLANLARINI ANLATIYOR. İYİ EĞLENDİN Mİ SORA HANIM OĞLUMLA KEYFİNİ ÇIKARTTIN MI OĞLUMUN BOYNUZLARIYLA . -Abla dur n'olur sen yanlış anlamışsındır Sora öyle bir kız değil .İnan bana lütfen Sora bir hışımla ayağa kalktı gözlerini elinin tersiyle silerek tam karşıma dikildi. Ne yüzsüzlük ama diye içimden geçirmedim diyemem . -Evet hoşlandım hoşuma gitti. Hatta senin o kıymetli oğlunla değil onlar evlenmeyi tercih ederim en azından sanatkar biri ve ben sürekli savaşan beni geride bırakan bir koca istemiyorum .Al çok kıymetli oğlunu tepe tepe kullan . Sora'nın söyledikleriyle gözüm döndü ona çok sert bir tokat attım ve üstüne saldırdım . -Yarınnnnnnnn yarınnnn gideceksin o bahçe bitecek o adamlar gidecek ve sen de seve seve o beğenmediğin savaş meydanlarında yiğitçe savaşan oğlumun koynuna girip karısı olacaksın duydun mu beni DUYDUNNNNN MUUUUU? Kız kardeşime dönüp -Yarın Vione herkese biraz rahatsız hissettiğini ve geri dönmeniz gerektiğini krala ve prense saygılarınızı iletirim ama siz ikiniz yarın sabah tan vaktin de Pers Krallığından çıkmış olacaksınız .Bu kızına da oradayken eğitim ver .Bir daha gözünün yaşına bakmam . Kız kardeşim gözyaşları içinde kafa salladı ve kızına sarılarak ağlamaya devam etti.Sinirle odadan çıkmamla Kyrousun bu tarafa geldiğini gördüm .Hiçbir şey belli etmemeye çalışarak biriciğime gülümsedim . -Benim aslan oğlum biriciğim nereye gidiyorsun bakıyım . Bana içtenlikle gülümseyip sarıldı. Evlat buydu işte bir sarılması dünyaya bedeldi .Onun için tüm dünyayı karşıma alabilirdim. -Sora'nın yanına gidiyordum kütüphaneyi göstermemi istemişti .Teyzemin yanında mı ? Bir anda bocaladım benim sevgili oğlum yoğunluğunda bile vakit ayırmaya çalışırken o aptal Sora 'nın yaptıkları ... -Anneciğim teyzen biraz rahatsız o yüzden Sora annesiyle durmak istedi başka zaman gösterirsin . -Teyzem iyi mi gelmişken ziyaret edeyim . Hemen önüne geçerek engel oldum . -Hayır lütfen yarın ziyaret et hiç hali yok şimdi rahatsız etmeyelim . Şaşırmış şekilde bana baktı . -Ciddi bir şey yok değil mi?
Hayır anlamında kafa salladım ve koluna girerek babasının yanında gittik .Bizimle bahçe hakkında konuşursa Sora ve teyzesi hakkında düşünmezdi .
Kahvaltı masasındayken Kyrous bir hışım yemek odasına girdi. -Anne Sora ve teyzem nerede ? -Anneciğim teyzen rahatsızlığı nedeniyle krallığa geri döndü .Sana ve sevgili kralımıza saygılarını sundular. Kafası karışmış bir şekilde bana baktı . -Tamam --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Aradan bir veya iki hafta geçti . Sora tekrar krallığımıza geldi fakat bu sefer sakin ve sessiz duruyordu .Hiç konuşmuyor doğru düzgün yemek yemiyordu. Kyrous ve Kral Kambises Mısır fethi için yola çoktan çıkmışlardı .Bahçenin yapımı ise hız kesmeden devam ediyordu. Sorayı