@rubamsalepe
|
Tuğçe'den "Günaydın." Sabah sabah algılarımı daha açmamışken Emir'i anlamaya çalıştım "Ne ak sakallı dedesi ya? Uyusak mı benim çok uykum var yoruldum davette." Emir'e tahammül etmeyi öğrenmiştim sanırsam. "Çok teşekkürler. Eksik olma." Ak sakallı dede hikayesinin ne olduğunu soracakken beni kolumdan tuttu ve kapıya doğru çekiştirdi. "Emir ne yapıyorsun acaba?" Parmağını dudağına götürdü. "Şşş, gel peşimden önce elemanları toplayalım sonra hepinize bir anlatıcam." Eleman. Kesinlikle eleman evet. Bir alt katta Ozanların odasına geldik. "Kapıyı tıklamadan dalma içeri. Ne de olsa yeni evliler." dedim ve güldüm. Tamam bizim gibi yalandan evlenmiş olabilirlerdi ama evliliğin ilk sabahı basılmak kötü bir şeydi. Balayı sabahında Ozan bizim odamızı basıp bizi yanlış anlamıştı. Onu değil de Nehir'i o durumda bırakmak istemezdim. Bunları düşünürken kapıyı bile çalmadan içeri daldı zürafa. Koluna patlattım ve kaşlarımı çattım. "Bakma bana öyle o da aynısını yapmıştı." Kollarımı birleştirip yatakta Nehir'e sımsıkı sarılmış üstü yarı çıplak Ozan'ı gördüm. Kesinlikle bizden daha beter durumdalardı. Nehir'in üstü boynuna kadar yorganla örtülüydü. "Kalkın bakalım yeni evliler." diye seslendi Emir. "Hadi çıkalım uyusunlar Emir saçmalama." iyice sinirli bir halde ona baktım. "Noluyo ya ne diye daldın odamıza? Yeni evli çiftin odasına dalınır mı?" diyerek saçlarını karıştırdı Ozan. Onun sesine de uykusunun son damlasını fıydırıp atan Nehir de uyandı ve yatakta doğruldu. Boynundan üzerine doğru düşen yorganı göğüsünün üzerinde tuttu böylece çıplak omuzları ortaya çıktı. Umarım düşündüğüm şeyi yapmamışsınızdır. Hemen arkamı döndüm. Emir ise gülmeye başladı sonra da kulağıma sessizce "Bak da örnek al. Hiçbir kıza bağlanmam diyen şu adam bile karısıyla işi pişirmiş sen hâlâ..." dedi ve derin nefes alıp cümlesine devam etti "Size kolay gelsin gençler ama beş dakikaya kahvaltıda olun." Önüme dönmeden kolundan çeke çeke Emir'i odadan çıkardım. Resmen bir aile faciası yaşanacaktı. Allah'ım buna şahit olmak zorunda mıydım? Hayır onu geçtim Nehir gerçekten Ozan'la... Yok yok bir açıklaması olmalıydı. Bence sadece straplez giymişti. Başka bir şey olmadı aralarında. "Kızım çekiştirme ya. İnelim haydi aşağı sen sonra Nehir'i sıkıştırırsın. Ha bir de baksana gözümde bir şey mi var, kaşınıyor." parmak ucunda kendimi kaldırdım Emir ise birazcık çömdü. Ellerimi gözünün kenarına yerleştirdim ve gerdirerek baktım. "Görünürde bir şey yok ama üfleyeyim." dedim ve üflemeye başladım. Emir birden bire başını biraz yukarı kaydırıp yanağıma bir öpücük kondurdu. Noldu ki şimdi? Bayram mı seyran mı, Emir beni niye öptü? "Noluyoruz ya?" Ellerini yanaklarıma koyup makas aldı sonra bununla yetinemeyip yanaklarımı iyice sıktı. "Bal yanakların bazen beni ısır diyor da ben sadece öpüp sıkmakla yetiniyorum dua et." Emir sen benden habersiz bal pekmez yiyorsun da sonra bu hale mi geliyorsun? Neden mantıklı bir açıklama bulamıyorum. Neden bir cevap dahi veremiyorum. Başımı ondan uzaklaştırdım ve iki adım geri attım. "Haydi aşağı inelim." ●●● "Nehir yavrucuğum nasılsın, iyi uyudun mu?" diyip göz kırptı Meltem teyze. Sanki Nehir'in ağzını aramak ister gibiydi. Bu soru bana sorulduğunda Emir'le aramızda bir şey geçmemişken beni çok utandırmıştı. Şu an Nehir'in utanma seviyesini düşündüğümüzde bu korkunçtu. "Evet Meltem Hanım iyi uyudum." dedi başını bile kaldırmadan. Utangaç kız seni. Kız haklı beyler dağılın. "İyi iyi maşallah kızım iyi uyuyun, uyuyun ki bizde torun sevelim." dedi ve güldü. "Kızım çocukları utandırmasana. Yediyseniz gidin gezin yavrum siz bakmayın annenize." dedi Ayşenur