@redvelvet7781
|
SELAMLARRR BOMBA GİBİ BİR BÖLÜMLE GELDİMMMMMM UMARIM BEĞENİRSİNİZ VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. LYDİA'NIN AĞZINDAN ; Kraliçe Mandane bizi süzdü ikimiz de reverans yaptık .Kraliçe hareketlerimizin senkronize bir şekilde ilerlemesini garipsemiş olacak ki kaşlarını hafif çatarak bize baktı . -Sevgili oğlum senin de bizimle birlikte olacağını bilmiyordum. dediğin de içim huzursuzlukla kaplandı . -İşlerim bitti ve size katılmak istedim bir sakıncası mı var kraliçem -Elbette yok ama erkekler pek böyle kutlama hazırlıklarına katılmazlar sanırım bu yüzden garipsedim . Kraliçe'nin bu durumdan memnun olmadığı açıkça belli olurken ikisi arasında sessiz bir bakışma geçmeye başladı. En sonunda dayanamayarak söze girdim. -Kraliçem sizin için bir sorun olmaz umarım . dediğim anda gözleri keskin bir şekilde bana döndüğünde ürperdim. Kraliçe'nin neden bu denli sinirlendiğini anlamadım ,kısa bir sessiz kalışın ardından bize sandalyeleri gösterdi. Düğün Kyrous'un düğünüydü onu burada görmek neden rahatsız etti diye düşünürken sessizce gösterilen yere doğru giderek oturdum .Kraliçe Mandane elini kaldırdığında önümüze bir sürü kumaş kondu ve ben o an da gerçekten bir düğün hazırlığı yapacağım gerçeği ile yüzleştim. --------------------------------------- Tam tamına 4 saat , 4 saat boyunca kumaş seçtik ve masa düzeni ,oturma düzeni gibi konularda bir çok karar verdik .Tabi ki biz bunlar hakkın da konuşurken sevgili müstakbel eşim Kyrous yanımda uyukladı .Kraliçe Mandane yemeğe kalmamı rica ettiğin de kabul ettim .İlk geldiğim zaman ki gibi bir tepkisi yoktu , aslında bakarsanız bana fazlasıyla şefkatli davrandı ve düğünün tamamen benim isteklerim doğrultusunda olmasına özen göstereceğini söyledi. Sanıyorum ki her şey bir an da gerçekleşmeye başladığı için o da gerilmişti ve ister istemez bunu bizlere de yansıtıyordu .Kraliçe Mandane hizmetlilere yemeği hazırlamalarını söyledikten sonra biraz dinlenmek istediğini söyleyerek odasına çekildi .Sanırım beni ve Kyrousu biraz yalnız bırakmak istedi diye düşünüyorum. Kraliçe gittikten sonra Kyrousu dürtmeye başladım. Sıçrayarak uyandı ve beni gördüğün de gülümsemeye başladı. -Evlendiğimiz de de uyanır uyanmaz yanımda seni göreceğim bu ,Tanrının şimdiye kadar ki bana verdiği en güzel hediye . utanarak gülümsedim çünkü ne diyeceğimi bilemedim ve hemen konuyu değiştirdim . -Kraliçe yemeğe kalmamı rica etti ben de kabul ettim ve yemeğe kadar dinleneceğini söyledi .O zamana kadar baş başayız . Gözlerini kısarak bana baktı ve yüzüme yaklaştı . -Demek baş başayız . Acaba ne yapsak ; diyerek düşünüyormuş gibi yapmaya başladı . Bu hareketi gözüme çok tatlı geldi ve dayanamayarak dudağına bir buse kondurdum . O ise bunu bir cevap olarak düşünerek dudaklarıma yapıştı ve sertçe öpmeye başladı. Ben ise acemice ona karşılık vermeye çalışıyordum . Sanki tecrübesizliğim onu daha çok alevlendiriyor gibi inleyerek daha çok saldırgan davranmaya başladı ve hızlıca beni kucağına çekti .Kabarık elbisem fazla rahat vermiyordu fakat kabarıklığı arkaya doğru atarak beni kucağına yerleştirdi . bir eliyle belimden tutarken bir eliyle de yanağımı okşuyordu . Kollarımı