@rubamsalepe
|
"Ne!" diye bağırdı şaşkınca. Ellerini dudaklarına götürdü. Çevredeki insanların dikkatini oldukça çekmiş olmalıydık ki herkes bize bakıyordu. Hoparlör mü yuttun be zalımın gızı? Hayır yani evlenelim dedim sanki çok garip bir şey. Normal insanlar gibi evlenmek işte, gerçek bir evlilik olmayacak olsa da. Mantıken o zaman normal insanlar gibi bir evlilik de olmuyor. Tamam muhteşem olabilirim ama bende insanım, bazen kafamdaki tilkilerin eli kolu birbirine dolanabiliyor. "Bağırmasana Yer Elması sakin ol," dedim omzuna iki kere hafifçe vurarak. Elimi sertçe geri itti. "Emir şu an nasıl sakin olabilirim acaba, evlenelim diyorsun bana farkındasın değil mi? Bana yani başkasına değil arkadaşım dediğin insana," dedi şaşkın bir ifadeyle. "Evet diyorum ama sor bakalım neden diyorum? Bak yardımın lazım dediğim konu bu işte. Dedem şirketten payıma düşeni bana devredecek ama tek bir şartı var o da seninle evlenmem." Bana şaşkın şaşkın bakmaya devam etti. Sanırım kendimi tam anlatamadım, acaba bir daha mı anlatsam? "Yaz dizisi mi çekiyoruz burada Emir Bey? Peki ya ben bunu kabul etmezsem ne olacak? Sen benim arkadaşımsın ya farkındasın değil mi? Ayrıca pek anlaşamadığımızı sen de biliyorsun." Biliyorum Yer Elması! Ben de senin o güzel kaşına gözüne hayran olduğum için evlenmek istemiyorum ama dedemim işleri yok mu? Ah işte onun işleri. Ayrıca benim gibi mükemmel ve hiçbir eksiği olmayan bir adamı reddetmeye mi kalkıyorsun sen? Çok ayıp ya. Emir Gültekin seninle evlenme lütfunu göstermiş sana evlenme teklif etmiş sen ise atar gider yapıyorsun. Olmaz böyle ya, bak sinir oldum şimdi kaşlarım çatacak cildim kırışacak! "Oyun, sadece dedem bir sene gözlemleyecek ve devredecek sonra anlaşamadık der ayrılırız klişesi işte. Nefret ederim klişeden ama neyse. Hem teklifimi kabul etmezsen borcundan icra gelecek anneni babanı ne hallere sokacaksın? Bırak birbirimize yardım edelim yer elması," dedim tebessüm ederek. Kaşlarını çatmaya başladı, sanki daha da mümkünmüş gibi. "Ya ne saçma iş, neden deden beni istiyor? Hayır yani toplasan beş kere anca görmüştür beni." Haklıydı ama bilmediği bir şey vardı, görünmeyen bir şey. Herkesin görmediği ancak dedemin görüp anneannemin de destek verdiği. Görünenin ardındaki görünmeyeni gören bir filozof edasıyla "Sende anneannemin gençliğini görüyormuş. İkisi de birbirine bakıp bizde kendilerini gördüklerini söylediler. Ben de hiçbir şey diyemedim," dedim. Yüzü düştü ve omuzlarını düşürdü. "Bir sene, sadece bir sene idare et ve payına ne düşerse al borcunu kapat yer elması." Benim kadar mükemmel, kusursuz, zengin, yakışıklı bir arkadaşın var ve beni reddedersen ikimiz de yanacağız Tuğçe. Hadi be kızım aklını kullan. Gözlerini yerden kaldırdı ancak bana hâlâ bakmıyordu. Uzun uzun düşünüp başka çaresi olmadığını anlamış olacak ki yüzünü bana doğru çevirdi. Hadi be sadece bir senecik. "Annemle babamı o duruma sokmak istemiyorum ki durumdan ailemin haberi yok öğrenseler beni gebertirler kesin. Baska çarem yok denize düşen Emir'e sarılır. Tamam kabul ediyorum," deyip önüne döndü. "Bu oyunu ve herkesi kandırmayı kabul ediyorum." O üzgündü, neyine üzgünse borcu kapanacaktı işte. Benimse içime rahatlama gelmişti, sonunda bu işi halledebildim diyen iç sesim ile egomu tatmin ettikten sonra tekrar Tuğçe'ye döndüm. "Ayrıntıları yarın konuşalım, ailen ve çevrendeki herkes bizim gerçek bir evlilik yaptığımızı düşünmeli ama bizim tayfaya söyleyelim sıkıştığımız bir durum olursa yardımları dokunur. Zaten onlardan saklayamayız hemen anlarlar." Onlarda bir göz var zaten biz söylemeden anlarlar kesin. Buna garanti verebilirim. "Tamam," dedi ters bir şekilde ve ekledi. "Ben gidiyorum." Ayaklanıp çantasını almış ve koluna takmıştı. Kahverengi gözleriyle