Yeni Üyelik
30.
Bölüm

30. "Ruj İzi"

@rubamsalepe

Herkes salonda tam kadro bulunuyordu. Betül üzerine toz pembe bir elbise giymiş herkesi büyülemişti. Arda'yı elinde çiçekleriyle beraber karşıladık. Betül'ün en sevdiği çiçeği, papatya getirmişti. Papatya buketini ona uzattı ve içeri girdi. Betül heyecandan kızarmış olmanın yanında Ali'nin kolunu sıkıyordu. Heyecandan ne yapacağını şaşırdı dengesiz. Arda gidip dedenin sonra da anneannenin elini öptü. "Oturun bakalım çocuklar." diyerek bastonu yere vurdu.

Emir elimi tutup beni sürükledi ve yanına oturdu. Diğer elini de belime koymayı ihmal etmedi. İyi hoş da Ceyda görünce pek iyi olmayacaktı bunu. Önce biraz tedirgin oldum sonra göz ucuyla Ceyda'ya baktım. Ben aptalım ya, yakın olsak ne olacaktı ki, şurada anlaşmanın bitmesine iki ay kalmış zaten boşanacağız. Zaten hisseler Emir'e devredilmiş olacaktı. Ben daha niye kendimi kasıyordum ki? Bakışlarımı Emir'e çevirdim ve gülümsedim. Sonra da kollarına iyice gömdüm kendimi. Malum boşanacak da olsam bu adam benim kocamdı. Sana papuç mu bırakacağım ben zilli!

"Arda oğlum, hoş geldin anlat bakalım kendini, tanıyalım seni." Arda'nin heyecanlanmış olduğu belliydi. Ellerini birleştirdi ve lafa girdi. "Evim, arabam, işim var. Normalde bunlar sorulur önce söyleyeyim. Ancak şunu da söylemeliyim maddiyat önemsiz benim için. Beni teyzem büyüttü benim de ailem yok. Çok zorluk yaşadım elimdekileri kazanmak için. Ama ben Betül için bir kalemde her şeyi silebilirim. Ben onu gerçekten çok seviyorum. Ona param pulumla değil kalbimle geldim." dedi ve tebessüm ederek Betül'ün utanmış yüzüne baktı.

Vay be ne kadar da seviyormuş. Lafın sonunu bu şekilde tamamlamasaydı kesinlikle kendini övdüğünü düşünecektim. Malum bende var bir tane ayaklı ego. Başımı çevirdim ve kollarının arasında olduğum adama baktım. Annen hamileyken ne yedi de böyle yakışıklı olabildin be zalımın oğlu? Yüzü de bu kadar çekici miydi hep? Hep böyle güzel mi bakıyordu? Ben ona bakarken gözleriyle beni yakaladı ve güldü. Kulağıma eğildi. "Bana bu kadar derinden bakarsan yüzüm eskir yer elması." Boğazımı temizledim ve kollarından kurtuldum.

"Ne alaka ya? Eee hem sen olayı izlesene. Sence kızı verecekler mi?" Hemen önüme dönüp Ceyda'nın sinsi bakışlarını görmezden gelerek dinlemeye devam ettim. "Heyecanlısın evlat. Yavaş yavaş anlatsaydın nefes al bi." dedi ve güldü. Arda da gülümseyerek ona karşılık verdi. Ben bu çifti yakıştırıyordum ya. Betül'ün daha önce gösterdiği fotoğraflar ve anlattıkları onu onaylamama yetmişti bile. Yakışıklılığı geçmek lazım bu devirde kalbi iyi adam bulmak çok zordu. Arda gerçekten iyi biriydi. Ay bari bunlar evlense ya. Artık birilerinin mutlu olduğunu görmeye ihtiyacım var benim.

Tam güleyim diyorum olaylar dibimde bitiyor. Tam kendimi kasmayayım diyorum parazitler çıkıyor. Ben ne kendimi ne de başkalarını tanıyamıyorum. Emir'i de tanıyamıyorum. O mu değişti, yoksa ben mi? Belki de ikimizde değiştik sözlerimizde durmadık. Yalanla başlanılan bir ilişkiden ne mutluluk bekliyorsam ben de. Bir iç çektim ve anneanneye baktım. "Arda oğlum, ailem yok deme bir daha. Artık biz varız. Haftaya çiçeğini çikolatanı ve yüzükleri al iste kızımızı."

