Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Kᴀʀᴀɴʟıᴋ

@roselson

MEDYADAKİ DİĞER BÖLÜMÜN SPOİLER'I. BÖLÜMÜ OKUDUKTAN SONRA BAKSANIZ DAHA İYİ OLUR.

Tek başıma yürüyorum artık.

Üşüyorum, çok soğuk.

Ayaklarım ağırlaşıyor ve yavaşlıyor.

Yalnız kalmaktan o kadar korkuyorum ki...

 

🎶Stray Kids-Slump🎶

 

Stray Kids... 6 yılını bu sektöre vermiş, kendi müziğini kendi yapan ve her seferinde daha iyisini yapmak için gecesini gündüzüne katan bir K-pop grubu.

 

Sadece bu mu? Kendi şirketiyle bile rekabet halinde olan, güvenliği hiçe sayılan, kendileri sadece para kaynağı

olarak görülen, her şeye rağmen ayakta kalmaya başaran bir aile...

 

Kendilerinden ve fanlarından başka hiç kimseleri olmayan kimseler...

 

Sırf bir kişinin hayatını kurtardılar diye hayatları kararan canlar...

 

..... 🍃🫀.....

 

İki ayrı Stray Kids yurdunda sıradan bir gündü. İlerleyen günlerde Çin'de olan buluşma için hazırlanıyorlardı. Buna hazırlanmak denirse tabii. Morelleri epey bozuktu. Sosyal medyada dönen olayları biliyor ama hiçbir şey yapamıyorlardı. Herkes bir şeylerin farkındaydı ama konuşmak bile içlerinden gelmiyordu. Çünkü kime ne anlatsalar yine onların dediği ve iyiliği için bir şey olmayacaktı.

 

(Görüntülü konuşma)

 

"Tag başlatmışlar." dedi Han.

 

"Gördüm." dedi Chan üyelerde göz gezdirerek.

 

Olayın ciddiyetinin farkındaydı Chan. Bu buluşma hakkında çıkan haberlerden sonra gözünü üyelerin üstünden ayırmıyordu. Hepsinin davranışlarına bakıyordu ve hepsi Chan'ın gözünde yeterince stresliydiler.

 

"Baya çabalıyorlar." dedi Seungmin.

 

"Görmediğimizi düşünüyorlar." dedi Hyunjin.

 

"Bizim gördüğümüzün farkındalar, amaçları daha yükseklere ulaşmak."

dedi Chan.

 

Hedef daha yükseklerdi.

Hedef, hiçbir zaman umurlarında olmayan yüksekteki insanlardı.

Hedef, hiçbir zaman arkalarında durmayan insanlardı.

Hedef, kendi sanatçısını bile suçsuz olduğu halde cezalandıran insanlardı.

Bir umuttu....

Hedef, hiçbir zaman kaybetmek istenmeyen bir umuttu.

 

"Ne oluyor yine?" diyerek ekrana girdi Felix.

 

Felix diğer üyelere nazaran daha duygusaldı. Çabuk kafasına takıyor, kötü düşünceden kurtulmak için haftalarını vermesi gerekiyordu.

 

"Çin'deki fan buluşması için tag atıyor bizimkiler." diye yanıtladı I.N.

 

Felix düşündü. Buluşmada kötü bir şey olması mümkün değildi gözünde. Çok sevdiği hayranlarıyla birkaç saat vakit geçireceklerdi sadece. En fazla ne olabilirdi ki?

 

"Ne olmuş ki fan buluşmasına?"

 

Üyeler sessizlerdi. Sanki bir şeyler saklıyorlar gibiydiler. Felix anlamıştı bir şeyler olduğunu.

 

I.N Felix'in de bilmesi gerektiğini düşünüyordu. Zaten eninde sonunda öğrenecekti.

 

"Bazı tehdit mesajları atmışlar-" Devamını getirmedi I.N. Getiremedi...Gerçek olmasını istemiyordu çünkü.

 

"Jeongin uzatmasana lafı. Ne tehditi?"

