Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.BÖLÜM(GEÇMİŞİN İZLERİ)

@rumeysanndnyas5

Kalp ve akıl arasında her zaman kalırız kalp hep iyiliğimizi düşünür ama aklımız o an ne önemliyse ne yapmamız lazım sa onu yaparız vicdanımız ise hep denklemde kalır ne iyi ne kötü bir insanın kafasına sıkarız sonra da kediler aç kalmasın diye mama veririz ya vicdanımız da bunun gibidir hep çelişkili olur benim açıkçası öyle değil ben her zaman mantığımı kullanırım

 

Rızgar'ı tanıdığımdan beri onla sanki daha önce Karşılaşmıs gibi hissediyorum ama tam hatırlamıyorum sanki beyim onun ile olan bişileri silmiş gibiydi ama çözemiyordum en iyisi ona sormalıydım bi cevabı olduğuna emindim çorbamızı içirip yanımda oturan rızgara baktım gülümseyerek bana bakıyordu derin nefes alıp konuşmaya başladım

-biz seninle hiç karşılaştık mi?

Bunu sormam ile kas katı kesildi nefes bile almıyordu nerdeyse gözlerini kaçırıp konuşmaya çalıştı

-nerden çıktı bu

Sesı baya soğuktu bu soru onu bayağı rahatsız etmişe benziyordu ki gözlerime bile bakamıyordu geçmişte bişi olduğu aşikar dı ama ne olmuştu ki bu kadar korku dolu gözlerle bakıyordu sanki öğrensem kötü olucak gibi hissediyordum derin nefes alıp konuşmaya başladım

-tanıdık geldin bi an galiba ben şaşırdım

Hala donuktu gözlerini kaçırıyordu ama bişi demedim

-daha önce hiç tanışmadık ama keşke tanı saymışım seni

-niye ki

-hiç pişman olmazdım ve seni daha çok severdim

Öyle diyince içimde kelebekler uçuşuyor gibi hissetmeye başladım ona baktım gözleri parlıyordu ona inanmam için hiçbir şey demedım sadece gülümsedim bi anda uykum gelmeye başladı anlam veremiyordum sanki biri bana bişi yapmış gibiydi gözlerim kendiliğinden kapanıyor du bunu anlamış olacak ki beni yavaşça yatırdı anlımdan öpüp iyi uykular meleğim diyip odadan çıktı

 

GEÇMİŞ ZAMAN

 

Yine dayak yemiştim babamdan artık dayanamıyordum artık her yerim acıdan ağrıyordu evden kaçmaya karar vermiştim bunlara daha fazla dayanamıyordum akşam olunca evden gidicektim ufak bir çanta hazırladım kapıdan gıdemezdım babam fark edebilir ve yakalanırdım çarşafları birbirine bağladım ve aşağı sarkıtıp pencereden yavaşça indim dışarısı sesizdı kimseler yoktu hızla koşmaya başladım evimiz ormanlık alanın biraz içerisindeydı ondan sonrası merkeze çıkıyordu karanlıkta hızla koşuyordum önüme gelen ışıkla far görmüş tavşan gibi sona kaldım galiba buraya kadar dı ölecektim ama araba durdu aşağı genç bir çocuk ve sanırım 50li yaşlarda bir adam daha indi babasıydı galiba bana doğru gelmeye başladılar karşılarında dik durdum en fazla dayak yerdım alışıktım zaten yanıma gelip karşımda durdular en sonda dayanamayıp

-ne istiyorsunuz dedim

Yaşlı adam gülümsedi ve şöyle dedi

-evden kactın sanırım böyle başı boş dolaştığına göre

-bundan sizene

-sana yardımcı olabiliriz dedi yanındaki suratında anlamsız bir gülümseme vardı

-nasıl olacak o dedim

-atla arabaya yolda anlatırım

-sana neden güveneyim ki söyle simdi hemen

-tam aradığımız gibi dedi yanındakı yaşlı bunak

- ne diyosun lan sen

-şöyle diyorum bizim sen bize yardım et bizde senin babanı bitirelim

Bu fikir kulağa çok iyi geliyordu ama babamında ölmesini istemiyordum onu kendim öldürmem lazımdı

-siz bana silah verin ben kendim öldürürüm

Yüzünde piç gülüşü vardı inanmıyordu bundan emindim bı süre bekledi silahını uzattı

