Yeni Üyelik
24.
Bölüm

24. "Eyvah Basıldık"

@rubamsalepe

Nehir'den

"Nehir."
"Nehir uyan hadi kızım."
"Nehiiiiiirrr!"

Ağırlığımı verdiğim yastığımdan başımı hafifçe doğrultup gözlerimi araladım "Hı?" Bu ağırlık nedir yahu? Uyanmak istemiyorum uyuyacağım ben. "Kız kalksana hadi evleniyorsun bugün. Oğlumu bekletme, beklemekten hoşlanmaz o." Yataktan sıçrayarak kalktım. "Siz..." Ihım "Tamam hemen hazırlanıp geliyorum." dedim saçlarımı karıştırarak. Müstakbel kayınvalidemden de fırça yediğime göre artık uyanabilirim. Umarım Meltem Hanım bana çok çektirmez. Odada tek başıma kaldığımda üzerime aceleyle bir pantolon ve kazak geçirip banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım sonra da saçlarımı düzgünce topladım. Artık hazırdım kahvaltıya gidebilirdim. Odaya tekrar girdim. Kısa süre içerisinde kapı tıklatma sesini işittim. Odama kim geldi yine ya? Yol geçen hanı mübarek. Betül'dür ama sabah erkenden kalkmış odadan gitmiş. Arkama döndüğümde kollarını birbirine bağlamış Ozan'ı gördüm.

"Ozan?" Birkaç adım bana doğru yaklaştı "Malesef eşyalarını toplayıp odama götüreceğiz dedemin emri." dedi gözlerini devirerek. Ay ben de çok meraklıydım seninle aynı odada yaşamaya. "Bana bak kılsız şey sana meraklı değilim. İnşallah bıyıklı bir kızı öpersin." dedim hiçbiri birbiriyle bağlantısı olmayan cümlelerimle. "He yani evlenince kızları öpmeme izin var buna sevindim hamster." diyerek saçlarımı karıştırdı. Neyim ben ya bostan korkuluğu mu? "Boşanana kadar başka kız mız yok, başından aşağıya kızgın yağ dökerim!" dedim ve gardırobuma yöneldim. "Evde yine mi yardımcılar yok, bu işi ne diye biz yapıyoruz? Gelin diye hizmetçi mi alıyorsunuz siz?" dolabın kapağını açıp üst raftaki kıyafetlere uzandım. Evet sadece uzandım boyum yetti mi? Tabii ki de hayır.

Ozan arkamdan gelip bir klişeyi yapmaya yeltendi. Hayır olmaz buna izin veremem. Hoplayıp kıyafetleri çektiğim sırada raflar üzerime doğru gelmeye başladı. Beni kendine doğru çekti ve rafların düşme sesleri eşliğinde yatağa doğru düştük. Bari bugün sakarlığım tutmasaydı. Rezalet! Klişenin âlâsını yaşamıştık, yaz dizisi olmuştuk ve bu midemi bulandırmaya yeterdi. "Seninle daha çok işimiz var sanırsam. Seninle günlerimi heba edeceğim ve bu yakışıklılığı kızlardan mahrum edeceğim için üzülmüyor değilim." dedi ve alnımı işaret parmağıyla geri ittirip ekledi. "Bir yerine bir şey olmadı değil mi?" Yataktan kalkmaya yeltendiğim anda kapı sesine doğru döndüm. Eyvah basıldık!

Benim paniklememe rağmen Ozan yatağa iyice yerleşmiş ve dünya yansın umrumda değil edalarıyla bekliyordu. "Evladım daha evlenmediniz bu kadar acele etmeyin." diyen Meltem Hanım'ın yüzüne bile bakamadım. "Buraları yardımcılar halleder gidin dışarıda yemek yiyin sonra da kuaföre gidin ordan da otele geçersiniz."