 

I.N'in söyeceği şey başta önemli gözükmüyordu. Ama iyice araştırılınca o kadar da hafife alınmaması gereken bir şeydi. Ciddi sonuçları olabiliyordu.

 

"Senin gözüne lazer mi ne tutacaklarmış." Felix telaşlanmıştı. Ne demek oluyordu? Herkesin içinde bu yapılabilir miydi gerçekten? Şirketleri korurdu değil mi onları? Hep yapmıştı ne de olsa (!)

 

"Ne lazeri? Hem ne olabilir ki en fazla?" Bütün üyelere baktı Felix. Bir güzel sözdü şu an duymak istediği. "Görmende bazı sorunlar olabilir. Hem sadece senin için değil bütün üyeler için de tehlikeli bir durum. Hepimiz tehlikedeyiz. " dedi Chan.

 

O da yorgun gözüküyordu. Aslına bu haberleri okuduktan sonra tabii ki personelle konuşmuştu ama nafileydi. Şirket bu buluşma için baya para harcamışmış. İptal olursa baya zarara girerlermişmiş. Güvenlik üst düzeyde olacakmışmış. Tabii ki böyle bir şey olmayacaktı. Ama Chan hala çabalıyordu üyeler için. Son ana kadar da çabalayacaktı..

 

Felix daha da korkmaya başlamıştı. "Eee bir şey yapmayacak mıyız?" Yapamayacaklarını o da biliyordu. Bir umuttu işte. Onların da Stay'in de tutunduğu tek şey bir umuttu..

 

"Güvenlik için konuştum personelle. Tedbir alacaklarını söyledi." Güvenlik için değil buluşmayı iptal etmeleri için yalvarmıştı Chan.

 

"Umarım." dedi Seungmin gözlerini devirerek.

 

..... 🍃🫀.....

 

Ve beklenen o gün gelmişti. Fan buluşması başlamıştı. Saatler içerisinde hiçbir şey olmamıştı. Ya gerçekten güvenlik işini yeterince iyi yapıyordu ki güvenlik namına ortalıkta doğru düzgün kimse yoktu. Ya da doğru olmayan asılsız bir tehditti. İkinci olasılık daha mantıklıydı.

 

Fan buluşması bitmişti. Chan hariç hepsi bir odada sessizce oturuyor, hiçbir şey konuşmuyorlardı. Hala olabileceğini düşünüyorlardı. Öncesinde kötü bir şey yaşanmaması daha sonra yaşanmayacağı anlamına gelmiyordu.

 

"Hala gerginim." dedi Hyunjin nefes vererek. Felix Hyunjin'e doğru döndü.

"Stay'le daha çok vakit geçirmek istiyorum ama buradan da bir an önce gitmek istiyorum."

 

Lee Know bütün üyelere baktı.

"Herhangi bir şey görmediniz değil mi?"

Changbin cevapladı önce. "Ben görmedim." I.N'de onayladı. "Ben de."

 

Chan girdi odaya sonrasında.

"Araba hazır. Hemen binmeye çalışın."

 

Arabaya doğru giderken büyük bir kalabalık karşılamıştı onları. Tabii ki 3-5 güvenlik dışında onları koruyan başka insanlar yoktu. O 3-5 güvenliğinde idolleri korumak gibi amaçları yok gibi gözüküyordu. Zira yanlarında yürüyen adamların etrafına bakmak yerine hiçbir şey yapmayan fanlara bağırmaları bunu doğruluyordu.

 

İş yine her zamanki gibi Chan'a düşmüştü. Kendini riske atarak etrafa bakıyordu deli gibi. Herhangi bir tehditte ne yapacağı hakkında bir bilgisi yoktu ama hiçbir üyesinin de zarar görmesini istemiyordu.

 

İleride, insanların biraz arkasında siyah kapüşonlusu olan bir adam dikkatini çekti Chan'ın. Elinde garip, daha önce görmediği bir şey vardı. Lazer dedikleri şey buydu sanırım. Adamla göz göze geldiler ve kesinlikle bu adam iyi bir insan gibi gözükmüyordu. Adam lazeri Felix'e doğru yöneltmeye başladı.