bazen odasında bahçeye bakarken buluyordum. Bazı zamanlar ise bahçıvanın oğlunun Sora 'nın balkonuna baktığını yakalıyor deliye dönüyordum. Bir gün Sora ben çağırmamış olmama rağmen yemeğe geldi normalde çağırsak dahi zar zor gelir bir iki şey ağzına atar ve odasına gitmek için izin isterdi. Bu sefer kendi yemeğe inmiş ve güzel bir şekilde tabağını doldurup ,hepsini bitirmişti. Bu beni şaşırtsa da hoşuma gitmişti. Hatta benimle çay içmek istediğini bile söyledi ,bu ani dönüşün sebebi neydi bilmiyorum ama sonunda kendine geldiği için mutluydum . Kyrous ve Kambisesin yokluğunun tam tamına 5. günüydü ,bu ayrılık beni zorlasa da ülkemiz için doğru olan buydu. Bu süreçte Sora neşeli ve samimiydi hatta birlikte bahçeyi ziyarete gittiğimizde bir kere bile bahçıvanın oğluna bakarken yakalamadım. Ben bu şekilde mutlu mesut geçinip gittiğimizi düşünürken Sora'nın benim arkamdan çevirdiği oyunlar ve kurduğu planlardan bir haberdim . Uyku tutmadığı bir gece hizmetçimi keçi sütü ısıtması için hizmetçimi mutfağa gönderdim .Aradan çok zaman geçmemişti ki hizmetçim soluk soluğa odaya girdi ve bahçıvanın oğlunun Sora'nın odasına girerken görmüş . Kalbimin sıkışması ve birden terler boşalmasıyla dengem kayboldu .Hemen olduğum yerden ayaklanıp apar topar Sora'nın odasına gittiğimde gördüğüm manzara beni beynimden vurdu . Sora ve bahçıvanın oğlu yatakta ve çıplaktı .Saf ve temiz Sora'm artık saf ve temiz değildi. Bahçıvan çocuk hemen kalkıp toparlandı .Sora ise mahcup bir şekilde bana bakıyordu ,ben ise sadece koca bir hayal kırıklığıyla bakıyordum . Bahçıvanı zindana attım ve ertesi sabah hızlı bir karar çıkarttım .Bahçıvanın oğlunun hizmetçilerden birine yaptığı ahlaksız saldırı nedeniyle asılmasını emrettim ve vakit kaybetmeden o sabah tüm bu işlerin hallolmasını sağladım . Bahçıvan oğlunun ölümünü seyrederken kalbi dayanmadı ve vefat etti. Tek sorunum Kyrous'n bunu sorgulaması olur .Ah tabi bir de aptal Sora'nın Kyrousa her şeyi anlatması . Akşam yemeğinden önce kız kardeşim Vione'ye bir mektup yazdım ve tüm olayı anlattım . Ulağa parşömeni verdiğim de en hızlı atı almasını ,var gücüyle gitmesini söyledim. Sora akşam yemeğine inmemişti. Yemekten sonra odama çağırdığımda gördüğüm manzara hiç iç açıcı değildi .Bitkin ve gözleri ağlamaktan şişmişti. Ona üzülmüyordum ,kendi sonunu hazırlayan oydu . -Annene her şeyi anlatan bir mektup yazdım .Kyrous ve Kral yarın burada olurlar ,yemeğe ineceksin hiçbir şey yokmuş ve mutluymuşsun gibi davranacaksın .Anladın mı beni Sora . Suratıma boş boş baktı .Çenesini sıkıca tutup sarstım ve dişlerimin arasında konuştum. -Anladın mı dedim sanaaa
Gözleri tekrar dolarken kafa salladı çenesinden savurarak odadan çıktım. İyiliğimi suistimal etmişti artık ona acımak yoktu .
