@redvelvet7781
|
SİZİ ÇOK BEKLETMEDEN HEMEN BİR BÖLÜM ATAYIM DEDİM .İYİ OKUMALAR ... LYDİA'NIN AĞZINDAN; Kyrous'un çatık kaşları eşliğin de masaya geçerken herkesin gözü benim üzerimdeydi . Kyrous'a biraz daha sokularak yerime oturduğum anda yanımdaki kız koluma dokundu . -Merhaba ben Anna majestelerinin büyük amcasının kızıyım. derken gözlerinin içi parlıyordu , cana yakın biri olduğunu yüzüne baktığım anda anlamıştım. Gülümseyerek ona döndüm; -Merhaba ben Lydia majestelerinin müstakbel eşiyim . diyerek kıkırdadığımda bana katıldı. Bunu dıştan söylemek içimi kıpır kıpır yapmıştı. Kyrous duydu mu diye baktığımda gözleri benim üzerimde minik bir gülümsemeyle beni izliyordu. Göz göze geldiğimiz de bana göz kırptı ve çatık kaşlarıyla etrafı süzmeye başladı. Sanki birinin bir şey demesini bekliyor gibiydi .Kyrous'un üzerinde biri bir şey desin de ortalığı ateşe veriyim havası vardı. Bu hali bile garip bir şekilde karnımdan aşağıya ılık ılık bir şeylerin akmasına neden oluyordu. Neyse ki yemek sorunsuz bir şekilde bitti , herkesle tanıştım ve hepsi bana kibar davrandı. Artık gitmem gerektiğini haber vermek için Kraliçe Maden ve Kyrous'un oldukları odaya gittim . Yemekten sonra ikisi de birdenbire ortadan kayboldular . Benim odaya girmemle Kyrous sustu fakat Kraliçe hırçın bir şekilde bana bakarak ; -Gel Lydia sen de artık ailedensin öyle değil mi ? Sen de tartışmamıza katıl . dediğinde şok olmuştum neler olduğunu anlayamadım ve Kyrousa baktım . -Karımı bu işe karıştırma , sana defalarca benden habersiz bir şey yapmamanı söyledim . Benim adıma karar vermeye çalışman yetmedi artık karım adına da karar vermeye çalışıyorsun . Üzgünüm Kraliçe Mandane ama artık saltanatın bitti . Ne benim adıma ne de karımın adına karar veremezsin duydun mu beni. Kyrous'un son kısım da elini masaya koyup bağırmasıyla sıçramıştım . Sıçramamla Kraliçe Mandane bana bakarak ; -Bak onu korkutuyorsun eski nişanlın gibi onu da korkutup kaçıracaksın . demesiyle Kyrous'un suratı afalladı .Böyle bir cümle beklemediği açıktı .Ben donakaldım eski nişanlısı hakkında bilgim yoktu . Halktan da gizlenmiş olmalıydı ki daha önce kimsenin bu konu hakkında konuştuğunu duymamıştım. Kyrous bana baktı , daha sonra ise annesine baktı . Hiçbir şey söylemedi sadece sessiz bir kırgınlıkla durdu ve kafasını bunu yapmamalıydın der gibi salladı . Hiçbir şey söylemeden hışımla odadan çıktı . Kraliçe Mandane ise odada ki bir pufun üstüne oturarak soluk verdi. Yüzünde ki bu duygu pişmanlık mı yoksa içinde ki duyguyu dışa vurmanın rahatlığı mıydı ? Doğrusu Kraliçe Mandane öyle bir kadındı ki onu tam anlamıyla çözebilmek imkansızdı .Ben donmuş bir şekilde kaldım çünkü duyduklarımı sindirmek benim için oldukça zordu daha önce anlatma fırsatı olmadı belki de anlatacaktı bilemiyorum ama annesinin yaptığı bu şey fazlasıyla kırıcıydı . Tam kapıdan çıkmak üzere döndüğüm de Kraliçe Mandane bana seslendi; -O seni seviyor Lydia kimseyi sevmediği kadar hem de onun bu hallerinden korkma bu halleri sadece kendisine zarar verir sana değil. Bu sözler düşünceli bir annenin sözleri gibiydi, bütün bunları Kyrous'u uyarmak için mi söylemişti. Doğrusu Kraliçenin bu kadar patavatsız bir kadın olduğunu düşünmüyorum . Bir plan doğrultusunda ilerlediğini düşünüyorum ama Kyrous ve benim hakkımda neden böyle bir plan kurmak istesin , ki bu oldukça saçma bir durum olurdu ya da olmazdı . Belki de oğlunun benimle evlenmesine karşıydı bu yüzden de böyle şeyler yaparak beni uzaklaştırmaktı amacı fakat bilmediği bir şey vardı ki ben Kyrousa sonsuz güvenle bağlıydım. Kraliçeye hiçbir şey söylemeden odadan çıktım. Kyrous'un nerede olduğunu tahmin edebiliyordum . -------------------------------------------------------------------- Gittiğim ilk yer tabi ki de yasaklı bahçeydi .Buraya rahat bir şekilde girebilmek ve askerlerin bana engel olmaması garip hissettiriyordu .