Allah'ım ben bu Ozan'ı öldürmeden bu günü atlatmama izin ver. Galiba sakarlığımdan ölmeden bizzat bile isteye şekilde elimden ölecek. Başımla müstakbel kaynanamı onayladım ve o gittikten sonra Ozan'ı kolundan çekerek yataktan sürükledim. "Seninle daha çok işimiz var sanırsam. Seninle günlerimi heba edeceğim için üzülmüyor değilim." dedim ve öldürücü bir bakış attım. Başa çıkılması zor birisin. Neden biz olmak zorundaydık, neden başkası değil de ben? "Taklitçi hamster düş önüme gidiyoruz"

***
"Ozan bari kahvaltı yapsaydık. Aç acına kuaföre niye getirdin beni?" dedim kaşlarımı çatarak "Açım ben aç!" Beni kolumdan tutup zorla kuaför sandalyesine oturttu. "Tost gelecek şimdi saçını yaparlarken yersin." deyip yanımdaki sandalyeye oturdu. Onun kuaförlük bir işi yoktu. Her zamanki gibi oldukça yakışıklı ve çekiciydi. Saçlarımı salıp nasıl yapılmasını istediğimizi soran kuaföre Ozan cevap verdi. "Dalgalı ensesinde bir topuz olsun. En az sizin kadar asil ve çekici olmasını istiyorum bu topuzun." dedi ve kıza göz kırptı. Evleneceğim adam gözümün önünde kuaföre kur yapıyordu. Dönüp ona benle evleniyorsun biliyorsun değil mi bakışı attım. Haksız mıyım ya? "Daha evlenmedik Hamster sorun yok. Az sonra geleceğim kısa bir işim var." dedi ve birkaç dakikalığına ortadan kayboldu. Ben de çok umursamadım. Sahiden benim burada ne işim vardı ya ben neden evleniyorum bu adamla? Kafayı yedim herhalde.

Kuaföre geldiğimden beri saçım yapılırken yediğim tostumun üzerime ve yere düşen kırıklarını saymazsak başıma hiçbir şey gelmemesi oldukça garip. Saçımın bitmesiyle aynada Ozan belirdi ve yanıma geldi ve elindeki kutuyu elime tutuşturdu. "Ne bu?" Bana çok cahilsin keşke ölsen bakışı attıktan sonra gözleriyle kutuyu açmamı istedi. Kutuyu açtığımda iri bir tektaş ve iki tane oldukca zarif beyaz altından yüzük vardı. Kaç karattı o? Gözlerimi iyice pörtlettim. "Annemin zoruyla aldım bakma öyle. Tak hadi." dedi ve kendi parmağına yüzüğü kaşlarını çatarak taktı.

"Takamam ojelerimin kuruması lazım şu an." dediğimde parmağına geçirdiği yüzüğü göstererek "Ben kendimi tüm kızlardan çekme pahasına şu saçmalığı taktım. Sen de şimdi takacaksın." dedi. Nefes alan her kız için ölebilirdi bu adam, ben de onun nefes borusuna alyans takmıştım sanırsam. Neyse sorun bende değil o benimle evlenmek istemişti. Başımı sağa sola salladım. "Önce kurusun." elimi çekiştirip yüzüğü parmağıma geçirdiğinde çıkan arbedede maşada olan saçımdan bir koku aldım. Kuaför bizim arbedemizden saçımı... Saçım yanmış!

Sinirle ayağı fırladım önce Ozan'a sinirle baktım sonra da kuaföre. Elindeki bir tutam saçı bana gösterdi ve özür diledi. Neyse ki çok değil ve görünür yerde değildi. "Daha dikkatli olun." diye ikaz edip sakinleştim ve yerime oturdum. Saç makyajım bitene kadar kıpırdamadan, ortalığı karıştırmadan olay yaşamadan oturdum. Daha sonra orada bulunan kabine gidip gelinliği giydim. Giydim giymesine de bağcıkları bağlayamadım. Oradaki bir kuaföre rica ettim ancak şansıma müsait olan kimse yoktu. Ozan ise oradan çapkın bir bakış atıp yanıma geldi. "İsterseniz size yardımcı olabilirim hanfendi." dedi ve kolunu duvara dayadı karizmatik bir şekilde. Önce kuaförleri beklemeyi düşündüm sorup işlerinin uzun olduğunu öğrenince ise Ozan'ın teklifini kabul etmek zorunda kaldım.

