@ruhlarinyazicisi
|
Sessiz bir o kadarda gürültülü, yağmurun altında kurumuş yaprakların çıkardığı çıtırtı seslerinin arasında, toprakla yağmurun birleşiminin o güzel kokusu ile kaybolmayı diliyordum.. Kaybolmak nasıl bir histi? Boşlukta sürünmek gibi mi? Hiç vâr olmamış yaşanmışlık yok gibi miydi, kaybolmak... Yoksa... Ruh gibi mi? İnsanların arasında geziyorsun Ben burdayım diye çığlıklar atıyorsun ama Kimse seni görmüyor... Kimse seni duymuyor... Böyle birşey mi kaybolmak? Böyle birşey mi ruh olmak? Böyle birşey mi yok olup silinmek? Varlığımın tek habercisi bu Crier ormanıydı.. Bir diğer anlamıyla "Çığlık Ormanı" Ağaçların arası o kadar boş bir o kadar da sık ki... Kaybolup gitmek mi? Vâr olup gitmek mi? İstediğinizi bilmiyorsunuz. Bu ormanda ne kadar çığlık atarsanız atın. Sesiniz hem yankılanır hem duyulmaz... Anlamlandıramadığınız anlamlandıramadığım tek yer Crier Ormanı değildi... Yaşadığım bir o kadar da Ölü yaşadığım kasaba.. Exsangue Kasabası... Bir diğer Anlamıyla "Kansız Kasabası" Peki neden mi burda yaşıyorum.. yaşamıyorum. Yaşamaya mahkûm birakilan her çocuk gibi bende ÖLMEYE mahkûm bırakıldım.. Hepsinin hikayesi aynıydı.. Yaşanmışlıkları aynıydı.. Peki ya ben? Ben kimim Engourdi anlamım Hissiz Ben hissizim.. Doğduğum gün dışarıda yine yağmur yağıyormuş. Evet ben Crier Ormanında bir ağacın altında doğmuşum.. Ama en vahşiside ne biliyor musunuz.. Ben anne karnında değil Toparktan doğmuş olmam.. Benim ormana ait olmam... Şimdi ise doğduğum orman'a bakıyorum, o kadar güzel o kadar sessiz... Bir o kadar korkunç bir o kadar sesler var ki... Sanki birileri çığlık atıyor ama kimse, kimse onları duymuyor... Yada duymak mi istemiyor? Ben Engourdi bu benim Ölümle dansım... Ruhlarla iletişim kurma hikayem.. Bu benim İLK ÖLÜM HİKAYEM DEĞİL SON HİÇ DEĞİL....... |
0% |