-al bakalım git öldür

Silahı elimde sıkı sıkı tuttum ellerim titriyordu ilk kez birini vurucaktım ama kendime inanıyordum silahı sıkıca tutup bizim eve doğru yürümeye başladım arkamdan geliyorlardı hızlı adımlarda 15-20 dakikada evet vardım içeri girmek istemedim derin nefes aldım astımım şuan önümdeki tek engeldi ve telefonum çaldı arayan babamdı yüzümdeki gülümseme ile açtım

-efendim babacım

-nerdesin lan sen dayak az geldi galiba

-aa aşk olsun o nasıl söz

-siktirme sözüne nerdesin dedim

-kapıdayım diyip yüzüne kapadım

5 dakika geçmeden kapıdaydı silahı kaldırıp tam anlına tuttum gülümsedi

-beni mi vurucaksın sen

-tam da öyle yapıcam senden kurtulucam

-bugünle beraber kaç oldu kızım

-104 oldu dedim

-baya olmuş tüh peki sana verdiğim ilaçlar

-neyy 

-annenı rüyanda görmelerin bu cesaretin o ilaç sayesinde sen yoksa bir hiçsin

Gözlerim doldu beni ilaçlıyordu ve bunu gözümün içine baka baka söylüyodu öfkem daha da artıyordu en sonda silahı tam kalp hizasına getirdim hiç düşünmeden tetiği çektim 5 el ateş ettim mermi direk kalbine girdi ağzından kanlar akyordu yere düştü gözlerı kapandı yanına gittim cesedine tekmeler savundum hemde ağladım çok agladım onu parçalara ayırıcaktım bana hep öyle derdi simdi ben ona yapıcaktım yaşlı adama döndüm

-bıçağın var mı dedim

Adam bişi demedı kafasını sallayıp cebinden bıçak çıkardı ve bana uzattı hiç düşünmeden bıçağı aldım yanındaki çocuk da şok içindeydı ama bana gülümsüyordu sanki bu bana biraz güven vermişti bıçağı aldığım gibi bi kaç kez daha kalbine sapladım sonra onu dörde böldüm kafasını ,bacaklarını, kollarını bedenınden ayırdım çok kan vardı ama bu beni cok rahatlattı onla işim bitince ayağı kalktım ve onlara döndüm adam sanki yapabilecegımi biliyormuş gibi başını salladı yanındaki çocuk yanıma geldi ve sarıldı noluyo bı türlü çözemiyordum çocuk geri çekildi ve

-özür dilerim dedi hiç bişi anlamamıştım burnuna bir bez tuttu nefesimı tuttum ondan kurtulmaya çalıştım ama baya güçlüydü en sonunda dayanamadım ve gözlerım kapandı

 

ŞİMDİKİ ZAMAN

 

Gözlerimi araladığımda ilk olarak yüzüme sıcaklık vurdu bu sıcaklıkla gülümsedim çok kötü rüyalar görmüştüm artık kendime gelmem lazımdı 2 gün sonra operasyon vardı ve ben daha hiç hazırlık yapmamıştım yavaşça doğruldum ve üzerime siyah tayt be siyah sweatshirt giydim ilk olarak evime gitmem lazım dı kapıyı açtım nerde olduğumu bılmıyordum sormaya fırsatım olmamıştı hızlı adımlarla merdivenlerden indim ve dış kapıyı açtım tam cıkıcaktım ki karşıma bir koruma çıktı

Ve konuşmaya başladı

-bişi mi lazım dı efendim

-hayır sadece evime gidicem

-rızgar beyin kesin emri var dışarı çıkamazsınız

-ne demek çıkamazsın çık önümden

Bı kaç adım attım tekrar önüme geçti

-lütfen içeri geçin yoksa zor kullanmak zorunda kalıcam

-defol git başımdan

Ve o sırada kapıdan rızgarın sesi duyuldu

-ne oluyor burda

-efendım inci hanım dışarı çıkmak istediler bende eve dönmesi için ikna etmeye çalışıyordum

-artık sinirlenmeye başlıyorum bu ne demek oluyor rızgar

Dediğimi umursamadı tamam bekir ben buradayım git sen dedi

Selam verip peki efendim dedi

Ben artık bu ortamdan sıkılmıştım gitmem lazım dı arkamı dönüp yürümeye başladım ki rızgar seslendi

-İNCİİİ

En sonda sinirle ne var diye bağırdım

-eve yürü hiçbir yere gidemezsin

-nedenmiş oo

-ben öyle istiyorum

-senin istemen umrumda değil benim görevim var ve hazırlık yapmam lazım Ayrıca burası benim evim değil

