Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Olayların Gelişim Süreci

@rosebriar

Hayatın normal aktığı zamanlar, her sabah, yürüyüş ile başlar, nefes egzersizleriyle kendini geliştirir ve abisi gibi savunma sporlarıyla ilgilenir. Sakin duran doğa ana ile bütünleşmiş, abisi gibi, yalnızlığı kendine ana bileşim haline getirmiş biri, kendini hiç beklenmediği bir benliğin içinde bulur ve olaylar gelişmeye başlar.


Jin, normal bir gün içerisinde sabah erken kalkıp kendi aktivitelerini tamamladıktan sonra yarı zamanlı işine gitmek için yol alır.


İşine geldikten sonra kafe içerisindeki malzemeleri düzenler, kahve yapmak için malzemelerini kendisinin görebileceği yerlere koyup yerleri hafif paspas yapar.


Açılış saati geldiğinde müşteriler sipariş vermek için sıraya girerler, bazıları sırada telefonlarıyla oynayıp bekler, sakız çiğneyip etrafı süzenler, sadece dikilip bekleyen, düşünceli tavırlar sergileyenler, sıkılıp ayaklarını ve elini sürekli hareket halinde tutanlar, gözlüklü karizmatik görünümlü kişi ve insanları yiyip bitiren gözlerle etrafı izleyenler...


Sırayla herkesin siparişini aldıktan sonra, çalışma arkadaşlarıyla siparişleri yapmaya çalışırlar.


Siparişleri yaptıktan sonra garsonlar aracılığıyla siparişleri müşterilere servis ederler.


Kafenin içerisine zengin lüks bir araç yanaşır ve içeriden kafe patronunun arkadaşı inip kafenin içerisine doğru yol alır.


Kapıyı açıp içerisini yavaş ve dikkatlice süzer, kasaya yaklaşıp:


-Wac: Rec nerede? ( diye Jin’ e sorar.)


-Jin: Kendisini çağırayım. ( diyerek patronuna telefon açar.)


-Wac: Biraz çabuk bütün gün patronunu bekleyemem.


-Jin: Peki efendim. (diyerek arama hala yapılmaktadır.)


-Wac: Üfff bekle bekle zamanım boşa gidiyor nasıl işletme burası bir patronunu bile bulamıyorlar. ( diyerek fısıltıyla söylenmeye başlar.)


-Jin: ( elinde hala telefonla aramayı beklerken içinden; ne sabırsız adam bu dünya onun ayaklarında sanki)


Patron, Jin’ in telefonunu açar ve:


-Jin: Efenim kafeye bir arkadaşınız uğradı sizi aramamı ve buluşmak istediğini söyledi.


-Rec: Kimmiş o?


-Jin: İsmi Wac’miş efenim.


-Rec: Jin... ( şaşırmış bir surat ifadesiyle)


-Jin: Efenim... ( biraz bekleyip) İyi misiniz?


-Rec: Aaa evet! Jin, Wac’ e birazdan geleceğimi söyle. ( diyerek yüzü endişeli bir şekle bürünür.)


-Jin: Birazdan burada olacak, isterseniz bir kahve için müessesemizden.


-Wec: Hahaahaha... Sen ne sandın beni, parası neyse veririm, hatta al bu da bahşişin hıhıhıh... (diyerek sırıtmaya başlar.)


-Jin: Teşekkürler, birazdan kahvenizi getiririm. ( diyerek suratı düşünceli biçime geçip içinden; ne ilginç adam bu.)


Wec, boş bir yer bulup oturur ve beklemeye başlar.


Rec, telaşlı bir şekilde evde düşünceli düşünceli evde dolaşmaya başlar ve aklına bir fikir gelir. Suratı bir an işte bu işe yarar der bir haldedir, o an elini şıklatıp hazırlanıp evden ayrılır, arabasına biner ve kafeye doğru yol alır.


Kafeye varan Rec, Wec’in aracını görür görmez o sakin tavrı birden telaşlanmaya başlar. Bulduğu fikrin işe yaramasını umarak arabadan inip kafenin kapasına yönelip içeriye baktığında orada başka birisini daha görür ve 5 sn. beklemeye başlar.


Jin, patronunu görüp ona doğru gider ve kafenin kapısını açıp:


-Jin: Bir şey mi oldu efenim girecekken bir durdunuz. (diyerek Rec’i anlamaya çalışırcasına düşüncelere kapılır.)


-Rec: Aaa evet, aklıma bir şey takıldı da, pekala girelim. ( diyerek endişesi daha da çok artar.)


Wec, Rec’in geldiğini görür ve yüzü birden sen yandın dercesine bir ifade takınır.


Rec, Wec’e doğru yürümeye başlar. Wec, Rec’in yürümesini izler ve yüz ifadesi giderek daha da çok sen yandın derecesine gelmeye başlarken, Rec’in gözü uzakta kahvesini içen gözlüklü kişide 5 sn. takılı kalır.


-Rec: Wec, dışarıda konuşalım. (diyerek endişesini gizlemeye çalışsa da ufak çaplı endişesini belli eder.)


-Wec: Bu kadar endişeli gözükme, anlayacaklar. Hıhıhıh...


-Rec: Yeter. Dışarıda konuşalım dedim. (diyerek ciddi hale bürünür.)


Wec, önden giderken kasada duran Jin’e doğru bakar ve:


-Wec: Jin...


-Rec: Wec...


-Jin:... (Wec’ e doğru döner.)


-Rec: Wec dedim.


-Wec:... (Rec’e doğru dönerek, kötü bir şekilde gülümser.)


-Rec: Jin! Bu kahvenin nesi var böyle ( diyerek bağırmaya başlar.)


Jin şaşırmış bir halde patronunun neden bu şekilde çıkıştığını anlamlandıramaz.


-Rec: Jinnn! Dedim.


-Jin: Aaaııaı, anlayamadım efenim.


-Rec: Anlamayacak neyin var, bir kuş bile bu söylediğime kafa sallar. (diyerek kızgın ve endişeli halindedir.)


Loading...
0%