İçeri adımladığım da burnuma gelen hanımeli kokusu beni mest etmişti ama geliş amacıma odaklanmalıydım. Kyrous fazlasıyla kırgın ve üzgün görünüyordu .Onun yanında olmalı ve Kraliçe'nin dediği hiçbir şeyi umursamadığımı söylemeliydim. Bahçenin içerisinde biraz daha ilerlediğimde Kyrous'u her zaman ki ağacımızın altında kafasını ağaca yaslamış ve oturur bir vaziyette gördüm. Yavaşça yanına yaklaşıp dizlerimin üstüne oturdum ve koluna dokundum . Hiçbir tepki vermemişti ,sanki kimin geldiğini biliyor gibiydi yani benden ve ondan başka kimsenin buraya giremeyeceğini düşünürsek bilmesi normaldi. Beynimin içindeki bu saçma sohbeti bitirdikten sonra Kyrous'a iyice yaklaştım . Sanki yüksek sesle konuşursam ürkermiş gibi sessizce ismini fısıldadım : -Kyrous inan annenin dedikleri umurumda değil sen bana bu olayı anlatmak isteyene kadar da sorgulamam .Bu konuda sana yardım edebileceğim bir şey varsa da elimden geleni yaparım . Kyrous kısa bir anlığına kafasını kaldırdı ve beni kolumdan çekerek boynuma kafasını gömdü .Bu hareketi içimi gıdıklasa da sessizce ona sarılarak bekledim . Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama Kyrous'un nefesi daha düzenli ve sakin bir hal almıştı .Onu bu derece yıpratan ve üzen şeyi cidden merak ediyordum ama ona daha fazla acı çektirmek istemediğim için tek kelime söyleyemiyordum. Kyrous en sonunda konuşmaya karar vermiş olacak ki kendini geriye çekti ve yüzüme bakmaya başladı .Elini yanağıma koyarak okşamasıyla gözlerimi kapatmıştım .Tek bir dokunuşu bile beni nasıl darmaduman ediyordu böyle anlayamıyorum. Sesini duymamla kalbim heyecanla kasıldı . -Güzel tilkim senin gibi bir kadını hakketmek için Ahura Mazdaya nasıl bir iyilik yaptım inan bilemiyorum ama yarın ilk işim senin gibi bir kadını bana eş olarak verdiği için Ahura Mazdaya kurbanlar vereceğim. Hiçbir şey söylemeden sadece gülümseyip dudağına küçük bir buse kondurdum . -Biliyorum merak ediyorsun fakat bunu anlattığım da bana inanır mısın bilmiyorum ve sen benden gidersen bu dünya da cehennemi yaşarım ve emin bunu yaşamayan tek bir canlı bile bırakmam .Gaddar , cani bir adam olduğumu düşünüyorsun değil mi? Öyle de düşünebilirsin ama bil ki bu dünyada beni durdurabilecek tek canlı sensin. Alnını alnıma yaslayarak eliyle yanağımı okşamaya devam etti. -Küçüğüm , güzeller güzelim , aşkım ,Kalbimi saran kızıl fırtınam bilmeni isterim ki bu hayatta kokusuna meftun olduğum ,hem kalbime hem de aklıma sahip olan tek kadın sensin ne öncesi ne sonrası tek ve yegane olan sen ve sana olan aşkım . Derin bir nefes aldığın da bu konu hakkında konuşmanın onun için nasıl parçalayıcı bir darbe olduğunu fark ettim .Çok geçmeden tekrar konuşmaya başlamasıyla adeta nefesimi tuttum . - Bundan 7 yıl önce babam henüz vefat etmemişken ve ben tahta geçmemiş çömez bir prensken , babamın ısrarından dolayı Akadların prensesi Sora ile nişanlandım . İlk başta her şey güzeldi .