 

Chan arkasında kendisini takip eden ve tedirgin olan 7 adama baktı. Eliyle daha hızlı olmaları için işaret verdi. Felix'in yanına geçti ve kolundan tuttu. "Felix hızlı ol."

 

Adamı artık Stay'de fark etmişti. Üyeler için yüksek sesle bağırıyorlardı. Sonunda Chan hariç hepsi arabaya binmişti. Amaçladığına ulaşamayayan adam yönünü üyelerin iyi olup olmadığını kontrol eden Chan'a dönderdi. Stay bunun da farkına vardı ve Chan için bağırmaya başladı. Chan anladı ve bir adım geriye çekildi. Adam da o yöne yöneldi ve daha sonra Chan da arabaya bindi.

 

"Hepiniz iyi misiniz?"

 

"İyiyim ben Chan hyung." dedi Felix.

 

"İyiyiz." dedi Lee Know üyeleri süzerek.

 

"Sen iyi misin Chan hyung?" Han da yeterince tedirgin görünüyordu.

 

"İyiyim bir şeyim yok ama gerçekten şakaları yok bunu anlamış olduk."

 

..... 🍃🫀.....

 

En sonki olay üzerinden 2 ay geçmişti. Chan yine ve yine son olayı personele anlatmış ve personel yine ve yine tedbir alacaklarını söylemişlerdi.

 

Bu sıralar daha iyiydiler. Adamdan o olaydan sonra hiç ses çıkmamıştı. Tek seferlik bir şey olduğunu düşünüp tekrar kendi işlerine yönelmişti üyeler.

 

Şimdi de Chan ve Hyunjin yurtlarında Stay'lerle mesajlaşıyorlardı. "Stay'le konuşmayı gerçekten seviyorum." Chan daha da güldü. Chan'ı gören Hyunjin de gülümsedi. "Ben de. Bana iyi geliyorlar."

 

Chan'ın gülen yüzü düştü. "Seni öldüreceğim." Hyunjin Chan'a döndü. Dediğini anlamıştı ama yanlış anlamayı umdu. "Efendim hyung?"

 

"Öyle yazmışlar."

 

"Kim?"

 

"Bilmiyorum."

Hyunjin Stay'in böyle bir şey yazmayacağını biliyordu. "Stay böyle bir şey yazmaz."

 

"Gel bak profilinde biz varız. Hem de Bubble'dan yazıyor."

 

Hyunjin yanına gitti ve telefona baktı. Hala inanmak istemiyordu. "Yanlış yazmış olmalı. Bir stay bunu yapmaz."

 

Chan da bir Stay'in böyle yazmayacağının farkındaydı. Ama kim, neden böyle bir şey yazardı ki?

 

Hyunjin kendi Bubble'ına girdi o profil ona da yazmış mı diye.

 

"Hyung o profil bana da yazmış."

 

"Ne yazmış?"

Hyunjin telefonu Chan'a doğru döndürdü.

"Sana yazdığını ama bir şey daha eklemiş: 'Hepinizi öldüreceğim.'"

 

Chan ve Hyunjin daha sonra Han ve Changbin'e sordular. Onlar da kendi Bubble'larına girip mesajın kendilerine geldiğini söylediler. Başta günde gelen milyon tane anti mesajlarından olduğunu düşünüp umursamadılar ya da kabullenmek istemediler ta ki o güne kadar.

 

..... 🍃🫀.....

 

Chan bir gün canı sıkılıp instagram dm'lerini okumaya karar verdi.

 

"O kadar çok yabancı yorum varki hiçbirini anlamıyorum. Ha buldum bir tane Çince-Korece karışık yazmış. Okuyorum: Hepinizden nefret ediyorum-"

Chan duraksadı. Onun ve onu gülümseyerek dinleyen üyelerin yüzü düşmüştü. Chan devam etti.

