@rnreina
|
Yeni bölümle size merhaba diyorum. Bakalım bu bölümde neler olacak . İyi okumalarrrr. *************** Gümüştepe mahallesi bundan sonraki evimdi artık bu mahallenin insanlarından biriydim. Derin bir nefes çekip evimin olduğu sokağa girdim. Sabah otelden çıkış yapmıştım . Artık kendi evimde kalacaktım bunun mutluluğu vardı içimde yüzümde minik bir tebessümle yürümeye devam ediyordum. Birkaç dakika sonra kendi binama gelmiştim ahmet amca bina kapısında beni bekliyordu . Ahmet amca beni fark edince olduğu yerde iyice doğruldu elimdeki poşetleri görünce birkaçını alarak bana çok büyük bir yardımda bulunmuştu . Evimin katına geldiğimizde ahmet abi anahtarla kapıyı açtı ikimizde içeri girip eşyaları kapıya bıraktık. Eşyalarım gelmişti ve ahmet abi biraz yerleştirmiş gibi görünüyordu. Şu haliyle bile güzeldi. Ben eşyaları incelerken ahmet abi bana bakarak konuşmaya başladı. " Evett ev böyle biraz yerleştirdik en azından ağır eşyaları yerleştirdik kızım benim hanım da sana bir iki eşya falan gönderdi o da en kısa zamanda gelir hoşgeldine. " " Ah çok teşekkür ederim bana çok yardımcı oldunuz gerçekten elinize de teşekkürlerimi iletin lütfen. " " Tabi kızım ben seni yanlız bırakayım da evine yerleş yardım gerekirse numaram sende var zaten. " " Teşekkür ederim efendim çok sağolun. " "Rica ederim evladım ne demek hadi kolay gelsin sana. " Teşekkür ederim diyerek ahmet amcayı yolcu ettim ardından evi düzeltmeye başladım koltukları, bazayı, masayı, halıları ve sandalyelerin falan yerlerini kendime göre şekillendirdim. Kendi aldığım mutfak eşyalarını da yerleştirdim işte şimdi daha çok eve benziyordu. Saat 5 e gelmişti bile . saat sabah 10 dan beri evi anca temizleyip düzenlemiştim. Allah'tan çok eşya yoktu yoksa bu kadar kısa sürmezdi. İşim bittikten sonra bütün odaları şöyle bir gezdim ve eksiklerimi not ettim. Mutfak için yiyecek alışverisi de yapmam gerekiyordu ve açıkçası o evden ayrılırken yanıma hiç kıyafet almamıştım neredeyse bana yük olurdu çünkü bu yüzden kıyafette almalıydım. Hızla çantamı ve anahtarlarımı aldım ve kapıya yöneldim ayakkabılarımı giyerek kapıyı da kilitledim ardından binadan çıktım. Şöyle bir etrafı Kolaçan ettim ne tarafa gitsem diye düşünürken elinde poşetlerle dolu bir kadın gördüm poşetler sebze meyve doluydu taşırken zorlandığı belliydi. Kadına doğru yöneldim yanına vardığımda kendisi de kafasını kaldırıp bana bakmıştı. " Merhaba efendim yardım etmemi ister misiniz taşırken zorlanıyormuşsunuz gibi geldi de. " " Ah güzel kızım sana zahmet yardım etsen ne iyi olur. " Bu cevaptan sonra elindeki poşetleri aldım. Kendisi de önümden yürüyerek bana yolu gösterdi benim evimin tam karşı binasına doğru yönelince bende peşinden gittim belliki komşuyduk. Teyzenin dairesine çıktıktan sonra evinin kapısını açtı ben kapıda öylece sürülen teyze eve girdi ve hemen elimdeki poşetleri aldı. Beni eve davet etti açıkçası poşetleri de taşırken biraz daha yorulmuştum . Artık gidip alışveriş yapacak enerjim de kalmamıştı marketten birkaç birşey alır eve giderdim. Alışverişi de yarın yapardım. Teyzenin ısrarına dayanamayarak içeri geçtim bana salona kadar eşlik etti . Koltuğa oturduğumuzda teyze beni süzerek konuşmaya başladı. " Maşallah ne kadar