Sabırsız bir şekilde sarayın kapısında bekliyordum .O kadar çok yorulmuştum ki bu olaylardan bir an önce Kambises'in gelip olaylara el atmasını istiyordum ve sonunda onları gördüğüm de heyecanla el salladım . Onların gittiğine üzülemeden Sora'nın başımıza açtığı belalar ile uğraşmıştım .Ona döndüğüm de suratsız bir şekilde yanımda durduğunu görünce çaktırmadan kolunu sıktım ç -Gülümse gelen senin kocan olacak .Kimse savaştan döndüğünde suratsız bir kadın görmek istemez. Sahte bir şekilde gülümsedi . -İdare eder hiç olmazsa anı kurtar. Tekrar sevgili kocama döndüğümde çoktan atından iniyordu. Hızlıca yanına ilerledim ve saygıyla reverans yaptım o da yanağımı severek karşılık verdi . -Umarım banyo sandalını hazırlatmışsındır Mandane . -Elbette hem yüce kralımızın hem de sevgili prensimiz banyo sandalları hazır . Kulağıma yaklaşarak; -Oğluna sevgili prens ama bana sevgili değil mi ? Sanırım bunu odamızda tartışmalıyız. Bu adamın tek amacı beni utandırmak cidden mi diye baktım ama hiç etkilenmemiş şekilde bana yorgun bir şekilde gülümsüyordu .Gözlerinde ki o yorgunluğu görünce hemen ikisini de odalarına yönlendirdim ve akşam yemeği için mükemmel , eksiksiz bir sofra kurulmasını istedim . Ve bugünden sonra ki günler Kyrousun Sora'nın neden üzgün olduğunu ,neden onunla görüşmediğini sormak ve Sora'nın peşinden koşmasıyla geçti .Ta ki... Odamızın kapısının hızlı ve ağlamaklı bir sesle yumruklanmasıyla sıçrayarak uyanmıştık .Bu Kyrousun yaverinin sesiydi .Kyrousa bir şey oldu düşüncesiyle elim ayağıma dolaştı .Kambises Kyrousssss dedim .Kambises kapıya koştu ve hemen açtı . Sora'nın bileklerini kestiğini söyledi . Kyrousa bir şey olmadığı için içim rahatlasa da bu sefer de yeğenim için vicdan azabı çekmeye başladım .Üstüne bu kadar gitmemeliydim düşünceleri eşliğin de Sora'nın odasına gittik. Sora'nın üstü ıslak ve her yeri kan içindeydi öldü korkusuyla hemen ona doğru atıldım .Şifacı korkmamamız gerektiğini yaşadığını sadece kan yapıcı besinlerle beslenmesi gerektiğini söyledi ve tabi ki bileklerine dikkat edip sık sık temizlenmesini de söyledi. Doktor çıktıktan sonra sinir ve hışımla Kyrousa döndüm .O da bahçıvanın oğlu gibi ilgilenseydi Sorayla bunlar olmazdı . -Senin yüzünden ne halde görüyor musun ?Onuna iyi bir koca olamayacağını hissettirdin ve korktu .Kendine ne yaptığına bak. Kyrous şaşkınlık ve kırgınlıkla bana baktı ama tek kelime etmedi .O günden sonra da iyice içine kapandı ve artık ne benle ne de babasıyla hiçbir konu hakkında konuşmadı . Kız kardeşimden aldığım mektupta Sorayı geri göndermemi böyle bir utancı yaşattığı için Yüce kralın gelini ve kutsal prensin karısı olmaya layık olmadığını düğünün Kyrousun Sora ile anlaşamaması nedeniyle olmayacağını duyurmamızın en doğrusu olduğunu söylerken kızının bu ahlaksız davranışından dolayı ne kadar utanç ve ızdırap duyduğunu söylüyordu. Tabi ki bu mektuptan sadece Kambisesin haberi vardı . Kambises Sora'nın gönderilmesine kendi kararı olduğunu söylediğinde Kyrous sorgulamadı bile o kadar çok kırılmıştı ki bize onun kalbini nasıl kazanacağımı bile bilmiyordum . Sorayı Akad krallığına gönderdiğimizden bir hafta sonra Sora'nın intihar ettiğini öğrendik .Bu bende ne kadar vicdan azabı olarak kalsa da her şey kendi hatası yüzünden bu hale geldi sonradan öğrendiğimize göre de bahçıvanın oğlu Soradan ve Soraya olan aşkından esinlenerek o bahçeyi bitirmişti. Ve Sora hepimizin kalbinde gömülü bir hüzün olarak kaldı.
AŞAĞIDA KRALİÇE MADEN VE KIZ KARDEŞİ VAR. VEEE UZUN BİR BÖLÜMLE SİZLERLEYİZZZ .BU BÖLÜMDE GEÇMİŞE YOLCULUK YAPTIK. YORUM VE VOTE YAPMAYI UNUTMAYIN .
KRALİÇE MANDANE 18 YAŞINDA AKAD PRENSESİYKEN Kİ HALİ
KRALİÇE MANDANE KRAL KAMBİSESLE EVLENDİKTEN SONRA Kİ YANİ 20'Lİ YAŞLARI
KRALİÇE MANDANE ŞİMDİ Kİ YANİ BİZİM HİKAYEMİZİN GEÇTİĞİ ZAMAN DA Kİ HALİ BURDA 45 -48 YAŞLARI ARASINDA BU DA KRALİÇE MANDANE'NİN KIZ KARDEŞİ VİONE SORAYI ZATEN GÖRMÜŞTÜNÜZ AMA HATIRLATMAK AMACIYLA TEKRAR ATIYIM DEDİM .
|
0% |