 

"Kız arkadaşımı benden aldınız. Artık eskisi gibi değiliz. Benimle konuşmuyor. Siz yokken her şey daha güzeldi ama ben de daha güzel bir şey yaptım. Artık o hep benimle ama sürekli ağlıyor. Artık sizi izlemiyor, desteklemiyor. Çünkü bunlara yapacak bir telefonu, bilgisayarı yok. Hepsine el koydum. O fan buluşmasında istediğimi yapamadım ama bu sefer yapacağım. O uygulamadan size hep mesaj gönderiyorum. İyi okuyun. Çünkü hepsi gerçek ve hepsi bir gün gerçek olucak. Canınızı acıtmak istedim sizin bu sektörden uzaklaşmanızı istedim ama uzaklaşmanız bile bizi artık tekrar barıştırmayacak. Sizi tamamen unutması için sizin yok olmanız gerek. Önümüzdeki hafta görüşüz. O ödül gecesi sizin son geceniz olacak."

 

Odadaki hiç kimsenin sesi çıkmıyordu. duyduklarıyla hepsi şok olmuşlardı.

 

Felix ne yapacağını bilmeyerek ayağa kalktı. Elleri titriyordu." Ne olacak şimdi ha?"

 

Hiç kimseden ses çıkmadı. Felix Chan'a dönderdi bakışlarını."Chan hyung ciddi olamaz değil mi? Sonuçta o kadar güvenlik var."

 

Chan cevap vermedi. I.N de Felix'e doğru yürüdü. Felix'in yanında durdu. O da bakışlarını Chan'a çevirdi. "Evet güvenlik var. Boşuna orada durmuyorlar değil mi? Korurlar bizi."

 

Bütün üyeler Chan'a baktı. Bir olumlu cümle bekliyorlardı Chan'ın ağzından. Kendilerini güvende hissetdirecek tek bir olumlu cevap. Ve bunu Chan'dan bekliyorlardı. Çünkü bir tek Chan onları güvende hissettirebilirdi.

 

Chan yine cevap vermedi. Minho onunda zor durumda olduğunu anlamıştı. "Tabii canım. İşleri ne? Takmayın kafaya bir şey olmaz."

 

Chan nefesini verdi. O da farkındaydı güvenli alanın kendisi olduğunu. "Sıkıntı yok, sakin olun. Böyle bir şey olmayacak. Ben izin vermem. Takmayın kafaya tamam mı?"

 

Üyeler biraz rahatlamış görünüyorlardı en azından şimdilik. Chan kapıya doğru yanaştı. "Ben geliyorum, bir elimi yüzümü yıkamam lazım."

 

Chan lavobaya diyerek personelin yanına gitti ve mesajı onlara okuttu.

 

"Bak Chan biz bu mesajları günde kaç kez duyuyoruz, okuyoruz. Size bir şey oluyor mu? Hayır."

 

Personelin bu umursamaz tavırları karşısında Chan hep şaşırıyordu. "Bu farklı göremiyor musunuz? O fan buluşmasında az daha başaracaktı."

 

Personel güldü bilmiş edayla. "Sanmıyorum böyle bir şey yapacağını. Siz jype idollerisiniz size böyle bir şey yapmayı bırak düşünemez bile, cesaret edemez."

 

Chan cama doğru döndü. Ellerini pencerenin önüne koydu ve başını eğdi. "Anlamıyorsunuz o ödül gecesine bizim gitmememiz gerek."

 

Personel önündeki işine devam etmeye başlamıştı. "Yılın en önemli ödül gecesi. Sizin popülerliğinizi arttıracak, bizim de şirketimize önemli kazançlar sağlayacak o geceye gitmemeyi mi teklif ediyorsun?"

 

Chan yaklaştı personele. "Para bizim canımızdan bu kadar önemli yani?"

 

Personel bir süre durdu. Kollarını önünde bağladı. "Lütfen Chan olmayacak şeylerle kafanızı doldurup kendinizi etkilemeyin." Ve işine devam etti.

