Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.BÖLÜM(PLAN)

@rumeysanndnyas5

 

Deniz kenarındaydım hava buz gibi ama alıştım artık daha önceden çok soğukta kaldım, aç bırakıldım, susuz bırakıldım ama bi şekilde hayatta kaldım. Ben inci akkurt hep bi şekilde hayatta kalmış gizemli kadınım

 

 

                      

 

 

İnsan kendinin aynasıdır derler;ben aynaya bakınca öyle göremiyorum bı yanda çocukluğum ağlıyor bı yandan da içimdeki o yaşlı kadın deliler gibi gülüyor ben ise hangisine göre hareket edicemi bilemiyorum ekip yenı bir ceteyi cökertmek için olan yapmaya başladılar bende oturmuş sadece dinliyorum sonra bi ses duydum

 

-inci iyi misin sen

 

-hemen cevap verdim, iyiyim dalmışım sadece derin bir nefes aldım tekrar konuşmaya başladım,evet plan nedir

 

-plan şu cenk yeni olan müzeye büyük ihtimalle gelecektir çünkü yıllardır aradığı

 

"Işıltılı gözler" Tablosu sergilenecek ve sen inci onu bu hafta içinde bi şekilde etkin altına al senın görevin bu müzede ise garson olucaksın müzayede olacagını düşünüyorum ben orada en yüksek parayı verip dikkatini çekicem bu tabloyu çok istediği için bizi köşeye sıkıştırmaya kalkacaktır ve ekibin geri kalanı sergı yerini etrafını sarıcak o saldırmaya kalktıgında ondan önce biz davranıcaz

 

-güzel plan, sevdim

 

-çok dikkatli olman gerekiyor

 

-en fazla ne olabilir ki sen merak etme

 

Başını tamam anlamında salladı

 

Cenk küçük çocukları zorla çalıştıp döven ve taciz eden bir herif bana bıraksalar gözümü kırpmadan öldürürdüm ama ekibin başı cesur bu hep bu işleri ona bırakmam konusunda ısrarcı pek umrumda değil şimdiye kadar çocuklar için geleceklerı için bir sürü herif öldürdüm ve asla pişman değilim onların hayatlarını başlamadan karartmalarına asla izin vermiycem kendimi kurtaramadım ama onları canım pahasına koruycam cenkı de ötekiler gibi kendi hapisanemize kapatmayı düşünüyorum cesur da bunu kabul etti etmeseydi asla bu görevde yer almazdım

 

hepsi ile vedalaşıp sahile gitmeye karar verdim burdaki işim bitmişti cenk için kafamda plan yapmam gerekiyor plansız asla hareket etmem sahile gidip bulduğum ilk banka oturdum denize bakarak düşünmeye başladım ve aklıma bir fikir geldi çalıştıgı şirkete iş başvurusu için gidebilirim hem onu daha iyi gözlemler halkında bilgi sahibi olurum bu sayede işim daha kolay olur bunları düşündükçe yüzümde bir sırıtış belırdı ve bı anda kendime geldim ve sırıtmayı bırakıp Deniz'i izlemeye devam ettim hava soğumaya başlayınca eve gitmeye karar verdim hasta olmak istemiyordum eve doğru yürürken birine çarptım

 

-pardon dedim

 

-dikkat et ufaklık dedi ve gitti

 

Arkamı döndüm ama yoktu kim olduğunu anlamadım sanki uçup gitti biraz etrafa bakındım kimse yoktu çok ta umursamadım sonuçta tanımıyordum onu aramayı bırakıp eve doğru yol aldım yol boyunca bişi olmadı sokaklar boş ve sessiz eve girince direk banyo ya yöneldim

 

sıcak bir duşa ihtiyacım vardı suyu açtım ve lavanta kokulu Banyo toplarından attım etrafa muhteşem bir koku yayıldı küvet dolunca yavaşça küvette girdim ve sırtımı küvete yasladım bu benı cok rahatlattı sonra bişi oldu sudan mı bilmiyorum bı an mayıştım uykum gelmeye başladı ve öyle uyudum