Dede bastonunu yere vurup dik bir şekilde yerini kuvvetlendirdi. "Ali senin için Betül'ü ister. Betül'ün en yakın arkadaşı senin de en yakının olacaktır zamanla. Geldiğinde bizden Betül'ü Ali isteyecek." dedi. Bence de mantıklıydı bu. Emir beceremezdi asla, Ozan desek o kendini bile bilmiyordu bu aralar. O yüzden en iyisi Ali'nin Betül'ü istemesiydi. Ali gülümsedi ve başını salladı. "Tabii, isterim" Daha sonra masaya geçtik uzun soluklu bir yemek ve sohbetten sonra Arda'yı evine yolladık.

Bence bizimkiler Arda'yı sevmişlerdi. Yoksa bu kadar derinlemesine konulara girmezlerdi. Resmen borsa konuştular. E çocuk bu yaşta ekonomist olmuş tabii. Maşallah ya verdim gitti. Ne çok düğün yapar olduk biz de. Geçen ay Nehir ve Ozan'ı evlendirdik. Yakında Betül evlenecek. Yine Ali evde kaldı, bu çocuğu bir türlü başgöz edemedim ya, içimde kaldı içimde. Acaba birkaç arkadaşımla onu buluşursa mıydım? Olmuş yirmi yedi elimizde patlayacak. Hayır bu kadar yakışıklı bir çocuk nasıl yalnız olur aklım almıyor benim.

Arda'yı yolladıktan sonra biraz bahçede dolandım. Boş havuzun kenarına oturup ayaklarımı aşağı doğru salladım. "Sence ne olacak fırfır? Ceyda ona rest çekmemden sonra tehditlerini bir kenara bırakacak mı? Sence de çok mantıksız değil mi? Söylese de söylemese de biz ayrılacağız. Boş şeylerle beni tehdit ediyor. Tabii düşünce anca geldi aklıma. Demek ki bir şey yaşadığımda sakin kafayla dinlemem lazımmış." Fırfır adını verdiğim bahçede aylak aylak dolanan kedi beni umursamayıp salıncak koltuğun yanına gitti. Sen de git be kedi. Bir Allah'ın kulu bana yardım etmesin zaten. Kimim ki ben? Tuğçe Altay Gültekin kim ki?

"Sana uzak dur demedim mi? Ne diye yapışıyorsun Emir'e?" başımı yukarı kaldırdım ve gelen felaketi gördüm. Senin de Allah cezanı versin Ceydacığım. "Sen fotoğrafları göstersen de göstermesen de bilseler de bilmeseler de biz zaten boşanacağız ve en önemlisi sen hiç bir şeye etki etmezsin. Zaten eninde sonunda öğrenecekler." Ceyda yanıma çöktü ve kolumu sıktı. "Bana bak! Şimdi öğrenirlerse hemen boşanırsınız. Emir'in ailesi bunu ister. Boşanmasanız da Emir'in ailesi onlara yalan söylediğiniz için Emir'e hisselerini vermez. E sende Emir'e borçlusun. Eğer ben ifşa edersem anlaşma bozulmuş olur ve sen büyük bir borca girersin küçük hanım!"

Sesli bir nefes verdim. Kaşlarımı çattım ve ayağa kalktım. "Bana baksana sen. Sen bunları nereden biliyorsun? Melih'le nasıl bir bağın var söyle. Çünkü bunları sadece o biliyordu." Evet bunu bir netleştirmemiz lazımdı. Dediklerini yapmazsam milyonluk borca girecek olmam da umrumda değildi şunu öğreneyim o bana yeterdi. "Düşmanıma neden koz vereyim? Senin bu evden gideceğin günü iple çekiyorum. Emir'in kollarında geçireceğim geceleri de iple çekiyorum." dedi dudağının kenarını kıvırarak. Ne biliyorsun ki sen?

"Ceyda, Emir'in sana geleceğinden neden bu kadar eminsin? Ya bana aşık olduysa o zaman ne yapacaksın?" bu seferde kahkaha attı. "Baksana bana sen. Bu güzellik kimi etkilemez ki? Sen sadece Emir'in kafasını karıştırıyorsun. Bu evden çıktığın anda onun da aklından çıkacaksın." dedi ve bana biraz daha yaklaştı. "Şimdi Emir'in yanına gittiğinde yapacağın ilk iş onu terslemek olacak. Sebebini sen uydur. Biraz uzaklaşın bakalım."

