Sabahın erken saatlerinde kalktım her zamanki gibi. Bugün öğlen düğün provamız var şu Rowen denilen adamla. Aslında içimde ona karşı bir his var. Miniminnacık bir hoşlantı sadece. Emily kahvaltımı getirip masama koymuş. Yataktan kalkınca Emily'i çağırdım korsemi bağlaması için. Emily de zaten fazla bekletmeden gelirdi. Aceleyle bağlayıp hemen gitti. Herhade düğün provası ile ilgileniyordur. Kırmızı elbisemi giyip yemek yemeye başladım. Bugün kahvaltıda çörek gibi yiyecekler vardı sadece çöreği yiyip kalktım. Öğlenki prova için duş almaya gittim. Emily zaten her sabah duşumu haırlardı. Lale yapraklarıyla donatılmış küvete girdim ve uzun bir duş aldım. Saçımı havluyla kuruladdım ve gelinliğimi giydim. Yaklaşık 20 dakika sonra prova başlayacaktı. Gelinliği giyip boy aynasının karşısına geçtim. Aynadan kendimi incelemeye başladım. Aynaya baktıkça iğreniyordum aslında çünkü babama benziyordum. Babamınki gibi göz rengim, burnum, suratım her şeyim babama benziyordu. Aynanın karşısınan çekildim.

''Efendim düğün provası başlamak üzere sizi bekliyolar''

''Pekala geliyorum'' aslında evlenmek istiyormuyum onu bilmiyorum. Emily önümde yürüyor bense onu takip ediyordum. Kaçsam fark eder miydi? Eğer fark ederse babama söylerse? Çok geçmeden geldik kliseye. Rowen rahibin önünde dikilmiş ben bekliyordu. Yavaş adımlar atarak gittim yanına. Karşısına geçinçe rahip konuşmaya başladı.

'' Rowen Blake , Flora Everhart'ı eş olarak kabul ediyor musunuz?"

"Evet"

"Peki Flora Everhart, Rowen Blake'i kocanız olarak kabul ediyor musunuz?"

Ne demeliyim? Bu prova da ne dersem düğünde aynısını demek zorundaydım. Evet Rowen yakışıklı biri ama babamın emrine uyucakmışım gibi. Babamdan uzaklaşmanın tek yolu da bu. "Evet" dedim daha fazla düşünmeden.

"Güzel bende sizi karı-koca ilan ediyorum"

Rowen elini tutmam için bana uzattı. Bende nazikçe elimi onun eline uzattım ve yürümeye başladık. Yürüken arkamı dönüp baktığımda babam çok mutlu görünüyordu. Ondan gerçekten nefret ediyorum. Kapıdan dışarı çıktığımızda Rowen elimi bıraktı ve konuşmaya başladı "Flora konuşmak istermisin? " diye sordu. Ne için konuşmak istiyordu acaba? Başımı sallayarak onayladım. "O zaman elimi tut seni bir yere götüreceğim". Elini tuttum ve yürümeye başladık. Akdağ Vadisi'nin ordaki ormanın içine girdik. "Gözlerini kapat ama sımsıkı" "Pekala" diyip gözlerimi sımsıkı bir şekilde kapattım. Birazdaha adımlar attık. "Şimdi açabilirsin" gözlerimi açtığımda hayatımda hiç görmediğim harika bir yerdi. Meşe ağaçları, lavantalar, en sevdiğim yeşil tonunda iki adet sandalye, karşısında masa ve masanın üzerinde en sevdiğim tatlılar.

"Bunları sevdiğimi nereden biliyorsun?" dedim. Rowen'a karşı hoşlantım daha da artmıştı.

"Baban ve Emily'den öğrendim." dedi ve güldü. Gülünce yanağında tatlı gamzeleri göründü ve bir anda "Gamzeleri çok güzel" dedim. Nasıl dediğimi bende bilmiyorum.

Gamzelerini göztererek "Teşekkür ederim, sana da beyaz çok yakışmış" dedi ve sandelyemi benim için çekti. Karşılıklı oturduk ve Rowen konuşmayı başlattı.

"Evlenmeyi istemediğini söylemiştin şimdi ise evet dedin, bu karar değişiminin nedenini öğrenebilirmiyim acaba güzelim." Bana az önce güzelim mi dedi? İçimde kelebekler uçuşuyordu.

"Fikrimi değiştirmedim, babamdan uzaklaşmak için kabul ettim." dedim kendimden emin bir şekilde.

"Emin misin? Güzelim" yeterr bana güzelim demeyi kes içimde kelebekler daha da artıyordu. Utanarak "Evet, çok eminim"

"Peki öyle olsun."

"Anlatmak istediğin şeyler var mı?" diye sordu. "Var, 2 tane sorum var" dedim. "Anlat o zaman güzelim seni tutan yok." bana güzelim diyince kelebekler daha da çoğalıyordu.

"Baban neden beninle evlenmeni istedi?"

"İşte onu bende bilmiyorum"

" 2. soru, burayı nerden biliyorsun? Sonuçta buralı değilsin"

"Babam ve ben eskiden burada yaşardık bende buraya gelirdim"

"Keşke önceden tanışsaydık" dedim evet dedim. Çünkü onu beğnedim ve beni sevdiğini hissediyorum.

"Bende sana 2 soru soracağım"

"Tamam sor" dedim kendimden emin bir şekilde.

"Fikrin neden değişti? Babanla ilgili şeyden bahsetmiyorum."

"Tamam seni hoş buluyorum ve ayrıca babamdan uzaklaşmak için"

★★★★

O mükemmel yerde saatlerimizi geçirdik. Akşama kadar orada oturduk ve konuştuk sonra saraya geldik. O misafir odasına bende kendi odama geldim ve uyudum ama mutlulukla.