 

Resmen umurlarında değillerdi. Chan sinirlenip odadan çıkmıştı. Kendisini toparlayıp çocukların yanına gitmesi gerekiyordu. Çünkü çocukları Chan'dan başkası toplayamazdı.

 

Chan odaya geri döndüğünde herkes bıraktığı yerdeydi. Kimseden çıt çıkmıyordu. Çocuklar şimdiden dağılmıştı.

 

"Hadi bakalım önümüzde çok büyük bir ödül gecesi var. Tabii ki gecenin en çok konuşulan grubu biz olmalıyız."

 

I.N güldü Chan'ın söylediği şeye. Buruk bir gülümsemeydi. "Öldürülürsek gecenin hatta birçok gecenin en çok konuşulan grubu biz oluruz."

 

Chan önce duraksadı. Ne diyeceğini bilemedi. Kızgın bakışlarını I.N'e yöneltti. "I.N böyle bir şey olmayacak."

 

"Nerden biliyorsun?"

 

Chan biraz daha yaklaştı I.N'e. Elini omzuna koydu. "Ne zaman size yalan söyledim?"

 

I.N kısa bir süreliğine önüne döndü. Kafasını kaldırdığında gözünden bir yaş aktı. "Korkuyorum hyung. Çok korkuyorum bize bir şey olacak diye.

 

..... 🍃🫀.....

 

Chan ondan önceki günler için çabalamış ama bir türlü onlara kendini inandıramamıştı. Hatta kardeşleri üzerinden tehtid bile edilmişti. Olmayacak %1'lik bir kısım bile onu tedirgin ederken kariyerlerini düşünmek saçmaydı ama ya olmazsa ve kendisi yüzünden kariyerleri biterse diye düşünmeden edememişti. Ve ödül gecesi gelip çatmıştı.

 

Hyunjin kapının arasından etrafa bakıyordu. "Çok fazla güvenlik var."

 

"Bu iyi bir şey." dedi Changbin. Oturuyordu ama bir ayağı durmadan titriyordu.

 

"Evet." dedi Han. O da farksızdı Changbin'den.

 

I.N'de odanın içerisinde volta atıyordu.

"Kalbim çok hızlı atıyor."

 

"Benimde." dedi Felix.

 

Chan girdi odaya. Eliyle üyelere etrafında toplanmasını işaret etti.

 

"Size her zaman güvendim siz de bana.. Her zaman beraberdik. Her şeyimizde: Üzgün olduğumuzda, kızgın olduğumuzda, mutlu olduğumuzda, her zaman... Yan yana olmasak da bütün duyguları beraber yaşadık. Şimdi de öyle olucak her zaman ve beraber..

 

Sessizlik oluştu ortamda. Sessizliği ilk bozan Changbin oldu. "Neden bu bir veda konuşması gibi geldi bana?"

 

Han bir tane yapıştırdı Changbin'e. "Saçmalama Changbin."

 

Chan gülümsedi. "Şimdi ortalığı yıkma zamanı. Stray Kids kimdir gösterelim herkese."

 

Hepsi ellerini ellerini üstüne koydular ve bağırdılar: STRAY KİDS

 

Üyeler daha rahat gözüküyorlardı. Şu anda sadece performans odaklıydılar.

 

I.N Chan'a yaklaştı. "Galiba dediğin gibi gerçekten öyle bir şey olmayacak."

 

Chan güldü. "Sana söylemiştim."

 

Gülüşü kapının ani açılmasıyla yarıda kaldı. Üyeler korkarak ayağa kalktı. Elinde silah olan bir adam odanın içinde duruyordu. Adam önce kapıyı kilitledi, sonra koltuğu kapının önüne koydu. Üyeler bağırdı ama çok ses vardı.

 

Adam bakışlarını üyelerde gezdirdi.

"O gün geldi ha? Olacağını söylemiştim."

 

Üyeler çok korkuyordu. Hepsi ne yapacaklarını bilmiyorlardı.

 

Chan bir adım attı. Hyunjin ve Seungmin'e biraz daha diğer üyelere yaklaşmaları için bakış attı. Chan hepsini arkasına almaya çalışıyordu. Kendini onların önünde bir bariyer gibi kullanıyordu.

"Ne istiyorsun? Her ne istiyorsan yardım edebiliriz."

 

Adam Chan'a baktı. Üyelere baktıkça daha da sinirleniyordu. "Kız arkadaşımı istiyorum."

 

Changbin atladı söze. Bir adım öne çıktı. Ama Chan izin vermedi. Onun önüne geçmesine izin vermedi. "Ara, konuşalım. Yardım edebiliriz."

 

Adam ağlamaya başladı. Silahı üyelere doğru savurmaya başladı. Chan biraz arkasına almaya çalıştı üyeleri. "Edemezsiniz. Ona da bana da yardım edemezsiniz."

 

"Neden?" dedi Hyunjin ağlayarak.

 

Adamın ağlaması daha da şiddetlendi. "Çünkü o öldü. Hem de sizin yüzünüzden. Siz de öleceksiniz."

 

Hepsi bir ağızdan bağırdılar. Chan'ın zaman kazanması gerekiyordu yardım gelene kadar.

 

"Yeter bağırmayın. Uzatmanın anlamı yok."

 

Ve Chan hiç düşünmeden adamın silahına doğru uzandı. Belki bu yolda ölecekti ama en azından diğer üyelere zaman kazandırabilirdi. Chan ve adam boğuşurken Hyunjin kapıya doğru koşmuş, kiliti açmaya çalışmıştı. Ama artık her şey için çok geçti. Adam Chan'ı itelemiş, yere düşürmüştü.

 

SONRA O SES DUYULDU. HYUNJİN KANLAR İÇİNDE YERDE YATIYORDU. DAHA SONRA BAŞKA BİR SES LEE KNOW, BAŞKA BİR SES HAN, BAŞKA BİR SES CHANGBIN, BAŞKA BİR SES FELİX, BAŞKA BİR SES SEUNGMİN... Her şey saniyeler içinde olmuştu. Chan olan bitene bakmaktan başka bir şey yapamamıştı. Yıllarını beraber geçirdiği insanlar, ailem dediği kardeşleri belki şu an can veriyorlardı ya da vermişlerdi.

 

Adamın silahı tutukluk yapmıştı. I.N abilerim dediği adamlara baktı. Hepsi hareketsiz yatıyorlardı. Gözlerinde yaşlar boşalıyordu. Kaçabilir miydi? Belki de. Kaçmak istiyor muydu? Kesinlikle hayır. Chan abisi de buradaydı kaçarsa o ne olurdu.

 

"Hani bize bir şey olmasına izin vermezdin? Hani bize yalan söylemezdin?" dolu gözlerle konuştu I.N.

 

Yine her şey saniyeler içinde olmuştu. Chan adamın silahı düzelttiğini fark etti. Düşünmeden I.N'in önüne atıldı ona bir şey olmaması umuduyla.

 

BAŞKA BİR SES CHAN..

 

Yaşlı gözlerine baktı I.N'in. Dayanabilse daha da dayanacaktı ona bir şey olamaması için. "Özür dilerim jeongin..."

 

Gözlerinden bir damla yaş düştü. Canı acıdığı için değil canları alındığı içindi bu damla. Gidenler ve gidecekler içindi. Jeongin içindi bu damla. Senin için savaştım sen de benim için savaş demekti.

 

Chan dayanamadı acıya yavaşça düştü yere.

 

VE BAŞKA BİR SES I.N...

 

Chan ağlamamak için hep sıkardı kendini. Ben ağlarsam hepsi ağlar diye düşünürdü. Ben düşersem hepsi düşer diye düşünürdü. Şimdi onlar ilk düşmüştü bilmiyorlardı ki onlar düşerse Chan hiç ayağa kalkamazdı...

 

KARANLIK... Kimileri için sonsuz belki de...

 

 

 

 

Loading...
0%