Yeni Üyelik
1.
Bölüm
@rubyss

 

 

"Gıcık!"

...

 

Önümdeki kitabı daha çok kendime çekerek Ahu'nun yazdıklarını kendi defterime geçirmeye devam ettim. Ödevi yapmamıştım ve hoca yapmayanlara ceza vereceğini söylemişti. Normalde korkmazdım. Ancak depodaki kütüphane aylardır temizlenmemişti. Yani ceza temizlikti büyük ihtimal ve ben temizlikten oldum olası nefret ederdim.

 

Önümdeki kitabım aniden çekilmesi ile kaşlarımı çatarak karşımdaki Poyraz'a baktım. Şerefsiz şerefsiz sırıtıyordu.

 

"Poyraz ver şu defteri! 5 dakika kaldı zaten!" Ona bağırmış ve kitabı elinden çekmek için ayaklanmıştım ancak o çoktan koşarak sınıftan çıkmıştı. Çıkarken kapattığı kapıyı tekrar açarak arkasından koştum. Bu sınıfta sadece Ahu ile en yakın arkadaştım ve sınıfımdakiler eğer en yakını değilseniz size asla kopya, not, ödev, performans vermezdi.

 

"Poyraz! Sikicem ver şu kitabı!" Benim ona ettiğin küfürden sonra boş koridorda aniden durmuştu tabii hızımı alamayan bende karşımda deli dana gibi koşan Poyraz'ın sırtına yapışmıştım ve ikimizi düşmekten son anda kurtarmıştı. Beni belimden tutmuş ve duvara yaslamıştı.

 

"Pardon? Ne dedin sen ?" Aptal Poyraz yandan gülmüş ve saçma bir şekilde kafasını sallamıştı. Ona 'ne diyo bu mal' der gibi baktığıma emindim. Elinin hala belimde olduğunu hissettiğimde hızlıca ondan ayrılmış ve uzaklaşmıştım.

 

"sanane ne dediysem dedim " bende onun gibi kafamı sallamıştım ancak o sinirlenmişti. Kendisine küfür edilmesinden hoşlanmazdı. Çalan zil ile suratımı buruşturdum ve duvara kafamı gömerek ayaklarımı yere vurdum.

 

"Gıcıksın! Hoca girmiştir bile!" Matematikçi en dakik öğretmendi ve zil çalmadan yarım dakika önce sınıfa çıkar tahtayı hazırlardı.

 

"Giciksin hica girmiştir bile iğğ" Poyraz benim ağız hareketimi yaptıktan sonra sinirlenmiş ve birkaç adımda dibinde bitmiştim.

 

"Bana bak kedi suratlı orangutan, aynı sınıfta değilmişiz gibi artislik taslama hoca tek bana azar çekmez! Ödevi yapmadığını tüm okul tahmin edebilir!" Ben ona fısıldadıktan sonra o kollarını önünde birleştirmiş ve bana eğilmişti boyum ondan daha kısa olduğu için.

 

"Peki sor bir... umrumda mı?" Güldükten sonra omzuma çarparak ilerlemeye başlamıştı ki sinirlenerek saçının ufak bir kısmını tutup çekmiş ve koşarak sınıfa gitmiştim. O ise küfrederek bağırmış ve arkamdan koşmaya başlamıştı. Ayakkabıların tabanları koridoru inletiyordu.

 

"Öldürücem seni ördek!" Off zaten ben öldürme diye küçük bir tutamı çekmiştim! Homurdanarak sınıfa girmiştim hızlıca ancak bu seferde Poyraz hızını alamamış ve bana çarpmıştı ancak Poyraz'daki güç bende olmadığı için ikimizde yere yapışıyorduk ki beni tekrar belimden tutmuş ve kendinide kapıya yaslamıştı. Tanrım o refleksleri ile ünlü bir insandı ama aynı gün iki kez üst üste bana mı denk gelirdi?

 

Gözlerimi kaldırmıştım ki kafama inen cetvel ile homurdanmam bir olmuştu. Poyraz'daki da belimi bırakarak yanıma geçmişti.

