@rubamsalepe
|
Ben demiştim ama değil mi sana? Sen dinleme bu mükemmel adamı sonra başına böyle işler gelsin. Neyse sesli demeyeceğim bunları çünkü yeterince üzüldün. "Gözlerime bak." dedim onu kendimden bir karış uzaklaştırdım. "Ben varken yanımdakilere kimse zarar veremez. Sen benim dostumsun, sahte de olsa karımsın. O herife hakettiğini yaşatacağız." Gözlerindeki yaşları elimle sildim. Yakışmıyor sana ağlamak yer elması hemde hiç yakışmıyor. "Biraz daha iyi misin?" dediğimde burnunu çekip gözlerini iyice sildi. "Ağlamıyorum artık." dedi ve ufak bir tebessüm etti. Ayağa kalktım ve bileğini kavrayıp onu ayağı kaldırdım. "Gel şimdi benimle, bahçeye gidelim biraz nefes al iyice kendine gel." ●●● Allah belanı versin Melih. Ya ben sana güvenmiştim. Evli olmama rağmen seninle oldum, ben kalbimi açtım sana. Şerefsiz ben sana ödetirim bunu. Emir o kadar deyip durdu, ben onu dinlemedim seni dinledim. İntikamım fena olacak, beklemede kal it herif! Emir'in peşinden bahçeye indim. Hava biraz serindi ama insanı ferahlatıyordu. Kendimi sallanan koltuğa bırakıp gözlerimi yumdum. Rüzgarın tenimde dans etmesine izin verdim, usul usul yavaş yavaş iliklerime kadar. İşte bu esinti beni rahatlatmıştı. Evet rahatlama hissiydi bu. "Geldin mi kendine?" diye beni dürtükleyen Emir'e yüzümü çevirdim. Gözlerimi bile açmadan cevap verdim. "Tam geliyordum böldün bay mükemmel, çok sağ ol." "Aç bakayım şu gözünü sen." dedi ve parmaklarıyla gözlerimi çekiştirmeye başladı. "Ya rahat versene!" deyip ellerini ittirdim daha sonra ise gözlerimi pörtlererek açtım. "Oldu mu?" Ellerini göğsünde birleştirip ukala bir bakış attı ve başını ukalaca çevirerek "Ben dedim ve oldu tabii ki. Yine mükemmelim." dedi. İki dakika aldatılmışlığın acısını çekeyim dedim içine ettin gerçekten. Ya ben bir ara soracağım Bahar hanıma bu çocuk neden böyle oldu diye. Ya annesine hiç bezememiş. Acaba annesi hamileyken ego mu yedi? Başka egoistleri çok mu kınadı da böyle oldu bu çocuk? Olmamış anam geri iade edin bunu yenisini yollayın. Bahçe kapısından girecekken Emir'i görüp geri dönmeye kalkan Nehir'e karşı Emir'den bir uyarı geldi. "Kaçış yok Nehir gel bakalım buraya." Ne oluyor bunlara be? Depresyona gireceğim ben benim sorunlarım var neden Nehir'le ilgileniyoruz şuan? "Gelmesem. Aa Emir benim ocakta yemeğim var hadi ben gideyim." lafına karşılık Emir ayağı kalktı "Gel bakayım buraya. Uğraştırma bu mükemmel adamı, kalkıp zorla getirmekle uğraşmayayım seni. Ben meşgul bir adamım." Nehir çekingen adımlarla sallanan koltuğun yanındaki rahat sandalyeye oturdu. Sırtını geriye yaslamadan dik bir pozisyon aldı ve başını kapıya doğru çevirdi. Ne dolaplar dönüyor göreceğiz şimdi. "Nehir sen yine ne haltlar karıştırdın da Emir sana bu muameleyi ediyor acaba?" Başını bana doğru çevirdi ve gülümsedi "Dökül Nehir." Emir Gültekin komutuyla söze girdi "Ya Emir sen yanlış anladın bizi. Orda üzerimde bir şey yapmadı Ozan. Sadece öptü bir şey yok yani." "Kız öptü bir şey yok ne demek? Nasıl öptü ya? Üstünde ne işi var? Ne ara durum bu hale geldi? Siz bayağı ileri doğru koşuyorsunuz." dedim yarım saat önce yaşadıklarımı unutarak. "Ya öyle değil." dedi başını tekrar kapıya çevirdi ve bize geri döndü "Ali duymasın inan ki kan çıkar." dedi. Emir kaşlarını havaya kaldırıp eliyle hadi dökül hareketi yapınca söze girdi "Sende Ali gibisin off tamam bölmeden dinleyin anlatıyorum. Lavaboyu kullanacakken kolumdan tutup odasına sürükledi. Sevgililerinden birinden gene ayrılmak istiyormuş görüntülü aradı kızı. Daha sonra kanıt olsun diye öptü falan." Oha Nehir. Yemin ediyorum milyonda biri değil trilyonda biri denk geliyor sana. Gerçekten bu kadar olur "Oha diyorum sadece şu an." dedim ve Emir'in tepkisini görmek için ona döndüm. Resmen geriye yaslanmış şaşkın bir yüz ifadesiyle Nehir'e bakıp alkış yaptı "Peki buna neden karşı çıkmadığını