 

                                

                                   

 

Yavaş yavaş gözlerim aydınlandı kendime gelmeye başlıyordum sonra bişi fark ettim ben yatağımdaydım ama nasıl olur en son küvette dus alıyordum yataktan fırlayıp banyo ya koştum küvet tertemiz dı sankı hiç dokunulmamış gibi kafayı mı yemiştim nasıl yatağıma geldim kafamı yavaşça üstüme çevirdim bı dk beni kim giydirdi nasıl oldu bunlar üstümde beyaz bol bir tişört ve aynı şekilde bol bir eşofman vardı

 

Anlamıyordum kafayı yemek üzereydim ki aklıma deniz kenarında çarptığım adam geldi bana bişi mi yapmıştı ama evime nasıl girdi anlam veremiyordum sakinleşip düşünmek için kendime bir kahve yapmaya karar verdim ve kahveyi makineye koyup beklemeye başladım

 

Hayatımda hiçbir şey yolunda değildi önce terk edildim sonra bu ekibe düştüm ama mutluyum istediğim her şeyi yapabiliyorum ama bazen de düşünüyorum bunların hiçbiri olmasaydı hayatım nasıl olurdu? Ya da çoktan ölmüş mü olurdum? Belkide bambaşka şeyler olurdu hep hayallimdir babam olsun onla beraber sinemaya gidelim ve ya tiyatro ya ama hayat bana onu çok gördü galiba olsun böyle de iyiyim

 

                      

 

 

Kahvemi alıp balkona çıktım hava soğuktu içime bir ürperti geldi ama çok aldırış etmedim salıncağıma oturup karanlığı izledim, her yer karanlıktı bi ayın ışığı vıruyordu geceyı her zaman çok sevdim çünkü geceyı sevmeyen ayı da sevemez ayı görmek isteyenler ise geceyı beklemek zorunda kalırlar ayı sevenlerı karanlık ile korkutamazsınız onlar zaten alışmışlardır gece her şeye şahit olur ağlayanlara, dua edenlere, yalvaranlara gündüz ise sadece bize ışık olur ama maskelerimizi takıp hayata devam etmeye çalışırız karşı

 

çalılardan bir hışırtı duydum dikkatlice baktığımda bir adam olduğunu anladım balkonumu gözetliyordu

 

-heyy aptal evimi gözetlemeyi kes

 

Adam onu farkettiğimi anlamış olucak ki hızlı adımlarla karanlığa karıştı daha fazla burda durmak istemedim balkonu kitleyip direk odama gittim kendimı yatağa atınca üstümde olan yük sanki yok oldu hafifledi ama hala kendime gelemiyorum o adam kimdi ben nasıl yıkanıp yatağıma kondum o adam niye evimi gözetliyor benden ne istiyorlar bunları düşünerek uykuya daldım

 

                  

 

 

Gözlerimi açtığımda hava yenı aydınlanmış gibiydi kalmak hiç istemiyordum ama aklıma planlarımız ve ekip geldi ve hemen yataktan fırladım hemen üstüme bir siyah sweatshirt ve bol bir eşofman altı geçirdim bi fıs parfüm de sıktım saçlarımı da taradım üsten bir kuyruk yaptım ve aynanın karşısına geçtim çok iyi görünüyordum o kadar şey yaşamama rağmen vücudumda hiçbir iz

 

yoktu bu beni biraz olsun iyi etkiliyordu dünkü şeyleri kafaya takmamaya çalışıyordum o adam kimdi sahildeki kimdi umrumda bile değil çünkü buna benzer olaylar yaşıyordum ilk değildi iyi ve tekin biri değildim insanlara garip geliyordum ölümden binlerce kez dönmüştüm ve ölümden hiç korkmuyordum çok fazla oyanlandıgmı fark ettim hızla bir kaç şey atıştırıp evden çıktım

 

                   

 

 

Yolda çok trafik vardı çok sıkılmıştım şarkı acıp kafa dagıtmaya calışıyordum yan tarafa siyah bir araba geçti kafamı çevirdiğimde bana baktığını gördüm camı cekıp önüme döndüm çok umursamadım yaklaşık bir saat sonra bizim deponun oraya geldim içeri girdiğimde herkes bi anda bana odakladı

 

 

-selam millet, nasılsınız

 

-biz iyiyiz, sen neredeydin diye söze atladı cesur

 

- trafik vardı ya Ondan geciktim

 

-iyi o zaman, çıkıyoruz birazdan

 

-nereye

 

-ufak bir operasyon cenk olayı için sen takıl burda

 

-iyi bura bende

 

Kafası sallayıp bikaç adamla çıktı bende orda olan bir koltuğa yayıldım kahve istedim tam ayılamamıstım Koruma kahveyi verdı saol dediğimde başını eğip gitti

 

                 

 

 

İki-üç saat geçmişti fena sıkılmıştım silahımı alıp atış sahasına gitmeye karar verdim bı kaç deneme yaptım ıskalayıp duruyordum bu durum canımı sıkmaya başlamıştı korumalar sessizce gülüyorlardı bu daha da sinirlerimi bozuyordu daha pes etmedim ama uzun zamandır kullanmıyordum unutmaya başlamıştım gene eskisi gibi unutuyordum sonra hızlı Bir şekilde deponun kapısı açıldı cesur'dur diye çok umursamadım devam ettım atış çalışmaya hala iyi hatırlamıyordum gözümden bir damla yaş düştü hızla sildim ve atış salonunun kapısı sert bir şekilde açıldı gördüğüm kişi ile şaşkına uğradım

 

O gün deniz gördüğüm adamdı ve yanında bi kaç koruma ile şaşkındım ama o herkese öfke ile bakıyordu gözü bana çarpınca hafif gülümsedi yanındaki korumalar etraftaki adamları indirmeye başladı silah sesleri ile doldu depo aklıma babamın annemi vurduğu an gözümün önüne geldi nefesim daralmaya başladı astımım vardı ama yıllar geçti ve ilaç kullanmama gerek kalmamıştı gene astımım tutmuştu en son annem öldüğünde böyle olmuştum daha fazla ayakta duramıyordum silah elimden düştü bende kendimi yere bırakıcakken biri beni tuttu yavaşça yere oturttu gözlerim kapanıcak gibiydi ama o adamdı zar zor görüyordum onu yüzünde telaş ifadesi vardı anlayamıyordum neden telaşlandı kı ben kimim onun için bunları düşünürken gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı bende kendimi uykunun kollarına bıraktım

 

              

 

 

Kendime gelmeye başladığımda odamdayım üzerim örtülüydü ben buraya nasıl gelmiştim beni kim getirmişti kafayı

 

yemek üzerineydim bu bi kaç gündür hiç normal şeyler olmuyordu ben bunları düşünürken kapı yavaşça aralandı ve yine o geldi evimdeydi ve büyük ihtimalle beni de o getirmişti buna emindim hiçbir şey demeden içeri girip kapıyı yavaşça kapattı

 

 

-dayanamayıp burda ne işin var dedim sesim biraz yüksek çıkmıştı ama o sesimi duyunca sadece gülümsedi

 

- kendine gelmişsin sevindim

 

-kimsin sen evimde ne işin Ayrıca depoya neden geldin?

 

-senin için geldim

 

-ben seni tanımıyorum bile benim için gelmiş olamazsın

 

- seni çok iyi tanımıyorum sadece sen beni tanımıyosun hepsi bu

 

-beni ne kadardır tanıyosun?

