Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. "Aslında Biz Güzel Olurduk"

@rubamsalepe

Anneannemle dedemin bizim olayların üzerine barışmasının ardından salona oturmuş kutlama niyetine çekirdek çay keyfi yapıyorduk. Zengin olabilirdik ama çekirdek ve çay ikilisi ailemizin en önemli ikilisiydi tabii dedem ve Ayşenur Sultan ikilisinden sonra. Sohbet ederken bir yandanda klasik aile babası olan dedem televizyonda haber kanallarında geziniyordu. "Kapat şu televizyonu Mustafa ailecek sohbet ediyoruz burada." diyerek koluyla anneannem dedemi ittirdi. "Bırak bir dakika şuna baksana." dediğinde hep beraber televizyona döndük.

ŞOK ŞOK ŞOK GECELERİN YAKIŞIKLI PRENSİ OZAN GÜLTEKİN BU HAFTA DA BAŞKA BİR KIZLA PAPARAZILERE YAKALANDI. GİRDİĞİ VİLLAYA BİRKAÇ KIZIN DAHA GİRDİĞİ DE KAMERALARAMIZA YANSIDI. BELLİ Kİ GÜLTEKİN GRUP VELİAHTI TEK KIZLA YETİNEMİYOR BİRÇOK KIZ İLE VAKİT GEÇİRMEYİ SEVİYOR. BAKALIM GÜLTEKİNLER BU DURUMA NE YANIT VERECEKLER?

Bunun üzerine herkes Ozan'a döndü ancak kimsenin ağzını açmaya fırsatı olmadan telefonlar çalmaya başladı. Bu durumu biliyorduk, haber ajansları hep bir ağızdan üzerimize hücum etmişlerdi. "Telefonları kapayın ben konuşurum." dedikten sonra kendi telefonuma dönüp aramaya cevap verdim. "Alo, ne? Öyle bir şey yok. Yalan haber zaten Ozan evleniyor. Evet evet yakında düğünümüz var. Yani o yalan haber, birçok kızla beraber geceyi geçirmesi gibi bir durum yok." dedim ve sonra telefonu kapadım. "Sorun yok hallettim." Harika bir şekilde halletmiştim, kesin çözümdü. Öylesine böyle yakışırdı.

"Emir sen ne yaptın az önce, ben mi evleniyormuşum? Sen ne diyorsun ya?" diyerek üzerime yürüdü çok sevgili kız düşkünü zibidi kuzenim. "Ya sen yine haltlar yetmişsin ben seni kurtarayım aldığım tepkiye bak. Bi süre böyle gider sonra ayrıldık der geçiştirirsin." dedim ve göz kırptım. "Sen yine ne haltlar yedin Ozan? Kaç kere diyeceğim rahat dur uslu bir çocuk ol diye." diyen teyzeme cevap verdi.
"Anne genç ve yakışıklı bir erkek olarak tabii ki biraz çapkın olmam çok normal. Bu kadar üstüme gelme çocuk değilim ben kaç yaşıma gelmişim."

Bu lafına dedemden baston yedikten sonra bir fiske de amcamdan da fırça yedi. "Biraz mı? Oğlum sen bizim adımızı daha kaç kere çıkaracaksın? İşimizle ün salacağımıza senin zibidiliğinle ün saldık. Senin akıllanman lazım." diyerek dedeme baktı. Kendi babası bile kabul ediyor ya ne kadar zibidi olduğunu bilmeyen, duymayan bir sağır sultan kalmıştı. Dedem sanki susun artık dermiş gibi bastonu iki kere yere vurup ayağı kalktı. "Madem şimdi herkes evleneceğini düşünüyor sen de madem akıllanmayacaksın gerçekten evlen o zaman. Yarından sonra nikahın var." dedi. Yalnız çok ekşınlı şeyler oluyor ne güzel fitilledim olayı. Sanırsam mükemmelim. Dedem daha sonra anneanneme dönüp "Ozan ve Betül evlensin anca onun gibi başa çıkar bizim oğlanla." dedi.