 

"Dersime geç kalıyorsunuz üstelik, içeriye ahırmışçasına dalıyorsunuz ve sarmaş dolaş! Açın ödevlerinizi! Onlarda bir yapılmamış olsun size ne yapacağımı çok iyi biliyorum." Azarlamış azarlamış yine ödeve dönmüştük. Aklıma gelenle Poyraz'ın eline baktım, boştu. Oflayarak önüme döndüm ve kafamı eğdim.

 

Hoca bana bakıp yapmadığımı anladığında kızarak Poyraz'a döndü. Poyraz'da omuz silkerek dudak büzdüğünde daha çok kızmış bizi azarlamıştı.

 

"Öğretmenler odasına gidin ders çıkışına kadar beni bekleyin!" Emiride verdikten sonra oturmuş ve yoklama almaya başlamıştı. Siktir ya yok yazılırsam! Yok yazıldığım gün sayısı 4'tü. Eğer bugünde yazılırsa belge falan alamazdım. Sonra babam beni çiğ çiğ yerdi.

 

"Hocam yok mu yazılıyoruz şimdi?" Ben korkarak hocaya sormuştum. Hoca ise gülümsemiş ve kafa sallamıştı. O an üzerimden kaynar sular dökülmüştü resmen. Ben sıçmıştım. Sınıftan çıkarak kapıyı çektim. Poyraz'da arkamdan geliyordu. Oflayarak öğretmenler odasına girdim. Hiç kimse yoktu. Sanırım tüm hocaların dersi vardı. Oflayarak uzunlamasına koltuklardan birine oturdum ve kafamı ellerim içine aldım. Babam çok fena yapıcaktı.

 

Babam otoriter ve baskıcı biriydi. Ailede en son kararı o verir üstüne kimse konuşamazdı. Üstelik aramız soğuktu zaten ve bununla birlikte ceza alabilirdim.

 

Poyraz'ın yanıma oturup bana baktığını hissediyordum ama bakmıyordum. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Tekrar oflarken Poyraz çenemden tutmuş ve suratımı kendine çevirmişti.

 

"Bu kadar abartma altı üstü ceza-" sözünü bölerek ayağa kalktım. Serbest bir ailede mi büyümüştü bilmiyordum ve yargılamakta istemiyordum ama sinir ediyordu.

 

"Babamı tanımıyorsun! Zaten aramız bozuk şimdi bok gibi olacak!" Poyraz ise şaşırmış ve geriye sendelemişti.

 

"Dadya ben konuşurum babanla, seninle gelirim" üzülmüş gibiydi. Neden benim için üzülüyordu ki? Sonunda üzüleceği şeyler yapmamalıydı o zaman. Bir olaya karışırken sonunu düşünmeliydi, ben hep böyle büyümüştüm. Baskı beni böyle büyütmüştü.

 

"Yine mi gürültü! Bakın gençler yeter ama! Neyse akşama kadar çıkmak yok! Dadya yokta yazılmadınız. Personel odasından temizlik malzemelerini alın ve kütüphaneyi cillop gibi yapın, bal dök yala olsun!" Hocanın dediklerinde sonra derin bir nefes almış odadan çıkmıştım. Poyraz yine arkamdan geliyordu.

 

"Temizlemek istemiyoruumm~" Poyraz ayaklarını sürüye sürüye yanıma ulaşmış ve kolunu omzuma atmıştı. Ben onu ittirerek ilerlemeye devam ediyordum ki kolumdan tutarak durdurdu.

 

"Özürdilerim. Sadece..." Poyraz kafasını eğmiş ve mırıldanmıştı.

 

"Sadece ne?" Soruyu yenilemiş ve kafamı eğerek onu incelemiştim. İlk kez bu kadar mahcup görüyordum.

 

"Sadece beni- neyse! Affettin mi?" Kafamı iki yana sallamış ve gülmüştüm.

 

"Serseri...affettim mi emin değilim. Temizlikte iyiysen bakarız" ona sinsice sırıttıktan sonra arkamı dönmüş ve ilerlemeye başlamıştım.

 

"Gıcıksın!" O ise arkamdan mırıldanmıştı.

 

...

 

Selllaaaaaam🦕

Cringe oldum bir tutma olayından sonra JDKDJELNRL

 

lütfen bölüm hakkındaki duygularınızı benimle paylaşmayı unutmauınnn🌷

Loading...
0%