öğrenebilir miyim zeki arkadaşım?" dedi. Başını kapı tarafına çevirip gözlerini kısarak etrafı kolaçan ettikten sonra bize doğru döndü "Ali'ye bizi bastırtırım dedi gözüm korktu bir şey diyemedim." Emir bacağını dizinin üzerine koyup sallanan koltukta iyice yayıldı ve bana döndü "Bu kızın salaklığı benim mükemmel IQ'ma zarar veriyor. Muhattap olmasam mı?" dedi. Nehir Emir'in koluna bir yumruk geçirip lafa daldı "Kaşınma Emir Gültekin. O sevmediğin kuzenini başına musallat ederim." Bunun üzerine ellerini tamam teslim oluyorum gibi kaldıran Emir kapıdan gelenlere doğru başını çevirdi. " Heh kambersiz düğün olmaz geçin oturun." "Tabii ki de bensiz asla ve asla olmaz." diye ego kasıp lafa dalan Betül'e çevirdim başımı. "Betül bazen Emir'e gerçekten çok benziyorsun. Kardeş olsanız bu kadar benzersiniz ya. Aynı ego aynı kendini beğenmişlik." Cidden bazen aha bu Emir diyorum. Betül'ün içine Emir kaçmış. Betül görünümlü Emir. "Teveccühünüz." dedi ve sırıtarak ekledi "Soğukmuş burası neden burada oturuyorsunuz." deyip ısınmak için kendini ovuşturdu. "Mevzular derin soğuk havanın yüzümüze çarpması lazımdı." dedim iç çekerek. Ya ne güzel unutmuştum. Niye hatırlatıyorsunuz? Acaba ben tekrar bir dünya turuna falan mı çıksam? Ne bileyim amozon ormanlarındaki dev ağaçlara tırmanmaya çalışırım, olmadı akarsuların üzerinden gondollarla geçerim. Kafa dağıtayım kafa ya da birilerinin kafasını! Ali, Betül'ün üşümesi üzerine üzerindeki hırkayı çıkardı ve onun sırtına koydu. "Üşümüşsün madem al iyi sarıl ısın." dedi ve yakalarını birbirine yaklaştırdı. "Önünü kapa hasta olacaksın incecik giyinmişsin." dedi ve elini hafifçe çenesine vurdu. Klişeleri sevmeyen biri olarak bu sahne biraz klişe gelmiş olsa da yine herkesten farklı olduğumuzu gösterdi Ali'nin sözleri bize. Betül az önceki şaşkınlığı üzerinden atıp hırkayı iyice sardı kendine ve "Sen kısa kollusun ama şimdi sen hasta olacaksın." dedi. E haklı kız erkekler hırka ceket verir kızlar ısınır erkekler hasta olur. "Bugün çok enerjiğim o enerji ısıtıyor beni merak etme sen." dedi ve göz kırptı. İyi madem dermiş gibi başını daha eğdi ve sonra bana döndü Olanları ayrıntılı bir şekilde anlattıktan sonra ayaklanan Ali'nin kolundan tutan Nehir'e baktım "Sakin ol ikiz, sakin." "Ali bak benden habersiz dalmaya falan kalkma şu herife bozuşuruz. Mükemmel planlarım var engel olursun buna." dedi ve ekledi "Melih'e yaptığını misliyle ödememiz lazım." İçimdeki intikam duygusu depreşmişçesine gözlerimden ateş çıkardım. "Ne planı bu Emir?" Ay heyecanlandım şimdi intikam zamanı işte. "Sakin ol yer elması bu kadar hırs yapma. Melih'e mesaj at bakalım. Bizim yeni oteldeki yirmi numaralı odaya gelsin. Yanında ek olarak yarım bıraktığımız işi tamamlamamızın zamanı geldi yaz." dedi sırıtarak. Ne demek yarım bıraktığımız işi? Ne demek buluşma? Emir sen neler karıştırıyorsun? Neler geçiyor aklından? "Senin aklından neler geçiyor? Ne buluşması ya? Ben daha bu herifin gerçek yüzünü yeni görmedim mi?" Sinirden aklım uyuşmuştu. Bunları neden söylediğini anlayacak halde değildim. Emir'in cevabını bekledim "Sen bu aralar Nehir'le çok mu takıldın? Bi salaklık seziyorum sende de" demesiyle iki koluna da cimcik yedi. Kim mi? Ben ve Nehir tabiki. Cep telefonumu çıkarıp Melih'e biraz çekici bir mesaj attım. Odaya erkenden bile gidebilir. Neyse ki anahtarı ben olmadan açılmaz. Neden mi, oda ödünç otel ise bizim. Telefonumun titremesiyle tekrar telefonuma baktım 'Saat sekizde ordayım prenses bekle beni bu gece çok eğleneceğiz' ... Yeni Bölüm Sonu canlarım biliyorum sizi çok beklettim ama malum üniversite zor bir yer. Bir de yaklaşık üç haftalık yayılmış bir vize haftası programım var yani sınavlarım geldi. Çok sık bölüm atamıyorum bu sebeplerle özür diliyorum sizlerden❤ Yeni bölüme yorum ve vote eksik etmeyin hadi gömülün votelere canlarımm😍❤❤❤ |
0% |