omuzlarına koydum ve ardından ellerimi ensesinde birleştirerek kafasını kendime daha çok çektim . Biz hararetli bir şekilde öpüşürken birden kapının tıklatılmasıyla hızlıca kendimi yan koltuğa atmam bir oldu. Gerçek anlamda atmaktan bahsediyorum . Kyrous hızlıca kendini toparlayarak gir dediğin de Kraliçe'nin baş hizmetlisi odaya girdi. Benim göğsüm körük gibi yanıyor ve hızlı bir şekilde inip kalkıyordu . -Majestelerim Kraliçem yemek hazır olana kadar Leydi Lydia'ya sarayı gezdirmenizin uygun olduğunu belirtti . dediğin de Kyrous kafa sallayarak çıkabilirsin dedi. Hizmetli çıktıktan sonra Kyrous kaşları çatık bir şekilde bana döndü . - Sanırım Kraliçe düğünden önce bir torun haberi istemiyor . Diyerek güldüğün de ben de kıkırdadım . -Hadi bana sarayı gezdir sonuçta ben de burada yaşayacağım. -Ne gerek var yaşayacağın zaman gezersin işte şimdi yalnızlığımızın tadını çıkaralım. diyerek boynuma doğru eğilerek belimden kendine çekti .Göğsünden iterek kafamı geriye çektim fakat fazla kaçamadım . O boynumdan öperken hala onu itiyor ve ikna etmeye çalışıyordum ama pek bir faydasını gördüğümü söyleyemem . -Kyrous lütfen Kraliçe gezmediğimizi anlarsa kızabilir . Hem ben şimdi gezmek istiyorum evlenince nasıl gezeceğim. Arsız bir gülüş yüzünde peyda olurken bana iyice sokuldu ve öpücüklerinin arasında beni kıpkırmızı edecek o cümleyi söyledi. -Evet küçük tilkim yatakta kocanla ilgilenirken pek vaktin kalmayacak o kadar çok hak verdim ki sana hemen kalkıp gezelim de evlenince tüm vaktimiz bize kalsın. Acele bir şekilde kalktı ve beni de kolumdan çekiştirdi. -Kyrous sen iyice arsızlaştın lütfen sakin olur musun? -Olamıyorum güzelim sen yanımdayken mantıklı bile düşünemiyorum . -Sakince gezelim lütfen, acele ettirme beni ,ne de olsa yarın da geleceğim devamını o zaman da gezerim. -Tamam kızılım sakince gezelim ilk nereye götürsem seni ... Sanırım buldum gel benimle El ele odandan çıktık . Koyun gibi o nereye giderse onu takip ediyordum .Sonunda bir kapının önünde durduk . -Burası benim resim odam kimse giremez ama ben demek sen demek olduğu için sen girebilirsin sadece Gözlerimi şaşkınlıkla ona çevirdim her seferinde beni daha da şaşırtıyordu . -Sen resim mi çiziyorsun ? -Evet profesyonelce olmasa da bir şeyler çiziyorum daha çok kafa dağıtmak için yapıyorum. -Profesyonelce değil dediğin her şeyi profesyonelce yaptığın için resimlerini de ustalıkla yapmış olabileceğini düşünüyorum .Hadi girelim görmek için sabırsızlanıyorum. Heyecan beni ele geçirmişti .Onun hakkında yeni şeyler öğrenmek onu keşfetmek beni mutlu ediyordu, yeni yeni hissettiğim bu duygular garip hissetmeme neden olurken Kraliçe ile yemek yiyecek olma fikri maalesef beni ürkütüyordu . İçeri girdiğimiz de Kyrousun kimsenin görmediği tarafını görmeye başlamak beni daha da şevklendirmişti. Çok heyecanlı ve bir o kadar da çocuksuydu ki sanki annesine çizdiği resimleri gösteriyordu. Hepsi eşsiz ve çok özel duruyordu ; nereye bakıncağımı hangisine hayran olacağımı şaşırmıştım. Bir tanesi vardı ki gözlerim kamaşmıştı . Renkli çiçeklerle bezenmiş tapınağa benzer bir yer sanki rüyalardan fırlamış gibiydi adeta ; tabloya yaklaştım ve yakından inceledim . Kyrous