güzelsin kızım adın ne senin? " "Adım Suna efendim sizin adınız nedir? " " Aylin " Derin bir iç çektim oralı olmayı hiç istemiyordum o insanlara ait bir şeyi hiç istemiyordum. " Trabzonluyum efendim. " "Ah ne güzel biz yedi göbektir antepliyiz." " Ne güzel. " " Yeni mi taşındın yavrum. " " Evet teyzecim karşı binanın 2. Katında oturuyorum. " " Ah ne güzel komşuyuz demekki he. " "Ailem... " O an nefesim kesildi sandım. Yüzüm düştü kesik kesik nefes alıp verdim.Aylin Teyze bende ki değişimi fark etti. "Ah çocuğum affet boşboğazlık ettim. " "Sorun değil. Eee şey onlarla artık görüşmüyorum. Hayatımda yerleri yok. " Aylin teyze yüzüme uzun uzun baktı ardından elini kaldırıp saçımı okşadı ve yanağımı sildi. O an anladım ağladığımı. Yeni tanıdığım birinin yanında böyle savunmasız olmak beni bir anda panik etmişti hızla oturduğum yerden kalktım. " Şey teşekkür ederim efendim ben daha fazla rahatsızlık vermeyeyim . Gideyim artık. " Kadın yüzümde nasıl bir ifade gördüyse reddedemedi. " Ah çocuğum birkaç gün sonra hayırlı olsuna gelsem rahatsız olmazsın değil mi" " Tabi gelebilirsiniz efendim bu beni çok mutlu eder. " Ardından vedalaşarak evden çıktım. Eve doğru yöneldim fakat o kadar modum düşmüştü ki içim sıkılmıştı biraz yürüyüş yapsam fena olmazdı saat daha 6 'ya geliyordu. Hem markete de uğrardım. Aklıma dolan bu düşünceyle sokağın aşağısına doğru yürümeye başladım. Etrafı inceleyerek yürüyordum. Ellerimi ceketin ceplerine koyarak ilerlemeye devam ettim bakışlarım üzerime dönünce üstümdeki cekete baktım dünkü adamın ceketiydi ... mirzanın . Açıkçası bana büyük gelse de sıkıntı etmiyordum. Yolun sonunda bir market görünce oraya doğru ilerledim. Markete girdiğimde birkaç çeşit makarna ,içecek, salça, peynir ,zeytin vb bulabildiğim şeyleri aldım ellerim dolu şekilde marketten çıktım eve doğru yürürken poşetlerden dolayı yürürken epey zorlanıyordum. Sokağın sonunda bir tamirhane vardı gelirken içerisi durgundu fakat şuan içerde birileri vardı galiba. O tarafa doğru geldiğim yoldan geri dönerken yol sonunda sağa dönmem gerekiyordu tam dönecekken birinin sert göğsüne çarptım elimdeki poşetler anın sersemliğiyle yere düştü ve bende geriye doğru biraz tökezlemiş bulundum. Yere düşeceğimi anlayınca ellerimle tutunacak bir yer aradım ama bulamayınca gözlerim sımsıkı kapandı ve gelecek darbeyi bekliyordum. O an birinin kolları belime dolandı. Kafamı kaldırıp tam kızacaktım ki onu gördüm. O an kalbimin daha hızlı attığını fark ettim. Hasta mı oluyordum ne. Bu adam mı bana iyi gelmiyordu acaba bu adamda mı birşey vardı. Mirzayla gözgözeydim şuan çatık kaşlarla bana bakıyordu. Hala kolları düşmemem için belimdeydi benim ellerim ise onun kollarını tutuyordu. Öyle derinlerime bakıyordu ki bu beni bir parça rahatsız bile etmişti. Ben ne diyeceğimi bilememiştim Ve anın şokunu atlatınca bir adım geriye atarak ondan uzaklaştım. O da geriye çekilmemle beni baştan aşağı şöyle bir süzdü. Bakışlarını görünce istemsizce benim bakışlarımda onun üzerine düştü baştan aşağı şöyle bir süzdüğümde üzerinde bir tamirci tulumu ve bir tişört vardı boynunda yüzünde ve tişörtünün belli yerlerinde siyah lekeler vardı. Ben ne diyeceğimi düşünürken o benden önce davrandı. " Ne işin var burda. " Sesini