@rnreina
|
Yeni bölümden sevgilerleeee Ayol oy vermeyi unutmayın he seviyorum sizi... Yorumlarınızla beni taçlandırın bebeklerim...
💕💕💕💕💕
*******
2 Gün Sonra
Yine aynı odaya açtım gözlerimi son birkaç gündür olduğu gibi yanımda yine o düzenli nefesleriyle bana biraz olsun huzur veriyordu. Tavanda olan bakışlarımı hafif sağa çevirdiğimde yüzünü gördüm. Elleri belime gömülmüş başı ise saçlarımın arasında nefesleniyordu. Normalde çatık olan kaşları uyurkende hafif çatıktı. Ama yinede yüzünde bariz bir huzur kolgeziyordu. Beni öyle sıkı sarmıştı ki sanki azıcık serbest bıraksa ellerinden kayıp gidecekmişim gibi. Gözlerimi onun güzel yüzünden ayırıp tavana çevirdim. Aklım öyle karışıktı ki ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyordum. Ya DNA testi pozitif çıkarsa napardım. Gözümün önüne gelen yıllar, yaralar. Boşuna mıydı onca şey yıllardır anne baba dediğim kişiler bana yara olan kişiler aslında aslında hiçbirşeyim olabilir miydi. Bir yanım böyle bir ihtimale sevinirken diğer yarım avı içindeydi. Babam dediğim adam benim kanatlarımı koparmıştı. Adımın anlamı bir Kuşken adımın anlamı benden söküp almışlardı. Geriye benden birşey kalmadı. Gözlerim aklıma dolan anılarla doldu. Birkaç yaş firar ederek boynuma ulaştı. Bir anda ağzıma gelen safra yla öğürdüm ardından beni saran kollardan kurtulmak için çırpınmaya başladım. Elim ağzıma örtülmüş durumdaydı. Ben çırpınırken Mirza uyandı ve benim halimi gördüğü anla ayaklanarak beni kucakladı ve lavaboya götürdü klozete eğildiği anda midemde ne varsa çıkarttım. Ne yemiştim ki ne çıkartıyordum o da ayrı bir dertti. Mirza arkamda eğilmiş bir eliyle sırtımı sıvazlarken diğer eliyle de saçlarımı yüzümden çekerek ensemde topluyordu. Göz yaşlarım akmaya devam ederken başımı kaldıramadım. Ona çık demek istedim, beni böyle görme demek istedim. Ama öyle bitmiş haldeydim ki sesim çıkmadı. Kulaklarıma sesi doldu. " Tamam güzelim iyisin. Rahatla... " Derin bir nefes aldım. " Geçti.... Geçti. " Dedi sırtımı pışpışlarken. Midemde birşey kalmadığına kanaat getirince kendimi geriye attım. Mirza da beni tekrar kucaklayıp lavabonun mermerine oturttu. Ardından musluğu açarak elini ıslattı ardından yüzümü temizledi . Sonrasında ise boynumu da biraz ıslatarak beni birazda olsa ferahlattı. Ardından beni odaya geri taşıyıp yatağa bıraktı sonrasında yatapın yanındaki komidine bıraktığım tokayı alarak saçlarımı başımın üstünde topuz yaptı. Ardından saçlarıma bir öpücük bıraktı. " İyi misin sunam. " Dedi. Sesinde öyle bir tını gizliydi ki beni hayran bırakıyordu. Sakinleştiriyordu beni. Dudaklarım aralandı ve içime uzun bir soluk çektim. " İyiyim ... Daha iyiyim. " Dedim gözlerine bakarak. Sanki senin sayende dermiş gibi baktım. O an kapı çaldı ardından kapının arkasından bir kadın sesi duyuldu. " Efendim kahvaltı yemek odasında hazır herkes sizi kahvaltıya bekliyor. " Dedi. Mirza önce davranıp kadına hitaben geliyoruz dedi. Ardından üzerimize çeki düzen verip odadan ayrıldık. Merdivenlere doğru yürürken bir an duraksadım . Tedirgindim aşağıda benim gerçek ailem