-sen görevden çekildin Cenk'e dün söyledim başkası yapıcak

Sinirden artık gözüm dönmüştü sinirle bagırarak

-sen bana fikrimi sordun mu

- dediğim gibi ben öyle istedim öyle oldu

Sinirden gülmeye başladım

-hm demek öyle

-öyle dedi

-iyi o zaman ekipten ayrılıyorum başka ekibe geçiyorum Cenk'e belirticem

-öyle bişi olmıycak

-görürüz dedim gülerek ve arkamı dönüp çıktım gittim biraz sahile kafa dinlemeye ihtiyacım vardı

 

Sahil'de bir bankta oturmuş simit kemiriyordum bir tane de üçgen peynirlerden almıştım onları yiyordum kafamın üstünde bir gölge gördüm baktığımda rızgar olduğunu gördüm buraya neden geldiğini az çok tahmin edebiliyordum onu çok umursamadım

-inci yürü gidiyoruz

Duymamazlıktan geldim artık gözümde zerre değeri kalmamıştı beni eve kapatmaya çalışan biriydi ondan herşeyi beklerdim kendi çıkarı için beni bile harcandı başımdan gitsin diye konuşmaya başladım

-ekipten ayrıldım artık rahat bırak beni

-ne demek ayrıldım bana sordun muu!

-sen kimsin de sana sorucam sen benım neyimsın daha fazla konuşmadan defol git artık

-şimdilik gidiyorum görüşücez küçük

Diyip arkasını dönüp gitti simidimi de boğazıma dikmişti zaten simidin kağıdını ve peynirın jelatinini çöpe attım ve eve doğru yola koyuldum

 

Yolda giderken bir ara sokağa girdim kulaklıklarımla şarkı dinliyordum ardından öyle bir çığlık sesi duydum ki neye uğradığımı şaşırdım ses arka sokaktan geliyordu silahımı çıkarıp bir göz atmaya gittim bir adam kızın başına sılah dayanış pis pis sırıtıyordu ve kızdan bir gece onla olması için zorluyordu kızda çığlıklarla ağlıyordu sinir beynime kadar çıkmış bir şekilde hızlıca sokağa girdim ve şöyle bağırdım

-çabuk bırak o kızı seni pislik herif

Adam dönüp bana baktı baştan aşağı süzdü ne kadar sinirimi bozsada ses etmedım silahımı yüzüne doğrultum ve gözümü bile kırpmadan ateş ettim biraz karanlık olduğu için adamı karnından vurmuştum adamları adamı arabaya koyup hızla ordan uzaklaştılar bende kızın yanına koştum korkudan titriyordu onu sakinleştirmeye çalıştım

-şşş sakın ol artık sana zarar veremezler

Göz yaşları içinde bana dönüp baktı ve şöyle dedi

-sen iyi misin?

Gülümseyerek yanıtladım

-kötüye bişi olmaz endişe etme

-sen kötü değilsin dedı kız

Bişi demedim ikimizde uzun süre sessiz kaldık sessizliği o bozdu

-adın ne?

-inci adım inci peki ya senin

-yıldız bende

-memnun oldum peki ne iş yapıyosun yıldız

-ha yok 19 yaşında üniversite öğrencisiyim hukuk okuyorum

-ups beni dâva etmezsin inşallah dedim gülerek

Bu dediğim onu güldürmüş olmali ki şöyle dedi

-merak etme sadece suçluları dava ediyorum

-ee bende suçluyum adam yaralama ortalama kaç yıl yatarım

- 1ya da 3 yıla kadar hapis ama bu tacizci veya daha kötülerı için onları öldürenler için değil diyip göz kırptı

Bende söyle dedim

-sen ilerde çok güzel bir avukat olacaksın dedım öyle hissediyordum nedensizce onu kendime daha yakın görmüştüm sohbetmız bitince yıldız bana ağlamaklı bir bakışla sarıldı ve bende onu evıne bıraktım ve kazasız belasız kendi evime gittim

 

Eve geldiğimde çok yorulmuştum duşa girip direk yatmak istiyordum hızlıca merdivenlerı cıkıp bir duşa girdim cıktıgımda alt kattan ses geliyordu kim olduğunu anlamadım hırsız olabilirdi eğer öyleyse soymaya çalıştıgı tek ev olucaktı hızlıca üzerimi giyindim ve silahımı alıp aşağı doğru sessiz ve yavaş adımlarla ilerledim ses mutfaktan gelıyordu silahın güvenliğini çekip yavaş yavaş mutfağa gıttım ve bir anda kapıyı açtım ama karşımda hırsız değil rızgarı gördüm ve sinirle konuşmaya başladım