Birkaç adım atıp yanıma geldi. Biraz sıcak oldu sanırsam. Ozan hiçbir şey demeden bağcıkları deliklerden geçirip sıkmaya başladı ama olması gerekenden daha çok sıkıyordu. "Ozan yavaş çok sıktın nefes alamıyorum." güldü ve bağlamaya devam etti "Böyle adamın nefesini keserim işte." deyip ekledi gülerek. "Sıkıyorum ki daha dik yürü vücudun daha iyi sergilensin hem göğüslerin de dik durur. Yanıma o halde daha çok yakışırsın."

"Ozan sapık mısın demeyeceğim artık. Çünkü sapıksın. Ayrıca ne demek ben senin yanına daha çok yakışırım? Yanına yakışacak seviyeleri sen mi belirliyorsun?" dediğimde bağcığı nefes alamayacağım kadar sıktı ve bağladı sonra da belimi kavrayıp beni aynaya döndürdü. "Eğer benim seçtiğim ve yaptığım gibi giyinmiş süslenmiş olmasaydın yanıma yakışmazdın. Ben feci yakışıklı olduğum için. Neyse ki çok da fena değilsin kendince bir giderin var ama benim zevkim daha seksi ve daha güzel kadınlar. Sen benim ilgimi çekmiyorsun hamster." dedi ve kabinden çıktı. Kendini bir bok sanıyordu ama yakışıklı olmasının dışında pek bir nuamrası yoktu, içi bomboştu. "Ya sanki sen benim ilgimi çok çekiyorsun he!" deyip ben de kabinden çıktım. Hayır yani sen kimsin de bana bunları diyorsun? Ben bence herkese her yere yakışırım ki. Ay beni Ali'ye şikayet etsem bundan dolayı seni önce ikiye katlar sonra dörde böler. Seni benle böyle konuşmaktan men ederim.

"Züppe." dediğim sırada yere koyup kaldırmayı unuttuğum ayaklabılarıma takılıp yere kapaklanacakken Ozan'a tutundum. "Yürü gidelim hadi."

***

Aynanın karşısında belimden oturmuş kabarık sade gelinlik eteklerimi düzelttikten sonra göğüslerimin tam üstünde kalp biçimde biten sonrada omuzlarımda zarif dantel askı ile oturmuşluğunu seyrettim. Cidden yakışmış bana ya. Bayağı güzel olmuşum. Biraz daha kendimi süzdükten sonra kapının çalınmasıyla gelenlere baktım. Annem ve babam gelmişlerdi. Gidip onlara sarıldım ve hasret giderdim. Sahte bir durumun içine düşmüş olsam da ben şu an gerçek gibi hissediyorum. Baba minik kuşun uçuyordu yuvadan.

"Mutlu ol kızım." diyen annemin ardından babam lafa girdi. "Yüzün hep gülsün prensesim." Ardından boynuma zarif bir kolye taktı. "Bu çok çabuk olmadı mı ya? Kızım sen daha küçüksün. Biz buna nasıl izin verdik hâlâ aklım almıyor." Güldüm "Anneciğim ben yirmi beş yaşındayım." anneler ve babalar asla çocuklarının büyüdüğünü kabul etmezlerdi buna bende inanıyordum. Yurtdışında büyüyen küçük bir kız çocuğu iken kendi ülkesinde okumuş ve evlenecek olan kocaman bir kız olmak... Duygulandım be. İkisine birden kollarımı sardım ve sımsıkı sarıldım. Kapının açılmasıyla oraya tekrar döndüm annemle babama sarılmayı bırakarak. Ali ve Ozan gelmişti. Annem ve babamda gülümseyerek odadan çıktılar. Anladım ben sizi, ikizim ve müstakbel kocamla beni başbaşa bırakmak istediniz. Görüşürüz annecik ve babacık.