"Olmaz, Betül olmaz. Birinin olmasını istiyorsanız." dedim ve kapıya doğru bakınca gelen Nehir'i hemen ortalığa attım. "Nehir. Nehir ile Ozan evlensin hem onlar çok yakınlar ve iyi anlaşıyorlar. Bence aralarında da bir şey var." dedim ve güldüm. Yani Ozan ve evlenmek... Benim evlenmemden daha absürt bir olaydı bu hele ki Nehir'le evlenmesi daha da absürttü. Düşünüyorum da bu ikisinin kızları olsa aptal, sakar ama çok güzel bir kız olurdu. Allah'ım beynime dur diyemiyorum. "Emir sussana lan sen! Dede, anneanne siz de saçmalamayın. Ne evlenmesi ya? Hele ki bu Nehir'le. Bu düz yolda yürümesini bilmiyor daha onla evlilik falan yürümez. Ben hayatımdaki kızlarla mutluyum" dedi Ozan.

"Ben bunla? Ne evlenmesi ya?" dedi ve yanındaki Ali'ye bakti Nehir. "Ben bunla hayatta evlenmem, mümkün değil." Betül olmasın diye sırf Ali için diyordum. Zaten yanacağı kadar yanmıştı bir de biz yakmayalım çocuğu. Nehir'le Ozan arasında olan çekim ve yakınlaşmaları da herkesin malumuydu. Yani bence evlenseler Ozan'ı hizaya getirebilir. Ali "İstemiyorsan yapma." dedi ve kaşlarını çatıp Nehir'i kollarının arasına aldı. "Ama Ozanla ne kadar yakın olduğunuzu biliyorum. Bu kadar yakın olacaksanız evlenmeniz daha mantıklı."

Hah haklı tabii ki. Kimin arkadaşı be. Benim kadar mükemmel olmasanda sen de mükemmellik yolunda ilerliyorsun. "Ozan evlenmezsen ve iki sene içinde kucağıma torun vermezsen mirastan men edileceksin." diyerek bastonunu yere üç kez vurdu kral ve arkasına bile bakmadan salonu terk etti.

Off bu ağır oldu ona. Evlenmek ağır hem de çocuk yapmak... Bize bile böyle dememişti. Biz boşanacağız ama onlar çocuk yapmak zorunda. Ay bu çok eğlenceli olacak. Tuğçe oturduğu yerden kalktı ve Nehir'in yanına gitti. Nehir'i Ali'nin yanında duran Betül ile beraber salondan çıkardı. Ali ise yanımıza geldi. "Ben çok samimi halde onları birkaç kez gördüm. Evliliklerini onaylıyorum." dedi ve oturdu. Ali'den böyle bir hareket beklemezdim açıkçası, demek ki bunları bastı bu bir yerde sesini de çıkaramadı. "Madem karar verildi kayınvalide adayını alayım da hazırlıklara başlayalım." dedi annem ve kollarını sıvadı.

"Git ve Nehir'i evliliğe ikna et yoksa elindeki mal mülk ne varsa Emir'e verilecek." diyen anneannemin sözünün ardından Ozan Nehir'in yanına gitti. Ya bu cümbüş kaçar mı? Kaçmaz. Ben de hemen kalktım ve peşinden gittim. "Gelmesene peşimden."

"Bu ânı kaçıramam canım kuzenim evleniyor sonuçta." omzuma bir yumruk geçirdi ve Nehir'in odasına daldı. "Benimle evlenmek zorundasın yoksa her şeyimi kaybedeceğim." dedi ve Nehir'in yanına oturup elini tuttu. Nehir ise hemen elini çekti. "Demin ne güzel reddediyordun. Mal mülk elden gidecegini söylediklerinden sonra fikrin mi değişti? Hayır kabul etmiyorum senin gibi bir züppe ile evlenip kendimi yakmayacağım." dedi başını başka yana çevirerek.