-senin ne işin var benim evimde

-sanada selam inci dedi gülümseyerek

-yok sana selam fln defol git evimden

-doğru dürüst bişi yemedın şans bir şeyler hazırlamaya geldim ye sonra da yat gidicem

-ben aç değilim ve hemen şimdi git

Beni duymamazlıktan gelerek önündeki işine devam etti

Elindeki bıçağı alıp önüne doğru atıldım yapacağımi tahmin etmiş olamali ki hızlı Bir şekilde geri çekildi delirdigimde nasıl biri olduğumu biliyor du ama yinede neden bana bunu yapıyordu benden ne istiyor bir türlü anlamıyorum severim diye düşünmüştüm ama yok ben kimseyi sevemiyorum hele rızgarı asla en sonunda beni delirtmişti çığlık çığlığa bağırmaya başladım içimdeki canavarı çıkarmaya çalışıyor gibiydim ama olmuyordu iç sesim kendine gel diyordu o olmazsa inci akkurt olmaz diyordu ama artık onu bile dinleyemiyordum olduğum yere çöktüm o sadece şaşkınlıkla beni durdurmaya ve kaza çıkmasin diye uğraşıyordu en sonunda bağırarak ona şöyle dedim

-ya benden ne istiyorsun sesim titriyordu ve yüksek çıkıyordu bunu söylerken boğazım çok ağrıyordu az önce bağırdığım içindi büyük ihtimalle gözleri çok üzgün bakıyordu ama anlamıyordum seviyorsa neden böyle yapıyordu sesi titreyerek bana şöyle dedi

-sen benden gidiceksin buna asla izin veremem üzgünüm diyip arkasından bir bez çıkardı başta noldugunu anlamadim bezi bı anda burnuma bastırdı nefesimi tuttum ama bır dk sonra gözlerim kapandı tek duyduğum rızgarın seni kaybedemem diyişiydi

 

RIZGAR: incinin ev anahtarını önceden çıkarmıştım haberi yoktu ama arada onu izlemek için gelirdim onu çok seviyorum ama sevginin sınırını bilmiyorum sanırım yanımdan ayrılmasın istiyorum önceden tanıştığımızı hatırlar ise tekrar hafızasini silmek zorunda kalacaktım bu benim son istegimdi dün sabah öyle diyince korktum ondan kapıdaki adamına inciyi çıkarmamasini söyledim ama herşeyi mahvettim beni sevebilir di belki şuan nefret ediyor bile olabilir ama olsun onu kaybetmiycem gerekirse eve hapsedicem ama sadece benim olucak diyip ayağı kalktım kafamdaki düşünceleri sildim yanıma bir bez ve ufak bir şişe eter aldım onu uyanık getiremezdim mecbur bayılmam lazımdı cebime onları koyup eve doğru yola koyuldum

 

Eve gelmiştim kapıyı açtım evde değildi bu benim işime gelirdi ilk önce mutfağa gititm aç olmaliyidi belki dışarıda yemeğe gitmişti ama olsun ben yinede ona çorba yapmak istiyordum en son hasta olduğunda yaptığım çorbayı yaptım kendim içirmiştim o anlar aklıma gelince yüzümde istem dışı sırıtma olmuştu tam o sırada inci gelmişti beni gördüğüne pek sevinmişti ama yine sakinliğimi korudum tepki vermedim çok son olarak salata yapıyordum ki elimden bıçağı aldı bıçagi kendine sağlayabilir ve ya kaza olarak birbirimizi yaralayabilirdik sonra bir anda bağırmaya başladı anlamıyordum onu ilk defa böyle görüyordum sanırım bisiler kafasına oturmaya başlamıştı en korktuğum olmuştu galiba ama beni sevmeye başladı bunu maf edemezdim bağırması yavaş yavaş dururken bir anda yere çöktü elinden bıçağı alıp yere çöktüm bezi arka cebimden yavaşça cikardim yere koydum o sırada da inciyi sakinleştirmeye çalışıyordum eteri de yavaşça cikardim ve beze biraz döktüm ve öylece kenarı koydum ve bunu yapmak istemiyordum ama mecburdum inci başta anlamadı ama burnuna bastirdigimda bezi basta cirpindi biraz sonra daha fazla dayanamadı ve kollarımda uykuya daldı saçlarından öpüp şöyle fısıldadım suratına seni kaybedemem bebeğim üzgünüm diyip kucakladım onu ve arabaya bindim onu arka koltuğa bıraktım saçlarına Bir öpücük kondurup arabayi sürmeye koyuldum