İyi biriydi ,güzel bir kadındı fakat bir terslik var gibiydi ne olduğunu anlayamıyordum .Sora'yı düğüne yakın bir zamanda buraya göndermişlerdi .Yeni evi olan sarayı daha iyi tanıması için olduğunu söyledi annem ama Sora ilk geldiği andan itibaren suratı asık ,solgun bir haldeydi anneme ve Soraya nedenini sormama rağmen üşütmüş ,evine alışmaya çalışıyor diyorlardı . Durdu gözlerimin içine baktı sanki orda herhangi bir şey arıyordu .Orada ne gördü bilmiyorum ama anlatmaya devam etti . -Bir akşam öyle bir huzursuzluk kapladı ki kalbimi sanki yüreğim bana bir terslik olduğunu söylemek istiyordu .Sora'nın yanına gitmeye karar verdim ,yalnız konuşursak sorunun ne olduğunu bana söylerdi .Annem olduğu zaman Sora'nın konuşmasına izin vermiyordu. Sora'nın odasına geldiğim de kapısını ne kadar çalarsam çalayım cevap gelmiyordu içimi iyice huzursuzluk kaplamıştı .İçeri girdiğim de Sora 'yı banyo sandalında hançerle bileklerini kesmiş halde buldum, adeta tüm sandal kanıyla bulanmıştı bilmiyorum belki de su doluydu ve kanı suya kırmızı rengini vermişti , o endişe ve korkuyla hiçbir şeye odaklanamadım . Sustu adeta o günü tekrar yaşıyor gibiydi yüzünde ki üzüntü her şeyi açıklıyordu . -Hemen askerlere haber verdim şifacı ,annem ,babam hepsi odadaydı .Babam neler olduğunu sordu .Bilmiyorum dedim ne olduğunu bilmiyordum neden böyle olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. İlk tanıştığım zaman ki Sora değildi solgun bitkin ve ölmek üzere olan bambaşka bir kadındı tıpkı son zamanlarda ki gibiydi. Annem beni suçladı ona kötü davrandığımı ,ilgi göstermediğimi ve ona layık bir koca olamayacağımdan korktuğu için böyle yaptığını söyledi. Gözlerini yumdu annesinin bu suçlaması ve ben yanındayken bile böyle saçma şeyler söylemesi ... Belki de benim de ondan kaçıp gideceğimi düşündüğü için bu kadar yıprandı . -Sora iyileştikten sonra onu Akad krallığına geri gönderdi babam ve düğünün iptal olduğunu söylediler herkese ,sebebi ise benim Sorayla evlenmek istememem olduğunu söylediler .Koskoca Perslerin veliaht prensi reddedilemezdi onlara göre .Aradan çok kısa bir zaman geçtikten sonra Sora'nın intihar ettiğini duyduk .Tabi herkes bana aşık olduğunu ve benden karşılık bulamadığı için bahtsız bir aşık olarak öldüğünü söylediler .Kimse konuşmadı bu konuyu ne babam açtı ne ben ne de annem işin doğrusu gördüğüm görüntüler ve annemin sözleri bana yetmişti ve bu konuyu konuşmamak benim için bir avantajdı .(SORA'NIN RESMİ AŞAĞIDA ) Duyduklarım beni şaşırtmıştı ,ne diyeceğimi bilmiyordum bu hikayeyi duymama sebebim küçük olduğum için diye düşünüyorum ,tek sorabildiğim ; -Sebebini öğrenebildin mi? Dudaklarını birbirine bastırarak kafasını hayır anlamında salladı .Ona daha çok sokuldum kolunun altına girdim , o da beni iki koluyla sımsıkı sardı ve o an anladım , o ve ben Ahura Mazda tarafından ruh eşi olmak için yaratılmıştık.
PERS KRALLIĞI TEK TANRILI BİR DİN OLAN ZERDÜŞLÜK DİNİNE İNANIYOR .TANRILARININ ADI DA AHURA MAZDA .
AKAD PRENSESİ SORA ,ÜZERİNDE Kİ AKADLARIN GİYİNİŞİ DİYEBİLİRİZ .
VEEEE GEÇ GELEN BÖLÜMMMM İÇİN ÜZGÜN OLAN YAZARINIZ SİZDEN ÖZÜR DİLİYOR .BİR TÜRLÜ NASIL YAZICAĞIMI KAFAMDA TASARLAYAMADIM BU BÖLÜMÜ VE EN SONUNDA TAM ANLAMIYLA İÇİME SİNEN ŞEKİLDE SİZLERLEEE BÖLÜMÜMÜZZ .VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN .... SORAYA NELER OLMUŞ OLABİLİR? NEDEN BİRDEN DEĞİŞTİ ? NEDEN İNTİHAR ETTİ ? TAHMİNLERİ YORUMLARDA PAYLAŞALIM LÜTFENNNN :)))))))
|
0% |