Tuğçe ise kapıya yakın duruyordu. Sesler dışarı gitmesin diye kapıyı kapattı. Betül ise elinde bir çekirdeği eksik sanki film izliyordu öyle odaklanmıştı. Odada bizden bir tek Ali yoktu. "Tamam evlenme benle. Ben de o zaman Ali'ye benimle yattığını söylerim."

"Ne! Gerçekten yattın mı?" diyerek Tuğçe tepki gösterdi. Şaşkınlık ise hepimizde vardı "Ne ara yattınız?" diyen bu sefer Betül'dü. Bu kız kesinlikle patavatsızdı. Ben ise bu sefer izleyen taraftım. "Saçmalamayın yok öyle bir şey!" dedi ve Ozan'ın koluna patlattı "Neden yalan söylüyorsun?" Ozan en az benim kadar egoist bir bakış attı ve lafa daldı. "Geçenlerde kız arkadaşlarımdan birinden kurtulmak için odamda seninle görüntülü konuşmada yerde sımsıkı sarılmış şekilde öpüşmüştük hatta Emir ve Tuğçe'ye yakalanmıştık. O zamanki görüntülü görüşmeyi kaydettim. Bunu Ali görürse ne der? Hadi Ali zaten belli yakın hareketlerimizi görmüş belki bunu da görmüştür. Ancak ailen görürse ne olur?" Oha Ozan tehdite bak. Karaktersizlik basamaklarını hızla çıkıyorsun. Bu cidden bir tehdit.

"Ya sen beni tehdit mi ediyorsun?" dedi kaşlarını çatarak. "Tehdit demeyelim ona. Benden yakışıklı koca nereden bulacaksın? Ayrıca bi süre evli kalır ayrılırız. Çocuk da olmuyor deriz. Emir ve Tuğçe gibi yaparız yani." dedi ve gözünü kırptı. Heh laf bize gelmese olmazdı zaten hayır yani neden bizi örnek alıyorsun ki. Biz örnek bir çift miyiz? Ayrıca senden yakışıklı ben varım. Beni de kaptılar zaten ve de çocuk işine gelince yatağında bir kadın olup kendini tutacağını hiç sanmıyorum. Ben diyorum iki sene değil o bebek bir senede olacak.

Tuğçe yanıma kadar geldi ve kulağıma eğildi "Sence bu evlilik doğru mu?" "Doğru olmasa bile bunu evlilik olunca görebileceğiz. Yalnız çok eğleneceğiz ben sana diyeyim." dedim ve kıkırdadım. "Ne gülüyorsunuz durumum komik mi?" diye sert çıktı Nehir. Biz ise başımızı sallayıp daha çok güldük. "Nehir kabul etmekten başka bir şansın..." dedi ve kelimesini düzeltti. "Şansım yok, evlenelim."

"Cevap versene salak iki saat seni mi bekleyeceğiz burada işim gücüm var." diyen Betül'e şaşkınca döndük. Olanları dizi gibi seyretmesi hatta hız ayarlarını çarpı ikiye çıkarması da ayrı olaydı. Beyin mekanizması farklı çalışıyor ve patavatsızdı kesinlikle. Şu an hangi iş bundan önemli olabilirdi ki? Nehir ise başını ondan tekrar Ozan'a çevirdi. "Başka çarem, çaren yok sanırım. Bir oyun da biz oynayalım madem."

***
"Yüz ifadesini gördün değil mi Ozan nasıl da ben evlenmem diye yalvardı dedeme. Eee eden bulur. Kaç kızın canını yaktı şimdi cezasını böyle ödesin." dedim koridorda yürürken. Çeksin cezasını zibidi. "Sence iyi olacak mı ki? Yani bu ikisinin arasında bir çekim var biliyorum da bu kadar ileri gidilmesi aralarında ciddi sorunlara yol açabilir. Ozan'ı biliyoruz nefes alan tüm kızlara aşık. Nehir ile yetinmez"