Arkasına dönüp hızlıca içeriye gitti. Bir yolunu bulup bu kızdan kurtulmam lazımdı benim. Aklıma filmlerdeki kiralık katil tutan ikinci kız sendromu geldi. Neyse ya bu kızın ipini çekmem lazım. Galiba Mehil'le bağlantısını çözmem gerekiyordu ilk olarak. Eğer bu kıza şimdi engel olamazsam Emir benden nefret edecekti. Emir nefret etmesin desem aile nefret edecekti. Ben bunu yapazdım. Emir seni bir süre gözden çıkarmam gerekecek bunun için özür dilerim.

Boş havuza doğru döndüm ve kendimi boşluğa savuracakken belimdeki kemerden tutulduğumu hissettim. Ben klişeleri sevmem ya, bu sahneyi yaşamak istemiyorum. Kaşlarımı çatıp arkama döndüm. "Havuz boş ve intihar etmiyorum ne demeye beni tutuyorsun?" Emir bana umutsuz vakaymış gibi baktı. "Saçmalama Tuğçe havuz boşken ilaçlamışlar. Sana zarar gelmesini istemedim sadece." dedi ve kollarını birbirine doladı. Fırsat bu fırsat saldır Tuğçe.

"Sanane ilaçsa ilaç, zararsa zarar. Bana zarar, sana ne oluyor?" Bence gayet iyiydim. Allah'ım içimden gelmeyen bir şeyi yapmak ne kadar zormuş. Ben bu adama sarılmak istiyorum ancak şimdç tersliyorum. Dünyanın en saçma olayı galiba bu. "Sana zararsa bana da zarar bebeğim hadi içeri girelim. Betül'le dedikodu yaparsınız biraz." Elimi belime koydum ve gözlerimi devirerek baktım. Acaba beni öyle görebiliyor muydu? Boyu çok uzun gözlerimi nereden görecekti ki? Neyse saçmalamayı kes Tuğçe. "Bebeğim ne ya? Emir çok vıcık vıcık oldun sen. Ben bana bu kadar yakın olmanı istemiyorum." dedim. Ne diyorum ben ya? Ay çıldırmak üzereyim. "Git sen içeri ben birazdan gelirim."

●●●

Emir'den

Tuğçe galiba özel gününde. Az önce nasıl azar yedim ben öyle ya? Neyse sakinleşsin öyle konuşuruz. Benim acilen Ali'yle konuşmam lazım, yıkılmıştır şimdi. Sevdiği kızı bir başkasına isteyecek olmak onu delirtmiş olmalıydı. Bahçeden içeri girdim ve hızlı adımlarla gidip Ali'nin odasına daldım. Tekli koltuğa gömülmüş elinde kumanda muhtemelen ne izlediğini bile bilmeden boş boş televizyona bakıyordu. Elimi omzuna koydum.

"İyi misin kardeşim?" Ali bana kızarmış gözleriyle baktı. "Sevdiği kızı başkasına isteyecek biri nasıl hissediyorsa öyleyim." dedi. Haklıydı çocuk tabii. Emir, oğlum böyle soru sorulur mu ya? "İyi bir evlilik hayatım iyi bir ilişkim olmayabilir ancak bildiğim iyi bir şey var. İnsan seçimlerini kendi yapar. Bence seçimlerini düzelt. Mutlu ol. Birileriyle görüş." dedim ona yardımcı olabileceğini düşünerek. Ali elindeki kumandayı yandaki komidinin üstüne koydu ve ayağa kalktı.

"Emir sonra konuşalım. Kendimi iyi hissetmiyorum." Sen de kov Ali'm sen de kov. Tuğçe ile yarışma mı yaptınız? 'Kim daha güzel kovar?' Ali'nin koluna iki kez dokundum ve odadan çıktım. Kovuldun Emir Gültekin. Senin gibi mükemmel bir adam kovuldu. Resmen kovuldun. Allah var iyi kovuldun. Elimi kolumu saçma sapan bir şekilde savurarak koridorda ilerledim. "Emir biraz konuşabilir miyiz?" Arkamdan gelen sese döndüm. Ceyda ne istiyordu ki benden? Neden gitmiyordu hem bu kız? Tuğçe'yi huzursuz ettiğinin farkındaydım.

"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok. He ama bir sözüm var. Artık bu evi terk et çok dolanma etrafımızda." dedim ve merdivene yöneldim. O da önüme geçti ve beni durdurdu. "Konuşmamız lazım Emir!" dedi daha ciddi bir şekilde. Ne konuşacağız ulan? Ay vallahi bu kız baş ağrıtıyor. Biz çıkarken hiç fark etmemiştim halbuki. Kolundan tuttum ve onu kilere soktum.

