
GÖRÜCÜ
Annem Neriman Teyzeye ters ters bakıp " Sana o iş olmayacak dedim Neriman , attırma tepemin tasını. Ayıp ediyorsun artık" dedi. Neriman teyze bir şeyler geveleyip kalktı masadan . Biz hala Abimler ile bakışıyorduk. Hepimiz şok olmuştu . Alparslan Abi den " Evlenecek misin Özgür " diye bir se çıktı .
O kadar soğuk ve bir o kadar keskindi ki ' evet ' desem oradan cesedim çıkacak gibiydi . Gözlerimi kırpmadan ona bakıyordum . " Hayır " dedim sesim kısık çıkmış olacak ki ayağa kalkıp yanıma yaklaştı " Duyamadım, ne dedin " dedi . Çok yakınıma gelmişti ve tüm masa bizi izliyordu. " Neriman Teyzenin densizlikleri işte , benim bundan haberim bile yoktu . Ne evlenmesi . Yok öyle bir şey" dedim . Sesimi yükselterek . Boğazım ağrımıştı ama duymuştu sonunda. Abim " sen niye buna bu kadar takıldın Alparslan ? Bilirim Özgürü Kardeşin gibi seversin ama elbet bir gün birini sevecek ve de evlenecek ." dedi. Sesinde hafif bir sinir vardı .
Hatice Teyze " Bu işler sırayla önce sen ve Alparslan sonra sıra Özgür ve Ela ya gelir Alparslan ona takıldı kesin. " dedi . Ortamı yumuşatmak için. Ben de şakayla karışık " Abimi evlendirmeden evlenmem valla . Hoş daha evlenme fikrim de yok" dedim. Annem " Ortada aday yok , benim kızın sevesi de yok . Böyle giderse başıma kalacak gibi de hayırlısı" dedi . Alparslan Abi olan biteni dinliyor ama abimle bakışıyorlardı hoş bir bakışma değildi . Kerime Teyze " Alparslan oğlum sen geldin hoş geldin de . Bunca yıl sonra insan merak ediyor ne değişti de geldin?" dedi.
Ben de aslında bunu düşünüyordum bir süredir. Ne dönüyordu ? Neden gelmişti?
Alparslan abi " Öyle olması gerekti , Kerime Teyze . Hem varlığım kime batmış, kimin işine taş koydum ." dedi. Konu yine evliliğe dönüyordu . Sessizce yerimde sindim ve çıtımı çıkarmadan şu konunun kapanmasını bekledim.
Arka planda çok şey konuşuluyordu ama ben odağımı çoktan kapatmış , ağrıyan boğazımı ve başımı düşünüyordum. Sağlam üşütmüştüm . Yavaşça ayağa kalkıp bahçeden ayrıldım.
Hızla eve geçip kendime bitki çayı yaptım. Saçma sapan çok olay dönüyordu. Önce Alparslan Abinin gelmesi sonra görücü meselesi hasta olmam üst üste çok hoş olmamıştı. Her şey bir yana abimin sabah odamda ne aradığını bilmiyordum ve de söyledikleri kafamda dönüp duruyordu.
Sanki bir ilişkiye başlasak ona ihanet etmiş alacakmışız gibi imalarda bulundu , ben de bunu anlamıyordum kimse kimseye ihanet etmiş olmuyordu da bunlar neyin kafasındaydı?
Çayımı alıp odama geçtim .Çok yorgundum ve de çok sıkılmıştım Beni hem yormayacak hem de kafamı dağıtacak bir şeye ihtiyacım vardı . Penceremi açıp odayı havalandırmakla başladım. Boyalarımı çıkarıp masaya yaydım. Tuvalimi çıkarıp karalama bir şeyler çizmeye başladım.
Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama çizim yapmaktan kollarım ağrımıştı. Çayım çoktan bitmiş ellerim ve de kollarım rengarenk boya olmuştu. tuvali olduğu yere bırakıp banyoya gittim. Üzerimdeki boyalardan kurtulup odama geri döndüm . Bu sırada kapım çalındı . Tuvalin üzerini kapatıp kapıyı açtım . Abim di " hadi hazırlan hastaneye gidelim" dedi . Levent abim . Dünden bu yana görmemiştim. Üzerimi değiştirip hazırlandım.
Arabaya binerken annemlerle karşılaştık. Annem , Kadir Abim , Ela ve Alparslan Abi. Annem " Nereye gidiyorsunuz ? " diye sordu . Levent Abim " Hastaneye " dedi. Annem " Ela da sizinle gelsin " dedi. Bakışlarım ela ya kaydı . Gelse iyi olurdu aslında.