 

- 4 yıldan fazla ayrıca şuan olduğun ekibin kurucusu benim cesur sadece yönetiyor

 

-ben bilmiyordum çok pardon

 

-sorun yok hiç karşılaşmadık normal

 

 

İlk defa biri bı hata yaptığımda böyle tepki vermişti şaşırdım ama yinede gülümsedim ben gülümseyince oda gülümsedi sonra aklıma depoda olanlar geldi yüzüme bir hüzün çöktü o bunu fark etmiş olucak ki

 

-noldu az önce gülüyordun

 

-depoda olanlar için üzgünüm dedim silah kullanmayı biliyorum ama eski bir rahatsızlık tan oldu

 

-senin hakkında herşeyi biliyorum anlatmana gerek yok ben sana yeniden gösteririm

 

-bunu neden yapıyorsun

 

- çünkü sana aşığım

 

-neee nasıl

 

- nasıl olduğunu bende bilmiyorum bı anda oldu ee şey böyle işte

 

-anladım ben seni tanımıyorum ama

 

-tanışırız olmaz mi

 

-olabilir ya da bilmiyorum duruma göre diyip hızla ayağa kalktım ve banyoya doğru ilerledim elime yüzüme şu çarpıp kendime gelmeye çalıştım ama hala şaşkındım bana nasıl aşık olabilirdi benim zor bir hayatım vardı ben bu zor hayatta bile sadece kendime güvenirdim ama ona öyle demiştim çünkü kırmak istemedim daha fazla düşünmeyi bırakıp banyodan çıktım ve tekrar onunla göz göze geldik bakışları keskindi ama bi o kadar da tatlı bakıyordu ama adı neydi sormayı unutmuştum bu aralar çok sık oluyordu bakışlarımı ondan ayırarak konuşmaya başladım

 

-bu arada sormayı unuttum adın ne

 

-adım Rızgar yani Rızgar Demirel senin dedim bildiğim hâlde

 

-ben İnci yani inci akkurt tanıştığıma memnun oldum

 

-bende ufaklık

 

-benim artık çıkmam gerekiyor görevim var

 

-biliyorum seni ben götürücem şirketin yakınlarda bırakırım

 

-kendim gidebilirim

 

-hayır ufaklığım ben götürüp aynı yerden alıcam tamam mı?

 

- off peki öyle olsun

 

-yaklaşıp anlına bir öpücük kondururdum şaşkınlıka bana bakarken giyinmesi için odadan çıktım ama yüzündeki sırıtmaya engel olamadım

 

- bişi diyemedim agzım açık kaldı resmen

 

Hiç beklemiyordum çünkü sert bir görünümü vardı bi tek bana böyle olduğunu düşünmeye başladım ama sonra dan ben kimim ki niye bana özgü olsun diye aklımdan geçiştirdim odadan çıkmıştı anlımda onun öptüğü yer sanki ateş gibi yanıyordu bunları düşünmeye tekrar başladığımda Rüzgar'ın seslenmesi ile kendime Geldim

 

-ufaklığım giyindin mi

 

-Eee şey az kaldı geliyorum

 

Diyip hızlıca bikaç parça eşya baktım en sonunda mavı bir kot ve üstüne hava soğuk olduğu için beyaz yün gibi bir sweatshirt geçirdim saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım ve son dokunuş olarak parfümümü alıp sıktım arkamdan kapı açıldı kim diye arkamı döneceğim sırada belimde iki el hissettim kafamı hafif kaldırdığımda onun olduğunu gördüm bana bakıp gülümsüyordu nedense mutlu olmuştum bende karşılık olarak gülümsedim ve kafamı ona doğru yasladım ve gözlerimi kapadım bana iyi geliyordu onu daha yeni tanımıştım ama bilmiyorum değişik hissediyordum kalbim çok hızlı atıyordu sanki yerınden çıkıcak gibiydi ve onun sesini duydum

 

-duyuyorum dedı kulağıma yaklaşarak

 

-bende o an afalladım ee şey neyi duyuyosun

 

- kalbinın sesını benim için yerinden çıkıcak gibi atıyor

 

Ellerini belimden çekip beni kendine doğru çevirdi yüzümü inceliyordu dudaklarıma, buruma, gözlerime uzun bir süre baktı sesizliği bozan ben oldum

 

-ee şey artık gitsek olur mu saat öğlene doğru geliyor

 

- tamam ufaklığım gidelim bu arada çok güzel olmuşsun

 

-teşekkür ederim dedim gülümseyerek

 

Ve hemen elimi tutup yürümeye başladım başta çok şaşırdım hatta dondum kaldım

 

Ama bana sonra artık alışman gerekiyor her zaman yanında olacağım bişi dememiştim sadece başımı sallamakla yetindim ve onunla yürümeye devam ettim

 

                 

 

 

Şirketin tam önündeydim arabada bişi olmamıştı inerken yine anlımdan öpüp görüşürüz ufaklık demişti bende karşılık olarak görüşürüz diyip inmiştim şimdi tam şirketin önündeydim ve göreve başlıyordum yavaş adımlarla şirkete doğru ilerlemeye başladım içeri girdiğimde herkes işi ile meşguldu etrafa bakınırken birinin bana doğru geldiğini gördüm bu asistan olmalıydı

 

-merhaba ben suzan sizin için ne yapabilirim

 

-ben cenk bey için gelmiştim iş başvurum vardı.

 

- önce ona haber vermem gerekiyor kim diyim

 

-inci dedim

 

Başını sallayarak yanımda ayrıldık ve bende beklemeye başladım 10-15 dakika sonra geri geldi

 

-cenk bey sizi bekliyor dedı

 

-teşekkürler dedim

 

Koridora doğru yürümeye başladım ama odayı bulamadım gördüğüm ilk kişiye sorarak zar zor buldum kapıyı çaldım gel komutunu alınca derin nefes alıp içeri girdim karşımda siyah saçlı arada beyazlıklarda vardı gözleri siyahtı ve üstünde takım elbisesı ile duruyordu kendimı toparlayıp

 

-geç geldim çok özür dilerim odayı bulamadım da

 

-sorun değil şirketim büyük bu çok normal

 

Beni bir başta aşağı süzdüğünü hissettim içimden ona sayısızca küfür etmeye başladım ama sakin kalmak zorundaydım gerekirse o masum çocuklar için gülümseyerek elimdeki dosyayı ona uzattım oturmam için koltuğu işaret edinde yavaşça oturdum elim ayağım titriyordu bakışlarını üstümde hissettim gülümseyerek karşılık verdım ve konuşmaya başladı

 

-evet inci dosyanı inceledim şirketim için gereklisin zaten bir asistan arıyordum gelmen iyi oldu

 

-ah yani kabul ediyor musunuz

 

-evet dedı gülümseyerek ve devam etti yarın 9 da burda ol

 

-tamam cenk bey çok teşekkür ederim dedim ve hızlı adımlarla şirketten çıktım

 

                    

 

 

Bir ara sokağa girip nefes almaya çalıştım midem de çok bulanıyor du ve kahretsin sın ki astım ilacını evde unutmuştum hala derin derin nefesler alırken bir araba önümde durdu kafamı kaldırıp baktığımda Rızgar olduğunu gördüm beni öyle görünce hızla arabayı durdurup indi arka cebinden astım ilacını çıkardı yanıma çöktü nefes alamıyordum öksürmeye başlamıştım ağzıma astım ilacını sıkıp bedenimi kendine yasladı tepki veremiyordum gözümden yaşlar akıyordu bunu fark etmiş olmalı ki yüzümü ellerinin arasına alıp gözlerimi sildi hala donuktum ama iyi hissettiriyordu onu sevmeye başlamıştım galiba bilmiyorum daha fazla dayanamadım göz yaslarım devâm ederken gözlerim kapanmaya başladı ve bilincimde

 

 

RIZGAR

 

Onu arıyordum ama bulamıyordum koşan bir kız gördüm arkasından baktığımda onun olduğunu anladım ama bir sorun vardı o astım hastasıydı koşarsa bu tetikleyebilirdi elim ayağıma dolandı koşarak arabaya bindim hızla peşinden gittim bir ara sokakta durdu ve yere düştü nefes alamıyordu kahretsin ilacını yanına almamıştı yanımda yedek olarak taşıdığım ilaç vardı onu torpidodan alıp yanına gittim zorla nefes almaya çalışıyordu hareket edemiyordu astım krizi tutmuştu hep böyle olurdu ama uzaktan izlemek zorunda kalırdım ona bişi olucak diye yaklaşmaya cesaret edemedim yere çöküp ilacı ağzına sıktım biraz rahatlamış görünüyordu ama hayla nefes alamıyordu gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı o an aklım durdu benim olan ağlıyordu napmışlardı ona diye düşünmeyi sonra ya bıraktım yüzünü yüzüme çevirdim gözlerini sildim hemen kızarmıstı çok kötü haldeydi gözleri kapanmaya başlamıştı iyi değildi ve tamamen karanlığa kapıldı bende onu kucaklayıp arabaya yavaşça koydum ve arabayı sürmeye başladım

 

                      

 

 

İNCİ

 

Kendime geldiğimde odamdaydım ne olduğunu çözmeye calışıyordum ki odanın kapısı açıldı ve içeriye Rızgar girdi elinde tepsi vardı yavaşça yanıma geldi suratı ifadesiz di sifonyerin oraya tepsiyi bıraktı ve bişi demedi bende tepkisizdim ne dicemi ne yapacagımı bilmiyordum sesimi düzeltip konuşmaya başladım

 

-Ee şey bugün için özür dilerim

 

Hiçbir şey demedi sadece yüzüme baktı öyle bakınca suçlu gibi hissettim istemsizce başımı eğdim ve ayağı kalkıp odadan çıkmak istedim ama buna izin vermedi kolumu çekip yatağa oturtu ve bi anda sarıldı tepki veremedim olduğum yerde donup kaldım bana niye sarılmıştı ki benim hatırlamadığım bişi mi olmuştu şaşkınlığı üstünden atınca sarılmasına karşılık verdim bı süre sonra yavaşça bedenımden ayrılınca yüzüne baktım yüzünde özlem vardı sanki 4 yıl komada kalmışımda yeni uyanmışım gibi davranıyordu beni sevdiğini düşünmeye başlamıştım ama korkuyordum kime güvendiysem bir şekilde terk edilmiştim ya o da beni bırakırsa? Belki başka birşey var bana böyle ilgili olması için ama ne vardı? Neden olabilir diye düşünmekten kafayı yicektim beynim benimle oyun oynuyordu ilaçlarımı bayadır içmiyordum onları kullanmayı sevmiyordum beni daha da aptal gibi yapıyolardı bir ses ile kendime geldim

 

-inci iyi misin sen solgun görünüyorsun yüzünde endişe vardı

 

-ha evet gayet iyiyim

 

-sen öyle diyorsan öyle olsuninanmamış gibiydi yüzüme bakıp tekrar konuşma başladı

 

- sana çorba yaptım yemek ister misin ah doğru sabahta bişi yemedin hadi bakalım iç çorbanı

 

-acıkmıştım başımı tamam anlamında salladım çorbayı içmek için kaşığa uzandığımda elimden aldı çorbaya daldırıp bana uzattı şok olmuş bir şekilde ona bakıyodum beklemediğim bişeydi kaşığı itip konuşmaya başladım

 

- kendim yiyebilirim

 

-ama ben yedirmek istiyorum

 

-iyi yemiyorum o zaman diyip kollarımı önüme bağladım

 

Ben öyle diyince kaşığı geri tepsiye koydu elini ayaklarımın altından geçirip yatağın başlığına sırtımı yasladıbbu hareketi ile rahatlamıştım derin nefes alıp daha çok arkama yaslandım o da bunu fark edip yanıma gelip oturdu beni göğsüne doğru çekti sesımı çıkarmadım çünkü o bana iyi geliyordu ve boynumu kokladıgını hissettim kafamı çevirip ona baktığımda kafasını boynumdan çevirip yüzüme baktı bu benim sertçe yutkunmama neden oldu uzanıp sifonyerden tepsiyi aldı

 

ve kucağıma bıraktı kaşıgı tekrardan eline aldı ve daldırıp bana uzattı daha fazla inat yapmadan onum elinden çorbayı içmeye başladim

 

Loading...
0%