 

İnci çok mutluydu rızgar karşısına çıkana kadar rızgar onu kendine bağlamak istiyordu ama inci sadece sevilmek istiyordu rızgar ondan çok şey bekliyordu şimdi inciyi eski dağ evine götürmüştü bir odada uyuyordu kendisi ise de teras katta oturmuş hem sigarasını içiyor hemde düşünüyordu

 

RIZGAR: arabayı eski dağ evimin oraya durdurdum ve arabadan indim derin Bir nefes alıp inciyi de arka koltuktan aldım kucağımda bir melek gibi uyuyordu ona baktıkça yüzümde bir gülümseme oluyordu alnından öptüm ve kokusunu içime çektim yavaş yavaş dağ evine doğru yürümeye başladım eve girdiğimde üst kata yöneldim beraber kalıcağımız odaya girdim yatağı açıp onu yatırdım ilaç etkisini birazdan kaybedicekti belki benden nefret bile edicekti ama olsun buna değerdi üzeri köşede duran battaniye ile örtüm ve söyle Bir baktım melek gibi duruyordu daha da aşık oluyordum elini yana kayıp yataktan sarkıyordu elini tutup dudaklarıma götürdüm ve öptüm daha sonra arkamı dönüp adım adım kapıdan çıkıp kapıyı kapattım

 

İNCİ: gözlerimi yavaş yavaş açtığımda beni siyah bir oda karşıladi siyah şeyler ile dekor edilmiş sade ve şık bir oda ama bı dk burası benim odam değil ben nerdeyim ben bunları düşünürken kapı açıldı içeriye rizgarin girmesi ile nerde olduğumu anladım beni o kaçırmıştı ve buraya getirmişti onla asla konusmuycaktim elinden ne bişi yerdim ne de içerdim bunu o da çok iyi biliyor olması lazım beni o kadar takip etmiş sonuçta yavaş yavaş geldi yanıma oturdu

-iyi misin? Dedi

Ses vermedim

-neden konusmuyorsun dedi bu seferde

Yine ses vermedim o da bişi demeden boş boş baktı bana

 

Kaç saat geçti bilmiyorum hala beni bıraktığı odadaydim artık bikmistim yanımda durup onu görmekten yan tarafta banyo vardı oraya yöneldim ayağa kalktığımi görünce

-nereye dedi

Cevap vermeyip tuvalette girdim ve kapıyı kitledim elimi yüzümü yıkadım biraz kendime gelmek istedim sonra kapı kilit sesi duydum şaşırmadım her odanın yedek anahtarıni cikarcagini tahmin ediyordum ses çıkarmadım yine yanıma geldi rizgar başımı egmistim yüzünü bile görmek istemiyordum cenemdem tutup başımı kaldırdı ve yüzüne bakmamı sagladi yine ses vermedim sonra bı anda dudaklarıma yapıştı ne karşılık vermek istemiyordum ama beni zorluyordu en son dayanamadım ve karşılık vermeye başladım dudakları pamuk şeker kadar yumuşak ve pürüzsüzdü bahar esintisi veriyordu sanki öptükce öpesi geliyordu insanın oda bu fırsattan yararlanıp beni kendine çekti ve elini belime yerleştirdi

 

RIZGAR: incinin uyandığını biliyordum ilaç bu kadar etki etmezdi çünkü odaya gittiğimimde uyanmıştı iyi misin diye sordum onun için endişelenmistim çünkü cevap vermedi çok şaşırdım normalde konuşmadan durmazdi bişi olmuş gibi geldi niye konusmuyosun diye sordum yine cevap vermedi bana kızgın olduğunu burda anladım ama o da beni anlamaliydi ben onsuz yapamazsın o benim yaşam kaynağım gibi bişey o konuşmayınca bende saatlerce onu izledim en sonunda ayağı kalkıp tuvalette girdi elini yüzünü yıkıyordu büyük ihtimalle ama kapıyı kitlemisti bende yedek anahtar vardı onu alıp kapıyı açtım içeri girdim bişi demedi baktı ve sonra başını eğdi bunu yapması çok canımı sıkıyordu o benim kadınımdı kimseye baş egmiycekti bunu ona defalarca söylemiştim yanına gittim ve başını kaldırdım bişi demedi sessizliğini korudu bende onu izlemeye başladım çok güzel bir suratı vardı boncuklu gibi gözleri ufacık burnu onun güzelliğine güzellik katıyordu artık dayanamıyordum onu öpmek istiyordum bişi demesine fırsat vermeden yapıştım dudaklarına başta karşılık vermedi ama dayanamıyacagini biliyordum çünkü o da beni seviyordu o gün evde başına koruma diktiğim için kırgındi sadece ki haklıydida bı anlık karar ile öyle bişey yapmıştım çok pişmandim ama onu çok seviyordum benden gitmesine asla izin vermezdim o benim kaderimdi ondan başkası olmazdı bir süre sonra dayanamadı karşılık vermeye başladı bende belinden tutup kendime çektim ve elimi beline koydum kendimi durduramıyordum öptükce öpesim geliyordu