Ela " ayakkabılarımı değiştirip geliyorum" dedi . Bir kaç dakika onu beklerken abimler sohbet etmeye başladı . Bana soru sorulmadıkça konuşmuyor yorum dahi yapmıyordum.
Ela gelmiş sonunda hastaneye gelmiştik. Muayene sonrası bir iğne ve bir kaç hap ile çıktık hastaneden . Arabaya geri döndüğümüzde Levent Abim " Sen hasta olmayı nasıl başardın" diye sordu . " Salıncakta uyuya kalmışım "dedim . Abim söyle bir yüzüme bakıp önüne döndü. İnanmamışsa bile sorgulamamayı tercih etmiş ve daha fazla soru sormamıştı.
Eve geldiğimizde saat beş olmuştu , annem ve babam salonda bir şeyler konuşuyorlardı. Levent abim salona onların yanına geçti bense direk odama çıkmıştım. Perdem hala açıktı ve yatağımın üzerinde bir kuru vardı. Karşı evin penceresine kaydı bakışlarım. Eski ben olsaydı , bir an olsun o olmasını isterdi . Şimdiki ben işe o olmaması için içimden dua ediyordum.
Kutuyu açıp içindekileri yatağa döktüm. ilaçlar , sürpriz yumurtalar ve küçük tatlılar vardı bir de not.
" sebep olduğum her şeyi değiştiremem belki ama, sen benim her şeyimsin. Canının yanması beni kahreder"
A.K
Nota bir süre öylece baktım. İçimde bir şeyleri harekete geçirmesi gerekirdi ama yoktu işte , affetsem de o heyecan oluşmuyordu. " Neler dönüyor o kafanda ? Neden geri geldin? Hiç bir bahanen beni tatmin etmeyecek , belki de duymak istediğim şeyi duymayı bekliyorum . Bilmiyorum. Neyse ne " dedim ve bazamın altına eğilip el yordamı ile kutumu çıkardım. Küçük bir sandıktı , minik mini minnacık bir sandık . İçerisi özlem ve gözyaşı ile dolu onlarca anı ile doluydu. Bu kart ta onların yanına eklenecek acı bir anıydı işte.
Kağıdı kutuma koyup kilitledim ve bazamın altına geri koydum . Tam kalkacakken arkamdan bir ses " Demek beni oraya saklıyorsun" dedi .
Buraya ne zaman gelmişti ? Orada olduğunu fark etmemiştim! Ne duymuştu? Yada ne kadarını görmüştü ?
" Saklamıyorum , saklasaydım hala aşık olurdum. Ben seni oraya gömüyorum." dedim ve odamın penceresini kapattım. Birileri görebilirdi.
Ona geri döndüğümde aramızda bir adım kalmıştı. " Olması gerekenden az " dedim . mesafeyi göstererek. biraz daha yaklaştı. " Benim için fazla , bu bile yetmiyor" dedi. Ne yapmaya çalışıyordu? Ya biri içeri girerse!
" Herkes hata yapar ve bir gün affedilir Özgür , beni ne zaman affedeceksin?" dedi . Onu affettiğimin farkında değil miydi?
" Yanlış sordum , kendini ne zaman affedeceksin ? Beni sevmemek için kendine o kadar sert davranmışsın ki yaraların dışarıdan kanıyor ... Saramıyorum! Görmek canımı yakıyor! " dedi . Sözlerinde samimi olduğu gözlerinden belli oluyordu ama içimde bir şeyler onu kabul etmiyordu artık.
" Seni unutmayı öğrenmek zor oldu , yıllarca emek emek kanımla ördüğüm o duvarı bir gelişinle yıkmana izin veremem. Kendime gelirsek affedeceğim kendimi , yine seveceğim , yine aşık olacağım ama sana değil Abi . Artık değil ... " dedim . Ona bakmamak için etrafta gözlerimi gezdiriyordum. Derin bir nefes alıp " Sende sev , aşık ol, evlen , mutlu ol ... Zaten tüm bunlar için hiçe saymamış mıydın beni , amacına çok yakınsın artık . Tükürdüğünü yalamanın sırası değil " dedim . Gözlerine bakarak.
Dumura uğramıştı, beklemiyordu . Her zamanki gibi yine istediğini yapacağımı sanıyordu . Bu defa değil ! Biz birbirimize kitlenmiş susarken kapı çaldı " Abim , müsait misin? Gelebilir miyim?"
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |