Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@rulisinzruli_

Hoşgeldinizzzzzz 💗

 

Oy ve yorumlarınız düşük olmadığı sürece sınır koymayacağım.

 

İyi okumalar ❤

 

Pınar Mir'in anlatımı ile

 

Akşam üstü Rüstem amca markete geri döndüğünde bende eve geçmiştim. Babamın eve daha gelmediğini görünce içten içe mutlu olmuştum. Yorgundum. Ve bu yorgun halimle onun homurdanmalarını çekemezdim.

 

Elimdeki toka ile saçlarımı tepemden topuz yaptım. Ablam elindeki telefon ile hızlı hızlı yazışırken kaşlarım çatıldı.

Kiminle konuşuyordu?

 

"Hayırdır abla? Sinirli duruyorsun." Dedim merakla.

 

Yatağa geçip oturduğumda dudaklarını ıslattı. "Ya şu sürekli beni istemeye gelen kadın varya." Deyip hatırlamamı bekledi.

 

Başımı salladım. Kadın kafayı ablama takmış gibi, haftanın 4 günü oğluna istemeye geliyordu. Ablam ne kadar sert çıkışsa da kadın dinlemiyordu.

 

"Bugün yine geldi. Oğlunun numarasını buldum. Şimdi ona yazıyorum. Valla bıktım. Bıraksın peşimi" dedi sitemkâr bir sesle.

 

Göz devirdim. Cidden sabır taşı olsa çatlardı artık. Kadın hayır lafından anlamıyordu.

 

"Yaz,yaz. Bıraksın peşini artık. Çocuk değil. Koskocaman adam. Anlasın artık onu istemediğini. "

 

Beni onaylar biçimde başını salladı. "Aynen" dedi.

 

Son konuşmamız bu oldu. Yarım saat geçti geçmedi, kapı tıklanmadan açıldı. Karşımızda itici bakışları ile bizi süzen kadını görünce gülümsedim.

 

Baştan aşağıya bizi süzdü. Daha sonra ise "Yemek hazır." Dedi isteksiz bir şekilde.

 

İkimizden de cevap alamayınca göz devirdi. "Ne haliniz varsa görün "deyip kapıyı kırarcasına kapattı.

 

"Kudur varoş" dedim homurdanarak.

 

Ablam güldüğünde bende onunla birlikte güldüm. Her akşam yaşanan bir olaydı. O bizi yemeğe çağırır, biz de gelmeyiz.. sonra böyle kırarcasına kapıyı kaptırdı.

 

Ha birde sofrada babamın başının etini yerdi. Kızların şöyle, böyle diye konuşur,dururdu. Hoş, bazen babamın, onun yüzünden bizimle kavga etmişliği bile vardı.

 

Aslında artık alışmıştım. Sadece bazen, bazı lafları acıtıyordu... O kadar.

 

"Cevap verdi mi?" Diye sordum.

 

Yüzündeki memnuniyetsizliği görünce cevap vermediğini anlamış oldum.

 

Sessizlik odaya bir kez daha hakim olduğunda, aklımı kurcalayan ve canımı gittikçe sıkan konuyu ablamla paylaşmaya karar verdim.

 

"Abla şu Kenan olayı mahallenin diline dolanmış haberin olsun. Herkes sizi konuşuyor işsiz gibi"

 

Telefonda olan bakışları sertçe beni hedef aldı. "Kim, kimi konuşuyor Pınar? Kendi hallerini konuşsunlar önce." Dedi aksi bir ifadeyle. Yutkundum."Bana niye çıkışıyorsun? Söyledim sadece. Herkes, evleneceğinizi zannediyor."

 

Ensesini ovalamaya başladı. "Cidden bıktım."

 

Ablamı anlamıyor değildim. Anlıyordum. Her şey bir anda üst üste gelmişti. Ne yapacağını şaşırmıştı o da.

 

"Ne yapacaksın?" Dedim.

 

Bakışları boşluğa düştü. Birkaç dakika sadece boşluğu izledi. "Allah'ım bana bir çıkış yolu göster. Lütfen." Ağlamaklı çıkan sesini duyunca onun yanına oturdum.

 

Kendime çekip sarıldığımda ellerini belime sardı. Bana sokulduğu sıra da ofladığını duydum.

 

Cidden çıkış yolumuz yokmuş gibi hissediyordum. Ablam şimdiye kadar ona yapılan her şeye katlanmıştı. Sesini çıkartmamıştı. Ancak evlilik olayı sessizliğinin bir dur noktası olmuştu.

 

Evet, her şeye susmuştu ama istemediği bir evliliği kabul edemezdi. Etmeyecekti.

 

"İmtihanı veren Allah'sa sabrı veren de Allah'tır abla. Sabırlı ol. Elbet senin de çıkış yolun vardır. Sadece bekle." Dedim yumuşak bir sesle.

 

"Öyle." Dedi ağlamamak için kendini sıktığından dolayı sesi boğuk çıkmıştı.

 

1,2 saat boyunca sohbet ettik. Bazen sohbetimizin tıkandığı yerler oldu. Dakikalarca sustuk. Ancak yine de bir geceyi daha geride bırakmıştık.

 

Ablam yarım saat önce kendi odasına geçmişti.

 

Dalgın olduğu için kapıyı kapatarak gitmişti.

 

Dalgın olduğunda ya da düşünceli olduğunda, 2 dakika önce onu söylenen şeyi bile unutabiliyordu. Kapı kapalıyken uyuyamadığımı biliyordu. Ancak dalgınlığından ve çok düşünmesinden sebebiyet unutmuştu.

 

Kapıyı ardına kadar açtıktan sonra yatağa geçtim. Her gece olduğu gibi tavanı izlemeye başladığım da kapının orada bir gölge hissettim.

 

Ancak içimde hiçbir korku oluşmadı. Zira zaten kapının oradaki gölgenin kime ait olduğunu biliyordum.

 

Babam...

 

"İyi geceler." Dedim. Sanki kendi kendime iyi geceler demişim gibi sessizce söylemiştim.

 

"İyi geceler" dedi benim aksime kaya gibi sert çıkan sesiyle.

 

"Geceler kötü." Dedim karşılık olarak.

 

"Kötü?" Dedi sorarcasına.

 

Bir cevap vermedim. Yeterince muhatap olmuştum zaten.

 

O da çok geçmeden bir cevap vermeyeceğimi anlayınca gitmişti.

 

Saat kaçtı? Bilmiyordum. Ama büyük bir ihtimalle gece yarısına geliyordu.

 

Uykum yoktu.

 

Sabahleyin markette gördüğüm adamın yüzünü hatırlamaya çalışıyordum. Gördüğüm bir yüzü sadece saatler içerisinde unutmam, kulağa komik geliyordu. Ancak cidden unutuyordum.

 

Adamdan geriye hatırladığım tek şey adıydı.

 

Ali...

 

Ancak düşündüğüm tek şey; adamın unuttuğum yüzü değildi. Öylesine biri olduğunu düşündüğüm adam, neden kafamı bu denli çok karıştırıyordu?

 

Kendine gel Pınar!

 

Ali'ye gidelim bence... fikrimce

 

Şaziye şu çeneni bir kapat artık. Olur olmadık her yerde fikrini söylüyorsun, söyleme.

 

Ben=senim. Yani sen benimle konuşmuyorsun Pınar. Kendinle konuşuyorsun... gerçekler acıtır güzelim.

 

Sus artık be. Anladım.

 

Bence sen, Ali'nin yüzünü hatırlamadığın için bu kadar sinirlisin.

 

Yok ebem.

 

Yok deden.

 

O kadar yalnızdım ki kendi iç sesimle tartışıyordum.

 

Ayıp oluyor.

 

Ayıbın yolları kayıp be şaziye.

 

Derin nefes aldım.

 

Cidden yani neden? Ben neden iç sesime ad vermiştim? Ya da neden ona konuşma Hakkı veriyordum ki?

 

Çünkü sen bir watty kızısın. Senin bir iç sesin olmalı. O iç ses de bütün imaları yapmalı. Anlıyor musun?

 

Ben sana fransız kaldım şezo.

 

Şezo?

 

Hayırdır, Bir itirazın mı var?

 

Yok haşaaa Pınar su :b

 

Şu an kendi iç sesim bana laf sokuyordu!!

 

İyi değildim.

 

Yalnızlık bana iyi gelmiyor.

 

Evet. Bu yüzden ali ile evlenelim.

 

Senin olayları bir yerlerinden anlaman yok mu! Öldürüyor beni.

 

Ne Ali için ölüyor musun?

 

Göz devirdim. Cidden şimdi uzaktan bakan beni deli zannederdi. Kendi kendime göz devirip, kendi kendime konuşuyordum.

 

Ya aslında deli olan kendini akıllı zanneden insanlarsa?

 

Ya deli olduklarını düşündüğümüz kişiler akıllıysa?

 

Uyu şaziye. Uyumadıkça beynin eror veriyor gülüm.

 

Gülün müyüm gerçektennnnn?

 

Gözlerimi yumup uyumaya çalıştım.

Yoksa cidden deli olduğumu düşünmeye başlayacaktım.

 

🧚‍♀️

 

REKLAMLARDAN SONRA BURADAYIZ EFENDİMM

 

NOT: İLK BÖLÜMLERİ KISA YAZIYORUM.

 

Loading...
0%