anneanne. Hayır bize gelince zorlarlar onlara gelince siz gezin yavrum. Adaletin bu mu dünya? Emir öksürdü ve yemeği bitenlerin küçük salona gelmesini söyledi. Herkes zaten yemeğini bitirmişti, bu sebeple hemen odaya geçtik. Yalnız masada Ali Nehir'e söylenenleri anlamadı. Anlamadı çünkü çocuk başka bir şeyle meşguldü, yemekle. İştaha geldi bu aralar. Kilo almasa bari. Küçük salonda kanepelere teker teker dizildik ve Emir'in lafa girmesini bekledik. "Anlatsana Emir seni mi bekleyeceğiz?" Ona sanki umutsuz vakaymış gibi baktım. Yavrucum sen anne sütü içmedin mi acaba? Neden böyle bir saçmalık yapalım? "Ne şifresi ya? Sen Leyla ile Mecnun mu izledin? Yoksa ak sakallı dedeyi neden göresin rüyanda?" dedim yüzümü buruşturarak. "Emir vaktimizi bununla öldürmek gibi bir saçmalığı neden yapmamız gerektiğini açıklayabilir misin?" En az Emir kadar egoist bir tavırla konuşan Betül'ü alkışladım. Kız haklı dağılın. "Bana 'sen muhteşem bir adamsın Gültekin' dedi. Zaten bunu yapmak için çok büyük bir sebebiniz var o da benim." Emirin tavırları işte. Ölse kendini mumyalatıp müzenin en yüksek yerine koyduracak potansiyeli vardı. "Emir tamam kardeşim çok boş yaptın." Ali'nin âni çıkışıyla bir an şaşırsam da bozuntuya vermeden Emir'in yüzüne baktım. Oldukça ciddi ve dediğini yapmak ister gibi duruyordu. Bazen çok masum bir yanın olabiliyor Emir, kendimi sana koyvereyim gitsin. "Kıyamadım şimdi ben bi kulak verelim derim." Emir'in yüzünde bir tebessüm belirdi. "Anlatıyorum iyi dinleyin." Koltukta doğruldu. "Şu doğruluk ve cesaretlilik oyunu var ya heh onun adını değiştirdim Suç ve Ceza yaptım. Herkese sırayla işlediği bir suçu anlatacak. Tabi bu suç yaptığımız hatanın yanı sıra kendimiz yüzünden başımıza gelen bir şey de olabilir. Bir tur öyle döndükten sonra ikinci turda Ceza. Herkese ceza verilecek. Tabi kim kime ceza verecek buna şişe karar verecek." Kulağa çok eğleneceğiz gibi geliyordu. Bizimkilere göz gezdirdim. Hepsi de olumlu bakar gibilerdi. "Ben varım." dedim ve kalkıp şans eseri sehpanın üzerinde olan şişeyi elime aldım. "Kimler oynayacak?" dedim ve yere çöküp bağdaş kurdum. Önce Emir yanıma çöktü sonra da Ali. Ardından da diğerleri çöktü. "Ozan ilk sen söyle sonra da şişeyi al ilk sen çevir." dedi ve elimdeki şişeyi ona verdi "Rüyamda dede öyle dedi de." Ozan güldü "Hey Allah'ım iyice kafayı sıyırdın sen he. Dedene başlayacağım şimdi." Derin bir nefes aldı. "Ben gideceğim kızların günlerini karıştırmıştım. Üstüne üstlük gittiğim kıza da diğer kızın adıyla seslenmiştim. O kız da başkasıyla buluşmuş o gece onları basmıştım." dedi ve güldü. "İlk defa birini basmak heyecan vericiydi." Ali kaşlarını çatıp Ozan'a baktı. "Geçmişin geçmişte kalmıştır inşallah yoksa sorun çıkacak." dedi. Nehir lafa daldı. "Şş geçmişi anlattı sen yine neden yükseldin?" Ali önüne döndü Ozan ise şişeyi çevirdi. Şansına şişenin suç kısmı Ali'ye geldi. Bakalım masum çocuğumuz neler ötecek? "Ali yaptığın suçlardan birini anlat bakalım biz can kulağıyla dinliyor olacağız." Ali gözlüklerini gözünden çıkardı sırtını ise koltuğa yasladı. "Tamam sakinleştim ikiz. Neyse anlatayım bari. Günlerden bir gün lisedeyiz, hoşlandığım bir kız vardı. Yalnız kızın da sevgilisi vardı. Kızın sevgilisinin onu aldattığını duyunca çocuğu boynundan tutup klozetin içine oturtmuştum. Daha sonra da sifonu çekmiştim." "Ciddi misin sen?" dedim ve kahkahayı patlattım. "Çocuğu tuvalete atıp üstüne sifon çektin he?" bir kez daha güldüm. Benimle beraber diğerleri de güldü. "Demek bi kızdan hoşlanıyordun he. Bak yıllardır yalnız olmanın sebebi bu kız demek ki. Bir ara anlat bana çok merak ettim kimmiş bu kız?" Ali