duymak içimi daha bir hoş etmişti. Gözleri çok derin bakıyordu. O yeşillerine saatlerce baksam fena olmazdı. " B-ben şey ee şey. " " Sen ney konuşsana kızım ne işin var burada beni mi takip ediyorsun. " Aferin Suna rezil oldun aferin sana. Öfkelenmiştim kızım neydi canım hem o kimdi ki onu takip edecektim. Kaşlarım çatıldı. " Kızım ne ya nerden kızın oluyorum senin ben. Hem sen kimsinde seni takip edeceğim. Hiç bilmediğim bir şehirde seni nerden bulayım ben. Belkide sen beni takip ediyorsun " "Karşıma çıkan sensin. Soruma cevap ver neden buradasın. " "Bu sokağa taşındım ben şu sokağın ilerisindeki mavi binanın ikinci katında yaşıyorum. " Benim söylediklerimle çatık kaşları havaya kalktı. " Vay vay demek komşuyuz he ahmet amcanın evine taşındın demek. " " Evet ahmet amcanın evini kiraladım. Komşu mu? " " Evet bende senin karşı binanda oturuyorum. " "NEE" Vücudumu bir heyecan basmıştı. Fazla heyecanlı göründüğünü fark edince toparlamak açısından ekledim. " Ah öyle mi şans işte. Sen şey bu tamirhanede mi çalışıyorsun. " " Evet neden. " " Hiç öylesine sordum şey seni tutmayayım ben kolay gelsin sana o zaman. " O an aklıma yere düşen poşetlerim geldi eğilerek poşetleri ve poşetten düşen birkaç şeyi alarak poşetin içine tıktım. Tam poşetleri kaldıracakken hızla poşetleri elimden aldı. " Evine kadar eşlik edeyim poşetler ağır görünüyor. " O an birkaç saat önceki teyze aklıma geldi ve yüzüme bir tebessüm çöktü. " Ne oldu" Diye sorunca yüzümdeki tebessümü silmeden ona döndüm. " Teşekkür ederim seni işinden alıkoymayayım patronunda kızmasın şimdi alayım ben poşetleri. " Poşetlere bir hamle yapacakken ellerini geri çekerek poşetleri benden uzaklaştırdı. " Yer bana ait patron benim kendime kızacağımı sanmıyorum. " Diyerek arkasını döndü ve evime doğru ilerledi. Bende arkasından yürüyordum. Arkasından yürürken onu inceleyecek bol vaktim vardı. O an sağ bacağında hafif bir aksaklık olduğunu fark ettim çok belli değildi ama yürümesini sekteye uğratıyordu bazen. Ben nedenini düşünürken binanın önüne gelmiştik bile bana dönerek bakmaya başladı. Bende ona bakakaldım öyle neden bana öyle bakıyordu ki. " Hadisene. " " Ne? " "Binanın kapısını açsana nasıl gireceğiz eve " Öyle söyleyince utançla başımı eğdim rezil olmuştum. Hareketlerimi hızlandırarak anahtarı çıkarıp bina kapısını açtım. Ve ona yol verdim. O önden giderek merdivenleri çıkmaya başladı bende arkasından pıtı pıtı yürüyordum. Kapıya ulaştığımızda bana yol verdi kapıyı açarak içeri girdim. Elindeki poşetleri bana uzatınca elinden alarak kapının yanına bıraktım. " Ne zaman taşındın. " " Bugün taşındım. " " Bir ihtiyacın varmı peki yardım lazımsa çekinme söyle. " " Teşekkür ederim hallediyorum herşeyi. " " Pekala gideyim ben o zaman. " Diyerek arkasını dönmüştü ki kolunu tuttum. Sonra sanki ateşe değişim gibi geri çektim. Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Yanaklarımın ısındığını çok net hissediyordum. Ama tutamadım kendimi ve bir afım atmak istedim. " Şey aslında madem patronsun ve sana kızacak kimse yok o zaman seni bir kahve içmek için davet edebilirim değil mi yani zamanın varsa. " Gözlerime derin derin bakıyordu bir iki kere sertçe yutkundu. Öyle bakınca istemsizce modum düşmüştü. " Şey pekala işin var galiba sorun değil işinden alıkoymayayım seni o zaman. " Diyerek kapıyı kapatacakken eliyle kapıyı tuttu ve geri itti ardından ayakkabıkarını çıkartarak bana baktı. " E hadi yol verde geçeyim bakalım kahveyi yapabiliyor musun. " " Yaparım niye yapamayacakmışım ki beceriksiz miyim ben. " "Yani mutfakla arası iyi biri gibi durmuyorsun. " " İnsanları dış görünüşüyle yargılamamalısın. " " Yargı demeyelim de düşünce diyelim . " " Öyle mi Mirza bey pekala ." Diyerek arkamı döndüm. Poşetlerden birini alarak diğerini ona bıraktım. "Tabiii" Diyerek öbür poşeti de alarak peşimden geldi. Mutfakta geçerek elimdeki poşeti tezgaha bıraktım o da aynı şekilde poşeti yanıma bıraktı. Ben poşetleri yerleştirirken ona hitaben konuştum. " Sen otur lütfen hemen kahveleri yapıyorum ben. " Benim söylemlerimle arkadaki sandalyeye oturdu ve benim hareketlerimi izliyordu. Üzerimdeki bakışlarını hissediyordum. Hızlıca kahveyi hazırlayıp bende karşısına oturdum . "Evin kusuruna bakma daha bütün eksikliklerini tamamlayamadım. " " Sorun değil evin oluşmaya başlamış. Hayırlı olsun. " Sıcak bir tebessüm yer edindi yüzümde. " Teşekkür ederim Mirza . " Bir iki dakikalık sessizlikten sonra derin bir nefes alıp asıl söylemek istediğim şeyi söyledim. " Ben aslında sana dün için teşekkür edecektim bana yardım ettin. Ve özür dilemek istedim arabanın önüne atlayarak sana da zarar vermiş oldum. Panik yapmıştım ama yinede davranışım doğru değildi öylece önüne atlamamalıydım. " Bunları söylerken suçlu bir çocuk edasıyla bakışlatımı o hariç her yerde gezdiriyordum. " Önemli değil Suna sen sadece yardım isteyecek birini arıyordun hem merak etme o iki herif bir daha kimseye zarar veremez. " " Nasıl yani. " " Sen olayı anlatınca bende seni otele bıraktıktan sonra polis bir arkadaşımı aradım adamlar bulundu bir güzel dayak yediler şimdi nezarettedirler. " Ne diyeceğimi bilemedim ama rahatlamıştım iyi de olmuştu dayak yemeleri ya beni yakalasalardı. Ah düşüncesi bile çok korkunçtu. " Buna sevindim. " " Bir daha karşına çıkmayacaklarına emin olacağım. " " Teşekkür ederim. " Başını sallayarak önemi olmadığını belirtti ardından birkaç konu daha konuşuldu .kahvesi bittikten sonra müsade istedi ve mutfaktan çıkarken koltuğun üzerindeki ceketine şöyle bir baktı. Fakat benim vermek için bir harekette bulunmadığımı görünce yarım bir gülüşle kapıya doğru yöneldi. Ayakkabılarını giyip üzerini düzeltti ve ardından benimle kısaca vedalaşarak merdivenleri inmeye başladı Gözden kaybolunca kapıyı kapatarak cama koştum perdeyi aralayarak aşağı baktım. Birkaç saniye geçmişti ki giriş kapısı açıldı ve kapandı. Ardından o heybetli vücudu görüş alanıma girdi. Karşı binaya doğru yöneldi ve kapıda durup zile bastı ardından benim camıma doğru kafadını çevirdi. Göz göze geldiğimiz anda hemen perdeyi çekip içeri geçtim. Ah rezillikti cidden yakalanmıştım. Kim bilir hakkımda ne düşünüyordu. Saate baktığımda 20.30 du. Hem heyecan hem de yorgunluk derken kendimi yatağa atılmış halde bulmuştum. Bu günüm de böyle bitmiş oldu. Şimdi yeni evimde ilk gecemi geçirecektim. Bunun sevinci bütün vücudumu gevşetmişti. Derinn bir uykuya daldım.
************* Bu bölümde böyleydi işte Gelecek bölüm de görüşürüz.
|
0% |