"Ne var ne istiyorsun?"
"Emir ben seni aldatmadım inan bana." Ne diyor bu be? Aradan asırlar geçmiş bana kendini açıklamaya çalışıyor. "Ceyda şu an emin ol hiç ilgilenmiyorum." dedim ve kapıya yöneleceğim zaman yine karşıma çıktı. "Hep seni sevdim ben. Senin aldattın beni dediğin her adamla senmişsin gibi birlikte oldum. Onları senmişsin gibi sevdim. Bu seni aldattığımı göstermez. Onlar sendin." Şerefsizlik bilimi ana dalı birincilik ödülü bu sene Ceyda hanıma gidiyor tebriklerimizi iletiyoruz.

"Ceyda sen beni aldatmış olsan da olmasan da biz ayrıldık. İlişkimiz bitti. Ben evli bir adamım ve karımdan başka bir kadın düşünemiyorum. Buradan git ve kendine adam gibi bir hayat kur. Düş yakamdan." Ceyda bana bir adım yaklaştı be boynuma sımsıkı sarılıp dudaklarıma yapıştı. Bir süre beni bırakmadı kendimden zar zor ittim ve işaret parmağımı havaya kaldırdım.

"Sakın! Sakın bir daha gözüme dahi gözükme!" Kapıyı çekip kilerden çıktım. Ceyda seni bu eve hiç sokmamalıydım. İlk gördüğüm an kapı önüne koymalıydım. Tuğçe bu kızı sevmemekte haklıydı. Tabii benim kadar mükemmel bir adamı kıskanmaması anormal olurdu. Kendimi sıktım ve ses çıkarmadan odama çıktım.

●●●

Tuğçe'den

Bahçede biraz daha oyalandıktan sonra odama yöneldim. Daha ne yapabilirdim ki? Odaya çıkmadan Nehir'e uğramayı düşündüm ilk onların odaya geldim. Kapısı hafif aralıktı. Ben rahatsız etmek istemedim kapının arasından içeri baktım. Malum bugün çok da iyi şey yaşamamışlardı. Ozan Nehir'e kızmıştı. Sanki kız kendi başına yapmıştı bu çocuğu. Ya bu erkekler de cidden bir garip. İçeri baktığımda Ozan elini Nehir'in karnına koymuş yatakta uzanıyorlardı. Hiç bozmadan kapıdan uzaklaştım. Bunlar boşanmazlar he. Onları birbirlerine bağlayan bir şey var. Bir bebekleri var.

Peki biz? Emir, ben... Aşk ne kadar bağlantılı olabilir düşünmüyor değilim. Başımı sağa sola salladım ve üst kata çıkıp odama daldım. Önce üzerimdeki elbiseyi çıkardım. Sonra bugün gördüğüm Emir'in yeşil tişörtünü üstüme geçirdim. Altıma da kısa bir şort giydim. Makyajımı silerken Emir odaya girdi. Yanıma geldi ve elini omzuma koyup biraz eğildi. Yanağına bir öpücük kondurdu "Bu aralar seni kırıp üzdüysem çok özür dilerim yer elması." Yelkenleri suya indirme sakın Tuğçe. İstikrarlı bir şekilde ilerlemen gerekiyor. Ayağı kalktım ve ona döndüm. "Sürekli beni öpüp durma." Bu defa da dudaklarını dudaklarıma doğru yaklaştırdı. Bu sefer elimi araya koydum.

O neydi öyle ya? Yok bu bahane degil gerçekten kızacağım ben. "Dudağındaki ruj ne?" dedim elimi belime koyarak. Bu kızılmayacak bir konu değildi. Kıskançlık hiç değildi. "Boşanacak olsak da sen benim kocamsın Emir. Ayrıldığımız zaman Ceyda ile istediğin kadar öpüşürsün!" dedim ve ona konuşma fırsatı vermeden odadan çıktım. O Ceyda seni öptü he? Tabii Ceyda öptü başka kim öpecek, ben öpmediğime göre. Demek ki Ceyda öpmüş. Çıldırmamak elde değildi. Peşimden gelen Emir'i tınlamadım ve Betül'ün odasına daldım. "Ben bu gece seninle kalacağım."

Evet Canlarım yeni bölüm sonuna geldik❣ Vote ve özellikle yorumları eksik etmeyin. Ben bunlarla motive oluyorum. Bu arada 17.700 ♥️

Loading...
0%