olabilirdi. Bu düşünce beni sarsıyor ve korkutuyordu. Benim duraksamamla Mirza da yanımda durdu. Ardından avucumda sıcak elini hissettim. Bana güç vermek ister gibi hafifçe sıktı ardından merdivenlerden inmeye başladı bende arkasından onu takip ettim. Yemek odasına vardığımızda hiç beklemeden odaya girdik. Herkesin bakışları bize dönerken avucumdaki eli sıktım ve nefesimi tuttum . Mirza elimdeki elini çekerek belime koydu ve beni bok sandalyelerden birine oturtup yanımdakine de kendisi oturdu. Herkes oldukça sessizdi. Minel hanım sessizliği bozarak konuya girdi. " Günaydın çocuklar. " Dedi bize hitaben. " Günaydın" Dedik aynı anda hafif bir tebessüm ederek. Ardından mahir beyin sesi kulağıma doldu. " Az önce Aytaçı aradılar hastaneden sonuçlar çıkmış kendisi de hastaneye gidiyormuş şuan sonuçları bize telefondan bildirmesini rica ettim hastaneye gitmemize pekte gerek yok. " Dedi. Hepimiz onaylar nitelikte kafamızı sallayınca. " O halde afiyet olsun. " Diyerek önüne döndü. Herkes kahvaltısını yaparken ben zar zor ağzıma bişeyler atıyordum fakat artçı bulantılar beni zor duruma sokuyordu. Mirza bu durumu fark etmiş olacakki bana doğru eğildi ve fısıldadı. " İyi misin kış güneşim. " O an gözlerine bakakaldım. Kış güneşi mi Ah bu tabiri ilk defa kullanmıştı. Çok hoşuma gitmişti açıkçası. Yüzüme küçük bir tebessüm yerleşti benden habersiz. " Kış güneşi mi. " Dedim sesimdeki ufak parıltıyı saklamadan. O da bendeki parıltıyı fark etmiş olacak ki yarım bir tebessümle " Hoşuna gitti galiba dedi. " Ahh Mirza kesinlikle birini etkilemede çok iyiydi. " Belki. " Dedim aynı muzurlukla. " İyisin değil mi. " Dedi sorusunu yineleyerek. "İyiyim Mirza midem bulanıyor biraz. " Dedim. Rahatsız bir tavırla etrafımız da çok fazla kişi vardı. Başımı çevirdiğimde minel hanımla göz göze geldim. Yüzünde hafif bir tebessümle bizi izliyordu. Ardından üçümüzde önümüze döndük ve kahvaltının devamı da sessizce geçti. Ardından hepimiz salona geçtik minel hanım, mahir bey ve oğulları da buradaydı. Tabi bir oğulları hariç. Odasından çıkmadığını söylemişti minel hanım nedenini sormak istemedim zira gözlerinde büyük bir hüzün vardı. Oturmuş haber gelmesini beklerken merdivenlerden adım sesleri geldi. Herkesin bakışları oraya dönerken Mirza ile benim sırtım kapıya dönük olduğundan görmedim. Lakin onların yüzünde büyük bir şok vardı. Minel hanımın gözleri doldu. Dudakları titremişti resmen " Cem...oğlum" Dedi ardından ayağa kalkıp kapıya doğru gidip ona sarıldı. Ardından minel hanım oğluyla beraber kalktığı koltuğa geri oturdu. İşte şimdi özden ailesi tamamen karşımdaydı. Mirzaya döndüğümde adının cem olduğunu öğrendiğimiz adama bakıyordu ama sanki donup kalmış gibiydi. Cem ise daha bize bakmamıştı. Yanında oturan ege gülümseme ile abisine sarılıyordu. Herkes Cem'e öylece bakıyordu sanırım yıllardır odadından çıkmayınca herkes şaşırmıştı. Herkesin bakışları ondayken o tek kelime etmemişti. Sadece gülmüştü ve kafasını Ege'ye doğru eğerek saçlarını katıştırıp öptü. Kafasını kaldırdığında bakışları direkt karşısında duran bana dokundu gözleri