tabloyu inceldiğimi fark ettiğinde yanıma doğru adımladı ve arkamdan bana sarıldı. -Benim kızıl tilkim nedir senin bu bahçe sevdan , içeri girerken en çok dikkatini çeken resmin bu olacağına o kadar emindim ki beni şaşırtmadın ve kendin için olan bu hediyeyi buldu gözlerin . Bu dediklerine şaşırmıştım fakat bahçelere olan bu merakım ve sevgim daha önce dikkatimi çekmemişti. Şuan düşündüğüm de ise gerçekten bir bahçe gördüğüm zaman dayanamayıp kendimi oraya atıyorum. -Bunu benim için mi yaptın . Bu gerçekten eşsiz, burası gerçekten var olan bir yer mi yoksa hayali bir bahçe mi yaptın bana ? -Burası Babil ' in Asma Bahçeleri sevgili tilkim . Ne yazık ki savaşta kurtarılamadı fakat gördüğüm kadarı ile sana resmetmek istedim . Hala güzel duran bir kısmı var . Seni de oraya götürmek istiyorum .Kraliçesi olduğun toprakları gör isterim . İçim kıpır kıpır oluyor .Bana bu şekilde yaklaştığı kulağımın dibinde konuşması nefesinin rüzgarının saçlarımı yalayarak geçmesi ,ses tonu ahhhh kısacası onun hakkında her şey beni bu şekilde mahvederken evlendikten sonra her an yanımda olmasını kalbim nasıl kaldıracak bilemiyorum. Resme tekrar odaklandığımda kalbim eriyor gibi hissettim . Bunu benim için yapmıştı , omuzlarında onca yük varken benim için zaman ayırıp bu resmi yapmıştı . Kafamın için de dönen tek cümle buydu . Beni daha ne kadar kendine aşık edebilir bilmiyorum fakat kalbim aşktan patlayacak gibi hissediyorum. Ona doğru döndüm ,kollarımı omuzlarına doğru götürüp ellerimi ensesinde birleştirdim ve dudağına küçük bir buse kondurdum. -Bugüne kadar aldığım en anlamlı ve en güzel hediye sevgilim çok teşekkür ederim . Ben cümlemin daha yarısındayken bile gözlerinin içi parlamıştı. Birden dudağımdan öptü minik bir öpücüktü fakat durmadı tekrar tekrar ve tekrar minik öpücüklere devam etti .Ta ki ben onu durdurana kadar ... Resim odasında fazla oyaladığımız için ancak iki yer daha gezebilmiştik . En sonunda hizmetliler masanın hazır olduğunu söyledi ve yemek salonuna doğru ilerledik . Yemek salonuna ilerledikçe fısıltılar halinde kalabalık bir grubun sesi geliyor gibiydi oysa Kraliçe Mandane, ben ve Kyrous olacağız diye biliyordum . Kyrousa baktığım da onun da kaşlarını çattığını gördüğümde bir terslik olduğunu fark ettim . Kyrous biraz daha önden gidip kapıyı açtığın da yemek salonun da olan herkes ayağa kalkmıştı ve gerçekten de masa , bizim yerlerimiz haricinde , doluydu . Kyrous kaşları çatık bir şekilde annesine baktığın da Kraliçe Maden açıklama gereği duydu ki konuşmaya başladı . -Kralım hoş geldiniz .Müstakbel eşinizi görmek için sabırsızlandıkları için diğer kraliyet üyelerini de bugün için yemeğe davet etmiştim . Umarım rahatsız olmamışsınızdır. Kraliçe Mandane'in bugün ki davranışları onun bana dost mu yoksa düşman mı olduğunu ayırt etmek de zorlanmama neden oluyordu .Umudum düşmanım olmayı tercih etmemesi yoksa benim de pençelerimi çıkartmam gerekecekti . BU SEVGİLİ KRALIMIZIN BABİL'İN ASMA BAHÇELERİ ÇİZİMİ UMARIM BEĞENDİĞİNİZ BİR BÖLÜM OLMUŞTUR VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINNNN
EVETTT BİRAZ AMA AZICIK GERİLİCEĞİZ GİBİ KRALİÇE KENDİ TAHTININ SALLANICAĞINDAN MI KORKTU ACABAAAA .... |
0% |