bu sefer yüzündeki gülümsemeyi daha ciddi bir hale getirdi ve başını salladı. "Sıra bende." dedi şişeyi çevirerek. Şişeyi iyice çevirdi ve şişe Betül'e geldi "Senin suçun neydi peki?" "Üniversitede konferans salonuna gireceğim diye yanlışlıkla tiyatro sahnesine girmiştim. Bir anda kendimi Romeo'nun yanına bulmuştum. Bu çok utanç vericiydi." Emir buna çok güldü "Biz neden bunu hatırlamıyoruz ya? Biz nasıl kaçırdık bunu? Sen Nehir'i mi örnek alıyorsun bakayım?" Harbi ya biz bunu nasıl kaçırdık? "Nehir'i örnek alan onun gibi olsun." Bu nasıl bir beddua ya? "Siz dersteydiniz ondan bilmiyorsunuz. Allah'tan Romeyo'yu oynayan çocuk flörtümdü. Çocuğa rezil olmadım. Seni izlemeye sahneye geldim demiştim." dedi ve o da güldü. Kızlar için çapkın ibaresi kullansa Betül için bundan daha bir kelime bulunamazdı. Çapkın kızdı o üniversite zamanlarımızda. Geçmişi sürünürdüğü erkeklerle dolup taşmıştı. Betül şişeyi eline aldı ve çevirdi. "Hoooppp, Emir." Emir saçlarını karıştırdı ve tekrar olaya odaklandı. "Üniversitede sürekli benim giydiğim deri ceketin aynısını giydiği için ceketine arkadaşın çakmağıyla delik açmıştım." Donakaldım. Bu nasıl saçma ve vicdansızca bir şeydi? "Emir iyi misin acaba? Neden yani neden?" Hiçbir şey dememiş gibi başını arkaya attı ve söze girdi "Pişti olmak istemedim." Vay paşam ya keyfe bak hele. Milletle aynı giyinmemek için ceket yakıyor adam. Tayfa tepki bile vermeyince Emir eline şişeyi aldı ve çevirdi o da Nehir'e geldi. "Konuş yoksa öleceksin." dedi yeşilçam filmlerini özenerek. Elini silah yapıp ona tuttu. "Biz mezun olmadan önceki yaz annemlerin yanına tatile gitmiştik. Orada da böyle çok güzel bir havuz var. İçi de bomboş ama. Ben dedim bizimkiler bunu bizim için ayırttırdılar herhalde. Sonra yirmi metrelik atlayış yapayım dedim ve atladım. Meğer aşağıda adam varmış. Adamın benim atladığımı son anda fark edince kendini geriye atmış. Beli de duvardaki çıkıntıya çarpınca" Bu kız kısa kesmeyi bilmiyordu galiba. "Sadede gelsene be amma uzattın kafamda toparlayamıyorum." dedim yüzümü ekşiterek. "Adamın beli kırıldı." "Oha!" Ali hariç herkes şaşkın şaşkın ona baktı. Ozan da dehşet ve endişe içinde "Bir gün sonum inşallah öyle olmaz. Ben bu kızla evliyim evli." dedi ve önce Nehir'e sonra parmağındaki alyansa baktı. Çocuk haklı valla. "Saçmalama sana ne zaman zarar verdiğimi gördün?" Ozan kaşlarını havaya kaldırdı "Bana bak. Ben arabamı ne hale getirdiğini unutmadım." Nehir ise onu pek fazla tınalamadı ve önüne döndü. Sonra bana baktı ve elini çenesine koydu. "Sizdeyiz Tuğçe hanım. Acaba işlediğiniz önemli suçlardan biri neydi?" Bu sefer iç çekme sırası bendeydi. Çünkü ben hayatımda yaptığım en büyük hatayı yaptım. Bu nasıl bir cümle oldu ya? Cümle bile hatalı siz düşünün. "Benim en büyük hatam yalandan da olsa evliyken bir başkasıyla yakınlaşmamdı." dedim ve başımı önüme eğdim. Emir çenemden tutup ona bakmamı sağladı. "Geçti gitti yer elması kendini de beni de üzme bunlardan bahsederek." dedi ve göz kırptı. Kurtarıcım gibi bir şeysin Emir Gültekin. Bazen öyle şeyler yapıyorsun ki aklım ermiyor, beynimin çalışan hücreleri çalışma işlevini kaybediyor. Bu çocuk sanırsam benim hayatımdaki bir dönüm noktası. Emir sen bir dünya markasısın. EVET CANLARIM SUÇLARI GÖRDÜK PEKİ BAKALIM CEZALARI NELER OLACAK BİR SONRAKİ BÖLÜMDE ONU GÖRECEĞİZ. NEHİR VE OZAN ARASINDA BİR ŞEY GEÇTİ Mİ? BETÜL-ALİ CEPHESİ HÂLÂ DURAĞAN MI GİDECEK? BÜTÜN BU SORULARIN CEVABI BİR SONRAKİ BÖLÜME❤ İyi okumalar canlarım. Yorum ve Vote vermeyi unutmayın. Ha birde profilimi takip edin oradan bölümleri ne zaman paylaşacağımı yazıyorum. NEYSE ÇOK UZATTIM ÖPÜLDÜNÜZZZ😘 |
0% |