Ali yanıma geldi ve alnıma bir öpücük kondurdu. "Verdiğim karardan dönmemek için zor tutuyorum kendimi. Çok güzel olmuşsun." dedi ve gözünden bir damla yaş düştü. "Ali sakin ol. Ben mutluyum halimden üzülme." dedim ve huzurla gülümsedim. Üzülme diğer yarım bu oyundan kısa sürede kurtulacağım. Daha sonra dudaklarını büzüp elimden tuttu ve birkaç adım sonra dikilmiş olan Ozan'a beni teslim etti. Smokini de pek yakışmış. "Ali, için rahat olsun. Bu sakarlıkla ancak ben başa çıkarım." dedi ve kapıya doğru yol aldı. Basın bizi kapıda karşıladı birçok fotoğrafın ardından masaya geçtik. Evet masaya geçtik ancak oturmadık. Hayır ben zenginleri anlıyorum böyle ayakta durmayı seviyorlar ama Betül ya sen? Tasarım sendeydi böyle mi yaptın? Özüne dön özüne!

Ayakta dikilir vaziyette nikah memurunun gelmesiyle beraber kendimize çeki düzen verdik. Ozan kulağıma eğilip "Umarım bir aksilik çıkarmazsın hamster. Şimdi hiç yeri değil." Hahhayyy çok komiksin sen ya(!) "Merak etme bir şey yapmam." hoflayıp memurun klişe giriş cümlelerini dinledim. "Siz Ozan Gültekin, Nehir Özsoy'u eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Ozan sıralanmış resmen bir askeri bölük miktarı olan davet ettiği eski sevgililerine bakıp iç çekip memura geri döndü. "Evet." Dünyanın en çapkın en züppe adamıyla evleniyordum aklımı kaybetmiş olmalıydım. "Nehir Özsoy, Ozan Gültekin'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Allah'ım bunu yapmamalıyım. "Evet" İkimizin de imza atmasının ardından "Ben de sizi karı koca ilan ediyorum. Kızım al şu evlilik cüzdanını." dedi ve defteri elime tutuşturdu. "Gelini öpebilirsiniz."

Heh şimdi... Sadece yanak Ozan. Sadece yanaktan öp bakışlarıyla ona baktığım sırada belimden beni kendine çekti ve dudağıma uzunca bir öpücük kondurdu sonra da kulağıma eğildi. "Hoş geldin hamster." öpme dedik o kadar. Yani demedik de baktık yani. Ayrıca hoş bulmadım. Elimi tuttu ve beni ailelerimizin olduğu masaya götürdü. Önce Mustafa dede ve Ayşenur anneannenin ellerini öptük. Sonra ise Meltem Hanım ve Murat amcanın daha sonra da annem ve babamın ellerini öptük. Ali'ye sımsıkı sarıldım. "Fıstık hep yanındayım." İkizim sen mükemmel bir detaysın. Ardından yanındaki çifte kumrulara geçtim. Çok çifte kumru olmasalar da benim için öylelerdi. Aralarındaki çekimi görebiliyorum ben. Emir bana sarıldı. "Sakarcık seni de kaybettik. Bu uyuz kuzenim seni üzerse hemen bana geliyorsun. Malum ben mükemmel bir adamım ve mükemmel adamlar mükemmel iş yaparlar." Tuğçe oradan lafa daldı. "Kendini övme bu kadar senin günün değil bugün bırak günün sahipleri yaşasın." dedi ve bana sarıldı. Tuğçe ya. Kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırdım. "Neden hayatım mükemmel olmadığımı mı düşünüyorsun? Ayıp ettin ama şimdi."

"Hayatım mı? Nereden hayatın oluyormuşum ben senin?" Didişmeye başladılar yine. Ben sizinle başa çıkamıyorum didişmeye devam edin ben de Betül'e sarılayım. Görümcesinin bir tanesi tabi bunu sen bilmiyorsun o ayrı. "Bu dengesiz dengeni bozarsa bana söyle ben hallederim. Dengesizlere tahammülüm yok." dedi kaşlarını arşa kaldırarak. Sen de haklısın be Betül vallahi sen de haklısın.