 

Rızgar onu çok seviyordu canı pahasına hemde ama korkuyordu geçmişi hatırlayip ondan kaçar diye çok korkuyordu inci bisiler hatırlar gibi oluyordu bu onu daha da korkutuyor ve sinirli yapıyordu inci aksine onu sevmeye başlamıştı onun yanında kendini güvende hissediyordu ama o geçen yaptığı onu çok kızdırmıştı onun konuşmaya hakkı yok muydu sanki o onun adına nasıl karar veriyordu bunlar onu delirtiyordu o özgür kalmak isteyen kuş kadar narin bir o kadar da yırtıcı aslan gibiydi onu kimse anlamaz diye düşünürdü bu işlere de o yüzden başladı onu kız çocuklarına yapılan haksızlığı görüyordu adaletin olmadığını da bu onu bir katile dönüştürmüştü onun deyimi ile ise temizleyiciye kızları alıp satan, tecavüz eden ve bir çok suçu olan insanları gözünü kırpmadan gebertip rahatlıyordu o yüzden durmayacaktı rizgara rağmen devam etmek zorundaydı insanlık için

 

İNCİ: uzun bir süre öpüştük birbirimizi birbirimizden mahrum bırakmıştık onunda etkisi vardı ayrıldıktan sonra tuvaletten çıktım ve üst kattan aşağı indim salonda oturup televizyon izlemeye başladım rizgardan arkamdan sırıtarak geliyordu onu görünce benimde yüzümde bir sırıtış belirdi yanıma geldi yanağımdan öpüp mutfağa gitti bisiler hazırlamak için sanırım

 

Rızgar: ne kadar istemesemde onun dudaklarından ayrıldım yüzüme bakamadan aşağı doğru inmesi beni güldürmüstü utanmisti benim güzel kızım onu çok özlemiştim hem yanımda dibimde olsun hiç ayrılmak istemiyordum gülerek bende arkasından inmeye başladım salonda oturmuş televizyondan bisiler izliyordu beni görünce gülümsedi bende yanına gidip yanağını koklayarak öptüm bunu bütün gün sıkılmadan yapabilirdim ama geldiğinden beri bişi yememisti bana olan inadindan artık açıklığını hissediyordum onu öptükten sonra mutfağa doğru yol aldım ne yapsam diye düşünürken onun çok sevdiği kremalı mantarlı makarnadan yapmaya karar verdim onun için tencereye suyu koyup ocağa aldım o kaynarken bende mantarlari doğramaya başladım biraz geçtikten sonra su kaynaşmışti makarnaları içine koydum ve altını biraz kistim o sırada gözüm kapıya çarptı inci yaslanmış beni izliyordu yüzümde bir sırıtış belirdi o anda ve söyle dedim

-istersen gel yakında izle o bunu dememle

-hm olabilir aslında diyip yanımda olan masadaki sandalye ye oturup beni

izlemeye devam etti sonra

-ne yapıyorsun şefim dedi

Gülerek -sevdigin kremalı makarnadan yapıyorum küçük hanım dememle gözleri parladı

-oley be bayadir canım çekiyordu diyip izleyeme kaldığı yerden devam etti en sonunda makarna ve mantar sos hazırdı ikisini birbirine karıştırıp tabaklara koydum ve yanına acı biber çıkardım inci bayılırdı acıya o da heyecanla beni bekliyordu gülümsemeyerek

-al bakalım makarnan tabağı önüne bıraktım

Çatalı alıp yemeğe başladı

-nasil olmuş güzelim

-harika olmuş ya eline sağlık dedi ağzı dolu dolu iken

-afiyet olsun güzelim canın bişi çekince söyle çekinme bida tamam mı

Tamam anlamında kafasını salladı hem canımı izleyip bende makarnadan yemeğe başladım

 

 

 

Loading...
0%