Haklı aslında ama ben Nehir'in kendine dokundurtacağına ihtimal vermiyorum. "Nehir kendine el sürdürmez ki. Bence kağıt üstünde bir evlilik olacak bizimki gibi." dedim son iki kelimenin altını iyice çizerek. "Allah'tan kağıt üstünde evliliğimiz var, ona rağmen beni defalarca öptün. Gerçek olsa düşünemiyorum." dedi ve durdu. "Bunu sesli mi söyledim ben?" Deli ya ne dediğinin farkında bile değil. Beni mi arzuluyor acaba. İlişkimizde boyut mu atlamalıyız. Bana kalsa çoktan evli mutlu çocuklu olacağız da sen bozuyorsun işi yer elması.

"İstersen düşünme ben sana neler olacağını göstereyim." dedim ve onu duvara sıkışırdım. Dudaklarımı onunkilere olabildiğince yaklaştırdım sonra da kulağına eğildim. "Odamıza mı çıksak eğleriniz biraz." Beni birden ittirdi ve kaşlarını çattı. "Sen benden gizli başka bir şeyler mi yiyip içiyorsun neden böyle oldun yine?" güldüm ve tekrar lafa daldım. "Odaya çıkmam lazım ancak telefonumu almak için aklına sakın başka bir şey getirme hemen çıkacağım." dedi ve odaya yöneldi.

Peki ben boş durur muyum? Ben Emir Gültekin hiçbir zamanımı boşa harcamam. Boş zamanlarımda bile mükemmelimdir o boş zaman, boş zaman olmaktan çıkar. Boş durmayıp peşinden odaya daldım. "Sana kas koleksiyonumu göstersem bakmak ister misin?" dedim ve göz kırptım. Ya yürümelerim bile bir harikaydı. Yaptığım yanlış bir şey de değildi çünkü o benim karımdı, öz be öz nikahlı karımdı.

"Emirciğim bak bir şey mi yedin doğruyu söyle ben senin halini hiç iyi görmuyorum?" dedi ve yanağıma dokundu. Bak bu son hareketi yapmayacaktın, bana bir sıcak bastı. "Yoo yemedim. Sen baksana şu kaslara bir." dedim ve kazağımı üzerimden sıyırdım. "Çok seksiyim değil mi? Bak bu kasları değerlendirmek istersen hiç çekinme söyle, tamamen sana ait olabilrler." dedim karizmatik bir bakış atarak. Yolun açık olsun paşam efekti kafamdan geçerken gurur içindeydim, güzel koşuyordum.

"Emir." dedi ve başını başıma yaklaştırdı ve kulağıma eğildi "Rüyanda görürsün anca." Ah o nefesinin tenimi okşamaları yok mu? Neyse kendime geliyorum. Tuğçe'yi kolundan tuttuğum gibi yatağa devirdim ve gıdıklamaya başladım. "Sen beni süründürürsün he al bakalım yer elması." Tuğçe gülmeye başladı, o güldükçe ben de güldüm. "Emir dur yeter güldürme artık." dedi ve kahkaha atmaya devam etti.

Biz yatakta boğuşurken birden kapı açıldı. "Pardon biz düşünemedik siz işinizi bitirin biz öyle gelelim." diyen Betül'e dik dik baktım. "Kapıyı çalmadan içeri dalmamanız gerektiğini 26 yaşınıza gelene kadar öğrenmiş olmanız gerekirdi." dedim ve yatakta doğruldum. "Şey bizim bir şey yaptığımız yoktu. Sadece gülüşüyorduk değil mi Emir?" diye panikledi. Biraz uğraşmaktan zarar gelmezdi. "Yoo çok ciddi bir iş üzerine çalışıyorduk her şey gayet gördüğünüz gibi." dedim ve ellerimi açıp Ali ve Betül'e vücudumu sergiledim. Hahhay tam da yanlış anlaşılacak bir durumdu bu. "Böldünüz zaten çıkmanıza gerek yok." dediğimde Tuğçe dirseğini karnıma geçirdi "Ahhh! Acıdı ama bu. Baklavalarıma zarar vereceksin sonra zararlı olan sen olursun söyleyeyim baştan." dedim ve acıyla kıkırdadım.

