@renksizevren
|
"Akif," diyen kadına baktı adam. Pijamalarını giymiş uyumaya hazırlanıyordu. "Efendim," derken yorganı açıp içine girdi ve nefeslendi. "Ne düşünüyorsun olanlar hakkında?" Sevda, Akif'in kafasından geçenleri merak ettiği kadar hiçbir şeyi etmiyordu. "Bir şey düşünmüyorum Sevda, uyumak istiyorum sadece." Sevda yıllarca ne yapsa hatasını telafi edememişti. Akif çocuklarının yanında hiçbir şey yokmuş gibi davransa da yalnız kaldıklarında onu affetmediğini yüzüne bir tokat gibi çarpıyordu hareketleriyle. Hayatında bir kere aşık olmuştu. O da yanında yatan kadınaydı ve iki çocukla ortada kalmak ne demek görmüştü. Bu çok uzun sürmese de Sevda'nın bir süreliğine gitmesi bile ona karşı bir şey hissetmediğinin göstergesiydi. Ve.. giderken Ege'yi hiç düşünmemişti. O çocuk iki annesi tarafından da terk edilmek ne demek bilmek, bunları yaşamak zorunda değildi. "Ege büyük ihtimalle bu hafta onlarla yaşamaya başlar." diye mırıldandı kadın yine de. Bu konudaki fikirlerini dile getirmek istiyordu. "Başlasın," dedi Akif. "Bu kötü bir şey değil. Her zaman buraya gelebilir. Onlara alışamazsa buradaki odası duruyor olacak." Sevda kaşlarını çatarak yatakta doğruldu. "Nasıl yani? Ben onun odasını atölyem yapmayı düşünüyordum. Ayrıca öyle şey mi olur canım? Ailesini buldu işte geri neden gelsin?" Akif doğru anladığını teyit etmek için gözlerini açarak yanındaki kadına baktı. "Onu ne kadar sen doğurmasan da bizim oğlumuz. Biz büyüttük onu, tabii ki odası yerinde duracak." "Tamam ama ailesini buldu, gittiğinde bir daha dönmez. Hep bunu istiyordu zaten. Ayrıca ben onun sorunlarından yoruldum, biraz da ailesi ilgilensin." Homurdanarak başını yastığa koyan kadına şaşkınlıkla baktı Akif. Şurada sadece birkaç saat uyuyacaktı onun da içine bir güzel edilmişti. "Madem yoruldun bir dünya turu yap Sevda," diyerek imayla baktı karısına. "Alışıksındır ne de olsa. Haber verme ama, sessizce çek git." "Kovuyor musun sen beni?!" dedi Sevda hayretle. "Bir hata yaptım evet ama bunun farkına vardım. Düzeltmek için de elimden geleni yaptım. Hâlâ da yapıyorum. Ama siz o kadar körsünüz ki ne yapsam boş. Senelerdir bana bir kere dokunmadın Akif, karınım ben senin. Unutuyor olabilirsin ama." "Sevda başım çatlıyor zaten bir de sen konuşma. Çocuklarını bırakıp gittin hâlâ hata diyorsun." "Olmuyor," dedi hiddetle Sevda. Akif ona baktığında gözlerinin dolmuş olduğunu gördü. "Sevemiyorum, olmuyor! Yapamıyorum Akif, anlaması bu kadar zor mu?" "Neyi sevemiyorsun ulan?!" Akif sinirle kalktığında sakinleşmek için birkaç saniye bekledi. "Onu," dedi sessizce. Kendisine bile zor söylüyordu. Akif sinirle Sevda'nın kolunu tuttu. "Sen istedin Sevda!" dedi zorla. "Sen istedin bir evlat sahiplenmeyi. Yetimhaneyi bile sen seçtin. Çocuğumuz olsun dedin! İstiyorum dedin." "Sandım ki.." "Devam etme artık! Bu laflarını da Ege duymasın. En azından gidene kadar bir şey yapma." İkisi de gayet iyi biliyordu ki Ege zaten her şeyin farkındaydı. "Duyamaz çünkü evde yok beyimiz. Yine gecenin bir vakti hangi sokakta, hangi kavganın içinde bilemeyiz tabii!" "O çocuğu bu hale sen getirdin," dedi Akif. Yastığını eline alıp dolaptan bir pike çıkarmıştı. "Neden Ege hep dışarıda hiç düşündün mü?" Bir cevap beklercesine karısına baktı. Aldığı koca bir sessizlikti. "Kocaman eve sığamıyor çünkü." Akif kendisinin de hatalı olduğunu biliyordu. Bu yüzden devam etmedi. İkisi de sustular. Bilmedikleri şey, Ege'nin kapı arkasından her şeyi duymuş olmasıydı. |
0% |