ela gözlerime attığı öldürücü bakışlar ardından el sallayan beni çok da tınlamadı. Evet beni tınlamadı. Beni beni Emir Gültekin'i. Bu muhteşem adamı kim tınlamazdı ki? Resmen en başında reddedilmiştim ben ya. Fark edilmeyecek gibi değildi ki! Evlilik programlarına katılsam ideal damat olurdum ben, beni nasıl reddedebildi ya? Sonunda kabul etmiş olabilir ama başta reddetti. Yazıklar olsun, ben reddedilcek bir adam mıyım? Leyla ile Mecnun'da ki ben öyle bir adam mıyım ya diyen Yavuz'u içimden atarak kendimce bir değerlendirme yaptım. EMİR GÜLTEKİN Masada duran peçeteye bunları yazdıktan sonra durdum ve bir kez daha düşündüm ki ben mükemmelim. Heyt be! Ailemle beraber yaşıyordum. Biraz karışık mı desem? Diyeyim ya, dedim tamam. Babam ve annem kuzenler ve evlenmişler aynı şekilde amcam ve teyzem de evlenmişler. Dedem aslında amcamın amcası. Amcam da aslında eniştem. Evet beni de dedem doğurdu. Oğlan bizim kız bizim mal dışarıya çıkmasın demiş bizim deliler. Amaçları gen değişmini önlemek mi acaba? Aklıma gelen bu saçma soruyu geçtim. Hesabı ödememin ardından hemen ayaklanıp eve doğru onlara güzel haberi vermek için yola koyuldum. Kime göre neye göre orası tartışılırdı tabii ki. ●●● Ev halkı bahçedeki ahşap bahçe takımına oturmuş kahvelerini yudumluyorlardı. "Gelmişsin iyi haberler getirdin mi?" diyerek göz kırpan amcama gözlerimi devirdim. Amcacığım harikasın ya, bu pozitif düşünce yumağın beni benden alıyor. Evet amca ölüm fermanımı az önce bir cadıyla imzaladım. Ya kimse de durup demiyor ki sen bir kadına ait olabilmek için fazla mükemmelsin. Neden biri üzerimde bu benim diye hak iddia etsin ki ben şahaneyim. Sizin bunu düşünmeniz lazımdı yazıklar olsun, ben sizlere ne diyeyim ki? "Evet hallettim," dedim başımı geriye atarak. Sanırım bir senem hayatımdaki güzel günler arasından uçup gidecek. "Anneannesinin yakışıklısı gel yanıma gel. Gel bir seveyim o yumuş sıfatını." Yumuş surat ne ya? Anneannesin sen, lügatındaki sözcüklere bak. Yine de kocaman gülümsedim, beni güldürmeyi yine başarmıştı. Ne olursa olsun anneannem gel dedi mi bende akan sular dururdu. Zaten neye katlandıysam içimdeki lanet olasıca dede ve anneanne sevgisinden katlannıştım. Yumuşak karnımdı onlar benim. Gidip yanına oturdum ve başımı göğsüne yasladım. "Benim yakışıklı torunum büyümüş de evlenecek miymiş?" diye başımı okşadığında "Sayende anneanne," diye gözlerimi devirdim. "Sayende." Bu yaşta evleniyordum. Daha yirmi altı yaşımın baharındayım ben ya! Belli bir zaman birine bağlı olacaktım. Bu bana yapılır mı? Benim gibi muhteşem bir adama yapılır mı? Benim tek bağlılığım kendime. Teyzem ve annem kikirdemeye başladı, hayır yani çok mu komik? Şurada sizide zorla evlendirseler çok mu hoşunuza giderdi ha? Söyleyin söyleyin çekinmeyin. "Anneanne bana kucak yok mu ya?" deyip anneannemin diğer yanına oturan züppe kuzenime öldürücü bakışları attım. "Keşke bir gün ayrı eve çıksan sen de rahat edersin ben de." "Yok Emirciğim sensiz bir yanım eksik kalıyor benim." dedi sevimsizce. Ya resmen dünyaya beni gıcık etmek için gelmiş bir yaratık. Gerçekten bakın kuzenim diye demiyorum tam bir yaratıktır garip garip huyları vardır. Zaten aramızdaki bu soğukluk on yedi sene önce kalemimin kenarlarını yemesiyle başlamıştı. Bunu bana nasıl yapabildi? O acı günü hâlâ unutamıyorum. Benim mükemmel kalemimdi o benimdi! Dedemin hareketiyle düşüncemden sıyrıldım. Dedem bastonunu bana yöneltti yandaki sandalyeden "Aferin sana Emir Gültekin akıllanacaksın sen." dedi ve güldü. Bastonuyla beni itekledikten sonra ise can alıcı soruyu öyle dümdük yüzüme söyledi. "EE NE ZAMAN KIZI İSTEMEYE GİDİYORUZ?" ● Eveeet yeni bölüm sonuu😍😍 Okunmaların gittikçe artması mükemmel bir şey ya sizleri çook seviyorum iyi ki varsınız🤗❤😘 |
0% |