Bu durumda onu utandırmak hoşuma gidiyordu, ah kadınlar siz çok garip varlıklarsınız. "Ee neden geldiniz?" dedim ve yerdeki kazağımı üzerime geçirdim. İçeri girip bana dogru döndüler. "Ali'ye sabahtan beri diyorum ki bu evliliğe engel ol Nehir istemiyor. O da tutturmuş ben aralarında bir şey olduğunu biliyorum ikisine de sinirlenmeden bunun acısını çıkarmadan evlensinler. Nasıl bir saçmalık ya? Belki siz ikna edersiniz. Ozan benim Nehir'ime denk mi?" diye celallendi. Hop sakin ol şampiyon. "Haklı olduğumu onlar da biliyor. Kabul et, ikisi evlenecek neden bu kadar karşı çıkıyorsun?" diyen Ali'ye döndüm ve destek attım. "Kardeşim biz de evlenmeleri taraftarıyız."

"Neden mi karşı çıkıyorum? Bu kız avcısı sevimsiz Nehir'le evlenince boş durur mu sanıyorsunuz siz?" Aslında bir yandan haklı da ama evlensinler be daha güzel olur. "Betül sen Nehir'in yanında az önce işi aceleye getiriyordun. Ben de bizim gibi kabullendin sanmıştım." Betül tekrar lafa daldı. "Ne bileyim biraz düşününce çok mantıksız geldi. Hadi bana yardım edin de durduralım şu evliliği."
"Evlenecekler Nehir de ben de kabul ettik. Sen de daha fazla sorum çıkarma." dedi Ali kollarını göğsünde birleştirerek. "Ama..."
"Ama yok. Baksana sen acaba bekar arkadaşın kalmayacak diye mi böyle yapıyorsun? Çok istersen bulalım sana da birini evlen." dedi çapkın bir bakış atarak. Ali sen işini öğrenmişsin kardeşim. İcraata geç böyle bam bam bam. Ama geçerken de benim işimi bölmekten vazgeç kızı tam kıvama getirecektim bee!

"Ne alaka ya. İyi evlensinler madem sonra Betül dedi demeyin." dedi ve kapıya yöneldi. "Ben de bekarım he unutma." diyerek kolunu tuttu Betül'ün. Oha lan bu direkt hücum, çok ileri hamle. O sırada Tuğçe'yle bakıştık. Bozuntuya vermedim ve onlara bakmak için önüme geri döndüm. "Bekar mı? Senle mi evleneyim onu mu diyorsun sen?" dedi ve şaşkınca baktı. "Ben bekar arkadaşın kalmayacağını sandığından üzülme diye dedim ben de bekarım. Bende gözün mü var neden böyle dedin ki?"

"Ne alaka göz möz. Ben besbekar iyiyim. Çekil önümden." deyip onu geçip odadan çıktı. Utandı. Resmen Betül utandı. Hadi inşallah olacak Ali üzülmelerin geride kalacak. "Neyse ben de çıkayım sizi başbaşa bırakayım." dedi ve o da peşinden çıktı. Çok şükür, sonunda...

"Ihımm. Nerede kalmıştık?" deyip karıma yaklaştım ama o elini göğsüme koyarak beni durdurdu. "Ne?"
"Emir neden böyle yapıyorsun biz gerçekten evli değiliz. Yoksa beni seviyor musun?" Bu ama pat diye oldu bu. Ne desem ki? Ben de bimiyordum bunun cevabını. Bildiğim tek şey vardı. "Aslında biz güzel olurduk."

Evet canlarım yeni bölüm yayında yorum ve voteyi eksik etmeyin. Bir de bu kısmın altına sakarlık ve ekşınlı olay kurgusu bekliyorum ne olsa komik olurdu? İlham perisi pek uğramıyot bu aralar bana ilham vermede yardımcı olun. Haydi öpüldünüz💕😍😘

Loading...
0%