1. Bölüm

İlk heycan

REYHAN
reyna99

Hayatın gizemi gözlerimizi açmakla keşif yolculuğuna başlar. Kimi kendi yeteneklerini keşfeder,kimi aşkı,kimi de dünyanın her bir köşesini. Benimde keşif yolculuğum ulaşılmaz tatlar. Bana göre en güzel keşifsel yolculuk malzemelerin birleşimiyle hayat bulan pastalardan geçer. Bugün hayalini kurduğum o italyan pastanesinde çalışacağım ilk günüm. Güne başlama felsefem herzaman güneşi selamlamakla başlar. Üç katlı bir apartman dairesinin üçüncü katındayım odamanın penceresi adeta bir taployu andıran muhteşem bir sokağa bakar. Italya'nın hemen hemen her evinin penceresinde çiçekler bulunmakta, bu çiçekler taşlı binalardan oluşan dar sokaklara görsel bir şölen düzenlerler. Açtığım penceremden odaya gelen muhteşem kokular ruhumu okşuyor. Merhaba sevgili güneş bugün oldukça güzelsin. İçimden dans etmek gelse de saatin bunun yanlış bir zaman olduğunu göstermesi çokta geç olmadı. Harika geç kalacam ilk günden. Sabah rutinlerimi hallettikten sonra üzerime siyah bir pantolon ve beyaz v yaka bir tişört giyip günü kurtarma kombini oluşturdum. Acı kahve k saçlarımı da dağınık ensede topuz yaptığıma göre çıkabilirim. Ayakkabımın tekinin kayıp olması şaka olmalı. Sanırım şaka değil bu köpeğim Tarçın'ın işi,şuan kapının dibinde durup yalvaran bakışlarını sergilemesi bu tahminimi doğrular nitelikte.

- tarçın ayakkabım nerde geç kalıyorum.lütfenn...

Off! Saat 12 ve benim yarım saate orda olmam lazım. Tarçın yaa. İş başa düştü evin her köşesini arayıp bulamayınca mecbur bot giyeceğim, aman ne kadar yakıştı liza,kovboy kahverengi botlar ve harika kombinim. Güne puanım sıfır. Kapıyı iyice kilitledikten sonra merdivenleri hızla inmeme engel olan bir alt komşum mobesse sebastian oldu.

-günaydın liza bugün çok tarzsın(kahkaha atarak)

-sebastian senle "O TARZ BENİM" sohbeti yapmayı çok isterdim lakin oldukça geç kaldım.

Biraz daha kalırsam bizimle değilsin demeye başlayacağım, kendime. Hadi liza koş. Sebastian'nın konuşması devam ederken duymamazlıktan gelip apartmandan çıktım. Kapı eşiğinde beni bekleyen pembe bisikletime bindikten sonra İtalyanın harika ve beni büyüleyen sokaklarında hayallerime adım atma serüvenim başlamıştır. Kombinim kötü olabilir ama günün getireceği sürprizlerden vazgeçmek için çok erken. Sonunda vardım. Tek ayağım bisiklette tek ayağım yerde hayallerimin evine bakıyorum. Evet liza yeni masalın burda başlıyor. Dış mekanı pembe pervazlı,masallardan bile güzel bir pastane burası. Bisikletimi bir köşeye bıraktıktan sonra kapıya yöneldim derin bir nefes alıp kendime hazır olduğumu kanıtlayıp içeri girdim. Kapı çanlarının sesi ile bir masal kitabının içine girmiş gibi hissediyor insan bu kadar harika dekorasyon bu büyüleyici kokular ancak masallarda olur.

-buyrun ne arzu etmiştiniz?

Mekanın büyüsüne ne kadar kapılmışsam arkamdaki adamı duymamışım omzuma dokununca anladım arkamda birinin olduğunu. Omuzuma dokununca irkilmem adamı oldukça şaşırtmıştı.

-ahh, pardon seni korkutmak istememiştim. Aslında seslendim ama duymadın bende bir sorun var diye düşündüm.

-sorun değil bayım,mekanın buyüsüne kapıldım duyamamışım.

Adam gayet samimi bir tebbesümle

-buraya gelen herkes bu hisse kapılıyor sizi anlıyorum. Ben leo buranın hem şefi hemde sahibiyim.

- bende liza

-beklediğim öğrenci olmalısın Türkiye'den gelen.

-evet benim.

-istersen biraz otur,oldukça heycanlısın.

-ohh, hayırr oturursam heycanım daha çok artar. Biz başlıyalım bir yerlerden.

-tamam,o zaman gel benimle mutfağa,sana önce malzeme yerlerini öğreteyim.

Şef leo'nun peşinden mutfağa gittim mutfağın güzelliği karşısında dilimi yuttum etrafa bakınmam devam ederken leo bana birşeyler anlatıyor bende başımı salamakla yetiniyorum.umarım yanlış birşeyler yapmam.

-lizaa beni dinliyormusun?

-evet bay şef patron leo

Adamın bakışları benim deli olduğumu kanıtlar nitelikteydi. Ama kibar adam bunu dile getirmedi sağolsundu.

-leo demen yeterli.

Dedi.ben mahcubiyet, utangaçlık,salaklık bütün duyguları içeren bir durum yaşıyordum ki adam darbeyi vurdu.

-bak liza ben gluten yiyemiyorum satacağım pastaları ilk sen tadacaksın sonra biz insanlara ikram edeces eğer bir hata yaparsan kovulursun.

Ahhh leo beni kovsan yeridir ben bittim hayallerim iptal,vefat, el fatiha.tabi ben liza kendimi asla bozmam.

-şüphen olmasın herkes memnun olarak ayrılacak.

-iyi bakalım dolapta bugun çıkacak olan kurabiyelerin listesi asılı malzemeler arkasında hepsini getir ve karıştır bende kruvasan yapacam.

Sana geliyorum Allahım ben bu adama nasıl derim sahte bir cv attım sana ben yumurta kıramıyorum diye.

-hadiii

Akılsız başın derdini liza çeker hadi bakalım ortaya ne çıkacak.listede olan tum malzemeleri karıştırdım ama bu işte bir terslik olmalı ki bir turlu hamur şeklini almadı bu niye sıvı? annemi dinleseydim birseyler öğrenirdim.

-liza, un koymak için neyi bekliyorsun?

Aaa buna un koyuyorduk, neyseki leo birşey anlamadı. Unu koydum, sanırım bu sefer oldu. Tum kurabiyelere şekil verdikten sonra fırına attım. Allahtan bu kadarını biliyorum. Kurabiyeler pişene kadar etrafı topladım,fırından pişen kurabiyeleri çıkardım soğumaya bıraktım. Ve tadım zamanı ağzıma bir taneyi atım ki atmaz olaydım kustum kusacam. Kusarsam leo yalanımı anlayacak. Yutmak zorunda kaldım ben bunları ne yapacam derken aklıma sebestian geldi kendisi zaten grip olmuştu ve tat duyusu zayıf bunları ona verirsem sevinir.

-leo ben bunları komşuma getirirsem olur mu kendisi benim başaracağıma inanmıyor yarın aynısından yaparım.

Gelde adama tuz banyosu yapan kurabiye yaptığını anlat.

-olur

Demesini beklemiyordum. Adam kibar işte. Anlık heycanla hepsini kutuya koyup,önlüğümü astıktan sonra bir hışımla dışarı çıktım. Bisikletime binip italya'nın huzur dolu sokaklarında eve yolculuğum başladı. Eve gitmeden kendime çiçek alma rutinini bozmadım,sokak başındaki çiçekçi'den lale alıp yoluma devam ettim. Kendi apartmanıma vardım sonunda. Bisikletimi kapıya bıraktıktan sonra kurabiyeleri aldım ve ikinci kattaki sebastian'ın kapısını çaldım. İkinci vuruşta açtı.

-ooo! bayan tarz, bu ziyaretinizi neye borçluyuz?

- sana kurabiye getirdim. Hemde kendim yaptım.

-sen kurabiye yaptın, kız sen yumurtayı nasıl kırdın, geçen gün makarnayı haslamadan salca ile kizartıp yiyen sen degilmiydin. Ac kutuyu bakacam senden boyle bir performans göz yasartici olmali.

-birde bayıl, makarnam oldukca guzeldi sen nerden anlarsın,biz Türkiye'de boyle yeriz.

-türkiye senin yuzunden makarnayı ülkeye almaz. İtalyanlar bile üretimi birakır sus övme kendini.

-yeme kurabiye, vermiyorum.

-tamam tamam ver bakiyim tadına

Kutudan bir kurabiye alip yedi ikincisini de yedi sonra kapı eşiğine oturup ağlamaya başladı. Bende yanına oturup ağlamaya başladım içim acıdı ona ağlamaklı sesimle

- neden ağlıyorsun bu kadar mı beğendin.

Oda ağlamaya devam edip cevap verdi.

-hayor,(burnunu çekip) karım geldi aklıma oda böyle yapardı.

-yaaa çok özür dilerim ölen karını aklına getirdim

-o ölmedi biz boşandık

-neden

-kötü yemek yapardı o,ben her gün dile getirince beni boşadı.

-aaa benim kurabiyeler onu nasıl hatırlattı?

- ondan daha kötü yapan varmış keşke seni once tanısaydim belki boşanmazdık ilk senin yemekleri yerdim onun yemeklerine şükür etmek için

-defol git bende ciddi ciddi dinliyorum.

- yalvarıyorum vazgeç bu sevdadan başka sektöre gir ülkede insan kalmaz senin bu elinin lezzetsizliği yüzünden.

Sinirlenip kalktım hızla merdivenleri çıkıp evime girince kapıyı sertçe kapattım.

 

Bölüm : 21.11.2024 21:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...