büyüdü ve ağzı bir balık misali açıldı. Dudaklarından ise şu döküldü. " Siktir bu ne lan. " Dedi. Ben kaşlarımı çatarak ona bakmaya devam ettim. Ardından bakışları yanımda oturan mirzaya deydi. Daha çok şaşırdı. " Oha koca bir siktir daha ne oluyor lan. " Dedi. Bende anlamazca mirzaya döndüğümde yarım bir gülüşle Cem'e bakıyordu. Cem ise şok içinde babasına döndü. " Baba şuan karşımda neden annemin bir kopyası duruyor. Ve bu niye burda. "diyerek beni ve ardından mirzayı işaret etti. " Ne oluyor lan bu aşağılık yerde. " Diye yakardı. Bunun üzerine birkaç kişiden kıkırtı çıktı. Mahir bey oğluna kısa bir açıklama yapmak için doğruldu. " Alçin suna senin kardeşin olabilir cem. Bu yüzden DNA testi yaptık birazdan sonuçlar için doktor arayacak" Dedi kısaca " Baba ölmüştü hani kardeşim bir gömdük ya mina ' yı. Biz her ölüm yıl dönümünde kimin mezarına gidiyorduk o zaman. ". Dedi. Öfkeyle " Cem oğlum alçin suna ile mina karışmış Alçin serhatın kızı. Ve ben açıkçası serhatın bir piçlik ysptığını düşünüyorum ikimizin eşleri de aynı hastanede doğum yaptı ikisi de kızdı ve yanyana küvezdelerdi. Yani bu bir ihtimal serhatın bana olan düşmanlığını biliyoruz. " Dedi sıkıntılı bir nefes vererek. Cem daha çok öfkelenerek ayağa kalktı. " Tabiki o orospu çocuğu yaptı şerefsiz herif herşey beklenir ondan. Bize ne kadar kin beslediği açık. " Dedi. O an telefon çalmaya başladı. Hepimizin bakışları mahir beyin elindeki telefona döndü. Şiddetle çalan telefona... Mahir bey elindeki telefonu açarak kulağına götürdü ve derin bir nefes alarak 'Alo' dedi. Ve karşı tarafı dinlemeye başladı. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra " Sonucu söyleyin artık. " Diyerek sitemde bulundu. Ardından katşı taraftan gelen cevapla teşekkür edip telefonu indirdi. Yüzü donuktu. Minel hanım ise umutla bakıyordu. Biliyordum o benim onun kızı olmamı çok istiyordu çünkü canından kanından birini kaybetmek korkunç birşeydi. o şuan kızının yaşıyor olabileceği ihtimalini istiyordu. Mahir bey önünde olan bakışlarını minel hanıma yöneltti. Ardından bana. Herkes sabırsız bir şekilde babasına bakarken ege önce davrandı. " Baba söylesene sonucu acun gibi niye gerilim veriyorsun zaten gergin herkes dedi. " Bunun üzerine cem ege'nin kafasına vurdu. "Salak salak espri yapma. " "Abi ne vuruyorsun ya iki tane nöronum var zaten onlar da bir birlerine sürtünüp Birşeyler yapmaya çalışıyor zaten sen onu da bırakmıyorsun. Salak olucam senin yüzünden. " Dedi. Cem ise bezgin bir halde. " Zaten salaksın sen çok konuşma. " " Çok konuşmuyorum ben. " Dedi inatla. Cemse " Çok konuşuyorsun vede boş konuşuyorsun ege. " Dedi. Ege tam cevap verecekken Mahir bey olaya el attı. " Bir kere ciddi olun artık didişmeyin yeter. " Dedi. İkisi de babasının bu ikazı ile sustu Minel hanım sabırsızca Mahir beye döndü. " Sonucu söyle artık Mahir ölüyorum meraktan. " Mahir bey derin bir soluk aldı. " Minel.... " Dedi. Sanki zorlanıyordu konuşmakta. " lçin suna bizim kızımız. " Dedi. Bunun ardından minel hanım bir anda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarken diğerlerinin bakışları bana döndü. Bense ruhu çekilmiş gibi öylece minel hanıma bakıyordum. Dümdüz bir şekilde herhangi bir tepki vermiyordum. Mirza da elini belime Atıp hafifçe okşadı güç verircesine. Mahir beye döndüğümde onun yıkılmış görüntüsü beni de üzdü. Evlat acısından sonra aslında evladının yaşadığını öğrenmek acı verici olmalıydı. Bense çok farklı bir durumdaydım. Yıllardır boşuna çektiğim şeyler canımı yakıyordu. Anne baba dediğim o kişiler abim diye bildiğim çocukluğumun katili herşey yalanmış. Gözlerim doldu yavaşça çiğerlerim nefes almayı unuttu resmen. Nefes almakta zorlanırken elim göğsüme gitti. Hızlı ama kesik kesik soluk alırken mirza beni oturduğum yerden kaldırarak Beni bahçeye çıkardı. Ardından dışardaki masalardan birine yönlendirerek oturttu. Önümde diz çökerek ellerimi avuçlarına hapsetti . " İyisin... Sakin ol suna." Benden cevap gelmeyince tekrar konuştu. " Ben yanındayım güzelim. Ne olursa olsun" Dedi. Onun bu naif tavrı beni iyice kırılgan bir hale getirmişti. Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı ona doğru bedenimi eğerek yüzümü boyun girintisine soktum. Kollarını bana dolayarak bedenlerimizi birbirine iyice yaklaştırdı. " Mirza... " Dedim ağlarken dudaklarım titriyordu ve sesim bulunduğum yerden dolayı boğuk çıkıyordu. " Mirza canım yanıyor. Benim kanatlarımı kırdılar. " Kesik kesik nefeslerim arasında. " Herşey boşuna mıydı. " Benim haykırışlarım ve onun sakinleştirme çabaları sırasında ne kadar zaman geçti bilmiyorum Ama ağlayışlarım sızlanmalara dönmüştü. Evin kapısı açılırken kapıdan sırasıyla Mahir bey ve barlas bey çıkmış öfkeyle garaja doğru gidiyorlardı ardından diğer herkeste bahçeye doluşmuştu. Mirza ve ben ayağa kalkarak onların yanlarına gittik. " Neler oluyor. " Diye sorduk aynı anda. Minel hanım telaş ve hüzünle bana döndü ardından aramızdaki iki adımı kapatarak bana sarıldı. Birkaç dakikalık afallamanın ardından ne yapacağımı bilemedim ama sonrasında kollarımı yavaşça ona sardım. Minel hanım ise saçlarımı okşarken birkaç tutamını eline alarak kokladı ve öptü. " Kızım... Güzel kızım benim. " Dedi ağlamaklı bir sesle. " Benim kızım. " Dedi Sanki kendine inandırmaya çalışır gibi. Ardından bahçeye giren ard arda iki arabayla benden zorda olsa ayrıldı. Tekrar sordum. " Neler oluyor. " Aytaç bey cevap verdi. " Ne mi oluyor babam ve abim hesap sormaya gidiyor. " Dedi. Ve cem ekledi. " Allah düşmanlarına acısın ve yardım etsin çünkü onlar acımayacak. " Dedi. Arabalar bahçeden hızla çıktı. Bizse arkasından bakakaldık. Mirza Cem'e dönerek sordu. " Serhat beye ne yapacaklar. " Cem ise alayla ona döndü. " Çok birşey değil belasını sikecekler. " Dedi. Sanırım serhat Aydoğdu'nun kıyameti ona doğru gidiyordu. Bundan sonra bize düşen oturup kıyametini izlemek olacaktı.
******
Kestikkkkkk Bence güzel bir bölüm oldu. Evet uzun bir zaman geçti özür dilerim. Bölümlere eski hızda devam edicem Hergün atmaya çalışıcam her gün olmasa da iki günde bir kesin olarak atıcam.
Oy vermeyi ve güzel yorumlar bırakmayı unutmayın sizi seviyorum
💕💕💕💕💕💕💕💕
|
0% |