Ozan daha fazla konuşmama izin vermeyip kolumdan çekiştirip beni salonun ortasına getirdi. Dans mı? Umarım beceririm. Allah'tan gelinlikle ayaklarım kapanıyordu. Süper ayrıntıydı bu evet. Eski sevgili ordusu bana ölümcül bakışlar atarken Ozan ise kendini müziğe kaptırmış ve ritme bırakmıştı. Gözleri kapalıydı, kim bilir kimi hayal ediyordu? Ben de kendimi müziğin akışına bıraktığım sırada ışıkların sönmesiyle irkildim. "Ozan ne oldu?" İyice Ozan'a sırnaştım. Daha sonra da birkaç adım ileri gittim. Pat sesiyle ışıkların açılması bir oldu. Kamera mı o? Resmen kamerayı devirdim. Pastanın gelmesi için kapanan ışık esnasında ben kamerayı devirdim. Harikayım cidden. "Bunu nasıl başarıyorsun aklım almıyor." Valla Ozan ne desen haklısın şu an yerin dibindeyim. Yerdeki kamerayı almaya meyillensem de gelinliğin engel olmasıyla doğruldum. "Sen buralara daha fazla zarar vermeden biz eve gidelim millet eğlensin." dedi ve kolumdan çekiştirerek beni salondan çıkardı. "Ya millet yanlış anlayacak Ozan bıraksana beni." Bana sapık bir şekilde baktı. "Aptal biz evlendik yanlış anlaşılacak bir şey yok herkes gece ne yapmamız gerektiğini biliyor." Sapık, pis sapık.

***
Eve geldiğimizde direkt mutfağa dalıp kendime bir ekmek arası hazırladım ve tıkındım. İnsan gelin olunca ne de çok acıkıyordu. Karnım doyunca ve iyice şişince gelinliğin içine sığamaz oldum. Elimi gelinliğin bağcığına attım bir tanesini çözmüş olsam da devamını beceremedim. "Ama ya!" Eteklerimi toplayıp Ozan'ın odasına koştum ve kapıyı çalmadan içeri daldım. "Şu bağları çözsene inip odama uyuyacağım."

"Odan artık burası hamster yatağın da burası." dedi ve sırtımı kendisine çevirdi. Bağcıkları teker teker usta bir şekilde çözmeye başladı. Anan da mı bağcık çözücüydü be? "Odamda kalsam olmaz mı?" Son bağcığı da çözüp önüme geçti. "Sen bu odaya aitsin artık." dedi ve beni süzdü. "Noluyo be? Bakma öyle. Banyoda pijamalarımı giyeceğim o sırada sen de burada giyin. Ben gelene kadar da uyumuş ol!" dedim kaşlarımı çatıp. Bir yandan da gelinlik düşmesin diye göğsünden tutuyordum. "Anneannem çocuk istedi bence biz hazır evlenmişken e benim de çevremde artık hiç kız yokken bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Ben senin bu kadar seksi olduğunu bilmiyordum." dedi çapkın bir gülümsemeyle.

Noluyoruz ya? Niyeti bozdu bu cidden. Ozancığım sakin ol ve daha önce başka kızlarla birlikte olmuşluğuna say beni. Geri geri giderek tuvaletin kapısına geldim ve içeri girdim üzerimden gelinliği sıyırdım. Daha önceden banyoda kenara koyduğum pijamaları üzerime geçirdim daha sonra da içeri girdim. Ozan yatağa oturur pozisyonda bekliyordu. Gidip yatağın boş kalan kısmına yorganın altına kıvrıldım. Ozan da pijama üstünü çıkarıp kenara attı. O kaslar neydi öyle ya? İnsan aklını kaybedebilirdi bu manzara karşısında. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Bu geceyi güzel değerlendirelim."
...

Evet canlarım yeni bölüm sonuna geldik bir sonraki bölüm Tuğçe veya Emir'den devam edecek. Yalnız olay kıtlığı çekiyorum bana olay kurgusu önerirseniz sevinirim mesela tatile gitmişlerdi ya da dağa gitmişlerdi başlarına gelecek olayların olacağı kurgu bekliyorum sizden. Yazarınıza yardım azcık😂 Bu arada kusura bakmayın yeni bölüm bayağı gecikti. Dedem ciddi bir rahatsızlık geçirdi bi iyi bi kötü o sebeple ben de mizah çok yapamıyorum yazamıyorum.

Bu aradaaa bölümü nasıl buldunuz? Sahnelere yorum bekliyorum canlarım❤ sizi seviyorum vote yorum atmayı ve profilimi takip etmeyi unutmayın. 6.000i geçtik bir de herkese teşekkürlerr❣💕💕💕 iyi okumalar.

Loading...
0%